Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: T/T heyamola patalyası duyuruları

e

ersinboke@icrs.com.tr

T/T heyamola patalyası duyuruları
OP: 23 Aralık 2018, 20:45:53
Efendim, malumunuz tekrar patalyadayım. Bu yılki seyir programımız antik limanlar olacak. Bilinenlerden hareketle belkide bilinmeyen daha küçük limanları bulmak mümkün olacak. En azından yeni bir antik liman bulmak mümkün olur mu ? Bizimkisi hayal işte.

Ama dersimize iyi çalışacağız. Mesela Vitruvius.. Antik çağlardan günümüze gelen en önemli mühendislik yapıtı. Eh malum inşaat mühendisiyim de hem. Limanların hangi kriterlere yapıldığını bilirsek , nerede olması gerektiğini de buluruz belki. en azından varolanların neden o şekilde inşaa edildiğini anlamaya çalışırız. Böylece limana gittiğimizde daha bir bilinçli olarak inceleyebilelim.

Tarihin en meşhur mühenislik ve mimarlık kitabı. Kendinden öncekileri de kapsıyor üstelik .. Bu arada Vitruvius adamı diye bir şey duydunuzmu hiç ? İnsan vücudunun geometrik merkezinin nerede olduğunu biliyormusunuz? Kim çizmiş biliyormusunuz?   Merak edenlere .. Şurada efendim

https://ttheyamola.blogspot.com/2018/12/vitruvius.html

Sırada meşhur MYNDOS antik limanı var . Burnumuzun dibinde hem de. Sonra Knidos, Patara ve diğerleri



  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#1: 24 Aralık 2018, 08:48:30
Peki hangi limanları arayacağız?  antik Minos limanlarını.

Şimdi diyeceksiniz ki bulunmamış antik liman mı var? Su altı arkeolojisi hem çok masraflı hem de arkeolojinin en az gelişmiş dallarından. Üstelik mu Minos limanları küçük limanlar.

1955 yılında İngiliz dalgıç (yine İngiliz! ) John Leatham 4 adet Minos limanında dalış yapmış efendim. Kendisi  Knossos yakınlarında Chersonisos’ta iskele babaları ile beraber bir adet Roma mendireği bulmuş. Bu mendireğin dış tarafında Helenistik döneme verilen bir mendireğin kalıntılarına ulaşmış.

elin İngilizi nerelerden gelip liman buluyor. Ulen Tiryaki ! sen bi anafor buldun mu acaba :)

Peki ne yapacağız? Önce bu Minos uygarlığını çalışacağız. Ancak biz farklı bir yol izleyeceğiz. Bulunmuş eserlerin üzerindeki çizimlerden Minos teknelerinin armalarını ve teknelerini inceleyeceğiz. Sonra bu teknelerin hangi tür seyre uygun olduklarını bulacağız. Sonra ana liman Knossos ile bağlantılı olduklarını düşünerek ticaret yollarını ve taşıdıkları mallara göre nereden nereye seyir yapmış olmaları gerekir buna bakacağız. Gece seyri yapabiliyorlarmıydı inceleyeceğiz.

Sonrasında menzillerini bulacağız bu teknelerin. BUlduğumuz menzilin doğruluğunu mevcut limanlar arasında kontrol edeceğiz. Eğer tahminlerimiz doğru çıkarsa olması gereken limanların yerlerini belirleyecek ve bu noktalara seyir yapacağız.

Elin İngilizi gelip mendirek buluyorsa biz de küçük bir liman buluruz elbet..

BU kış konu bu. Öncelikle Minos tekneleri ile ilgili ciddi bilgilere ihtiyacımız var. Sonra bu işin uzmanlarını bulup , görüşeceğiz. Oradan öğrendiklerimiz ile Minos denizcilerini keşfedeceğiz aslında.

Peki bunu nasıl yapacağız? Tek başıma değil elbet. Bir platform kuracağız efendim. Konu ile ilgilenen kişilerden oluşan bir platform. Burak lazım mesela. Armaları yorumlaycak. Cem Gür lazım  Minos tekneleri ile ilgili.  Tiryaki de lazım sonra. Bu kaybolmuş limanlara dalış yapmak için. Var kafamda bir iki kişi daha. Tanımadığım ancak konuya ilgi duyan , bilgisi olan herkese kapımız açık .

sonra bunu bir güzel belgesel haline getireceğiz efendim. O yüzden grafikerlere, fotoğrafçılara , kameremanlara , editörlere de ihtiyacımız var. Sonra bu belgeselleri çatır çatır satıp, parası ile kazıları finanse bile ederiz. ÇOk mu hayal kurdum. Eh burayı zamanında bunun için kurmuştuk zaten.

Detaylar T/T  Heyamola patalyasında efendim. Beklerim.

NOt : Çetin Kent'in telefonunu bilen varmıdır? Ben almamışım kendisinden.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 24 Aralık 2018, 08:57:19 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#2: 24 Aralık 2018, 09:14:13
Sayısız anfor gördüm. Buldum demek saçma olur. Ama bir tanesini gerçekten buldum ve Yengeç'in havuzluğunda duruyor. Sadece kulp kısımları sağlam bir geç Roma dönemi anforası. Özelliği ise Harem'de bulmuş olmam :)

Yapabileceğim ne varsa keyifle yaparım.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#3: 24 Aralık 2018, 10:04:31
Bana pek güvenme sadece pervaneye kadar dalabiliyorum. ;)
Çeto kaptanın telefonunu burada vermeme izin vereceğini umuyorum.
Kendisi denizci camiasında çok iyi tanınır diyordum ki aklıma profiline bakmak geldi. :(
Özelden yazıyorum.
  • IP logged
DeDe

n

nuri_kongur

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#4: 24 Aralık 2018, 10:10:34

Ben okurum . Son derece bilgilendirici ve keyifli bir seri olacağa benziyor


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#5: 24 Aralık 2018, 13:19:09
Bilgim içerisinde elimden gelen desteği vereceğimden emin olabilirsin.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#6: 27 Aralık 2018, 15:03:10
Üç gündür ders çalışıyorum. Son dönemde deniz arkeolojisi ile ilgili ne güzel tezler yazılmış. Çok ilginç bir detay farkettim. Nitekim bir yazıda o dönemi değerlendirmek açısından çok farklı disiplinlerin beraber çalşması gerektiğinden bahsediliyor.

Yazılan tezlerin ve dökümanların çoğunda referans olarak gösterilen Uluburun ve Gelidonya batıklarının tekne tasarımı ile ilgili detaylı yorumlara henüz rastlayamadım.

Bölgenin hava şartları ve teknenin durumunu yapılmış olunan replika üzerinden değerlendirmeye başladım.  Tekneyi tanırsak, gövde yapısı ve armasını , sonuçta menzilini de biliriz. O dönemden beri değişmeyen rüzgar rejimleri sayesinde muhtemel rotaları da bulmak mümkün olur gibime geliyor.

Rotayı bulursak, menzili bilirsek  kaybolmuş  limanları da buluruz. Kim bilir belki başka batıkları da. Kim bilir?

Konu ile ilgili ilk yazı şurada efendim..

https://ttheyamola.blogspot.com/2018/12/antik-caglarda-akdenizde-limanlar.html



  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#7: 27 Aralık 2018, 15:21:58
Yazında, neden navigasyon izi yok diye sormuşsun Böke. Bilinen  sanırım ilk Kamal MS 6. yy'a, Sekstant ise 18 yüzyıla ait. Bahsettiğin batıklar Kamal'dan takribi 700-1300 yıl öncesine ait. Öncesi tam anlamıyla Orion oradaydı bu buradaydı, hepsi bu.
Çaban takdire değer, ama bence önce tarihsel dizgeyi yerli yerine oturtmalısın. Dizge yerine oturmayınca ister istemez soruların yersiz/ anlamsızmış gibi  oluyor.
Temel sorular için Braudel'in Akdeniz Dünyası'nı öneririm. Ben cesaret edemem temel soruları sormaya, ama sen biraz (azıcık) daha donanımla sahici sorular yöneltebilirsin.
Bu yazdıklarımın yalnızca kişisel bir öneri olduğunu biliyor olduğunu var sayıyorum.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 27 Aralık 2018, 15:23:39 Gönderen: Bülent Büyükdağ »
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#8: 27 Aralık 2018, 17:02:13
Malum Uluburun'da batan yelkenlinin bir replikası yapıldı. Üstelik zamanın yapım teknikleri ile . Uluburun replikasına bakıldığında bunun başı kıçı bir , omurga salma sayılabilecek , altı günümüz yelkenlileri gibi düz , ancak son derece geniş olduğu görülür.  Yani bu tekne bildiğin bir açık  deniz yelkenlisi.

Uluburun 'da Kıbrıs bakırları bulundu. Zaten Kıbrıs ki o zaman adı Alasia imiş, bakır madenleri ile ünlü. Kalay ise Girit merkezli Minos uygarlığının kontrolünde Yunan anakarsından geliyor. 

Uluburun Kaş açıklarında bulundu. Kıbrıs da  en yakın Batı limanı ile arasında tam 152 deniz mili var. 20 Ton yük ile bu tekneyi en az 24 saate Kaş açıklarına getirebilirsin. Bu durumda açık deniz gece seyri kaçınılmaz.

Gelelim Akdeniz hava şartları ve görüş mesafesine. BU konu ile ilgili çok önemli kaynaklara ulaştım. Antik çağlarda alçak basınç ve yüksek basınç altında mı seyir yapıldığının çok basit yöntemler ile buluyorlarmış. Şimdiye kadar hiç bir yerde okumamıştım. Çok ilginç ve okuyunca günümüzde de rahatlıkla kullanılabilecek yöntemler üstelik.

Sonuçta kıyı kıyı seyir yapmadıklarının en büyük kanıtı Uluburun yelkenlisi. Bu bildiğin tipik bir açık deniz yelkenlisi.

Gelelim Kıbrıs' dan neden Anadolu kıyılarına geldiklerine. Sadece yük boşaltmak için değil yani.  Bizlerin aksine  bu adamlar rüzgar kadar akıntıları da takip ediyorlardı. Antalya körfezinden doğan ve Girit adasına kadar uzanan kıyı akıntısını yakalamak için bu bölgede seyir yapmaktaydılar.

Şİmdi açık deniz yelkenlisi yapabilen bu insanların temel matematik değerlerden haberdar olmadıklarını düşünmek yanlış olur.  Sonuçta pupa, geniş apaz ve apaz giden bu tekneler orsa seyrini bilmedikleri için değil , orsa gitmek istemedikleri için orsa gitmiyorlardı.  Taşıdıkları yükten dolayı teknenin bayılması en son istedikleri şey olmalı.

Yani demem o ki, açık deniz seyri yapabilen bu yelkenciler bir şekilde bir açı hesabı yapacak alet geliştirmiş olmalı diye düşünüyorum.



  • IP logged
« Son Düzenleme: 27 Aralık 2018, 17:05:01 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#9: 27 Aralık 2018, 17:34:46


Gelelim Kıbrıs' dan neden Anadolu kıyılarına geldiklerine. Sadece yük boşaltmak için değil yani.  Bizlerin aksine  bu adamlar rüzgar kadar akıntıları da takip ediyorlardı. Antalya körfezinden doğan ve Girit adasına kadar uzanan kıyı akıntısını yakalamak için bu bölgede seyir yapmaktaydılar.



Ben bilirsem, Antalya körfezinden bir akıntı doğmaz. Zaten Kıbrıs'tan yola çıkan bir tekne için Antalya Körfezi- Girit doğrultusundaki akıntı bir anlam ifade etmez. Körfeze göre Girit takriben 250-260 derecede kalır ki bu Anadolu kıyılarını ilgilendirmez, bu doğrultudaki bir akıntının Anadolu kıyılarına yapılan seyre yararı olmaz, zorluğu olur. 

Akdeniz'de yine ben bilirsem, akıntı Fas kıyılarından başlar, bütün Kuzey Afrikayı dolaşır, oradan İsrail Lübnan İskenderun körfezi Mersin Körfez açıkları Antalya Körfez açıkları ve yavaşlayarak Datça yarımadasına yürür.
Akıntı hızı 1 ila 1,5 bahri mil arasında değişir.

Bence biraz daha incelemelisin. Tabii bu benim önerim. Ben çok bilmem bu işleri.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 27 Aralık 2018, 17:37:38 Gönderen: Bülent Büyükdağ »
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#10: 27 Aralık 2018, 17:47:24
Şöyle bir harita var.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#11: 27 Aralık 2018, 18:08:33
Bu güzel bir konu oluyor. Ersin Reis’i takip etmeye başladım blog’da ama bize eziyet etmesin, burada desin diyeceğini diye niyaz ederim


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#12: 27 Aralık 2018, 19:12:21
http://www.poseidon.hcmr.gr/ocean_forecast.php?area_id=med (circulatin opsiyonu seçilmeli )

Genç Tunç Çağında ticaret rotaları saat yönünün tersine idi. Yukarıdaki link güncel. Bu akıntı çok önemli idi.

akıntının oluşum nedeni ise daha ilginç.

http://www.poseidon.hcmr.gr/ocean_forecast.php?area_id=med( surface elevation opsiyonu seçilmeli

Deniz yüzey yükseltileri bunlar. Mavi bölgenin kotu daha düşük. Çünkü Akdeniz 'in en derin noktası. Hem de daha soğuk. O yüzden en başta verdiğim linkteki akıntı var.

Antik denizciler bu akıntıyı biliyordu. sen o kadar gittin geldin fark edemedin mi ? :)

Dönemin bakır kaynağı Kıbrıs idi. Minos uygarlığı hem kalay ticaretini elinde tutuyor hem de bakır ithal ederek ciddi bir üretim de yapıyordu. Ayrıca tüm güney ege denizi ve Yunan ara karası da kendi alanı idi. Doğuda Ugarit limanı, Minos uygarlığının baş şehri ve limanı Knossos ise Ege denizi ve Batı Akdeniz kavşağında idi.

Bugün okyanus geçen uçaklar nasıl okyanus üzerindeki karalar üzerinden geçmekte ise , o dönem de de benzer bir mantık yürütülüyor olmalı idi. Kıbrısın Batısından, Finike , Kaş, Rodos üzerinden Girit 'e gitmk en tutarlı rota idi. Şu gün bile gitmk istesek muhtemel benzer rotayı kullanırız.

Detaylar burada efendim..

https://ttheyamola.blogspot.com/2018/12/antik-caglarda-akdenizde-limanlar.html
  • IP logged
« Son Düzenleme: 27 Aralık 2018, 19:17:48 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#13: 27 Aralık 2018, 19:20:30
Canımcım ben her konunun alimi değilim. Ama Kıbrısın batısından Finike-Kaş- Rodos-Girit rotasını kullanıyorsan, zaten var olduğunu savladığın Antalya körfezinden doğan ve Girit'e uzanan akıntıyı kullanmıyorsun demektir. Zira Kıbrıs'tan çıkıp önce Karayelkertebatı (Finike) , sonra batı(Kaş) , sonra  lodos(Rodos)  ve kıble kerte lodos(Girit) yönüne gidiyorsundur.

O kadar gittim geldim, ancak bunu gördüm.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 27 Aralık 2018, 19:22:09 Gönderen: Bülent Büyükdağ »
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#14: 27 Aralık 2018, 19:23:41
Finike'den Kaş'a gitmek için gereken 5-6 millik Kıble yönünü hesaba katmadım.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

 
Yukarı git