Efendim hikayesi epeyce uzun, detaylı yazacağız mutlaka. Zaten bize gelene kadar olan kısmı eski sahipleri tarafından kayıt altına alınmış. Öncelikle küçücük topluluğumuza ikinci Baba dahil olduğu için çok sevinçliyim. Birincisi malumunuz Mustafa Abimizin Baba Tunca'sı. İşin doğrusu Bidarka'yı alma düşüncemin oluşmasında daha doğrusu Ocean Cruiser bir kayık düşünmem konusunda Mustafa Abi ve teknesi Baba Tunca ile Burak ve teknesi Amiga çok önemli rol oynadılar. Tabi ki en büyük rol Baba Tunca ve onunla yaptığım çeşitli seyirlere ait.
Bidarka nereden çıktı diyeceksiniz, aslında çok uzun süredir takip ediyorduk. Daha doğrusu Burak takip ediyordu. Tekneyi altı ay önce Melih'in teknesi Kon-Tiki ile yaptığımız Dodecanes Adaları dönüşünde aynı Marina da yan yana bağlanınca uzaktan izlemiş ve fotoğraflamıştım. Sonrasında detaylı ilgilenemedik, ama hep hafızamızda duruyordu. Burak ise durup durup hatırlatıyordu. Bense sınırlı kaynaklarımla bir tekne sahibi olduğum için çok ikilemde kalıyordum. Netice de ailecek hayat boyu yaptığımız birikimimizle yapacağımız bir yatırım olarak da olaya bakılmalıydı. Bu bağlamda çok daha genç sıradan bir tekne alabilirdik. Hele hele bayrak sorunumuz olmadığı için charter çıkması falan da düşünsek acayip genç ve büyük şeyler alabiliyorduk. Bir önceki teknem hepinizin bildiği bir Hunter dı ve içi dışı pırıl pırıldı, temiz tutmak kolaydı. Şimdi ise neredeyse antika mobilya görüntüsünde ve değerinde bir tekneye talip oluyor ve onu temiz ve sağlıklı tutmaya çalışmak zorunda kalmayı düşlüyorduk. Öyle dikkat etmek lazım ki kuşların bile konup kirletmemesi lazım. Hiç ayakkabı ile girilmemiş bir tekneden bahsediyoruz.
Ama bunu yaparken, kendi seyir kültürümü,neler istediğimi çok ciddi düşündüm. Bir çok esneklikten vazgeçtim, örneğin bu tekne de de ailecek misafir ağırlayamayacaktım. Çünkü bir ailenin yaşayabileceği şekilde tasarlanmış bir tekneden bahsediyoruz. Neyse efendim gelelim alım öyküsüne.
Bir akşam Burak aradı bizim tekne ilana çıktı diye, sonrasında uzun uzun konuştuk. Tekne üzerine Mustafa Abi ile de detaylı konuşmuş ve bir sürü bilgi sahibi olmuştuk. Ama sorun şu ki benim o kadar param yoktu. Teknemi satmadan alabilmem hayal bile değildi. ama Burak ortak alalım bu tekne başkasına gitmesin bizde kalmalı diye ısrarcı oldu. Uzun süre düşündüm evde çocuklara bahsettim, küçük oğlum M.Fatih biriktirdiklerini getirdi ben de ortak olurum diye. Bende cesaretimi topladım aradım ve aklımızdan geçen teklifi sundum. Olabilecek bir teklifti sunduğum ama önce kabul görmedi, aradan günler geçti bu arada Marmaris'te hortum oldu. Bu tekne sahibini endişelendirdi.Zaten tekneyi satma kararı dünya seyahati yaptığı arkadaşının vefatı sonrasında verilmiş bir kararmış. Bu arada Burak devamlı arıyor ne oldu dönen olmadı mı diye. Nitekim tutamadım kendimi ben aradım. ardından ertesi gün cevap geldi. Teklifimiz kabul edildi. Fakat bu İstanbul'dan tekne almaya benzemiyor ki. Daha tekneyi gören yok. Nitekim Burak aracı olan arkadaşla tekneyi görmeye gitti. Akşam saatinde tekneye giriyor, aracı olan arkadaş kapıyı açıyor, Burak içeri giriyor ve aracı olan arkadaşa dönüp aldık biz bu tekneyi diyor ve satılık ilanını sökmesini istiyor. Arkadaş şaşırıyor, nasıl yani? yahu fotoğraf falan çekmeyecekmisin? tekneyi alacak kişi görmeyecek mi? bari adama bir fotoğraf gönderseydik falan diyor? Tabi o sırada Burak beni arıyor "aldık oğlum tekneyi, sonra ararım seni" diyor. Ben de eş zamanlı mevcut teknemi ve arabamı satışa çıkarıyorum. Çünkü bu ekonomik ortamın kötülüğünde tekne mekne almaya kalkmak delilik, ben de o grubun ön sıralarında oturuyorum. Neyse efendim prosedür olarak çok zorlu bir süreç başladı bizim için, teknenin sahibi İngiltere de biz burada, tekne Marmaris'te. Yaşanan süreç çok heyecanlı ve stresli ve epeyce de devam edecek. Nitekim önceki gün eski sahibi geldi teknenin ve işlemlere başladık.Sonrasında öğrendiğimiz eksiklikleri var teknenin , karaya çıkması lazım, şaftı değişecek , bakımları yapılacak , bu arada Bayrak geçişi falan bir sürü uzun ve masraflı süreç. İki ay kadar sürecek sanırım.Böyle bir işe de ancak biz kalkışırdık. Ama sonrasında ver elini İstanbul.
Azıcıkta tekneden bahsedeyim. Tekne bir "BABA 35 Pilot House", "Flying Dutchman" diye isimlendirilen versiyonu.Tüm Babalarda olduğu gibi bunun da 2,5 dünya turu var. İkizi Alaska'da onunda ismi Brigedon.Toplamda 7 adet üretilmiş. Bizimkinin ismi "Bidarka" ve öyle kalacak. Ben değiştirmeyi düşünmüştüm, ama böyle teknelerin isimleri değiştirilmezmiş böyle bir gelenek varmış. Ama bağlı olduğu Limanı İnebolu yapıcam. Tekne sürekli kullanılıp bakım görmesi gerektiği için bildiğiniz yenilenmiş durumda. Üzerinde yeni bir Yanmar 54 hp motor var, elektronikler falan hepsi yeni , anlatacak ve öğrenilecek çok şeyi var teknenin gördükçe paylaşırız artık.
Buyrunuz Efendim "Bidarka"