Şu Kaan 'ın sorduğu " köylü işi " ile ilgili bir iki birşey söylemek istiyorum önce.. Kaan hatırlatınca , özellikle çocukluğumda çok duyduğum " köylü " sıfatını açmakta fayda var.. Ne kadar itici ve ayrıştırıcı bir söz olduğunu farkettim.. Bizim çocukluğumuzda " köylü " demek " eğitimsiz ve bu yüzden de görgüsüz " anlamına geliyordu.. Bugün değerlendirince gerçekten de çok rahatsız edici..
ancak anlatmak istediğim şuydu.. Bizim çocukluğumuzda ebeveyinler yaşanan yokluklardan olsa gerek, kimi değerlere çok önem verirlerdi.
Pirzola , çok sevdiğimiz ama her gün yenilemeyen bir yiyecekti ve annem eğer pirzola yemişsek ertesi gün arkadaşlarımıza söylemememizi tembihlerdi. Şİmdilerde millet gittiği mekanda yediğini içtiğini paylaşıyor.. Bu o insanlar ve onlar için olduğu gibi bizler için de bir " görgüsüzlük "
O dönemde , evde bir yatılı misafir geldiğinde misafirin en iyi şekilde ağarlnması esastı.. Misafir yatak odaları olurdu.. Yok ise çocuklar komşulara gönderilir , çocuk odaları , misafir odası haline getirilir , ama solonda kimse yatırılmazdı. Salon , her şekilde girilebilen bir oda olduğundan, misafirin rahat etmeyeceği düşünülürdü çünkü.
Ben de salonda yatak açılmasından bu yüzden hiç sevmem.. O yüzden büyük kızım ile kavga eder dururuz.. Salonda kocaman bir koltuğumuz var.. Önünde de bir puf.. Çok rahat.. Kızım geldiğinde hep burada uyur.. Bir türlü odaya çıkartamam ve her seferinde yukarıdaki hikaye tarafımdan anlatılır..
Koltuk diyince laf lafı açıyor, bunun da ayrı bir hikayesi var. Efendim koltuk küçük kızımın yaşı ile eşit yaşta.. Lal , bu koltuğun üzerinde büyüdü.. Ama gerçektan yani.. Koltuk sabah sabah midenizi de kaldırmayayım ama lalın hem sofrası hem tuvaleti oldu kimi zaman.. Elbette her seferinde bakıcısı titizlik manyağı Nurgül abla siler dururdu bu koltuğu..
ama ne yaptıysak bu lekelerin bıraktığı izler hiç çıkmadı.. Artık koltuk öyle bir hale gelmişti ki Nurgül abla sinirinden her gün siler hale gelmişti Lal o gün kullanmadığı halde..
Geçen hafta, Rojda Kıbrıs'ta iken Lal hastalandı.. Eh bu benim üçüncü kızım.. Tecrübe konuşuyor yani.. Doktor, ilaç iğne derken eşim döndüğünde kızım bıraktığı gibi idi.. Tabi bu Kıbrıs'ta olay oldu bu durum. Benim kızıma nasıl baktığımı gören diğer anneler kocalarına çemkirip, beni örnek göstermişler.. Çoğundan da tebrik ve geçmiş olsun mesajı aldım ve bu küçük camiada yılın babası seçildim..
Neyse dönelim koltuğa.. Koltuk , artık orjinal rengini kaybetti..
Değiştirmek gerekiyor.. Ama biz Lal büyümenden değiştirmek istemedik malum nedenlerle.. Artık değiştirme zamanı geldi derken , Lal koltuğa son bir desen daha ekleyiverdi bir güzel..
Kendisine uygun bir dille artık büyüdüğünü ve bu şekilde rahat davranışlar içinde olmaması gerektiğini uygun bir dil ile anlattım..
Neyse .. geçelim.. Yani sevgili Kaan , o dönemlerde böyle yanlış ifadeler kullanılırdı.. Benim de ağzıma oradan bulaşmış. Kusura bakılmasın efendim..
Tekrar tekneye dönersek,
ama durun bir kahve içeyim önce..