Batana, Rovinj Bölgesine özgü ahşap, 4 ila 8.5 metre arasında inşa edilen geleneksel bir balıkçı teknesi. Temel özelliği düz tabanı ile az derin sularda dolaşabilip av yapmaya elverişli olması. Venedik Gondolu, Neretva teknesi veya kum banklarında kullanılanlarla aynı aileye mensup. Bu tip tekne yapısı İtalya’nın Marke bölgesinde ortaya çıkıp daha sonra Venedik Batanalarına öncülük etmişlerdir. Bu yapım tekniği gelenek yavaşça gelişerek İtalya sahillerini daha sonra da İstrie ve Dalmaçya sahillerinde de kullanılmaya başladı.
Teorilerden birine göre Batana adı “battement” vuruş ve yol alırken düz tabanından dolayı ürettiği dalga sesinden türetilmiştir.
Ölçüleri açısından iki tip Batana mevcuttur. Küçük boydakiler, yerel amatörler tarafından, çoğu zaman evlerinin giriş katında inşa edilmişler, büyük olanları daha geniş alanlarda tezgâha konmuşlardır.
20.Yüzyılın altmışlı yıllarına kadar yelkene uygun direkliydiler. Yelken sağlam dokunmuş pamuklu kumaştan kare formda, ailenin kullandığı sarı, kırmızı ve yeşil renklerle geometrik şekillerde süsleniyorlardı.
Batana iskeleti meşeden, kaplamaları epicéa veya yerel çam gibi yumuşak ağaçlardan yapılan ahşap bir teknedir. Rovinj Batanası Hırvat denizcilik kültürü içinde “tarihi miras” olarak koruma altına alınmıştır.
Rovinj limanına uğrarsanız otuza yakınından bazılarında balıkçıların ağlarını temizlediklerini veya sefere hazırlıklarını izleyebilirsiniz.
N.B: Düz tabanlı iş tekneleri sanıldığı gibi sadece New Founland'a giden büyük balıkçı uskunalarının av için kullandıkları Dory'ler değildir.
Özellikle Akdeniz çanağı kuzey sahillerinde çokça kullanılmışlar, hâlâ da kullanılıyorlar. Fransa'nın "Bete" leri veya bizim İzmir'in "korita"ları gibi.
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.