Efendim çok çetin geçen ve neredeyse 3 aydır süren çetin bir pazarlığı dün itibarı ile ciddi bir başarı ile bitirmiş bulunuyorum. Kitap olacak hikaye . Bir ara yazarım belki. Neyse konumuz tabi ki bu değil. Biraz sonra Kuşadasına doğru eşim ve küçük kızım ile yola çıkıyoruz. Geçen sene olduğu gibi Tayo Mar 'ın İngilzvari uşağı da sahneye çıkıyor yani.
Şimdi yazacaklarımı eşlerinize okutmayınız isterseniz. Bu sene daha da abartmayı planlıyorum çünkü.
Efendim birinci gün , Kuşadası Marina 'ya intikal.
Bavulların tekneye intikali. eşim ve kızım marina havuzunda dinlenip , kokteyllerini yudumlarken Sebastian, bavulları açacak, yolcular için ayrılmış olan portuçlara eşyaları yerleştirecek. Boşalan bavullar , tekrar arabaya götürülecek ve dönüşte , gerek kızımın gerekse eşimin daha önceden talep ettikleri menü için tekeneye Migros tan gerekli kumanya tedarik edilecek.
Yine onlar havuzda iken, Tayo Mar , seyre hazırlancak. zaten yataklara Madam Coco dan yen çarşaflar tedarik edilmiş ve serilmişti. Tekne son kez temizlenecek ve misafirlerini ağırlamak üzere bekleyecek.
Akşam yemeği için Marina Müdürü ve eşi ile sözleşilmişti. Keyifli bir akşam yemeği yenilecek ve sonrasında misafirler uykuya çekilecek. Kızım bu yıl ciddi boy attığından sebastian 'a kamarada yer yok. zaten sebastian'ın haddine değil kamarada yatmak. sebastian Elbette havuzlukta yatacak.
sabah erkenden Sebastian , değerli yolcuları henüz uyuyorlarken , üç saat sürecek Samos seyri için marina dan ayrılacak. 9.30 gibi Samostaki koya demir atılacak. sabah kahvaltısı hazırlanılacak ve saat 10 gibi misafirler uyandırılacak.
İşte böyle bir hafta boyunca sebastian yoğun bir mesaide olacak. Denizden çıktıklarında kuru havlular takdim edilecek. Denizde yüzerken meşhur Tayo Mar kahvesi ikram edilecek, vs.vs.
Tayo mar ve sebastian bu yıl da eşler ve çocukların tekneden keyif almaları için önemli olanın teknenin hacmi olmadığını bir kez daha kanıtlayacaklar.