Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Nasıl Tartışmak Gerekir?

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#30: 11 Aralık 2018, 14:23:49
ELEŞTİRİYE CEVAP VERME

Size yöneltilen eleştiriye, sizi eleştiren kişiyi geri eleştirerek yanıt verdiniz!
Tu quoque Latince bir terimdir ve ‘sen de’ anlamına gelir. Bu hatalı argüman türü, kişiye saldırı (ad hominem) yanılgısının bir çeşididir ve sadece eleştiriyi yapan kişiye yöneliktir; dolayısıyla iddianın veya eleştirinin içeriğine dair bir karşıt iddia içermez. Karşı çıkılan iddia sahibinin iki yüzlülükle suçlanması, iddianın özünden uzaklaşılmasına ve hatta bu iddianın konu bile edilmemesine neden olur. Kısacası, kıvırmayın :)

Örnekler

    Neşe: “Sigara içmek sağlığın için çok zararlı.”
    Selen: “Ama sen de içiyorsun!”

Selen'in itirazı sigara içmenin sağlığa zararlı oluşuna değil, bunu söyleyen Neşe'nin seçimine yöneliktir. Neşe'nin sigara içiyor olması, sigaranın sağlığa zararlı olmadığı veya Neşe'nin bunu söylememesi gerektiği anlamına gelmez.

    Ozan: “Türkiye, düşünce özgürlüğü bakımından batı ülkelerine kıyasla çok geride.”
    Hakan: “O zaman sen neden burada yaşıyorsun? Git orada yaşa!”

Hakan'ın saldırısı Ozan'ın sunduğu fikre değil, ülke seçimine yöneliktir ve Türkiye'deki düşünce özgürlüğü hakkında herhangi bir sav içermez. Dolayısıyla Ozan'ın görüşünü çürütme yolunda bir adım bile değildir.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#31: 11 Aralık 2018, 14:24:35
İNANILMAZLIK ARGÜMANI

Siz bir şeyi anlamakta zorlanıyorsunuz ya da nasıl işlediği hakkında fikriniz yok diye o şey doğru olamaz, öyle mi?
(İng. personal incredulity)
Biyolojik evrimden, kuantum alan teorisine kadar birçok alan ve konu size yabancı olabilir veya bunları algılamakta güçlük çekebilirsiniz. Buraya kadar bir sorun yok. Ancak konuya dair yapılan açıklamaları ve önermeleri doğru olamayacak kadar karmaşık bulmanız, size bunların doğru olamayacağına hükmetme ayrıcalığı tanımaz.

Örnekler

    “Bu kadar karmaşık yapılar nasıl evrilmiş olabilir?”

Sırf kendi havsalanız almıyor ya da o konu hakkındaki bilgileriniz/bilgilerimiz sınırlı diye bir şeyin doğru olamayacağı sonucuna zıplamak, tipik bir inanılmazlık argümanı örneğidir. Zira başkaları pekala bu zor konuları anlıyor olabilir.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#32: 11 Aralık 2018, 14:25:24
YAN ÇİZME

İddianızın yanlış olduğu ortaya çıkınca, özgün kriterleri değiştirerek iddianız için istisnai bir durum yaratmaya çalıştınız!
(İng. special pleading)
İnsanlar gerçekten de yanıldıklarını kabul etmeyi sevmeyen, tuhaf canlılar :) Burada iddiayı ortaya atan kişi, genel kabul gören bir ilkeyi veya başlangıçta kendisinin sunduğu bir kriteri işine geldiği gibi değiştirir veya kendisini bu kriterden muaf tutmaya kalkışır. Dolayısıyla kendisi için bir “özel durum” veya “istisna” yaratmaya çalışır. Normalde bu istisnai durumun geçerli sayılabilmesi için, belirtilen kişiler veya durumlar arasında mevcut iddiayla çelişmeyen bir fark bulunması gerekir; eğer bu fark yoksa iddia tutarsızdır. Bu yanılgıya düşen bir kişi, sunduğu iddianın geçerli olması için, başlangıçta kabul ettiği ama savunduğu konuyla çelişen argüman veya olayları yok sayarak mantıklı bir tartışma zemininden kaçınmayı amaçlar.

Örnekler

    Dinlerin insanları her zaman ahlaklı yaptığını savunan bir kişi, buna kanıt olarak kutsal kitabında yer alan ve iyi ahlaka işaret eden ayetleri gösterir. Ama aynı kutsal kitaptaki hiç de “iyicil” olmayan ayetleri (köleliği savunan, kadınlara ikinci sınıf vatandaş gözüyle bakan, barışı değil savaşı teşvik eden ayetler, vb.) görmezden gelir veya bunlar için tutarsız bahaneler ortaya atar.

İddia sahibi sadece işine gelen ayetleri kanıt olarak sunmayı seçip diğerlerini bu değerlendirmeden muaf tutarak kendisiyle çelişiyor.

    Geleceği görebildiğini iddia eden bir medyumun yetenekleri bilimsel bir teste tabi tutulur. Test sırasında yetenekleri sihirli (?!) bir şekilde uçup giden medyum, bu durumu şöyle savunmaya kalkar: “Yeteneklerimin ortaya çıkması için karşımda ona inanan kişilerin bulunması gerekiyor!”
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#33: 11 Aralık 2018, 14:26:20
GÜDÜMLÜ SORU

Soruyu amacınıza hizmet eden desteksiz varsayımlara dayandırarak sordunuz. Çok çakal gördük sizi!
(İng. loaded question)
Bu taktik sanıklara istediklerini söyletmek isteyen avukatlar tarafından kullanıldığında işe yarayabilir ama bize sökmez! Güdümlü sorular, rasyonel tartışmaları rayından çıkarmak için özellikle etkili yanılgılardır. Sorunun yöneltildiği kişi soruyu cevaplamaya çalıştığında kendisini savunma poziyonunda bulabilir; cevaplamak istemezse de sorudan kaçıyormuş gibi görünebilir. Sorular varsayımlara dayandırılarak kurgulanmamalı, içeriğindeki varsayımları destekleyen mantıksal gerekçeler kullanılarak formüle edilmelidir.

Örnekler

    “Ateistler içlerindeki boşluğu neyle dolduruyor?”

Soruyu soran kişi, “ateistlerin içinde bir boşluk olduğu” varsayımını neye dayandırdığını belirtmemiş, aksine bunun doğru olduğunu varsayarak soruyu yöneltmiştir. Bir ateist bu soruya “x,y,z” ile dolduruyorum derse, içinde bir boşluk olduğunu kabul etmiş olur. Oysa bu kişi, bir tanrı fikrini hayatına hiçbir zaman dahil etmemiş olabilir; dolayısıyla bu kişi için tanrı fikrinin yokluğunda oluşacak bir boşluktan da söz edilemez. Tabii ki bu örnek, tanrı fikrini bir zamanlar hayatının parçası yapmış bir kişinin, bu fikrin yokluğunda boşluk hissedeceği anlamına da gelmez!
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#34: 11 Aralık 2018, 14:27:13
İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ

İddiayı, ortaya atan kişinin kanıtlaması değil, başkasının çürütmesi gerektiğini savundunuz!
(İng. burden of proof)
İspat yükümlülüğü, iddiayı ortaya atan kişiye aittir; yani karşıdaki kişinin, iddiayı ortaya atandan ispat isteme hakkı vardır. İddia sahibi kendi iddiasına dair kanıt göstermeksizin, bu iddianın hatalı olduğunu düşünen kişiden onu çürütmesini isterse, ispat yükümlülüğü yanılgısına düşmüş olur. İddianın doğru olmadığını düşünen kişinin iddiayı çürütmekte başarısız olması veya bunu yapmayı istememesi, iddianızın geçerliliğini ispatlamaz. Ancak her iddiayı da eldeki ulaşılabilir kanıtlar çerçevesinde değerlendirmek gerekir; tüm makul şüphelerin ötesinde ispatlanmadığı için bir iddiayı hepten reddetmek de bir yanılgıdır.

Örnekler

    Ali: “Tanrı var.”
    Cenk: “İspat et?”
    Ali: “Esas sen olmadığını ispat et!”

Burada iddiada bulunan kişi Ali olduğu için ispat yükümlülüğü de ona aittir. Ali mantık yanılgısına düşmeden bu iddiasını savunmak istiyorsa, Cenk'ten Tanrı'nın var olmadığını kanıtlamasını talep etmek yerine kendi iddiasını -yani Tanrı'nın var olduğunu- ispatlamalıdır.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#35: 11 Aralık 2018, 14:27:53
ANLAM KARGAŞASI

Gerçeği saptırmak veya karşınızdakini yanlış yönlendirmek için birden fazla anlama gelebilecek sözcükler ya da muğlak bir dil kullandınız!
(İng. ambiguity)
Politikacıların belki de düşmeyi en sevdiği yanılgı budur! Bu yanılgıyı kısaca, “birden fazla anlama sahip olan sözcükleri işine geldiği gibi kullanmak” şeklinde tanımlayabiliriz. Bu taktiği bilmeden uygulayıp yanılgıya düşenler; hadi sizi affettik. Ancak tartışmayı manipüle etmek veya gerçekleri bilerek ve isteyerek çarpıtmak amacıyla bu yolu kullananlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Argümanınız bilinçli bir yanıltma niyeti taşıdığı için onu bir mantık yanılgısı olarak etiketlemek durumundayız.

Örnekler

    “Evrim sadece bir teoridir.”

Yani? Evet, evrim bir teoridir, ama bilimsel bir teoridir. Bilimsel terminolojide “teori” kelimesi, bu kelimenin günlük hayattaki kullanımında olduğu gibi varsayım, spekülasyon ya da kişisel görüş veya kanı anlamına gelmez. Bilimsel teori, bir olgu veya gerçekler grubunun açıklaması olarak kabul edilen bir fikir, ifadeler sistemi veya taslağı; gözlem veya deneylerle doğrulanmış bir tezdir. Evrim, kütleçekimi/yerçekimi teorisiyle aynı anlamda bir teoridir.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#36: 11 Aralık 2018, 14:28:53
KUMARBAZ YANILGISI

Bir olay geçmişte beklenenden sık gerçekleşti diye, gelecekte daha az gerçekleşmesi gerektiğini iddia ettiniz!
(İng. the gambler's fallacy veya Monte Carlo fallacy)
Özellikle kumar oyunlarında sıkça düşülen bir yanılgı olması nedeniyle bu ismi almıştır. Olasılık teorisinde, şansa bağlı her olay ya da oluşum bir öncekinden bağımsızdır; bu gerçeğin reddedilmesi halinde kumarbaz yanılgısına düşülür. Eşit olasılığa sahip olaylardan birisi beklenenden sık ortaya çıktı diye, bundan sonra ortaya çıkma şansının azaldığını varsaymak hatadır. Aynı bağlamda, insan hayatındaki kişisel ve çevresel faktörleri göz ardı ederek gelecekte yaşanacak olaylara metafizik açıklamalar üretmek de hatalı bir yaklaşımdır.

Örnekler

    “Yazı-tura oyununda arka arkaya tam altı kez yazı geldi. Demek ki artık tura gelecek!”

Yazı veya tura gelme olasılığı her atışta eşit olup %50'dir. Bu oran bir önceki atışlardan etkilenmez; her atış diğerlerinden bağımsız bir şekilde %50 olasılık içerir.

    Gülşah: “Bu yıl başıma hep kötü şeyler geldi...”
    Mete: “Eh, ne güzel işte; sıranı savmışsın! Artık yeni yılda hep iyi şeyler bekleyebilirsin.”

İnsan hayatında meydana gelen olaylar birçok faktöre bağlıdır. Geçmişte kötü şeylerin sık yaşanmış olması, gelecekte daha az yaşanacağı anlamına gelmez. Yaşananlardan kazanılan tecrübeler yeni felaketlerin önlenmesinde rol oynayabilir; ama bunu belirleyen şey olasılık hesapları değil, kişinin ve içinde bulunduğu ortamın şartlarıdır.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#37: 11 Aralık 2018, 14:29:38
ÇOĞUNLUĞA BAŞVURMA

Bir şeyin popüler veya birçok kişi tarafından doğru bulunuyor/yapılıyor olmasının, onun doğru olduğunu gösterdiğini öne sürdünüz!

(Lat. argumentum ad populum, İng. bandwagon)
Bu mantık yanılgısını Anatole France'ın şu ünlü sözüyle özetlemek mümkündür: “Saçma bir şeyi 50 kişi de söylese, o hâlâ saçma bir şeydir.” Bir argümanın doğruluğu, birçok kişinin ona inanıyor olmasına veya onunla ilgili genel kanıya hiçbir şekilde bağlı değildir; sadece ve sadece o olguya ilişkin gerçeklere bağlıdır. Popüler olana inanma davranışı en başta sürü psikolojisi etkisi (İng. bandwagon effect) olmak üzere çeşitli sosyal eğilimlere dayanır.

Zamanında birçok insan köleliğin iyi bir şey olduğuna, zencilerin beyazlardan daha aşağılık bir ırk olduğuna inanıyordu. Geçmişte birçok insan yaygın olarak Dünya'nın düz olduğuna, bir öküzün boynuzları üstünde durduğuna, Dünya'nın evrenin merkezinde olduğuna ve Güneş'in Dünya'nın etrafında döndüğüne, hastalıkların ve doğal afetlerin Tanrı'nın gazabı olduğuna, sol elini kullananların içine şeytan girdiğine, toplu halde dans eden kadınların cadı olduğuna, eşcinselliğin bir hastalık olduğuna, şeytan çıkarma ayinlerinin işe yaradığına, kız çocuklarının okutulmaması gerektiğine vb. şeylere de inanıyordu (bazı insanlar bunlardan bazılarına hâlâ inanıyor!). Örnekler çoğaltılabilir; ama bu görüşlerin ne kadar çok kişi tarafından desteklendiği, onların doğruluğu üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir.

Not: Bilimsel gerçeklere ve bir alanın uzmanlarının o konudaki görüşlerine ilişkin argümanlarda durum farklıdır; çünkü bilimsel çoğunluk ile kabul gören görüşler bilimsel kanıtlara dayanır. Bunların salt inanç, kanı, iddia kategorisinde değerlendirilmemesi gerekir.

Örnekler

    “Birçok insan Tanrı'nın var olduğuna inandığına göre, Tanrı vardır.”

Tanrı'nın varlığına inanmak bir seçim, adı üstünde bir “inanç”tır. Bu seçimin arkasında da sosyolojik ve psikolojik gerekçeler yatar; yani kişiseldir. Birçok insanın Tanrı'ya inanmayı seçmiş olması, bu inancın doğru olduğunu göstermez. Sonuçta tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışından önce de insanların büyük bir çoğunluğu putlara ve doğa olaylarına inanıyor ve tapıyordu.

    “Dünyanın birçok ülkesi kapitalizm ile yönetilmektedir, demek ki kapitalizm en iyi yönetim biçimidir.”

Bir sistemin veya yönetim biçiminin iyiliği (veya doğruluğu) onun yaygınlığına değil, ortaya çıkardığı toplumsal sonuçlara bakılarak değerlendirilir.

    “Toplumun büyük çoğunluğu sigara içiyor, o halde sigara içmek sağlığa zararlı olamaz.”

Birçok insanın sigara içiyor olması, sigaranın sağlığa zararlı olduğu gerçeğini değiştirmez.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#38: 11 Aralık 2018, 14:30:22
OTORİTEYE BAŞVURMA

Bir otorite öyle olduğunu düşünüyor diye bu görüşünüzün mutlaka doğru olması gerektiğini öne sürdünüz!
(Lat. argumentum ad auctoritatem, İng. appeal to authority)
Referans verilen otorite konuyla ilgili gerçek bir uzman değilse, yani konuya dair güvenilir ve sağlam bir yorum yapacak uzmanlığı yoksa, onun görüşlerine başvurularak öne sürülen bir iddia da hatalı olacaktır. Uzmanların konuyla ilgili kapsamlı bilgiye dayanan iddialarının, onlarla aynı düzeyde kavrayışa ve/veya deneysel kanıta sahip olmayan kişiler tarafından yok sayılması akılcı değildir. Fakat otoritelerin de bazen yanılabildiğini akılda tutmak ve iddiayı ortaya atan kişiye değil, iddianın kendisine bakmak gerekir.

Örnekler

    “Koskoca Nobel ödüllü fizikçi Dr. Johan Skarn kürtajın ahlaki olarak yanlış olduğunu söylüyor. Alanında saygın bir uzman olduğuna göre kürtaj konusunda da haklıdır.”

Dr. Skarn fizik alanında uzmandır, jinekoloji veya ahlak felsefesi alanında değil. Bu nedenle kürtajın ahlaki doğruluğu veya yanlışlığı konusunda otorite sayılamaz; öne sürdüğü görüşler tamamen kişiseldir.

    ‘Evrimin gerçek olmadığına’ ilişkin iddiasını savunamayan Bob şöyle der: “Evrim kuramının geçerliliğini sorgulayan bilim insanları da var.”

Evrimi reddeden birçok kişi bunu kanıta veya uzmanlıklarına dayanarak değil, kişisel inançlarını temel alarak yapmaktadır; yani birçoğu bu konunun uzmanı değildir. Oysa kanıtlar evrimi destekler. Nesnel çıkarımlarda temel alınması gereken şey kişisel hükümler değil, var olan kanıtlardır.

Not: Olduğu varsayılan bazı sorunlar ve fikir ayrılıkları, evrim mekanizmalarının detaylarıyla ilgilidir. Bilimsel veriler söz konusu olduğunda, onların geçerliliğini kabul eden uzmanların hangi kanıtları temel aldıkları incelenmelidir
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#39: 11 Aralık 2018, 14:31:05
HATALI BENZEŞİM

Birbiriyle uyuşmayan birçok başka özellik barındıran iki şey arasında, işinize gelen özellikler üzerinden benzeşim kurarak iddianızı savundunuz!
(İng. false analogy)
Bazen bir iddiayı veya olguyu açıklamak için benzeşimler kurmak, hem derdimizi daha iyi anlatmamıza hem de karşımızdakinin bizi daha iyi anlamasına yardımcı olabilir. Ama birbiriyle benzer olduğunu düşündüğümüz iki olay veya nesneye ait belli bir özelliğin gerçekten de ortak olabileceğini göz önünde bulundururken başka özelliklerinin farklılık gösterebileceğini dikkate almazsak, hatalı benzeşim kurmuş oluruz.

Örnekler

    “Tıpkı bir saatçinin bir saati zihninde kurgulayıp, zamanı ölçmek amacıyla onun karmaşık mekanizmasını tasarladığı ve inşa ettiği gibi, çok daha karmaşık ve düzenli olan insan bedeni ve doğadaki tüm uyumun da bir yaratıcısı ve tasarımcısı vardır.” (William Paley, Natural Theology, 1802)

Bir saat ve bir insan vücudu gerçekten de yapı itibarıyla epey karmaşıktır ve bu karmaşıklığın nedenlerini açıklamaya ihtiyaç duyulur. Ne bir saat ne de bir vücut, tamamen çalışır haliyle kendiliğinden oluşamaz; dolayısıyla her ikisini de ‘yaratan’ mekanizmaların ortaya çıkarılması gerekir. Ne var ki doğada, tam randımanlı haliyle çalışan bir saati ortaya çıkarabilecek herhangi bir mekanizma yoktur ve bir saat, oluşmak için mutlaka bir ‘saatçi’ye ihtiyaç duyar; oysa tam randımanlı bir insan vücudunu ortaya çıkarabilecek bir süreç (doğal seçilim yoluyla birikimli evrim) mevcuttur ve dolayısıyla herhangi bir başka yaratıcıya gerek duymaz.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#40: 11 Aralık 2018, 14:31:56
GERÇEK TEMSİLCİ

Bir argümanın içerdiği kusurları saklamak ya da ona yöneltilen eleştirileri savuşturmak için sonradan uydurduğunuz bir ‘ideal’e başvurmak çözüm değildir.

(İng. no true Scotsman)
Bu yanılgı, bir konuda bir argüman ileri sürdükten sonra, kanıtlar istediği kadar aleyhinde olsun, karşı argümanları “o gerçek bir X değil, bu gerçek bir Y değil” şeklinde savuşturmaya çalışınca ortaya çıkar. Ne hikmetse, size sunulan ve savunduğunuz önermeyle çelişen herhangi bir örnek veya kanıt, size göre o olgunun asla gerçek temsilcisi değildir! Bu yüzden argümanınızı sonradan işler ters gitmeye başladığında değil, en başından rasyonalize etmenizi öneririz.

Bu yanılgı yan çizme argümanının alt kümesindedir ve her “o gerçek bir X değil” ifadesi bir gerçek temsilci argümanı örneği olmayabilir. İddia sahibi tartışmanın orta yerinde X'in tanımını değiştirmişse, bu mantık yanılgısına düşmüş olur. Ama zaten en başından beri mantıksal gerekçeleriyle birlikte “bunu gerçek bir X olarak kabul etmiyorum” demişse, burada bir mantık yanılgısı yoktur.

Örnekler

    - İslam, barış ve hoşgörü dinidir.
    - Peki, ya Sivas'ta onca insanı Allahüekber naralarıyla yakanlar? Onlar müslüman değil miydi?
    - Onlar gerçek müslüman değil.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#41: 11 Aralık 2018, 14:32:43
ÖNCÜLLE REDDETME

Önermenizin belli bir sonuca işaret edeceğini, o önerme doğru olmadığına göre sonucun da yanlış olduğunu savundunuz. Ama bir dakika, o öyle değil ki!
(İng. denial of the antecedent)
Öncülle ardılı reddetme yanılgısı, ardıl ile öncül arasında varsayıldığı gibi bir ilişki olmaması durumunda sık sık karşımıza çıkar. Argümanınızı kimi olgu ve durumların belli bir sonuca işaret edeceği üzerine kurup, sonra da o olgu ve durumları gözlemlemediğinize göre söz konusu sonucun yanlış olduğunu ileri süremezsiniz; çünkü o olgu ile sonuç arasında mantıksal bir ilişki olmayabileceği noktasını atlamış olursunuz. Bu yanılgıda dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Bir argüman “eğer X ise, Y'dir” şeklindeyse, bu argüman “X-değil ise” durumu hakkında HİÇBİR ŞEY söylemez. Yani bu argüman “eğer X-değil ise Y'dir” veya “eğer X-değil ise Y değildir” yargılarının ikisini de içermez.

Örnekler

    “İnsanlar yüzbin yıl yaşasaydı doğada evrimi gözlemleyebilir, doğruluğunu sınayabilirdik. İnsanlar yüzbin yıl yaşamıyor, dolayısıyla evrimi gözlemleyemiyor ve doğruluğunu sınayamıyoruz.”

Yüzbin yıl yaşamasak da evrimi laboratuvarda, fosil kayıtlarında, karşılaştırmalı genom çalışmalarında vb. gözlemleyebiliyor, sınayabiliyoruz.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#42: 11 Aralık 2018, 14:33:21
HATALI İKİLEM

Bir fikir veya olguya ilişkin birçok olasılık mevcutken, sadece iki zıt olasılığın (ya siyahtır ya beyaz!) mümkün olduğunu varsaydınız.
(İng. false dichotomy, false dilemma, black-or-white)
Bazen tartışmayı öyle bir resmederiz ki, bizimkinin dışındaki tüm argümanların tek bir kapıya çıkacağı varsayımında bulunuruz. Oysa bizim siyah/beyaz veya 0/1 olarak resmettiğimiz durum, bu iki koşuldan çok daha fazla alternatif barındırıyor olabilir. Argümanları bu yanıltıcı resim üzerinden inşa etmek, mantıklı ve dürüst bir tartışmayı imkansız hale getirebilir.

Örnekler

    “Yeni yürürlüğe koyduğumuz yasaya karşı çıkan herkes birer vatan hainidir!”

Bir yasa karşısında fikir sahibi kimselerin takınabileceği tutumlar, makul vatandaş olup yasayı bütünüyle kabul etmek veya vatan haini olup itiraz etmekten ibaret değildir.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#43: 11 Aralık 2018, 14:33:56
YETKİN OLMAMA

“Sen nereden bileceksin, bu işin okulunu mu okudun?” tadındaki serzenişiniz her zaman sökmeyebilir.
(İng. courtier's reply)
Bu yanılgı, karşınızdaki kişinin argümanına karşılık vermek yerine, onun bu konudaki yetkinliğini sorgulamanız şeklinde ortaya çıkar. Siz veya argümanlarını kullandığınız kişi gerçekten de söz konusu tartışma üzerine daha çok okumuş, pratikte bulunmuş veya uzmanlık sahibi olabilirsiniz. İşte sağlıklı bir tartışma için sizden veya argümanlarını kullandığınız kişiden tam da bu yüzden daha tatmin edici cevaplar bekliyoruz; bizi bu konuda yetkin olmamakla suçlamanızı değil sayın argüman sahibi!

Örnekler

    “Ben yıllardır astroloji üzerine çalışıyorum, ABD'deki bilmem ne enstitüsünden sertifika aldım. Peki, sen okulunu okudun mu da astrolojinin safsata olduğunu iddia ediyorsun?”

Astroloji konusunda karşınızdaki şüphecinin işaret ettiği sorunları beğenmiyorsanız, o sorunları geçersiz kılmak için gerekli mantıksal açıklamayı sunmanız yeterli olacaktır. Ortadaki tartışmayı kazanmak için karşınızdaki kişiden daha bilgili olduğunuzu veya o kişinin o konuda yetkin olmadığını söylemek yerine sahip olduğunuz bilgileri kullanmayı deneyin! Biz denedik, %100 işe yarıyor.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Nasıl Tartışmak Gerekir?
#44: 11 Aralık 2018, 14:34:44
DOĞALA YÖNELİM

Bir durumun ‘doğal’ olduğunu ileri sürerek onun geçerli, haklı, kaçınılmaz, iyi veya ideal olduğunu iddia ettiniz!

(İng. appeal to nature)
Doğada var olan ve doğal olarak gerçekleşen bir olguyu, “olması gerekenmiş” gibi sunma hatasıdır. ‘Doğal’ olan bazı şeylerin aynı zamanda da ‘iyi’ olduğu yönündeki kabul, görüşlerimizi taraflı hale getirebilir. Oysa doğallığın kendisi bir şeyi iyi veya kötü yapmaz. Örneğin hastalıklardan ölmek doğaldır, ama bu onun iyi olduğu anlamına gelmez. Kanserin veya salgın hastalıkların doğal olması, onları iyi veya doğru yapmaz.


Örnekler

    “İlaç firmalarının ürettiği antibiyotik, ağrı kesici, tansiyon ilacı vb. ilaçlar doğal değildir. Çeşitli otlardan elde edilen iksirler ve karışımlar ise doğaldır. Sakın ilaç kullanmayın.”

Bu ilaçlar insanları hastalıklardan korumak amacıyla üretilir ve işe yarayıp yaramadıkları, tamamen hastalık üzerindeki etkilerine bakılarak çıkarsanır. Doğal olanların mutlaka faydalı olduğu çıkarımını yapamadığımız gibi, bu ilaçların doğal olmamaları da faydalı olmadıkları anlamına gelmez.

    “Normal doğum doğaldır, o yüzden sezaryen kötüdür.”

Normal doğum sırasında ölen birçok kadın vardır; gerekli durumlarda -ki buna doktoru karar verir- sezaryen yapılmazsa anne adayı kaybedilir. Normal doğumun doğal olması, onun her zaman iyi sonuç vereceği anlamına gelmez.

    “Doğada en güçlü ve uyumlu olan canlılar hayatta kalır; yani zayıf ve çevresine uyumsuz olan canlıların yok olması doğaldır. Demek ki zayıf ve güçsüzleri yok etmeliyiz!”

Doğada işlerin böyle yürüyor olması, ahlaki bir dayanak olarak kabul edilemez.

Not: Sosyal darvinizmden farklı olan Darwin'in evrim kuramı, bunun sadece doğanın bir gerçeği olduğunu söyler; böyle olmasının iyi veya doğru veya gerekli olduğunu değil
  • IP logged

 
Yukarı git