Böyle olmamalıydı. Yani gelinen noktada manzara daha net olmalı idi. Oysa sabahın şu saatlerinde şu satırları yazarken yaşadığım kararsızlığı sözcüklere dökmek ne de zor! Her durumda gelinen nokta da durum böyle olmamalıydı.
Denizde tek başına bu kadar uzun yol yaptıktan , bu kadar heyecan yaşadıktan sonra, sabahlara kadar bilgisayar başında çalıştıktan, bu kadar kitap satın alıp okuduktan , tekne yapmışlar ile bu kadar saat muhabbetten sonra.. Hele hele teknenin bir çok imalatını yaptıktan , karaya alma sırasındaki işlerden ve tecrübelerden sonra gelinen noktaya bir bakarmısınız ?
Buhran..
Bir rakı masası düşünün. en az 10 kişi var masada. Her biri benimle aynı deneyimde. Hepsi ben ! Tekne yaptırmak isteyen ben, Tayo Mar 'dan asla vazgeçmem diyen ben, manyakmısın artık bu kayıkla menzilin sonuna geldin diyen ben, Hazır istediğine yakın bir tekne buldun hiç durma hemen al diyen ben, Bir sürü ben işte. Tam bir kakafoni.
Hepsi de doğru söylüyor üstelik. Bu kadar doğrudan nasıl böyle bir kakafoni çıkar yahu!
Ha bir de Öcal abi var tabi. Başımın belası Öcal abi !
Bir şekilde adamla çakışıyoruz illaki. Mümkün değil bu kadar denk getirmek.
" 8 ton bir tekne ile Ege de gezmek, D8 Catarpillar ile bahçede çiçek ekmeğe benzer "
lafa bak! Allah cezanı vermesin Öcal abi, Allah seni bildiği gibi yapsın Öcal abi !
" öyle Tayo Mar ile gittiğini gibi gidemezsin her yere bir çırpıda. demir atması başka , girmesi başka , çıkması başka "
Bİr de Mustafa Ertör var tabi. Ta geçen seneden söyledikleri çınlıyor kulağımda.
-abi ben artık iki direği olmayan yelkenli alamam.
-hmmmm

tek başına mı yelken yapıcan yine ?
-ne bileyim her halde, çoğunlukla..
-Güzel, açtın yelkenleri gidiyorsun . Birden hava patladı. Hangi direkteki yelkeni önce indirmek istersin ?
öfffffff...
Ya Cem Gür'e ne demeli..
Tayo Mar bir gün bana artık beni bırak diyecek miş miş ...
Tek bacakta 87 mil yol yaptım bu sene yalnız. 45 gün küçücük teknede yaşadım bu yaz. Üstelik 12 Günü eşim ve kızım ile. Seyir yapılabilecek en yüksek havada seyir yaptım. Geçen sene Ahmet, Burak şahit üzerimize iki defa dalga çöktü Ayvalıkta gece gece..
Tayo MAr bana söyleyecekmiş miş.. Bi mok söylediği yok yaptığın teknenin !
35 feet 8 ton teknenin yelken alanı 55 m2, 3,5 tonluk Tayo Mar'ın yelken alanı 43 m2. elli kere tombalak atması lazım bu yelken alanı ile 7 m teknenin. Atmıyor.
Diğer yandan bulduğum tekne 35 feet kech arma , Elbette omurga salma hem de tam benim istediğim gibi. 78 model ama İtalya Trieste de refit edilmiş. 6 sene karada bekleyince fiberi kup kuru olmuş, alan da fırsatı kaçırmamış, epoksi ile evladiyelik yapmış fiberi. Üzerine jel kot atmış. BU yıl Ayvalık'ta Recep hocanın teknesinin altına yaptı Öcal abi . Gözlerime inanamadım.
Tüm vanalar değişmiş. 36 beygir yeni Yanmar takılmış, Direkler ahşap. Yeniden yapılmış. Yelkenler yeni . Altı fiber ama üstünde ne varsa ahşap. Güverte tik, içerisi maun. Civadrası var. Safra kurşun ve fiberin içinde . Kesit şarap kadehi kesiti. Kıç Tayo Mar ile aynı. Havuzluk geniş. Pilot house , içeride de dümeni var. Her denizde gider tekne işte. Zaten birkaç kere dünya dönmüş gelmiş.
Çık buradan , Yap trimlerini , ilk durak Malta !
Motor haznesi kocaman üstelik. Rahat rahat servis yap. Her şey ulaşılabilir yerlerde.
Anlatmakla uğraşmayayım aynısının videosu var. Benim bulduğumun arkasında o saçma dinlence yok ve o saçma koltuk ta .. gerisi aynı.
İçi istediğim değişiklikleri yapmak için de çok uygun. Şu meşhur berjerleri de alır koyarım. Karşısına da bir tane düğmeli deri koltuklardan..
Korktuğum şey başka aslında..
Dünya turu yapmış bir teknenin üzerinde olmak , onu kullanmak çok farklı bir duygu. BU duyguyu ilk kez Baba Tunca'nın dümeninde yaşamıştım.
İstersem gidebilirim. Nereye istersem gidebilirim!
İşte bu duygu çok tehlikeli..
Koskocaman bir kararsızlık