ÇOk gencim. Amerikan şirketine yeni girmişim. İş iki numara büyük. Adamlar beni proje geliştirme müdürü yapmışlar. Hiç unutmam Alarko'dan randevu aldım. Üzeyir Garih ile görüşülecek. Şirketin Türkiye' ye bakan Genel müdür yardımcısı, Türkiy ofisinin müdürü bir de ben. Çalıştığım firma o dönem dah Türkiye de yeni yapılanıyor. ancak Amerikanın ilk 500 firmasından biri.
Amerikan aksanını öyle anlamıyorum ki kendimi geliştireyim diye akşamları western film izliyorum . Aksi halde bizim Teksaslı genel müdürü anlamak mümkün değil. Sonradan bu kompleksim geçti gerçi. İngilizce benim ana dilim değil , diyordum toplantılarda . üyavaş konuşun. Kelimelerinizi yemeyin.
Ertesi gün de Türkcell ile toplantımız var. Hafta bitsin derdindeyim. Bu arada bilenler bilir o dönem bizim gibi ofisler kar merkezi pozisyonunda . Küçük bir şirketten farksızlar. Gen. Md yardımcısı benim tedirgin olduğumu hissetmiş olacak ki Türkcell müdürü ile toplantıya girmeden önce beni uyardı.
Düşünsenize biz daha irtibat bürosu konumundayız ama adamlar koskoca Türkcell. Konuşacağımız adamdan 2 ayda zor randevu almışım. Amerikalı ile aramızda şöyle bir diyalog geçti.
- Ersin do you afraid.?
-Not afraid , stress maybe.
- Ersin yes he is much and much bigger. He is important guy
-I know.
-But do not forget.
-What ?
- He has a big bull but no balls .
-what you mean?
-I mean that he is a worker at least.
-???
- But you are different. You are boss.
-?
-I mean yes you are not so big like him. You are small.
-Yes I know this . This is the reason that I have stress.
-You are small but you have balls . Yes so small but at least you have your own balls.
-???*
Metter is not to big or small . Question is ; have you balls or not !
Bilmem anlatabildim mi Ahmet.
Neden bilmem bu anım aklıma geliverdi işte.
Sansür olmasın diye İngilizce yazdım kusura bakılmasın.
Geçen gün de WBF da Türkçe yazdıydım. Adamlar bir şey demedi..