Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Ben ne BİLİM köşesi

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1165
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#15: 16 Mayıs 2018, 13:02:19
Doğan Hocam,

Paylaşım için teşekkürler. Bu ülkede bize sürtünmeyi yıllarca kötü olarak gösterdiler  :)  :)  :)
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#16: 16 Mayıs 2018, 14:49:34
Yelkenin arkasındaki bilim . 13 sayfa bilmeniz gereken herşey.

https://www.dropbox.com/s/158kh6fq4hkxrjs/Science%20Behind%20Sails.pdf?dl=0
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 830
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#17: 16 Mayıs 2018, 14:58:38
Yelkenin arkasındaki bilim . 13 sayfa bilmeniz gereken herşey.

https://www.dropbox.com/s/158kh6fq4hkxrjs/Science%20Behind%20Sails.pdf?dl=0

Burak reisim, benim gibiler için sayfa sayfa, yavaş yavaş çevirisini yapsaydın..  8)
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#18: 16 Mayıs 2018, 15:00:08
Yaparım Eyüp reis.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#19: 16 Mayıs 2018, 16:03:06
Doğan Hocam,

Paylaşım için teşekkürler. Bu ülkede bize sürtünmeyi yıllarca kötü olarak gösterdiler  :)  :)  :)

Aman diyim Mücahit. Sürtünme bazı yerlerde güç kaybı ısınma gibi problemler yaratır felan
Ama sürtünmenin istendiği yerler vardır.
Araçlarımız sürtünme olmasaydı hareket edemezdi. Bir şekilde hareket eden araci durduramazdik. Fren diskleri hak getlre yani.
Tabi bu soyledgim tekerlekli araclar için
  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4257
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#20: 16 Mayıs 2018, 16:46:22
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#21: 16 Mayıs 2018, 16:57:45
Yaparım Eyüp reis.

Mümkünse yap , çok değerli bir kaynağa ulaşmış oluruz  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 989
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#22: 17 Mayıs 2018, 00:10:37
Eski Tarihte Kullanılan Gereksiz İcatlar ve Buluşlar.

Yaşamı Değiştiren İLK İcatlar.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 17 Mayıs 2018, 00:18:00 Gönderen: Ali Ünalan »
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 830
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#23: 24 Mayıs 2018, 11:24:43
Uluğ Bey ve Başyapıtı: Uluğ Bey Zici

Uluğ Bey, dönemi için önemli çalışmalara imza atmış bir astronom ve matematikçidir.
Yaptığı çalışmalar, teleskobun icadına kadar geçen süre içinde tüm dünya bilim insanlarınca başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır.

15. yüzyılın büyük astronomi âlimi Uluğ Bey (1394-1449), Timur’un torunu, Şahruh Mirza’nın oğludur. Asıl ismi Muhammed Taragay‘dır. 1413’te babasının yerine Türkistan ve Maveraünnehir bölgesi emirliğine geldi. Fakat kendini idarecilikten çok bilime verdi ve bilime hizmet eden âlim hükümdarlardan oldu. “İlmin hâkim olduğu bir ülkede, ilimle uğraşan bir kişi olmayı, hükümdarlığa tercih ederim.” sözüyle bunu veciz bir şekilde ifade etti.


Uluğ Bey’in Zici, (Zic-i Uluğ Bey), Türkçe basımıyla birçok kez yayınlandı ve günümüzde de çeşitli yayınevleri tarafından yayınlanmaya devam ediliyor.

Kırk yıla yakın hükümdarlık döneminde, matematik ve astronomi ilmine büyük hizmetlerde bulundu. Sarayını bir akademiye çevirdi. Devrin, 60-70 civarındaki meşhur bilginini burada topladıv ilmî çalışmalar yaptırdı. Zamanında Semerkant¸ mühim bir ilim, kültür ve sanat merkezi konumuna yükseldi.

Gıyaseddîn Cemşid el-Kâşi’nin, Uluğ Bey’in matematik ve astronomi alanlarındaki dehasına misal teşkil etmesi noktasında naklettiği şu olay gayet ilginçtir: “Bir gün atla dolaşırken, H. 818 yılının Recep ayının 10 ile 15’i arasındaki bir pazartesi olarak bilinen günün, güneş yılına göre hangi güne isabet ettiğini bulmak istedi. Güneşin o güne tekabül eden boylamını iki dakikaya varan bir hata ile hesap etti. Vakıa, sonucu duyarlı olarak çıkaramamış, derece ile iktifa etmişti. Fakat bunu günümüz insanları arasında hiç kimse yapamaz; zihni hesapta bu derece maharet kimseye müyesser değildir.”

Semerkant Rasathanesi ve Zic-i Gürganî

Türkiye’nin yetiştirdiği bilim tarihi uzmanlarından Ord. Prof. Aydın Sayılı¸ 1960’ta yayımladığı “The Observatory İn Islamand İts Place İn The General History Of The Observatory” (İslam Dünyasında Rasathane ve Genel Rasathane Tarihi İçindeki Yeri) isimli eserinde, rasathanenin/astronominin doğuşunu İslâm medeniyetine borçlu olduğunu ilmî anlamda ortaya koymuş ve şu tespiti yapmıştır: “Mısırlılar ve Mezopotamyalılardan başlayarak medeniyetimizin meydana gelmesinde doğrudan doğruya rol almış olan medeniyetlerde, rasathaneye ilk defa İslâmiyet’te rastlanır.


Semerkant Rasathanesi’nin dıştan görünümü.

Bu anlamıyla rasathane, Türk İslâm medeniyetinin meydana getirdiği ve dünya medeniyetine sunduğu bir kuruluştur.” İslâm astronomisinde ilk büyük canlanma¸ Nasîreddin Tûsî(1201-1274) tarafından 1259’da kurulan Meraga Rasathanesi ile ortaya çıktı.1421’de Uluğ Bey tarafından Semerkant’ta kurulan rasathaneye ilham kaynağı ve model oldu.1

Semerkant Rasathanesi, Uluğ Bey’in en önemli eseridir. “Gök biliminde ilerlemeyen milletler, büyük millet olamaz.” tespiti, onun rasathaneyi ve buradaki çalışmaları ne denli önemsediğinin delillerindendir. O dönemde Doğu’da ve Batı’da bu mükemmellikte bir rasathane bulunmuyordu. Uluğ Bey’in adını insanlığa duyuran ve ilim tarihine geçmesini sağlayan, bu rasathanedeki çalışmalarıdır. Dünyaca meşhur bilim tarihi otoritelerimizden Prof. Fuat Sezgin de aynı kanaattedir:

“Kurduğu rasathane, çağının en modern usullerle gözlem yapan, araştıran, inceleyen, bilimin aydınlığını yayan bir ilim irfan merkeziydi.” Burada kullanılan “Suds-i Fahrî”, “Rub-u Daire” gibi bazı âletler, Uluğ Bey tarafından icat edilmiştir.


Semerkant Rasathanesi’nin içten görünümü.

Yıldızların yüksekliklerini bulmada kullanılan, 40.2 metre çapa, 63 metre uzunluğa sahip “Rub-ı Daire” (Duvar Kadranı), Ayasofya Camii’nin kubbesi büyüklüğündeydi. O devre kadar astronomide bu büyüklükte bir alet meydana getirilememiştir. Bu alet, dürbün/teleskop icat edilinceye kadar yıldızların uzaklığı, namaz vakitleri, kıble tespiti gibi çeşitli gözlem işlemlerinde kullanılmıştır. Rasathanede yapılan gözlem ve hesaplamalar¸ günümüz astronomi değerlerine oldukça yakındır. Uluğ Bey, bir yılın uzunluğunu 365 gün 6 saat 10 dakika 8 saniye olarak belirlemiştir. Modern ölçümlere göre de 365 gün 6 saat 9 dakika 9.6 saniyedir; aradaki fark 1 dakikadan azdır.

Uluğ Bey; Kadızâde Rûmî, Gıyaseddîn Cemşid el-Kâşi, Âli Kuşçu ve öteki astronomların işbirliğiyle¸ yıldızların gökyüzündeki konumlarını ve hareketlerini bildiren katalog/cetvel mahiyetindeki Zic-i Gürganî’yi (Zic-i Uluğ Bey) tam 12 yılda hazırladı. Eseri 1437’de bitirmekle birlikte, eksiklerini giderip her şeyiyle tamamlaması 1449’u buldu. Kendisinin ve inşa ettiği rasathanenin, tek büyük ilmî eseri budur. Devrin en önemli astronomi kitabı olduğu gibi¸ tüm zamanların da astronomi şaheserlerindendir. Uluğ Bey’i astronomi biliminin zirvesine çıkarmış ve dünya bilim tarihinin en büyük astronomlarından yapmıştır.

Zic-i Uluğ Bey, Avrupa’da 16. yüzyıl sonunda Tycho Brahe cetvelleri yazılıncaya kadar bir buçuk asır geçerliliğini korumuştur. Rus doğu bilimci Wilhelm Barthold’un, eserin ilmî kıymeti hakkında vardığı hüküm oldukça çarpıcıdır: “Orta zamandaki astronominin en son sözü ve ilmin teleskop icat edilinceye kadar erişmiş olduğu en son derecesidir.”

Eserde, gökyüzünün güneyinde kalan 48 takımyıldız konu edilmiş ve bunların içinde yer alan 1018 yıldızın koordinatları en doğru biçimde tespit edilmiştir. Eserin en önemli özelliği, sabit yıldızlar hakkında yeni gözlem kayıtları içermesidir.


Uluğ Bey’in hazırladığı yıldız kataloğu, günümüzde de astronomi tarihi çalışmaları için önem arzediyor. Kataloğun 1917 yılında basılmış ingilizce versiyonunu PDF formatında indirebilirsiniz.

Eser dört bölümden meydana gelmiştir: Birinci bölümde¸ farklı toplumlar tarafından kullanılan değişik takvim/kronolojik sistemleri ele alınmıştır. İkinci bölümde¸interpolasyon2 tabloları; sinüs ve kosinüslerin tayini; gölgenin trigonometrik çizgi olarak düşünülmesi; ekliptiğin3 muhtelif noktalarının deklinasyonu4; bir gök cisminin ekvatora uzaklığı; yeryüzündeki bir yerin enlem ve boylamının tayini; iki yıldızın veya gezegenlerin uzaklık tayini gibi uygulamalı astronomiye ait bilgi, gözlem ve hesaplamalara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde, dünya merkezli kâinat sistemine göre¸ gök cisimlerinde görülen hareketler ve yerleri konu edilmiştir. Güneş ve gezegenlerin hareket teorisi; gezegenler¸ güneş ve ayın, yer merkezine uzaklığının tayini; güneş ve ay tutulmaları incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise, astrolojiyle ilgili mevzulardan bahsedilmiştir.

İlim Tarihindeki Yeri ve Süregiden Değeri

Batlamyus (Almagest), Nasîreddin Tûsî (Zic-i İlhanî) ve Gıyaseddîn Cemşid (Zic-i Hakanî) tarafından yapılan hesaplama hatalarını Uluğ Bey, yeni esaslara ve astronomik tespitlere dayanarak düzeltmiştir. Kendisinden önce Doğulu ve Batılı bilginlerin tahminî ve takribî (yaklaşık) hesaplamalarını terk etmiş; cebir, geometri ve trigonometriye dayalı, kesin sonuçlar veren matematiksel hesaplama esasını uygulamıştır. Zic-i Uluğ Bey, asırlar boyunca astronomi alanında başucu kaynaklarından olmuştur. Aslı Farsça olan eser, çok erken dönemlerde bütün Batı dillerine çevrilmiş ve yüzyıllarca Avrupa üniversitelerinde okutulmuştur.

Meraga ve Semerkant Rasathaneleri; Takiyüddin Efendi’nin 1577’de İstanbul’da kurduğu ilk Osmanlı Rasathanesi (İslâm Âleminin de 3. büyük rasathanesi) başta olmak üzere, 18. yüzyıl Hindistan’ında Jai Singh tarafından Delhi ve Jaipur gibi şehirlerde kurulan rasathaneler gibi, Tycho Brahe ve Kepler tarafından kurulan ilk Avrupa rasathanelerine de modellik ettiler.

Uluğ Bey, ortaya koyduğu ilmî çalışmalarla bugün bile bilim dünyasında adından söz ettirmektedir. Batılı bilim çevreleri onu “15. Yüzyılın Astronomu” unvanıyla taltif etmiştir. Merkezi Amerika’da bulunan Uluslararası Astronomi Derneği (International Astronomical Union), ayın görünen yüzeyinin önemli bir bölgesine “Uluğ Bey Krateri” ismini vermiştir. Günümüzde Kandilli Rasathanesi¸ hicrî ve kamerî aybaşlarının hesaplanmasında hâlâ Uluğ Bey Zici’nden faydalanmaktadır.

İsmail Çolak
http://somuncubaba.net/dergi/181-sayi/astronomi-semasinin-yildizi-ulug-bey/

Dipnotlar:

1) Aydın Sayılı¸ The Observatory in Islam¸ Ankara¸ 1960¸ Türk Tarih Kurumu Yayınları¸ s.260-271 vd.;Sayılı¸”Rasathane”¸ İslam Ansiklopedisi¸ c.9¸ Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları¸ İstanbul¸ 1964¸ s.627-632; A. Süheyl Ünver¸ İstanbul Rasathanesi¸ Ankara¸ 1969¸ s.XI; M. Fuat Köprülü¸ “XIII. Asırda Maraga Rasathanesi Hakkında Bazı Notlar”¸ Belleten¸ Sayı: 23-24/1942¸ s.216; Hilmi Ziya Ülken¸ İslam Felsefesi: Kaynakları ve Tesirleri¸ Ankara¸ 1967¸ s.133; Seyyid Hüseyin Nasr¸ İslam ve Bilim¸ İstanbul¸ 2006¸ İnsan Yayınları¸ s.20¸ 23¸ 105¸ 112¸ 114; İhsan Kurt¸ Bilim Tarihinde Keşiflerin İç Yüzü¸ Ankara¸ 1990¸ Kültür Bakanlığı Yayınları¸ s.36¸ 42.Ord. Prof. Aydın Sayılı’nın rasathanelerin kuruluşuna Müslüman bilginlerin öncülük ettiği görüşünü diğer bir bilim tarihi uzmanlarından Prof. Fuat Sezgin de desteklemektedir: “Avrupa’da rasathanenin kurulma çalışmaları¸ İslâm dünyasından 500 yıl kadar sonra başladı. Rasathane¸ tamamen Müslüman âlimlerinin bir icadıdır.” Bkz. İrfan Yılmaz¸ Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin¸ Genişletilmiş 4. Baskı¸ Yitik Hazine Yayınları¸ İstanbul¸ 2014¸ s.152. Fuat Sezgin’in Meraga Rasathanesi ile ilgili tespitleri ise şöyledir: “Çağının en büyük en modern rasathanesiydi. 1259-1265 yılları arasında Merağa Rasathanesi’nin astronom aletleri Ay’ın¸ Güneş’in ve yıldızların yüksekliğini ölçüyordu. Büyük âlim Nasıreddin et-Tûsî¸ Zîc-i İlhânî başta olmak üzere astronomi üzerine yazdığı eserler¸ uzun asırlar Batılı astronomlara yol gösteren kitaplardan oldu.” Bkz. İrfan Yılmaz¸ Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin¸ s.159. Tûsî’nin¸ Meraga Rasathanesi’nde yaptığı bazı gözlem ve çalışma usulleri¸ çağımızın astronomi çalışmalarına dâhi emsal teşkil etmiştir. Meraga’da¸ Ay’a yüksek yerlerden değil çukur yerlerden gözlem yapılıyordu. Günümüzde ise Tower Teleskoplarla donatılmış Amerikan astrofizik laboratuvarlarının fotoğraf odalarının yer altında olması dikkat çekicidir. Bkz. Hamit Dilgan¸ Büyük Türk ÂlimiNasireddinTusî¸ İstanbul¸ 1968¸ s.5¸ 9; Kurt¸ Bilim Tarihinde Keşiflerin İç Yüzü¸ s.42.

2) Mühendislik ve deneylere/ölçümlere dayalı benzeri bilim dallarında¸ toplanan verilerin bir fonksiyon eğrisine uydurulmasıdır.

3) Dünya’nın¸ elips şeklinde çizdiği yörüngeden geçtiği kabul edilen yatay düzlemidir.

4) Güneş ışınlarının¸ aylar ve mevsimlere göre dünyaya geliş açısı olup¸ ekvator düzlemiyle yaptığı açıdır. Diğer adı sapma açısıdır. Deklinasyon açısı¸ dünyanın kendi ekseni ve yörünge düzlemi ile yaptığı 23° 27′ açıdan kaynaklanır.

5) Sayılı¸ Uluğ Bey ve Semerkand’daki İlim Faaliyeti Hakkında Giyasüddin-i Kâşi’nin Mektubu¸ 2. Baskı¸ Ankara¸ 1985¸ Türk Tarih Kurumu Yayınları¸ s.77-78¸ 80-82¸ 88¸ 91¸ 124; TheObservatory in Islam¸ s.260-272¸ 277-278; Sayılı¸ “Rasathane”¸ s.627-632; S. Hüseyin Nasr¸ İslam ve Bilim¸ s.20¸ 23¸ 105¸ 112¸ 114; SigridHunke¸ Avrupa’nın Üzerine Doğan İslam Güneşi¸ Çeviren: S. Sezgin¸ İstanbul¸ 1972¸ s.109; Wilhelm Barthold¸ İslam Medeniyeti Tarihi¸ Ankara¸ 1973¸ s.69; Barthold¸ Uluğ Bey ve Zamanı¸ Çeviren: İsmail Aka¸ Ankara¸ 1990¸ s.1¸ 6-7¸ 55-56¸ 109¸ 167¸ 172-174; Haydar Bammat¸ İslam’ın Çehresi¸ Çeviren: O. F. Giritli¸ İstanbul¸ 1975¸ s.150; İsmail Hakkı İzmirli¸ İslam Mütefekkirleri ile Garp Mütefekkirleri Arasında Mukayese¸ Ankara¸ 1973¸ s.19; Lütfi Göker¸ Uluğ Bey Rasathanesi ve Medresesi¸ Ankara¸ 1979¸ s.120-121 vd.;Saffet Bilhan¸ Orta Asya Bilgin Türk Hükümdarlar Devletinde Eğitim-Bilim-Sanat¸ Ankara¸ 1988¸ s.44-55; Salim Aydüz¸ “Uluğ BeyZîci’nin Osmanlı Astronomi Çalışmalarındaki Yeri ve Önemi”¸ Bilig¸ Sayı: 25/Bahar 2003¸ s.139-172; Şaban Döğen¸ Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi¸ İstanbul¸ 1987¸ Nesil Basım-Yayın & Yeni Asya Yayınları¸ s.300-304; Muammer Dizer¸ Ali Kuşçu¸ Ankara¸ 1988¸ Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları¸ s.7-10¸ 21-24¸ 41-43; Adnan Adıvar¸ Osmanlı Türklerinde İlim¸ İstanbul¸ 1982¸ s.18-19¸ 42¸ 47-48; İrfan Yılmaz¸ Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin¸ s.158-159; Kurt¸ Bilim Tarihinde Keşiflerin İç Yüzü¸ s.42-43¸ 183-184.


http://www.kozmikanafor.com/ulug-bey-basyapiti-ulugbey-zici/
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 830
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#24: 31 Mayıs 2018, 12:29:57
Yıldızların Uzaklıkları Nasıl Bulunur? (Paralaks Yöntemi)

Yıldızlar ile ilgili belgesel izlerken gözümüze takılan ilk şey genellikle yıldızların Dünya’ya olan uzaklıklarıdır. Peki, bu uzaklıkların (en azından belli bir noktaya kadar) nasıl hesaplandığını hiç merak ettiniz mi?

Cevap basit bir lise geometrisinden ibaret. Evet, lise yıllarında bir çoğumuzun korkulu rüyası olan geometri.

Evrendeki diğer yıldızları tanımamız için ilk önce en yakın yıldız olan Güneş’i tanımalıyız. Eğer Güneş’e olan uzaklığı hesaplayabilirsek, diğer yıldızlara olan uzaklığı basit bir geometri hesabı ile bulabiliriz. Tarihte Aristarkus (MÖ 310-230) paralaks hesaplamasını düşünen ilk kişidir. Fakat o yıllarda bu derece hassas ölçümleri yapabilecekleri bir teleskop olmadığı için bu hesap fikrini ispatlayamamıştır.


Paralaks, Dünya Güneş’in her iki tarafındayken gözlemlenen yıldızın arkaplanındaki yıldızlara göre belirli bir açı değerinde farklı konumlarda görülmesi olarak tanımlanabilir.

Şimdi Güneş’e olan uzaklığı (başka bir yazıda açıklayacağız) bulduğumuza göre, aynı tekniği diğer yıldızlara uygulayabiliriz. Yunanlılar bilimde çok başarılıydı ama bazı felsefi inançlardan dolayı Dünya’nın Güneş etrafında dolandığını bir türlü kabullenemediler. Paralaks’ın mantığı da bunu gerektirdiği için, bu keşif yüzyıllarca gecikti. Konuya dönersek, 6 ay içerisinde gözlemlemekte olduğumuz yıldızın sözde pozisyon kaymasını gözlemlediğimizde aslında onun açısal ayrımını gözlemlemiş oluyoruz. Örneklendirecek olursak:

Bir gözünüz kapatın ve işaret parmağınızı burun hizasına getirin. Şimdi kapalı gözünüzü açıp diğer gözünüzü kapatın. Ne gözlemlediniz? Parmağınız yer değiştirdi değil mi? Peki parmağınızı yaklaştırdığınızda bu yer değişimin artığını da farkettiniz mi?



Şimdi, gözleriniz Dünya’nın iki ayrı pozisyonu, burnunuz Güneş ve parmağınız da bir tane yıldız olsun. Gözünüz ve burun arasındaki mesafeyi (Dünya ve Güneş) biliyoruz, açıyı da zaten iki ayrı noktadan gözlem yaparak bulmuştuk.

Güneş’e olan uzaklığı 1 astronomik birim (AB) diye tanımlarsak yıldızın uzaklığı(d), 6 aylık süreçte yıldızın açısal değişiminin tanjantına bağlı çıkacaktır. Yani 1/d = tan(a) olarak bulunur. Burada a yıldızın açısal değişimi, 1 Güneş ile Yer arasındaki mesafe (1 astronomik birim), d ise yıldızın uzaklığıdır.

Ama bir dakika, tanjantı hesap makinesi olmadan nasıl bulacağız? Aslında küçük açılar için, bir açının tanjantı açının kendisine eşittir (radyan biriminde geçerli, örneğin tan (0.03)=0.03). Dolayısıyla yıldıza olan uzaklık Güneş’e olan uzaklığın radyan cinsinden ölçtüğünüz açıya bölümüne eşittir (d=1/a). Bu işlem sonucunda çıkan değer, parsek birimindendir. 1 parsek de yaklaşık olarak 3.26 ışık yılıdır.



Örneğin bize en yakın yıldız olan Proxima Centauri’nin paralaks değeri 768mas (miliarcsecond)’dır. Bu gözlemler sonucunda ölçülen kayma miktarıdır. Lakin bize arcsecond (yay saniyesi) değeri lazımdır, bu da 1000’de 1’lik orandan ötürü 0.768 yay saniyesidir. Bir yay saniyesinin 1 derecenin 3.600’de biri olduğunu ifade etmekte fayda var.

Yani bize en yakın yıldız gökyüzünde derecenin 3.600’de 1’inden daha küçük değerlerde yer değiştiriyor gibi görünür. Bu sebeple bu kaymayı çıplak gözle ayırt etmek mümkün değildir.

Şimdi basit geometrik hesabımızı uygulayacak olursak d=1/0.768’den d=1.3 sonucunu buluruz. Fakat Proxima Centauri bize yaklaşık 4.22 ışık yılı uzaklıktadır. Sonucun farklı olmasının sebebi, yukarıda da belirttiğimiz gibi çıkan sonucun parsek biriminden olmasından dolayıdır. 1.3 parsek = 1.3 x 3.26 = 4.24 ışık yılı çıkacaktır. Ki bu da çıkması gereken değere çok yakın bir değerdir.

Alperen Erol

https://www.kozmikanafor.com/yildizlarin-uzakliklari-nasil-bulunur/
  • IP logged

  • *
  • İleti: 318
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#25: 31 Mayıs 2018, 12:38:46
Garibim Aristarkus matematik mantığıyla doğru düşünse de atmosfer yüzünden ışığın kırılması kavramı henüz bulunmadığı için sonuçları hep yanlış çıkmış. Yine de büyük adam olmasını gölgelemez tabi :)  Ay üzerindeki en aydınlık nokta olan kratere Aristarkus'un ismi verilmiş. Söylemeye gerek yok Samos'ludur :)
  • IP logged
Yaşayıp gidiyoruz.

B

Burak Doneray

Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#26: 01 Haziran 2018, 02:26:44
Sonsuzluk Teorisi ( The Man Who Knew The Infinity ) Filmde gerçekte yaşamış olan matematikçi Srinivasa Ramanujan Iyengar’ın gerçek hikayesi anlatılıyor. Forumun bu köşesini sevenlerin beğeneceklerini düşünüyorum.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 939
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#27: 17 Haziran 2018, 08:15:23
Evrimi doğru anlamak ile alakalı, güzel görsellerle bezeli 5 dakikalık bir konuşma. Çok hoşuma gitti, özellikle de evrimi doğru şekilde anlamanın diğer canlılara ve biribirimize karşı davranış biçimimizi etkileyeceğini vurgulaması ve geçmişte ırkçılık gibi bu konuda yaşanan "bilimsel görünümlü" ahlaki problemleri aşmaya yönelik önemli bir anlayışa yol göstermesi açısından.

https://go.ted.com/C2za

  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 939
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#28: 18 Haziran 2018, 17:28:57
Bir odada 45 kişi var ve herbirinin 45 doları var. Bir oyun oynasalar ve oyunun her turunda herkes odadaki RASTGELE birine bir dolar verse, belli bir müddet sonra para dağılımı nasıl olur?

Bu sorunun önseziye ters gelen cevabı aşağıdaki linkteki videoda gösterilen simülasyonda:

http://www.decisionsciencenews.com/2017/06/19/counterintuitive-problem-everyone-room-keeps-giving-dollars-random-others-youll-never-guess-happens-next/

Eşitsizlik kendi kendine doğabilen birşey matematiksel olarak görüldüğü gibi. (Ki buna network teorisi gibi önemli bir etmen de dahil edilmemiş, herkes rastgele şuursuzca oynuyor.) Fazla kazananın daha fazla kazanabilmek için elindeki ile daha da fazla fırsat yaratabilme potansiyeli göz ardı edilmiş yani... Çok şey söylüyor ekonomik düzen hakkında
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4257
Ynt: Ben ne BİLİM köşesi
#29: 19 Haziran 2018, 02:18:22
Tabii paranın şuursuzca dağıtılmış olmasına bağlı bu sonuç. Network olsa muhtemelen dediginiz gibi makas daha da büyürdü.
Ama bu paranın neden şuursuzca dağıtıldığını veya neden benim mesela zengin doğup ötekinin yoksul doğmak zorunda olduğunu da açıklamıyor. Dediginiz gibi yalnızca şuursuzca.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

 
Yukarı git