Siz ne tehlikeli adamlarsınız ya. alt tarafı bir kablo çapı sordum. Şu gördüğüm muameleye bak
Şu Nadir 'deki mekanik aleti merak ettim ama. Bir bilgisi verilirse sevinirim.
Şimdi gelelim bu bozguncu zevata.
Çanakkale boğazı çıkışında meşhur " Morto " koyu var. Anıt koyu olarak ta anılmakta. Morto ismini Cenevizliler koymuşlar. Her havada sakin bir liman Çünkü.
Üstelik konumu çok iyi. Tam boğaz çıkışında ve gece konaklamak için çok uygun. Yüzyıllarca bırakınız küçük tekneleri gemiler gelip sığınmışlar bu koya. Çanakkale savaşlarında da buradan çıkartma yapılmak istenmiş. Çok ayrı bir hikayesi de var koyun. Konumuz bu değil. Bir ara yazarım.
Şimdi bu koya nedense pek uğramıyor "modern " tekneler. İki yıl önce hepi topu iki tekne idik koca koyda.
Nedenini geçen yıl Çanakkale Marin'da yerli bir tekne sahibi ile konuşurken öğrendim. Efendim bu koyun zemini çok sert. Tüf benzeri 5 cm kadar bir tabaka var ve altı kaya kadar sertmiş. Üstelik erişte de var.
O yüzden demir tararmış o koy ve pek gidilmezmiş. Tararmış da hangisini ? Modern , ağırlığından ziyade geometrik şekli nedeni ile çalışan pulluk tip çapalar bir işe yaramıyormuş.
Ne işe yarıyormuş peki.? zavallı, gariban artık modası geçmiş denilen Admiralti.
Admiralti çapa kullanan sayısı çok az. Bu çapanın çok önemli üstünlükleri var diğerlerine göre. Tek dezavantajı, zinciri kısa bırakılırsa , zincirin dolanıp, çapayı yerinden sökme ihtimali var. Tabi ki pulluk tipi çapalar gibi çekilirken
hoop yerine giriveriyor. Admiralti de bu kolaylık yok.
Ne var ? Huzur var. Geçen yıl Bademili de demir attığım koyda gece 30 knot üzeri rüzgar esti. sabaha kadar. Meğer burası hep esermiş. Ben Bademli ile ilgili dünya kadar şey okudum , gece böyle estiğini hiç okumadım. Sonra sorduğum herkes biliyormuş bir ben bilmiyormuşum. Niye yazmadınız yahu o zaman ?
Önce korktum. Yedek küçük demiri de çıkardım. Bosayı kontrol ettim . Kıyıya yakınım ve demir tararsa Motoru çalıştırıp yürüyemeden karaya otururum öyle bir durum. Yarım saat oturdum. Baktım admiralti zıpkın gibi. Zincir kopar , çapa erinden çıkmaz o derece.
Sabaha kadar mışıl mışıl uyudum. Rüzgar da sabaha kadar esti durdu.
Oysa git bak forumlarda sabaha kadar oturulan ne çok demirleme ve koy hikayesi var.
Neden? çünkü bilmiyorlar. Admiralti çapanın kıymetini bilmiyorlar. Bu çapa , hem ağırlığı ile iş görüyor hem de uzun kolları ile. Tarasa bile herhangi bir pulluk tipi çapaya göre tekrar bir yerlere takılması çok daha mümkün.
Oysa tüm pulluk tipi çapaların zemine bir şekilde gömülmesi gerekiyor. Yoksa yandı gülüm keten helva.
sorun Nerede? sizler hep beraber takılıp, bana köyün delisi gibi davrandığınızda okuyanlar da benim sadece " eski " şeyleri seven çatlak bir adam olduğumu sanıyor.
Oysa ben doğrusunu yazıyorum. Yazdığım her şey okuduğum ama deneyimlediğim konular. Yani admiralti iyi çapadır diye bir kaynaktan okuyup yazmıyorum bunu . deneyimleyip öyle yazıyorum.
Ben pulluk tipi çapaları biliyorum. Kullandım. Siz Admiralti kullandınız mı ?
Bu çapa gelmiş geçmiş en iyi çapadır. Üzerine yoktur. Bak bence filan demedim .
Hep yazdığım gibi ticari değeri olmayan bilgiler yok olup gidiyor işte. u demirin fiyatı pulluk çapalar yanında öyle ufak ki.
Kim ne yapsın admraltiyi. ? Benim gibi çok nadir yazanları da tefe koy çal. Bitti gitti.
Ben teknemde " gerekli " olmayan hiç birşeyi kullanmıyorum. Irgat, Otopilot, Chartplotter, Navigasyon, hepsi varlar.
ama buz dolabı yok. Olmaz da . Benim felsefeme ters. Bimini, serpinti körüğü bana göre anlamsız. Yelkeni göremeyeceksem neden yelkenli tekneye biniyorum ki. ?
serpinti körüğü de benzer. Yahu bu kadar ıslanmaktan korkuyorsanız ne işiniz var denizde. ?
Çoluk çocuk tombalak rahtsız oluyor v.s.
Siz denizin kurallarına uyacaksınız. Eşiniz , çoluk çocuğunuz hoşlanmıyorsa da gelmeyecek. Özellikle çocuklarınza da bu felsefeyi öğretmek durumundayız.
Bu bir tercih filan değil. Bu bir kültür. İngiliz bilmiyor mu havuzluğuna "çadır " kurmayı ? Niye yapmıyor ?
Çünkü adamın denizcilik kültürüne ters. Böyle bir şey yaparsan da alay konusu olursun oralarda. Burada tekne satarken bir avantaj gibi sunuluyor ama.
Yelkenli tekne yelken ile gider. Giderken bir miktar bayılır. Bundan korkan her kimse tekneye gelmeyecek. Eşiniz korkuyor ve hoşlanmıyorsa gelmez. Tercih olan budur. Son durakta bağlandığınız koyun oteline gelir. sakin havada yan koya gider , Bumbanızın üstüne tentenizi gerer, keyifle denize girer vakit geçirirsiniz ailenizle dostlarınızla , sevgilinizle.
Ama , Müsellim geçidini saat öğleden sonra beş gibi geçeceksem, ben yanımda " sıkı " denizci isterim. Yoksa da kimseyi istemem. Tekne 10 derece bayılınca zırlayan çoluk çocuk, eş, dost sevgili istemem.
Bana göre " yelkencilik " gereği gibi yapılır. denizde olmanın felsefesi " yeteri kadar " tüketmektir.
Ben oyuncak kadar buz dolapları için dünya kadar para harcanmasına karşıyım. Buz dolabına karşı değilim. 50 feet teknem olursa buz dolabının kralını koyarım. Ama çoğunuzun teknesindeki küçük buz dolaplarını koymam. İşe yaramıyor çünkü.
Şu Türk teknelerindeki donanım yabancı teknelerde olasa adamlar beş kez dünya dolaşırlar.
Tayo Mar da ben kullandıkça buz dolabı olmaz. Vebasto olmaz. elektrikli tuvalet olmaz. Motorun en bakımlısı olur ama. Parçaları uçaklarda olduğu gibi süreli değişir. Vinç de olmaz asla.
Admiralti den başka demir kullanmam. Admiralti çekebildiğim kadar tekne boyu tercih ederim. Yaşlandıkça teknemi büyütmem. Gücüme göre küçültürüm .
He durumda yelken yaparım. Her rüzgar çıktığında yelken açar , hava kalırsa kapatırım. Yine eserse yine açarım. Böyle iki saatlik seyirde beş kez yelken açmışlığım vardır benim. Çatlakmıyım. ? Hayır.
Bu işin " gereği " budur. Bu bir tercih değildir.
Yelkenli tekne yelken ile gider. Yelken kullanılırken yelken her durumda görülmelidir. Yelken yapmanın keyfi , soğuk bira içmekten kat be kat fazladır.
Benim sorunum , bunları asla benim gibi düşünmeyen ve düşünmeyecek olan kişiler ile tartışıyor olmamda.