Hakan'ın demesine göre baştan savma iş yapacak biri değilse, bekleyelim bakalım.
Öte yandan, bu olaya özgülemeden-hatta dışında tutarak- konuşmak gerekirse, Oktay'ın dediklerine katılmamak mümkün değil.
Bu işin gerçekten bir standardı olmalı.
Oktay'ın anlattığı tiyatroyu bu yıl bol bol izleme fırsatım oldu.
Bir defasında çok gülmüştüm;
Gezi teknesi öğle yemeği ve yüzme molası verdi.Denize girmek isteyenler merdivene hücum ettiler. Kayık o kadar kalabalıktı ki, merdivende kilitleniverdiler. İki büyük daire oluştu sonra, birincisi tekne üzerinde merdiven ağzında bekleyenlerin oluşturduğu, öteki suda, tam merdiven önünde suya girmeyi başaranların oluşturduğu daire. Bir de merdivendekiler var, dar kanalda kalmış balık yavruları gibi denize girmek için çırpınanlar.
15 dakika kadar böyle bir kilitlenme halinde kaldı insanlar. Bir kısım bordalardan suya atladı. Fakat ne yazık, bu kez "yemek hazır" anonsu yapıldı. Sudakiler yukarı çıkmak istiyor, merdivendekiler arafta kalmış, bir kısmı aşağı inmeye bir kısmı geri dönmeye çalışıyor, beri yanda teknedekiler ise şaşkın, denizle yemek arasında seçim yapmaya çalışıyor, dağılmıyor, onlar dağılmayınca ötekiler yukarı çıkamıyor... sürdü gitti hayli.
Bu eğlenceli vakıanın maazallah kötü bir şey olduğunda nasıl cereyan edeceğini düşünün.
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.