Ben bu ahşap işinde şunu öğrendim. He ne yapacaksan hakkını vererek yapacaksın. İşin kolayına kaçmayacaksın. Sonra başına daha büyük dertler çıkıyor.
Ben Tayo Mar da ne zaman böyle işin kolayına kaçsam , hep daha fazla zahmet ile karşılaştım. Hatırlıyorum da kamara üstü ve havuzluğu astar atmadan boyamaya kalktıydım. Bir hafta sonra bütün boyalar sapır sapır döküldü. Hepsini kazımak zorunda kalmıştım.
Keza , gidip havuzluğu tik papel ile kapladım. İlk yağmurda şiştiler. Sika nın ne muhteşem malzeme olduğunu sonra öğrendim. Hiç çivi çakmadan bu sefer olması gerektiği gibi ireco ile kapladım. Cillop gibi oldu.
Yani demem o ki bir iş yaptınmı hakkı ile yapacaksın. Üstüne su kontrası çakıp , sonra epoksi elyaf yapmak geçici çözüm. Alttan çürüme devam edecek. Bu sefer içerisi kötü kokacak, sapır sapır dökülecek.
Ahşap kayığı yaşatmak ciddi bir iş. Yapılması ne gerekiyorsa onu yapacaksın. Ben olsam tikleri söker, iyi olanları ayırır, çürümüş parçaları ve eski kontrayı kaldırır, yerine yenisini kaplayıp, epoksi elyaf yaparım. Sonra hech ya da portuç gibi yerleri kalan tikler ile yeniden kaplarım. Boyayı da krem rengi yaparım. Çok güzel ve sağlam olur. Evladiyelik bir iş olur.