Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: ----ATHAR----

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#45: 31 Ocak 2019, 20:32:23
Bu yazı dizisi boyunca, Athar’ın anne babası ve daha eski kuşak akrabaları hakkında oldukça detaylı bilgiler verdik. Hatta Osmanlı arşivlerinde Athar Bey’in babası Asaf Bey’in ciddi anlamda izini sürdük, çok değerli belgeler edindik, bunları sanırım Türk amatör denizcilik camiasında ilk defa dile getirdik, paylaştık. Annesi Seniye Hanım’ın Sultan Abdülaziz dönemine kadar giden tarihine tanıklık ettik, anne tarafından akraba olan usta gazeteci Hıfzı Topuz’la görüşme imkanı bulduk, belki de gün ışığına hiçbir zaman çıkmayacak detayları kağıda döküp ölümsüzleştirdik. Asaf Beyin adını taşıyan bir sokağı bulduk, kimsenin bilmediği bu bilgiyi de köşemizde ilk defa paylaştık.

Bu bölüm ise çok özel olacak. Çünkü Athar Beşpınar’ın son dönemlerine bir evlatmışçasına eşlik eden çok kıymetli bir İstanbul hanımefendisi misafirimiz oluyor. Athar Bey’in soyundan hayatta kalan tek temsilci olan torun Asaf Beşpınar kardeşimizle tanışmıştınız. Bu bölümdeki konuğumuz torun Asaf’ın annesi, yani Athar Beşpınar’ın gelini olan Neslihan Hanım. Anadolu yakasındaki evlerinde ziyaret ettiğim Neslihan hanım yazı dizimizdeki en önemli konuğumuz. Tekne yapım hayatı dışındaki Athar’ı tanımamda oldukça faydalı bilgiler edindiğim Neslihan Hanım’a ve oğlu Asaf kardeşime buradan teşekkürü bir borç bilirim.

Daha önce de belirttiğim üzere Athar Beşpınar’ın teknik yanı, mühendisliği, tekne yapımcılığı yanında gerçek insan tarafı da çok ilgimi çekti. Kardeşinin kaybından tutun, insanlarla ilişkilerini, inançlarını, hastalığını, kandırılmışlıklarını, gönül ilişkilerini, çektiği sıkıntıları, vefatını ve daha bir çok yaşamaya dair özelliklerini öğrendikçe, Athar artık benim için bir roman kahramanı, eski bir dost ya da yakın bir akrabam gibi olmaya başladı.

Bu bölümde bir çok şey kişisel gelebilir, tekne ve deniz konularına uzak görünebilir. Fakat yapmak istediğim şey bir biyografi şeklinde Athar’la ilgili hemen her şeyi kağıda döküp ölümsüzleştirmektir. İsmi bile, yani Athar kelimesi bile hemen hepimiz için bir bilinmez iken, bu çok önemli şahsiyeti tanımak, artık hakkında pek çok şey bildiğim Athar Beşpınar portresini arşivimde bulundurmak, bunu da ilgi duyan okuyucuyla paylaşmak istiyorum.

İsim demişken bu konuda birkaç kelam edelim. Denize ilgi duyan herkes, malumunuz, Pupa Yelken’i okuyarak bu işe bulaşmıştır. Kısmet teknesi deyince de yapımcısı olarak senelerdir ezbere bir isim dökülür dudağımızdan, Athar Beşpınar ismi. Ülkemizde pek rastlanmayan bu ismi hepimiz biliriz bilmesine de anlamının ne olduğunu pek uzun boylu düşünmeyiz. Ben de başlarda Ermeni ya da Rum kökenli bir vatandaşımız olduğunu düşünürdüm. Sonradan, babası Asaf’ın Pencap eyaletinden göçtüğünü öğrenince ismin de anavatanı çıkmış oldu. Zira hem Hindistan hem de Pakistan’daki (Pencap iki ülkenin de topraklarına yayılmış bir bölge) Müslümanlar arasında Athar ismi oldukça yaygın. Arapça kökenli bir kelime olan Athar ismi Pencap bölgesinde “kutsal” anlamında kullanılıyormuş. Soyadı olan Beşpınar kelimesinden ise daha önce bahsetmiştik. Aile, Pencap eyaletinin dilimizdeki anlamını soyadı olarak almış. Penç ve ab olarak ayırırsak daha iyi anlarız.
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#46: 31 Ocak 2019, 20:46:59
Athar’ın hayatını geçirdiği mekanlar

Athar Bey’in çocukluğuna dair pek bilgi yok. Yedi sekiz yaşına kadar Heybeliada’da yaşadığını biliyoruz. Heybeliada’da yaşadıkları konağı, torun Asaf’la birlikte aradık fakat biraz da zaman darlığından bulamadık. Kuleleri olan beyaz bir konakmış, sonradan kuleleri yıktırılmış. Şu anda adadaki faytoncular yabancı birine ait beyaz kuleli bir köşkten bahsediyorlar ama aynı bina değil.

Heybeliada'da biraz dolaştım. Çocuk Athar'ı bulamadım.



Çocukların ilkokul dönemlerine kadar aile Heybeliada’da yaşar. Daha sonra Moda’ya taşınırlar. Athar Bey’in Robert koleje girmesinden sonra aile ikiye bölünür. O zamanlar köprü filan olmadığından, Anadolu’da oturup Avrupa yakasındaki okula gidip gelmek herhalde ciddi meseleydi. O yüzden baba Asaf Moda’da yaşarken, Athar ve annesi Nişantaşı’ndaki konakta yaşamaya başlarlar. Demek ki geçen sayıda Hıfzı Topuz’un söylediği “Nişantaşındaki konağa geri döndüler” sözüyle tarihsel olarak çakışmış bulunuyoruz. Bulmaca çözer gibi ilerlediğimiz hikâyemizde, tarihlerden hesaplayabildiğim kadarıyla,  Leyla’nın vefatı da tam bu senelerde olsa gerek. Seniye hanımın kendini kapatması, ablalarıyla tekrar görüşmeye başlaması, Nişantaşı günleri. Kimbilir ne detaylar saklıdır o günlerde fakat artık o günleri anlatacak hiç kimse kalmamış. Athar Bey’i görmem mümkün değildi belki, zira çok erken gitmiş, ama bari ablası Zübeyde Hanım hayattayken ulaşabilseydim. Kimbilir ne çok anı Zübeyde hanımla birlikte karardı gitti. Yanarım yanarım ona yanarım. Çok değil yedi sene evvel, Athar’ın ablasının ölümünden önce yapılacak bir röportajda, Athar’la ilgili kimbilir ne çok sırra ulaşabilirdik, fakat olamamış işte.
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#47: 01 Şubat 2019, 00:06:55
Athar Bey’in, Nişantaşı’ndaki konağın yerine yapılan apartmanın ikinci katında da bir dairesi varmış. Adres Hacı Emin Efendi sokak. Bir sonraki İstanbul seyahatimde halen ayakta olan bu apartmanı görmek, en azından duvarına bir dokunmak istiyorum. (2019'dan not: Gidemedim ama harita programları sayesinde apartmanı bugün artık gitmişiz gibi görebiliyoruz)



Athar Bey’in yaşadığı bir diğer mekan ise Moda’daki ev. (2019’dan not: Bir rivayete göre Fenerbahçe'nin kuruluş toplantısı 1907 yılında bu evde yapılmış. Bildiğiniz üzere baba Asaf bey Fenerbahçe’nin kurucuları arasında. Beşbıyık sokak Numara: 3. Fakat şimdi arasanız bulamazsınız, çünkü sokağın adı artık Beşbıyık değil Nene Hatun sokak. Şimdiki apartmanın da fotoğrafı harita programlarından kolayca bulunabiliyor. 7-8 sene öncesine göre bile teknoloji ve bilgi paylaşımı ne kadar gelişmiş)

 

Athar Bey’in bir diğer evi Fenerbahçe’deki Kısmet apartmanında. Bu adreste Athar Bey’in oğlu Mehmet ve ailesi de yaşamışlar. Athar Bey, ömrünün son dönemlerinde ise ilginçtir Bakırköy’e taşınmış. İşyeri, evi, dostları, hayatı hep Moda, Salacak, Fenerbahçe bölgesinde yer almışken, nasıl oradan taa Bakırköy’e gitmeye karar verdi, ilginç. Sanki bir şeyden, birilerinden uzaklaşmak ister gibi.

Yaşadığı mekanlardan bahsederken belirtmeden geçmeyelim, Athar Bey’in yurtdışında da yaşama teşebbüsleri olmuş. Nişantaşı’ndaki evi boşaltıp, eşyaları dağıtıp, Londra’ya gitmiş. Bir süre orada yaşadıktan sonra Amerika’ya geçip, Miami’ye yerleşmiş. Yazdığı mektuplarda Miami’deki hayatından, oranın ikliminden çok memnun olduğu, orada kendini çok iyi hissettiği anlaşılıyormuş. Hatta Neslihan Hanım’a şöyle yazmış: “İnsan böyle iyi olunca yaşlanmaktan korkmuyor Neslihan”

Miami’de bir süre kaldıktan sonra Athar ülkeye geri döner. Planı güneye yerleşmektir. Alanya’da bir daire alır ve kış aylarını orada geçirmeyi planlar.

Toparlayabildiğim kadarıyla Athar Beşpınar’ın hayattayken bulunduğu, oturduğu bölgeler, mekânlar bunlar.
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#48: 02 Şubat 2019, 00:48:31
Evlilik, gönül yaraları ve bir polisiye hikaye

Athar Bey ve ailesi Anadolu yakasındaki evlerinde yaşarken bir de kiracıları vardır. Dönemin en ünlü ressamlarından biri, hastalığı sebebiyle doktorlardan deniz kenarında yaşaması tavsiyesi almış ve Athar’ların evini kiralamıştır. Gel zaman git zaman kader ilginç bir şekilde ağlarını örmüş ve resim sanatçısı kiracı eşinden boşanmıştır. Bir kız çocukları olan kiracı çiftin boşanmasından sonra, hanımefendi ve evsahibinin oğlu Athar arasında bir yakınlaşma başlar. Athar hayatındaki ilk ve tek evliliğini bu hanımefendiyle, yani Emel Hanımla yapar.

Athar Bey’in eşi, asker kızı, oldukça sert ve baskın karakterde bir hanımdır. Sık sık da asker kızı olduğunu özellikle belirtirmiş; hatta silah konusundaki maharetini aşağıdaki satırlarda birazdan okuyacaksınız.

Athar ve Emel’in bir oğulları olur, ismini Mehmet koyarlar. Seneler sonra oğul Mehmet tüm Beşpınar ailesi erkekleri gibi denizle ilgili bir meslek seçecek ve kaptan olacaktır. Hatta hayatı da deniz üzerinde son bulacaktır. Fransa’nın bir liman şehrinde demirli bir geminin  kaptan kamarası, Mehmet’in son nefesini verdiği mekândır.
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#49: 02 Şubat 2019, 00:50:32
Athar’ın evliliği bir süre sonra sona erer fakat çift, boşandıktan sonra da bir süre birlikte yaşamaya devam ederler. Daha sonraları Athar Bey’in gönlü Pakistanlı bir hanıma düşer. Athar Bey ikinci evliliğe girişmez,  fakat bu ilişkiden dolayı başına oldukça tatsız işler açılır.

Kıskançlıktan ve gurur meselesinden, boşandığı eş Emel Hanım bir gün tabancasını alır gider kulübü ve işyerini basar, ateş eder! Şu anda yaşayan tanıdıkları Emel hanım’ın kulübü bastığını, aile ise işyerini bastığını söylüyor. Bence ikisi de doğrudur. Herhalde zamanında İstanbul’da en çok konuşulan magazin konularından biri olmuştur. Athar Bey’in bundan çok üzüldüğünü tahmin etmek zor değil. İnsanlarla mesafeli, sessiz sakin bir adamın böyle bir olayla anılması eminim Athar’da onulmaz yaralar açmıştır.

Hanımlarla ilgili sorunlar yukarıdaki olayla da bitmez. Zannederim Athar Bey’in hayatının en kötü dönemlerinden birini ona yine bir hanım yaşatır: O hanım yukarıda bahsettiğimiz Pakistanlı Hanımdır!

Tüm bu olayların kahramanları artık hayatta değiller. Fakat yine de bazı isimleri ve olayları açık açık anlatmamak gerektiğini düşünüyorum. O az konuşan, kimseye sokulmayan, sessiz, sakin adamın, hiç de tahmin edemeyeceğimiz fırtınalı hayatından minik kesitler vererek devam edelim.
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#50: 02 Şubat 2019, 01:05:48
Athar Bey 70‘lerde Bodrum’da bir yatırım yapar. Bir otel! İstanbul’daki bazı gayrimenkulleri ve senelerce yaptığı birikimleri bu işe yatıran Athar Bey’in yaşadığı zamanlar, hepimizin bildiği üzere döviz bulundurmak bile suçtur. Nedendir bilinmez Athar Bey bu işi bitirmeden,  inşaat yarım haldeyken satar. Sebebini bilmiyoruz, belki riskli gördü  ve göze alamadı (ki risk almayı sevmeyen biriymiş) belki de çok kârlı bir teklif aldı. Neslihan Hanımdan duyduğuma göre Athar Bey’in yakın arkadaşı Rahmi Koç bile Athar’ın risk alamama özelliğini eleştirirmiş. Sadun abi de Athar Bey’in inanmadığı projeyi almadığını, tekne yapım işlerinde de seçici olduğunu söylemişti.

Otel satıldıktan sonra eline ciddi miktarda döviz geçen Athar, en güvenli yer olarak evini görür ve tüm bu nakdi koca bir duvar saatinin içinde saklar! Heyecanlı bir polisiye haline gelen hikayemize bu aşamada yine o Pakistanlı hanım girer. O sıralar Athar ve Pakistanlı hanım birliktedirler. Athar bir gün eve gelir. Adeti olduğu üzere saatin içini eliyle kontrol eder, para oradadır. Fakat zaman geçer hanım eve gelmez. Önceki evliliğinden olan çocuklarını da alan hanım kayıplara karışmıştır. Athar saatin içindeki tüm birikimini kontrol ettiğinde miktarın yarısının çalındığını, yerinin gazete kağıtlarıyla doldurulduğunu görür! O arada yabancı plakalı bir Mercedes, Pakistanlı bir kadın sürücünün yönetiminde içinde iki çocukla birlikte İran sınırından geçmektedir! Arabada Athar’ın hayat boyu elde ettiği büyük birikiminin yarısı da vardır….
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
----ATHAR----
#51: 02 Şubat 2019, 16:03:32
Arkadaş, insan araya girmeye korkuyor ama, şahane gidiyor yahu.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 02 Şubat 2019, 20:59:54 Gönderen: Hasan Toparlak »
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#52: 03 Şubat 2019, 00:34:08
Bu heyecanlı hikâyenin buraya kadar olan bölümünü Neslihan Hanım’dan dinledim, bundan sonrasını da zamanının medyadaki en güçlü adamı olan Necati Zincirkıran’dan öğrendim.



İstanbul’daki evine misafir olduğum Necati ağabeyin anlattığına göre hırsızlık olayından hemen sonra Athar apar topar ona gitmiş. Senin çevren, emniyetle ilişkilerin kuvvetlidir, başıma böyle böyle bir olay geldi demiş. Necati ağabey de elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışmış fakat herhalde o Mercedes İran sınırını geçtikten sonra artık yapacak bir şey olamamıştır.



Athar o olaydan sonra anladığım kadarıyla yıkılmış. Casablanca filminden fırlamışçasına bakımlı ve stil giyimli bir eski zaman adamının, o talihsiz hırsızlık olayından sonra fotoğraflardaki görüntüsü tam zıt istikamette. Sakallı, bakımsız, fotoğraflarında gördüğümüz gözlerindeki pırıltıdan eser yok. Geliniyle dertleştiği bir gün ilişkinin yürümeyeceğini anladığını, kaçan hanımefendiye Pakistan’da ya da başka bir yerde ev almak istediğini fakat buna fırsat bulamadan hırsızlık yaparak evden kaçmasının onu çok üzdüğünü anlatmış.



Athar’ın eşi Emel Hanım’ın mezarını da Heybaliada’da buldum. Anne, baba, kardeşler, eşi derken hemen hepsinin mezarını bulduk bulmasına da, dikkat ederseniz Athar Beşpınar’ın defnedildiği mekândan hiç bahsetmedik. Çünkü dostlar, Athar Beşpınar, bu mekanı cennet olası koca çınar, toprağın koynunda uyumuyor!
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#53: 03 Şubat 2019, 00:40:39
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#54: 03 Şubat 2019, 00:50:01


  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 5813
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: ----ATHAR----
#55: 03 Şubat 2019, 09:59:20
Arkadaş, insan araya girmeye korkuyor ama, şahane gidiyor yahu.
Sırf bu yüzden,araya girmiyor ve sık sık  yeni iletilere bakıyorum yeni bir şey paylaşılmışmı diye. Teşekkürler emeğinize sağlık.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#56: 03 Şubat 2019, 15:27:06
Büyük denizci ve gazetecilik duayeni Sevgili Necati Zincırkıran ağabeyimizden ilginç anılar dinledim. Hatta Athar Bey’le tatlı sert sürtüşmelerini bile, onu rahmetle anarak anlattı. Gelin Necati ağabeye kulak verelim.

“Athar bilgilidir, ağzı laf eder, İngilizcesi mükemmeldir, bir başka yabancı dili daha vardır, mağrurdur. Fakat en iyi kendisi bilir, hiç kimsenin fikrini beğenmez. Mesela Thomas Gilber’den Neptün’ün planlarını aldım. Eğitim için Birleşik Devletlerdeydim. 64 senesinde. İlk aklıma gelen Athar oldu. Muhittin Öney de Athar’la bir konuşalım demişti. O zamana kadar Muhittin Bey 5-6 tekne yaptırmıştı, tecrübeliydi. Athar’a da iki tekne yaptırmıştı. O zaman cep telefonu filan da yok, Athar’ı aradık tekne yapılan bir yerde bulduk. Dedim ki beraber bir yemek yiyelim, tamam dedi, bir yerde oturduk, ben planları da getirdim, Athar planlara baktı, ne gerek vardı bunları almaya dedi, kayık bu dedi. Gilber de o tür teknelerde dünya çapında adam! Tekneleri Honk Kong’da Amerika’da yapılıyor.

Dedim ki Athar dedim, seninle belki bir iş yapacağız ya da yapmayacağız, neden böyle diyorsun? Ben o zamana kadar 3 tekne yaptırmışım, patronuma, arkadaşlarıma da yaptırmışım, sen dedim Thomas Gilber'in teknesini bana yapar mısın, yapmaz mısın? Ayağa kalktı, sen tabi dedi bu konuşmadan sonra bunu bana yaptırmazsın dedi. Ben peşin hükümlü değilim dedim, bir düşüneyim dedim. Sonrasında Athar’la yapmadık tekneyi Cafer Usta’yla yaptık. 1965’de başladık, aynı senede bitirdik. Yelken kumaşını filan İngiltere’den getirttim, Neptün’de ben 2 tane çocuk büyüttüm.”
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#57: 03 Şubat 2019, 15:29:27
“Athar çok üşüyen bir adamdı”

Garip bir konu başlığı olduğunun farkındayım. Fakat ilginçtir üç kişiden ciddi ciddi bu konuda bilgi geldi. Necati Bey şöyle demişti.

“Kalın bir paltosu vardı. Bir gün sordum nedir bu palto böyle diye, İngiltere’den almış, ama palto nasıl kalın bir palto, dedi ki ben çok üşüyorum!”

Daha önce gelini Neslihan hanımdan da aynı şeyi duymuştum. Athar çok üşürmüş! Alanya’da ev alması, bir ara Miami’de yaşaması filan hep bu yüzden sanırım.

Sadun abi de demişti ki, soğuk havalarda başına naylon torba geçirip Salacak yokuşunu öyle çıkarmış! Athar Beşpınar soğuğu hiç sevmeyen bir adammış. Bu ilginç detay da yazı dizimizle gün ışığına çıkmış oluyor.

Athar ve gelini Neslihan hanımın tekne üzerinde bir kutlama fotoğrafını göreceksiniz. Rahmi Koç’a ait Nazenin teknesinin deneme seyirlerinden birinde çektirmişler. Rahmi Koç’un teknesini Paşabahçe’de Bilal Usta yapmış. Athar Bey süpervizör olarak başında bulunmuş. Mekanik işler için de Vasil Usta görevlendirilmiş. Hoş bir anı olarak sizlerle paylaşıyorum.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 03 Şubat 2019, 15:31:10 Gönderen: Çetin Kent »
Yaşayıp gidiyoruz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: ----ATHAR----
#58: 03 Şubat 2019, 15:32:56
Evet artık diyeyim; şahane!
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 316
Ynt: ----ATHAR----
#59: 03 Şubat 2019, 15:35:02
Tekne iç dizaynına önem vermeyen Athar Bey

Bu kadar meşhur ve yetenekli bir tekne yapımcısının böyle bir özelliğe sahip olacağını düşünmezdim. Teknelerin tamamen dışıyla, yapımıyla, mühendisliğiyle ilgilenen Athar, iş tekne iç dizaynına gelince çok da önemsemezmiş. Birkaç kişiden benzer şeyleri duydum. Hatta tekne sahibini bile iç yerleşim konusunda dinlemez, bildiğini okurmuş.

Oda Boro iç yerleşim için bir şey söyleyecek olmuş, Oda ablayı geri çevirmiş, sen karışamazsın demiş. Oda abla ise kendi deyişiyle “Kusura bakmayınız ben kullanacağım, bu mutfak bana ait” dese de Athar Bey bildiğini okumuş.

Boro’lar Kısmet’in içinde ancak ikinci seyahatte değişiklik yapabilmişler.
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

 
Yukarı git