Asterix satışa çıktığında kendi kendime “Param olsa da ben alsam” diyordum. Baktım alamayacağım “En iyi tekne arkadaşımın teknesidir düsturunu” benimsemiş birisi olarak tekneyi değiştiremeyeceğimize göre arkadaşımızı değiştirelim dedim.
Ece ve ben, Asterix’i hiç terddüt etmeden dostlarımız Tayfun ve Nilay’a gururla sunduk. Onlar da meğer yeni denizci numarası yapıp aslında teknenin iyisinden anlıyorlarmış.
Bu fırsatı kaçırmadılar. Sonuçta camia yeni reisler kazandı. Ahmet de sıra dışı macerasının kapısını araladı.
Ahmet, Asterix’in hakkını verdi. Teknesini de değerini bilecek deniz sevdalısı insanlara emanet etti. Her iki tarafa da hayırlı olsun. Her zamanki gibi benim dilime de bir ezgi takıldı:
Oğlan bizim kız bizim…