Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları

  • *
  • İleti: 558
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#45: 29 Mayıs 2019, 07:22:13
VOLTALAMANIN FİZİĞİ

Daha önce bu konu hakkında birşeyler yazmıştım. Bir babanın veya vincin veya koç boynuzunun etrafına halat voltaladığınızda en önemli şey TUR SAYISIDIR ve ağırlığı taşıma etkisi yarıçaptan bağımızdır. Sadece ne kadar döndüğünüz önemli...

Bugün eski üniversiteme uğradım, labda arkadaşlar yardım etti sağolsunlar küçük bir video çekerek deneyini yaptım. Şuradan erişilebilir:

https://youtu.be/aRTSZU1j1yo

Videonun linkinde de bu işin teorisi anlatılıyor, ipin üzerindeki gerilim sarma açısının ve sürtünme katsayısının çarpımı ile değişiyor... çok sezgisel birşey değil...

Önemli bir nüans videoda da bahsettim: ipin yüzeye iyi tutunabilecek kadar oturduğunu varsayıyoruz bunun için. Kalın bir halatı orantısız derecede ince bir vince sarıp bunun olmasını beklemek olmaz...

Doğan Kaptanım,

Senin deneyde çapa bağlı değil 6,5 sarım olmalı diyorsun. Vinç sektöründe kanca aşağıda iken tambur üzerinde minumum 3 sarım olmalı kuralı vardır. Burada tamburun çapının büyük olmasından mı kaynaklı?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1631
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#46: 29 Mayıs 2019, 07:23:02


Doğan reisim , eğer bu çapa göre değişken olsaydı o zaman sürtünme kuvvetinde de sürtmeme yüzeyini hesaba katmamız gerekmez miydi zaten ? F sürtünme = kuvvet x sürtünme katsayısı formülünden yola çıkarak sordum. Teşekkürler paylaşım için.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Anladım demek istediğinizi Oğuzhan kaptanım, ancak bu sarılma probleminde yük düzgün bir şekilde dağılmıyor çubuk etrafına gittikçe zayıflıyor, dolayısıyla dediğiniz prensipten yola çıkarak bu etkiyi kestirebilmek (en azından benim açımdan) çok kolay değil.

Videonun altında verdiğim linkte walter lewin adım adım çıkarılışını gösteriyor 22. dakikada. Ben ilk gördüğümde şaşırmıştım açıkçası yarıçapın sadeleşmesine
Tekrar izleyeceğim . Teşekkür ederim Doğan reis.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 938
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#47: 29 Mayıs 2019, 08:23:00
Zafer abi, senin soruna alakalı olarak aşağıdaki görseli çizdim, bu hem deneyi hem de vinç olayını açıklıyor.



Burada büyük M topun kütlesi yani 100 gram. Teta da sarma açısı, ama bu açının biriminin RADYAN cinsinden yazılması şart. Benim durumda 6 tur 6 x 2 x pi gibi yazılıyor yani. Bu da 37,7 ediyor. Mü ile kast edilen de sürtünme katsayısı buna da 0,2 gibi bir şey atalım benim deney için. 37,7 x 0,2 = 7,5 oluyor.
Bunu da e'nin yani 2,718'in üzerine koyuyoruz sonuç 1808 gibi büyük bir rakam çıkıyor. Yani 100 gramlık topu 0,05 gram gibi miniminnacık bir kuvvet dengeleyebiliyor. Bunu da işte öbür taraftan sarkan ipin kendi kütlesi gibi düşünebiliriz.

Vinç örneğinde vinçlerin yüzeyleri tırtıklı ve sürtünme katsayısı yüksek yapılıyor. Biz yine de temkinli davranıp sürtünme katsayısına 0,5 gibi orta bir değer verelim. Bu durumda yukarıdaki oran:
eğer 1 tur attı ise: 23 
eğer 2 tur attı ise: 535
eğer 3 tur attı ise: 12.391

gibi oranlar çıkıyor. Yani yelken 2 tonla çekse sen de sadece 2 tur voltalasan 4 kiloluk kuvvet yeterli olur onu tutmaya. 3 tur voltalsan serçe parmağınla tutarsın  :)

Burada çok önemli bir nokta bu işin prensibi sadece DURDURMA ve KONTROLLÜ SALMAYA yarar elbette. ÇEKMEK istersen bambaşka bir durum, bu sefer bütün o oran ALEYHİNE işlemeye başlar. (Yani 4 kiloyu çekmek için 2 ton vermen gerekir gibi...) O yüzden vinç dediğimiz tasarım mükemmel zekice yapılmış birşey, bir tarafa dönmüyor o yönü kontrollü salmak ve durdurmak için kullanıyoruz. Diğer tarafa ise dönebiliyor, döndüğü zaman zaten bambaşka bir fizik var, bu sefer doğrudan kaldıraç prensibi ile çalışan vinç kolu ve içindeki dişliler çalışarak mekanik avantaj veriyor.

Yine vinçlerde önemli bir nüans var. Eski tip vinçlerde çekmeye çalışırken birinin halatın ucunu tutması gerekirdi, çünkü kaymayı engellemek için bir miktar da olsa kuvvet lazım. Yani bir vinci iki kişi kullanırdı. Yarışçılar hala böyle yapıyor. Self tailing dedikleri kıstırmalı tip vinçleri icat ettiler sonra çok şükür bu dertten kurtardılar. Bir ucunu kendi üzerine kıstırıp tek kişi çalışabiliyoruz.

Tekne benim gözümde nasıl eğlenceli bir laboratuar anlatamam...  :) :) :)   
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#48: 29 Mayıs 2019, 17:17:37
Bende konuyla alakalı güncel uygulamamı paylaşayım. Kayığa hala böyle binip iniyorum. Klavuz halatı boşta volta ederek. Benim kayığı 7 tur kurtarıyor.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 91
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#49: 29 Mayıs 2019, 19:18:04
Yolculuklarda rapala ile balık tutabilmek için çıkrık, kamış gibi donanımlarınız yok ise aşağıdaki basit sistem işe yarıyor.
Misinayı seyir halindeyken yeterli kaloma verdikten sonra boşta olan vinçlerden birine tersten (saat yönünün tersine ) birkaç tur sarın.Tur sayısını denize giden kısmı elle hafifçe çektiğinizde vinçle beraber dönecek şekilde belirleyin.Balık geldiğinde vincin sesi sizi uyaracaktır.
Rastgele.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 938
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#50: 29 Mayıs 2019, 20:20:11
Yolculuklarda rapala ile balık tutabilmek için çıkrık, kamış gibi donanımlarınız yok ise aşağıdaki basit sistem işe yarıyor.
Misinayı seyir halindeyken yeterli kaloma verdikten sonra boşta olan vinçlerden birine tersten (saat yönünün tersine ) birkaç tur sarın.Tur sayısını denize giden kısmı elle hafifçe çektiğinizde vinçle beraber dönecek şekilde belirleyin.Balık geldiğinde vincin sesi sizi uyaracaktır.
Rastgele.

Çıkrık almadan önce düşünseydim bunu keşke... teşekkürler Sedat kaptanım...  :)xx
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 235
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#51: 30 Mayıs 2019, 08:14:44
 Gerçekten güzel bir fikir.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#52: 30 Mayıs 2019, 14:20:33
Yolculuklarda rapala ile balık tutabilmek için çıkrık, kamış gibi donanımlarınız yok ise aşağıdaki basit sistem işe yarıyor.
Misinayı seyir halindeyken yeterli kaloma verdikten sonra boşta olan vinçlerden birine tersten (saat yönünün tersine ) birkaç tur sarın.Tur sayısını denize giden kısmı elle hafifçe çektiğinizde vinçle beraber dönecek şekilde belirleyin.Balık geldiğinde vincin sesi sizi uyaracaktır.
Rastgele.

Güzel fikir, sağol Sedat Abi hiç düşünmemiştim.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 291
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#53: 30 Mayıs 2019, 15:11:56
Vinçleri kendi üstlerine gelen halatlar ve yüklere göre kullanırsak genelde zaten bu yukarıda açıkladığınız yükler vs önceden hesaplanmış olduğu için fazla sorun olmuyor. Asıl sorunlar herhangi bir başka yerden getirilecek halatı ve yükü o vince uygularken karşılaşıyoruz. Buradaki konu vince uygun olmayan kalınlık veya incelikteki halat olabileceği gibi halatın vince giriş açısı da olabiliyor. Özellikle vinç seviyesinin üstünden gelen halatları üzerine voltaladığımızda halatın tüm yükünün vinç kapelasının yukarı doğru gevşemesine engel olan basit bir mekanizma veya dişliyi (genelde segman) kırması ile halatın boşa çıkması, yükün gevşemesi hatta asılı olan bir motorun suya düşmesi gibi istenmeyen sorunlar ile karşılaşılabiliyor )))
Eğer halat vince uygun olan kendi donanımdaki halat ise 3 tur yeterli. Daha ince halatlarda daha fazla tur sarmak gerekebilir.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 235
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#54: 30 Mayıs 2019, 20:36:07
Bu da iyi bilgi. Sağ olasın Mehmet.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 938
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#55: 31 Mayıs 2019, 00:34:27
ÖLÇEKLEME ARGÜMANLARI

Gece uyurken bir büyücü geliyor, sizi, evinizi ve evin içindeki her şeyi tam iki kat büyütüyor. İki kat derken her boyutu kastediyorum, eniniz, boyunuz, derinliğiniz. Aynı şekilde yatağınız, yorganınız, odanız, eviniz vs… Soru şu: sabah uyandığınızda bunu fark eder miydiniz?

Cevap: Elbette! Her boyutum iki kat büyüyorsa hacmim 8 kat artacaktır, yoğunluğumun aynı kaldığını farz edersem kütlem de 8 kat artacaktır. Ama ayaklarımı bastığım ALAN sadece 4 kat arttı. Dolayısıyla ilk hissedeceğiniz şey ayaklarınızda muazzam bir ağrı olur. Basınç iki katına çıkmış durumda çünkü. Kendinizi zar zor yataktan çıkarıp salona gittiğinizde avizenizi kopmuş, yerde görebilirsiniz aynı sebepten dolayı, onu taşıyan zincirin kesiti 4 kat arttı ama kütlesi 8 kat, dolayısyla taşıyamadı, vs... böyle ipuçları ile bir terslik olduğunu hemen farkederdiniz…

Galileo Galilei buna benzer ölçekleme argümanları kullanarak hayvanların boyları ile kemik kalınlıkları arasında ilişkiyi kurmaya çalışmıştı 17. yy’da... Bir filin ayaklarının gövdesine nispeten ne kadar geniş olduğunu farketmişsinizdir. Ağırlığı taşıyabilmek için ayaklar fazladan geniş olmalıdır… Bir farede aynı oran çok çok daha küçüktür. Galileo buradan yola çıkarak hayvanların mümkün en büyük ölçülerini bulmaya çalışmıştı, çünkü belli bir boyuttan sonra hayvanın sadece kemikten ibaret bir kütle olması gerekiyordu. (Bazı büyük dinazor tasvirlerinin devasa kalın ayaklarını düşünün…)

İşte buna benzer bir düşünce şekli her yerde kullanılabilir ve hiç tahmin edilmedik etkileri ön görmemize fırsat verebilirler. Mesela kuşlar küçüldükçe neden daha hızlı kanat çırparlar? Güvercin fıt fıt fıt diye uçarken arı kuşu pırrr diye uçar… Cevabını merak ediyorsanız çok eskiden karaladığım şu yazıma bakabilirsiniz:

http://fizikkaralamalari.blogspot.com/2012/04/nefis-bir-olcekleme-sorusu.html

Ölçekleme argümanları çok basittir ama çok güçlüdür. Denizcilik bağlamında bunu birçok yerde kullanabiliriz. Bu yazıyı sadece bir metod yazısı olarak düşündüğümden sadece bir örnek inceleyeceğim. Sonraki konularda (özellikle çapa ağırlığı meselesinde) dönüp dönüp buna atıf verebiliriz.

Şimdi çok kabaca bir hipotez atalım ortaya ve deneyelim: “Yatların deplasmanı ortalama olarak boylarının kübü ile orantılıdır.”  (Yukarıda söylediğim sebeten dolayı)

Bu hipotezi test etmek çok kolay: sailboatdata.com a girdim ve arama kısmına bilinen bir marka olan Bavaria yazdım. Sonra da bir excel tablosuna 26, 33, 35, 39, 42, 46, 51, 54 ft boylarındaki modellerin boylarını ve deplasmanlarını girdim. Boy sütununun kübünü alıp deplasmana karşı grafiğini çizdirdim.



Fena görünmüyor değil mi? Korrelasyon katsayısı 0,99 yani fonksiyon olarak doğrusal ilişkiyi çok sevmiş demek bu... Demek ki ölçekleme argümanım işliyor gibi, buradan cesaret alarak başka şeyler söyleyelim o zaman:

Teknenin boyu iki kat olduğunda deplasmanı 8 kat oldu ancak yüzey alanı (ve ıslak yüzeyi) 4 kat arttı. Bu ne demek? Belli bir hızla giderken yol kestiğiniz zaman boyu iki kat büyük olan tekne 4 kat büyük sürtünme kuvvetine maruz kalacak ancak kütlesi de 8 kat büyük olduğundan yavaşlama ivmesi 2 kat daha düşük olacak (F = ma). Yani çok daha uzun sürecek yavaşlaması. (Burada sürtünme kuvveti hıza da bağlı olduğundan doğrusal bir yavaşlama yoktur o yüzden şu kadar zamanda bu kadar kat daha azaldı gibi konuşmak yerine hızının şu kadar KESRİNE iki kat daha uzun zamanda düştü denilebilir, teknik bir detay...)
 
Büyük teknelerde çok daha önceden yol kesmemiz gerekiyor demek ki. (Devasa gemiler miller öncesinden boşa alırlar.)

Bunu tersinden de düşünebiliriz. Tekne üzerine etkiyen rüzgar veya dalgaların yarattığı kuvvetler de alan ile orantılı olduğundan yine aynı mantıkla büyük teknelerin bu tip etkilere (rüzgar sağanakları, dalga çarpması, vs.) karşı daha ATALETLİ durduğu söylenebilir. Çünkü kütlelerindeki büyüme alanlarındaki büyümeden fazladır. 

Burada akla gelebilecek bir diğer hususiyet de yelken performansı. Yine kaba varsayımlarla ilerleyelim. Tekne iki kat büyüdü her şeyiyle, direk arma filan. Yelken alanı 4 kat artar. Peki performans ölçümüz ne olacak? Şu meşhur SA/D oranını alalım mı?
(Bu oranın nasıl hesaplandığını merak edenler için daha önce şurada yazdım: )

https://heyamolahey.com/yelkenli-tekneler/sad-(yelken-alani-deplasman)-orani-hakkinda/

Pay ile payda ikisi de aynı oranda artar ve SA/D değişmez !! (İsteyen yukarıda söylediğim tekneler için sailboatdata.com a bakabilir kontrol edebilir bunu…) Bu ilk başta şaşırtıcı bir sonuçtur. Büyük tekne ile küçük tekne aynı hızda mı gidiyor diye düşünebilirsiniz ancak demin yazdığımız gibi büyük tekne olumsuzluk yaratabilecek her türlü kaotik etkiye karşı küçük tekneye karşı çok daha mukavim ve ataletlidir.

(Mustafa Ertör abimiz 30 ftlik Baba Tunca’sıyla Bodrum Cup İstanbul Challenge’da hayvan gibi guletleri geçip harikalar yaratırken fizik kanunlarına çok aykırı birşey yapmıyordu esasında, ama Burak Döneray, Ahmet Kabaalioğlu ve Leo Kolff'den oluşan muhteşem ekip kesinlikle çok daha DEZAVANTAJLI ve ZORLU şartlarda mücadele ettiler, bir de bu gözle bakıp tekrar tebrik etmek lazım kendilerini… )

Neyse efendim ölçekleme argümanları cebimizde dursun, dönüp dönüp kullanabiliriz… Bu gecelik bu kadar… Güzel yazı oldu sanki...   :P
  • IP logged
« Son Düzenleme: 31 Mayıs 2019, 16:53:56 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 232
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#56: 31 Mayıs 2019, 08:03:28
Bundan sonra Doğan Hoca Reis’in yazılarına sabah uyanınca bakmayacağım. Kalan nöronlar da yandı beynimde :)
  • IP logged
BALIM SY

n

nuri_kongur

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#57: 31 Mayıs 2019, 09:35:57
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#58: 31 Mayıs 2019, 09:40:23
Çok güzel bir bilgilendirme yazısı olmuş, bir kısmını pratikte biliyoruz ve uyguluyoruz ama birde hesabını kitabını duyunca daha bir yerine oturuyor bilgiler.
Yarışlarda sanırım sizin bu yazdıklarınızın bir kısmı kullanılarak rating hesaplarını yapıyorlar. Tabi anladığım kadarıyla başka şeylerde ekliyorlar.

Bu arada müsadenizi alarak , çarkçıbaşı yetkisinin bir avantajını da kullanarak Baba Tunca'nın 26 ft olarak anımsadığınız boyunu 30 ft olarak değiştiriyorum.

Elinize sağlık, tekrar teşekkürler
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 938
Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
#59: 31 Mayıs 2019, 09:51:15
Evet Ahmet Reisim, sonra farkettim sürçmeyi, değiştirmek için geç olmuştu. Özür... Leo Reisin de soyadını hatırlayamadım.
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

 
Yukarı git