Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: EŞLERİMİZİN DENİZDEN KORKMALARINA BİZ Mİ SEBEP OLDUK.?

  • *
  • İleti: 1343
Bugün pazar,hava çok güzel,sıcak ama terletmiyor.12-14 kont arası çok güzel rüzgar var.Tam yelken yapılacak hava.Şimdi eşimle tekneye gitsek ,hiç bir hazırlığa gerek yok.Her şey çalışıyor durumda.Halatları çöz ,yelkenleri aç,adalara doğru uça uça seyre başla.Burgazada'da mola,biraz birşeyler ye,Çayını kahveni iç.Sonra yine aç yelkenleri,Sevdiğinle sohbet, muhabbet keyifle seyir yap.
 
 Olur mu..? Olmaz.Çünkü hanım gelmez.
 Niye gelmez? Çünkü korkmuş.Güvende hissetmiyor.
 Bunda senin suçun var mı?Var tabi.Hem de çok.

Haydi durumu inceliyelim.
Tek dertli ben değilim biliyorum.
 Hanım niye gelmez.Ne yaptık?Ne yapsaydık?Bundan sonra ne yapabiliriz?
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1631
Uça uça giderken biraz da yata yata gidiyor diye olabilir mi abi.?


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1343
12-14 knotta ne kadar yatar Oğuzhan  Reis.
Konu ilerledikçe yazacağım.40 knot rüzgarda hanımın beni dümene bağlamışlığı var.Hatalar dediğim onlar esas.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1049
Bazı başka nedenler dışında (uçak korkusu, örümcek korkusu gibi deniz dalga korkusunu ayrı tutarak), bizim tecrübelerimiz ile onların tecrübeleri arasnda çok açıklık var. Bu daha yüksek tecrübe bize güven verip, bazı unsurları haliyle gözardı etmemizi, önemsememizi sağlarken, bu durum onlar için çok endişe verici olabiliyor.

Bizlerin eşlerimizden ayrı, okuduklarımız, izlediklerimiz, düşündüklerimiz, seyirlerimiz aramızdaki farkı çok açıyor. O nedenle onları endişelendiren hususları hissedemiyoruz, önemsemiyoruz, anlamıyoruz. Bu da daha fazla huzursuzluk yaratıyor. Haklı olarak da huzursuz oldukları bir ortama niye gelsinler ki?
  • IP logged
« Son Düzenleme: 05 Mayıs 2019, 12:19:36 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Tek dertli ben değilim biliyorum.
 Hanım niye gelmez.Ne yaptık?Ne yapsaydık?Bundan sonra ne yapabiliriz?

Evet abi tek dertli sen değilsin. Benim sorun direkt benden kaynaklı, toparlayayım ben de yazayım.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1343
"Bizlerin eşlerimizden ayrı, okuduklarımız, izlediklerimiz, düşündüklerimiz, seyirlerimiz aramızdaki farkı çok açıyor. O nedenle onları endişelendiren hususları hissedemiyoruz, önemsemiyoruz, anlamıyoruz. Bu da daha fazla huzursuzluk yaratıyor. Haklı olarak da huzursuz oldukları bir ortama niye gelsinler ki?"

Bu çok önemli bir tespit Mehmet Reis.Deniz tutkumuz eşlerimizden önce başladı ve keşke birlikte başlasaydı.Biz onların korktuklarını korkulacak değerde bulmuyoruz.Anlamıyoruz.Bizim bilgi ve tecrübe birikimimizde değiller.Ama öyle sanıyoruz.En azından bizim korkulacak birşey yok dememize inanmalarını,bize güvenmelerini istiyoruz.Korkmaya devam ettiklerinde asabileşiyoruz.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 05 Mayıs 2019, 16:45:32 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1343
Bende de çok.anı var .Hatalarla dolu .Aklıma geldikçe yazacağım.Hatta anılar üzerinden "böyle davrandım.Sizce nasıl davranmalıydım ? ''diye soracağım.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1049
Şöyle bir örnek vereyim, kenarda dursun:

Zamanında, Kalamış koyundan çıkarken, rüzgarsız denizde, sadece kafadan gelen ölü dalgadan rahatsız olup “dönelim” diyen eşim, sonraki zamanlarda Ege’de dolaşmaya başladığımızda, “yarın hava 20 esecekmiş yolda” dediğimde, “iyi hafifmiş” diyordu.

Şimdilerde tekrar Hisarönü gölüne alıştı, dalga stres yaratmaya başladı.

Ama geçenlerde bir tatilde, Marmaris’ten çıktık, sakin sakin, Kadırga Burnu’nu döndük. Kafadan gelen hava ve dalga sebebi ile zar zor ikna ettim, Çiftlik’e kadar gitmeye...

Ertesi gün aynı havada, kızımla beraber teknenin burnuna oturmuş, teknenin kafası suya daldıkça yükselen suyu ağızlarıyla yakalamaya çalışıyorlardı.

Mesele, tempo, alışma, yaşama... gibi tam doğru kelimeyi bulamadığı şey
  • IP logged
« Son Düzenleme: 05 Mayıs 2019, 16:46:55 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 1343
Cemre yi satın aldıktan sonra esaslı bir bakımdan geçirdim..Bence artık eşime tekne gezisi teklif edebilirdim.
Haftasonu hanımla birlikte tekneye gittik.Halatları çözdüm ve limanın dışına motorla çıktık.Ee,teknemiz yelkenli ben de okadar eğitim almışım.Pek tecrübem olmasa da ehliyetim var.O halde yelken açılacak.Ben de hemen cenovayı açtım.Bu arada rüzgar var mı ya da  yok mu?baktığım yok.Cenova bir anda rüzgarla doldu.Cemre küpeştesine kadar suya girdi.Tekne ileri doğru hareketlendi.Hanım çığlık çığlığa Mustafa fren yap diye bağırmaya başladı.Ben de bunun freni yok diye bağırıyorum.Önümüzde balık tutan oltacı kayıkları var hızla üzerlerine gidiyoruz.Telaş,korku bağırış çağırış,panik.... bir şekilde kayıklara çarpmadık.Cenovayı kapattım.Motoru çalıştırdım.Hanımın talimatıyla doğruca barınağa döndük.Daha sonra yıllarca tekneye gelmedi.Bu arada ,
Niçin yattı okadar tekne?
Hep yatar mı böyle ?
Oltacı kayıklarına çarpsaydık ne olurdu?
Acil durumda tekneleri nasıl durduruyorlar?
Yelkenliler devrilir mi?
..........??gibi bir sürü soruya cevap vermek zorunda kaldım..
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Mustafa reisim ,

Çok güzel başlık olmuş , ben şanslılardan yanayım ve denizi tekneyi çok sever ben zımparayı yaparım verniği zehirlisini kendi yapar . Yalnız gelin görün ki beraber batmamız kendisi de çok ayrı bir travma yarattı , denizde bana karşı olan güvenin sarsılmasına sebep oldu . Esasında buna bende sebep oldum batarken , can yeleğini giy ama batmayacağız deyip batmamız bana olan güvenin sarsılmasına sebep oldu . Üstünden çok uzun süre geçmesine rağmen arada hala bana hani batmayacaktık bak battık diye şakayla karışık laf söyler . Çok yakında bir aksilik olmazsa tekrar tekneye bakmaya başlayacağız bakalım ikinci perde bana ve bize neler yaşatacak merakla bekliyorum   :).


Bunlarla birlikte Mehmet reisin verdiği bu örneğe katılmamak elde değil

Şöyle bir örnek vereyim, kenarda dursun:

Zamanında, Kalamış koyundan çıkarken, rüzgarsız denizde, sadece kafadan gelen ölü dalgadan rahatsız olup “dönelim” diyen eşim, sonraki zamanlarda Ege’de dolaşmaya başladığımızda, “yarın hava 20 esecekmiş yolda” dediğimde, “iyi hafifmiş” diyordu.

Şimdilerde tekrar Hisarönü gölüne alıştı, dalga stres yaratmaya başladı.

Ama geçenlerde bir tatilde, Marmaris’ten çıktık, sakin sakin, Kadırga Burnu’nu döndük. Kafadan gelen hava ve dalga sebebi ile zar zor ikna ettim, Çiftlik’e kadar gitmeye...

Ertesi gün aynı havada, kızımla beraber teknenin burnuna oturmuş, teknenin kafası suya daldıkça yükselen suyu ağızlarıyla yakalamaya çalışıyorlardı.

Mesele, tempo, alışma, yaşama... gibi tam doğru kelimeyi bulamadığı şey

  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Bu konuda ben şanslıyım galiba.Karım benimle birlikte nefesli dalış yapar 15 metreye iner,tüplü dalış yaparız çıkmaz istemez,yamaç paraşütü ile uçarız havada  keyiften nara atar,Benim kullandığım PİPER L18 uçağında yanımda oturur  ben kullanacağım ben indireceğim der.Dağlarda yürüyüş yaparız şu taraftaki yamaçlara da gidelim der.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 938
Mehmet Reis'in tespitlerine ben de katılıyorum.

Tekneyi ilk aldığımız zamanlar, doçentlik sınavını yeni geçmişim, o gece kutlama yaptık kendi aramızda; kutlama dediğim de yemek yedik dışarıda işte. Keyfim yerinde hadi dedim yarın Yalova'ya gidelim, bak pazar varmış. Tamam dedi...

Çocuğu da aldık, daha çok acemiyim, teknenin de acemisiyim ayrıca. Güzel güzel giderken az yelken açayım dedim rüzgar varla yok arası ama körfezin ortalarında da bir iki ölü dalga gelmeye başladı. Bizim eşek sıpası durmuyor bir aşağı bir yukarı çıkıyor Dilek de peşinden, aşağıda tabii deniz tuttu, ben yatıyorum dedi baş kamaraya yattı. Çocuğu da kovdu yanından kötü hissediyor, tekne sallanıyor saçma sapan, bir yandan yelkeni kapat, bir yandan motor webasto dirseğinden hava yaptı, tekliyor bir yandan çocuk zırlıyor onu sakinleştiriyorum. Bayağı bunaldım. Yalova'ya varınca kendimize geldik, pazara gittik gezdik filan, dönüşte dönmem demedi yine bindi tekneye, bu sefer full motorla ama hava probleminden dolayı düşük devirle problemsiz geldik. Aklımda yer etti bu hatıra halbuki hiç büyük birşey değil.

Aylar sonra 20 knot havada 20-30 derece yatık vaziyette yabana atılmayacak bir dalgada havuzlukta çocuk kucağında uyurken elinde telefonla gayet rahat takılıyordu. Yani sevmiyor değil, elbette kötü hatıralar etki ediyor insana o yüzden en uygun havalarda yavaş yavaş alıştırmak lazım... Olacağı varsa oluyor, olmayacağı varsa da olmuyor zaten ne yapsanız...  :)

  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 117
Soruyu sanırım Mustafa Ertör bu açıdan sormamıştı ama ilgili biraz.
Eşlerimizin korkularının tek sebebi ilk akla gelen konu değil.  Daha doğrusu, deniz korkusu yanında teknede olma korkusu.
Hiç alakasız gibi görünen bambaşka bir husus. En azından bazıları için. Bir çok arkadaşımın eşinden benzer şey duydum.

"Keyfe mi çıkıyoruz hizmete mi?" Çoğunuza yabancı gelmemiş olmalı.

Hele bir de çocuklar varsa, bir de misafir varsa "gelsin kahvaltı, gitsin öğlen rakısı, gelsin akşam yemeği keyfi, oo gün batımı kahvesi de ne iyi gider" vs

Özellikle mezeler, akşam üzeri hazırlıkları, kahvaltılarda erkeklere biraz rol düşecek, misafirler iş paylaşımı yapacak, mutfak seyir ön hazırlıkları planlı yapılacak. Hele bir de maksimum 2-3 günde bir iskeleye uğranır da tekne dışı duş alma imkanı yaratılırsa korkunun bu kısmını yenmek mümkün.

Asıl konuya gelelim, bana bu işleri bulaştıran dostum ilk tanıştığımda teknesi yan yatmış giderdi, yalnızken yan yatmış giderdi, çoluk çocuk ile yan yatmış giderdi. Bu gün hala yan yatmış gidiyor. Tekneye 4 bira, 5 litre su, 4 sandviç atmak onun için yeterli. Sonrasında gelsin rüzgar, yatsın tekne.. Eşi ise her yaza girişte beti benzi atmış, "lanet olsun" diyor.. Ne kadar sürdürülebilri, daha doğrusu aile ile ne kadar sürdürülebilir tartışılır. Sportif yelken ile aileyle denizde yaşam ayrı düşünülmeli.

Ben motosiklet deneyimimden bahsederek örnekleyeyim. Sadece sırt çantalarımızla nerede viraj oraya kaç, yata yata dal virajlara, vardığın yerde de at kendini pansiyona keyfini 3-4 kara kafa yapardık. Eşlerle seyahat ise yan çantaları, topcasei doldur, mümkün mertebe "konforlu ve mutedil sürüşle keşfe çık, mümkünse romantik otellerde kal" moduna girerdik. İlkine eşle çıkmak o hayattan tamamen soğutmak anlamına gelirdi çünkü.

Yelkencilik, sportif yelkencilik, denizde yaşam hatta marinada yaşam çok yakın kavramlar  ama kadınlar için aralarında dağlar kadar fark var.
Sportif olarak yelkenden zevk alan kadınların durumu ayrı. Benim tanımladığım durum, yelkenci erkek ve ona eşlik eden "yenge" örneği..

Diğer yandan kadınlara da biraz görev düşüyor. Şöyle arada bir rüzgarı aldı mı "hadi ben içeriyi neta edeyim de azalım biraz" deyip, reisi biraz mutlu etmek için azcık da taviz vermeli. Reisi tamamen yalnız bırakacak kadar kaprise de gerek yok.. Diyelim.. Bakalım eşim de okuyacak mı burayı.. Yüzüne direk söyleyemedim, dolaylı mesaj vereyim..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 938
Çok güzel konu açtın valla Mustafa Abi, tüm yazılar dolu dolu okunası...  :)
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 558
Benim hanımın denizde korkmasına en büyük nedeni bana bir şey olursa kendisini çaresiz olarak görüyor.Karada olursa yardım isteyebilirim ama denizin ortasında ne yaparım korkusu

Israrla araba ve tekneyi kullanmayı istemiyor

Yelken açılmazsa çok mutlu, teknede başkası varsa daha da mutlu ,kendini güvende hissediyor. :)

Birde dönüşte benim alkollü olmamım verdiği tedirginlikten dolayı gelmiyor

  • IP logged

 
Yukarı git