Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Tekne yaptırmak gerçekten de o kadar zor mu ?

  • *
  • İleti: 181
İskele sancak yönünde yatak fikri enteresan geldi.  ??? Sanırım tekne sallandıkça yatan kişi için pek rahat bir duruş olmaz gibi.  ?0-? Ne de olsa annelerimizin dizinde iskele sancak yönünde sallanarak büyüdük...
  • IP logged
Köstekçi ---bu son fasıldır ey ömrüm, artık denizde geç---

B

Burak Doneray

Daha önce yazdım mı bilmiyorum.. Kamara tasarımlarına takığım.. Özellikle şu uzun kanepelere ve önlerindeki koca masaya.. Özel yapım tekneler hariç en pahalısının bile tasarımı aynı..

Bir kere yatmak için evet ama kanepeler oturmak için çok sıkıntılı.. Koca kanepe ama en fazla iki kişi oturabiliyor..

sonra ortada koca bir masa.. Geride bir harita masası.. Yahu harita masası mı kaldı.. Her şey telefonlarda chart plotterlerde..

Devlin'in 28 feet Means Of grace , Çalışma planları geldi malum.. Şİmdi benim hayalim şu. Şu MUdo da satılan küçük kolsuz berjerler var. renkli renkli.. Bu kaba , otobüs koltuğu gibi kanepeler yerine sancak tarafına iki adet kolsuz berjer koymayı planlıyorum. Ortada bir sehpa ve şık bir abajur.. Berjerlerin elbette arka bacakları kısa olacak ve menteşe vari bir sistem ile öne doğru yatacaklar. altı portuç olacak gene..

Harita masası iptal. Boşuna yer kaybı.. salonda yatmak ya da açılar yatak köylü işi.. Salonda hiç yatılmayacak..
Berjerlerin hemen karşısında koltuk yerine yuvarlak bir masa.. duvar sabitlenebilen iki kişilik bir oturma gurubu ve karşısında iki küçük ama rahat sandalye , istenirse yere sabitlenebiliyor..

Masanın üstüne sarkıtılmış bir pirinç abajur..  Giriş sancakta tuvalet.. İskelede ise mutfak..  Mümkün olduğunca uzun mutfak.. öyle L ya da bölmeli değil.. Böylece Masaya direk ulaşım.. arada engel yok.. Hiç bir mobilya baş kış ekseninde bir çapariz yaratmayacak şekilde. 

Her lüksten öte esas en önemlisi küçük bir aspiratör.. Hemen ocağın üstünde.. Harita masası olmadığından tuvalet geniş.. Kanepeler olmadığından kıç tarafta mümkünse bir tüp yatak.. Ya da kamara.. Öle kalabalıktan hoşlanılmıyor ve uzun seyirler planlanıyorsa arka bölüm komple depo dahi olabilir. 

Kanepeler olmayınca baş kamara belki biraz daha geniş olabilir. Yatak her durumda sancak iskele yönünde.. Yani girişte baş trafa doğru devam eden koridor ve iskele tarafa doğru yatak.. Böylece o garip üçgen yatak yerine doğru dürüst bir yatak.. Eh , yerde bir seccade büyüklüğünde bir yağcı bedir..



Ersin reis Söylediğin tarzda bir Amerikan teknesini  (markasını hatırlayamadım öyle silmişim kafamdan )kıç kamarada yatak iskele sancak yönünde koyulmuştu.Leo ie bakmaya gittik bana alacağız Rein da yanımızda iki kurt denizci tekneye girdiler 1 dakika sonra böyle  yatakmı olur teknede deyip tekneden çıktılar Tekne Netsel marinada  British race green rengi  41 feet bir tekneydi sahibi mimar bir Amerikalı.Leo bu tekne sana göre değil deyip kestirip attı. Seyirde hiçkimse böyle bir yatakta uyuyamaz dedi ve evmi bakıyorsun teknemi diye söylendi durdu.

Vardır bir bildiği paylaşayım istedim.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 11 Nisan 2018, 22:28:57 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 3573
Leo öyle dediyse vasrdır bir bildiği.. ancak kıç kamarada bu şekilde iskele sancak yönünde tasarlanmış kıç kamaralar biliyorum.. Bana çok kullanışlı geliyor..

Özellikle kıç kamarada  bu şekilde çok var..

Gerçi Leo konfor konusunda benden de beter olduğundan ona tuhaf gelmesi çok normal.:)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 394
Özellikle küçük motoryatların (yanlış hatırlamıyorsam 37-42 civarları) kıç tek kamaralı olanların hemen hemen hepsi iskele-sancak yönünde yatak.
Baş kamara yatak iskele sancak olursa en 200 cm i buluncaya kadar , burunda ölü kalan alan ne olacak ?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Efendim , geçen gün bir alışveriş merkezinde bir baktım Mudo konsept.. İçeride benim kolsuz berjerlerden..

Hani Tan Kaan 'ın olmaz diye dalga geçtiği.. Fırsat bulayım WBF ya da yazıcam.. Bakalım nasıl tepkiler gelecek..

aha burada..



Çift renkli olursa daha güzel olur hem..



Bunun şu oturma kısmının içine portuç bile olur.. Can yelekleri konmaz mı mesela..

  • IP logged

O

Oktay Eryılmaz

Efendim , geçen gün bir alışveriş merkezinde bir baktım Mudo konsept.. İçeride benim kolsuz berjerlerden..

Hani Tan Kaan 'ın olmaz diye dalga geçtiği.. Fırsat bulayım WBF ya da yazıcam.. Bakalım nasıl tepkiler gelecek..

aha burada..



Çift renkli olursa daha güzel olur hem..



Bunun şu oturma kısmının içine portuç bile olur.. Can yelekleri konmaz mı mesela..

Tövbe tövbe başımıza taşş yağacak ....
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171

Hani Tan Kaan 'ın olmaz diye dalga geçtiği.. Fırsat bulayım WBF ya da yazıcam.. Bakalım nasıl tepkiler gelecek..


Dalga geçmek?
"Bu yazının aynısını bire bir WBF'da yazmayı düşünüyor musun ? Yazarsan cevapları bizimle paylaşır mısın lütfen." bunu sordum sadece. Gayet ciddi bir soruydu.

Kaçımız, 28 feet Means Of Grace'in bırak içinde oturmayı, kullanmayı filan, gördük ki ? En azından yurtdışında kş bir ahşap tekne forum'u en azından bizden, +1 bile fazla olsa görmüştür.
Böyle bir plan değişikliğine, bizden daha fazla bu tarz teknelere aşina olabilecek insanların düşüncelerini merak ettim sadece.

Ha, bir de şu kısmına "Harita masası iptal. Boşuna yer kaybı.. salonda yatmak ya da açılar yatak köylü işi" ne cevap verecekler merak ettim. Sonuçta adamlar marinadan çıkınca okyanustalar. Uzun pasajlarda, yüksek denizlerde, salonda hatta ve hatta teknenin merkezine yakın olsun da sallantıyı mümkün olduğunca rahat atlatmak için yerde yatıyorlar ya, böyle bir şeye bakış açılarını merak etmiştim.

Köylü işi kısmını ayrıca merak etmiyorum dersem yalan olur. 

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1049
Ersin’in söyledikleri kendi açısından doğru; teknenin Ege gibi kısa süreli seyirlerde kullanılacağı ve sakin koylarda geceleyeceği varsayımı ile...

Ama imalatçılar tüm dünya denizlerini gözetmek zorunda hissettiklerinden bazı gelenekselliklerden ve emniyet kurallarından cayamıyorlar.

Benim teknem bildiğiniz üzere Bavaria 40. Ben o teknede sürekli yaşayamam. İç dizaynı içinde yaşamak için hiç ergonomik değil. Ama hayalimdeki değişiklikleri yapsam, (Ersin’inkine benzer) içinde güzel yaşarım ama 2 günlük aralıksız bir seyir mümkün olmaz.

Tekneyi uzuuuun yıllar elimde tutacak olsam, yaparım o değişiklikleri ama sonra satarken dezavantaj ve değer kaybı olacağından, viya böyle

  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 562
    • Yat Tekne Sörveyi, ekspertizi, ozmoz muayenesi
Tekneyi nerede ve hangi amaçla kullanacağınız önemli, ben seyirde mutfak kullanırım diyorsanız, o mutfakta iş yapacaksanız U veya L olacak ki iş yaparken kıçınızı bir tarafa yaslayıp iki elinizi boşa çıkarabilin. Yatakların kamara boşluğunda branda gerili  olacak ki  yataktan koridora uçmadan uyuyabilin veya kitabınızı rahatlıkla okuyabilin.  Ben gideceğim yere gider, demirimi atar hatta daha iyisi marinaya girer bağlanırım diyorsanız, mutfak ihtiyacınız pek olmaz ama koridora yapışmış dümdüz bir mutfak daha kolay olur. Yatağın dik olması da çok farketmez, sallansa bile çok rahatsız olmazsınız.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Sevgili Kaan.. (artık sana böyle söyliycem) 😀
 Ben sen takılıyorsun sanmıştım.. yanlış anlamışım.. 
Köylü işini ayrıca anlatırım..

Siz benim fikrimi eşlerinize sorun bir.. Bakalım ne diyecekler..😀
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
 ;D

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Tekne yaptırmak göze hoş geliyor ama benim de tanık olduğum bir projeyi bilgilerinize sunayım.
2006 yılında çok yakın bir arkadaşımın içinde olduğu üç ortaklı bir grup trawler yaptırma işine girdiler. Bruce Roberts 52 trawler planları satın alındı. Proje biİm sulara çok uygun olmadığı için 62 ft uzatıldı. Kıç dinlence uzatıldı. Bunun için gereken tadilat Lloyds tarafından kabul olunan bir mühendise onaylatıldı. Karinadaki her kaynak dikişi yine Lloyds tarafından kabul edilen kuruluş tarafından kontrol edilerek işin uygunluğu teyid edildi.  Tekne 2007 eylül ayı başında benimde içinde olduğum grup tatafından güneye transfer edildi. 10 yıl sonunda maliyet rakamının yaklaşık % 35 ‘ i gibi bir fiyata satılacak iken maalesef Bozburun’da batan tekne oldu

Bu bakımdan tekne yaptırmak, eğer çok spesifik bir amaç yoksa çok mantıklı değil


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Ersin bir tekne içinde eğer taşıyıcı ve yapıyı sağlamlaştırıcı bir fonksiyon da taşımıyorlarsa ( ahşap ve fiber tekneler için geçerli ; metal tekne içinde her istediğin değişikliği neredeyse gönlüne göre yapabilirsin) iç yerleşim ve mobilya ile oynayabilirsin.
Bir Almanın  16-18 m civarı bir saç teknesi içinde hiç alışık olmadığımız, iç mimar elinden çıkma bir ev tasarımına benzer uçuk kaçık bir iç yerleşimin fotoğraflarını görmüştüm. Mükemmel bir şeydi ve adam teknenin içinde sürekli yaşıyordu...Mesele şu : adam bir marina sahibiydi, tekne denize açılan bir nehir ağızında emniyetle limana ( marinaya ) bağlıydı ve adamın tekneyle denize açılma gibi bir niyet ve derdi yoktu.
Biz ne kadar inkar etsek veya tutucu bulsak da sonuçta tekne iç yerleşimleri bir kaç bin senelik bir tecrübe ve gelişimin sonucu. Çok da küçümsememek lazım. Enine ( veya geniş) yataklar, yelkenli bir teknede yer kazanmak için yapılan motoryat tarzı enine oturma gurubu ve orta masası , benim teknemde yaptığım gibi , Ahmet beyin de değindiği düz ve boyuna kuzine tasarımları aslen denizci çözümler değiller. Sadece iyi şartlarda kullanışlılar.

Birak enine yatağı, teknende bir tane boyuna iki kişilik yatak varsa aslen bu yatağın iki kenarı ve ortasında yalpalıklar olmalı ki, sallan yuvarlan bir seyirde yatacaksan destek alıp da dinlendirici bir uyku uyuyabilesin. Herhalde hiç birimizin teknesinde böyle bir donanım yok. Ama aslen doğrusu bu.

Kimi denize uygun tekne tasarımı takıntılarımdan dolayı Mehmet Atay yıllardır benimle dalga geçer durur...Senin gidebileceğin en uzak yer olsa olsa belki Akdenizin ucu ; böyle düşünüp de tekneyi aslen rahatsız veya kullanışsız yapmaya ne gerek var ? der. Haksız değil.

Ama diğer taraftan düşünüyorum, son 20 senedir kullandığım arabalarda önce 2, sonra 4, sonra 8, şimdilerde 12 airbag, ABS, gergili emniyet kemerleri, ne halta yaradığını da bilmediğim, benim yerime düşünüp karar veren, kendi aklınca bazen gazı kesen, bazen herhangi bir tekerleği frenleyen, şunu bunu yapan bir sürü sistem var. Bunların hiç birine de ihtiyacım olmadı. Şimdi bunların hepsinin manasız ve gereksiz olduğunu iddia edebilir miyim ? Bu güne kadar hiç birinin bana bir fayda sağlamamış olması yarın da sağlamayacağı anlamına gelir mi veya bu sistemlerin başka milyarlarca sürücüye de tehlike durumunda sağlamayacak demek mi ?   

Insan zekası elbette sürekli değişim ve gelişimler yaratacak. Böylelikle her nesnenin kullanımı kolaylaşacak, konforu artacak. Ama binlerce yıllık tecrübeden süzülüp gelmiş çözümleri çöpe atmadan önce yeninin sahiden alışılmış uygulamadan üstün olduğundan kesin emin olmak lazım.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Şu Kaan 'ın sorduğu " köylü işi " ile ilgili bir iki birşey söylemek istiyorum önce.. Kaan hatırlatınca , özellikle çocukluğumda çok duyduğum " köylü " sıfatını açmakta fayda var.. Ne kadar itici ve ayrıştırıcı bir söz olduğunu farkettim.. Bizim çocukluğumuzda " köylü " demek " eğitimsiz ve bu yüzden de görgüsüz " anlamına geliyordu.. Bugün değerlendirince gerçekten de çok rahatsız edici..

ancak anlatmak istediğim şuydu.. Bizim çocukluğumuzda ebeveyinler yaşanan yokluklardan olsa gerek, kimi değerlere çok önem verirlerdi.

Pirzola , çok sevdiğimiz ama her gün yenilemeyen bir yiyecekti ve annem  eğer pirzola yemişsek ertesi gün arkadaşlarımıza söylemememizi tembihlerdi. Şİmdilerde millet gittiği mekanda yediğini içtiğini paylaşıyor.. Bu o insanlar ve onlar için olduğu gibi bizler için de bir " görgüsüzlük "

O dönemde , evde bir yatılı misafir geldiğinde misafirin en iyi şekilde ağarlnması esastı.. Misafir yatak odaları olurdu.. Yok ise çocuklar komşulara gönderilir , çocuk odaları , misafir odası haline getirilir , ama solonda kimse yatırılmazdı.  Salon , her şekilde girilebilen bir oda olduğundan, misafirin rahat etmeyeceği düşünülürdü çünkü.

Ben de salonda yatak açılmasından bu yüzden hiç sevmem.. O yüzden büyük kızım ile kavga eder dururuz.. Salonda kocaman bir koltuğumuz var.. Önünde de bir puf.. Çok rahat.. Kızım geldiğinde hep burada uyur.. Bir türlü odaya çıkartamam ve her seferinde yukarıdaki hikaye tarafımdan anlatılır..

Koltuk diyince laf lafı açıyor, bunun da ayrı bir hikayesi var. Efendim koltuk küçük kızımın yaşı ile eşit yaşta.. Lal , bu koltuğun üzerinde büyüdü.. Ama gerçektan yani.. Koltuk sabah sabah midenizi de kaldırmayayım ama lalın hem sofrası hem tuvaleti oldu kimi zaman.. Elbette her seferinde bakıcısı titizlik manyağı Nurgül abla siler dururdu bu koltuğu..

ama ne yaptıysak bu lekelerin bıraktığı izler hiç çıkmadı.. Artık koltuk öyle bir hale gelmişti ki Nurgül abla sinirinden her gün siler hale gelmişti Lal o gün kullanmadığı halde.. :)

Geçen hafta, Rojda Kıbrıs'ta iken Lal hastalandı.. Eh bu benim üçüncü kızım.. Tecrübe konuşuyor yani.. Doktor, ilaç iğne derken eşim döndüğünde kızım bıraktığı gibi idi.. Tabi bu Kıbrıs'ta olay oldu bu durum.  Benim kızıma nasıl baktığımı gören diğer anneler kocalarına çemkirip, beni örnek göstermişler.. Çoğundan da tebrik ve geçmiş olsun mesajı aldım ve bu küçük camiada yılın babası seçildim.. :)

Neyse dönelim koltuğa.. Koltuk , artık orjinal rengini kaybetti.. :) Değiştirmek gerekiyor.. Ama biz Lal büyümenden değiştirmek istemedik malum nedenlerle.. Artık değiştirme zamanı geldi derken , Lal koltuğa son bir desen daha ekleyiverdi bir güzel..

Kendisine uygun bir dille artık büyüdüğünü ve bu şekilde rahat davranışlar içinde olmaması gerektiğini uygun bir dil ile anlattım.. :)

Neyse .. geçelim.. Yani sevgili Kaan , o dönemlerde böyle yanlış ifadeler kullanılırdı.. Benim de ağzıma oradan bulaşmış. Kusura bakılmasın efendim..

Tekrar tekneye dönersek,
 
ama durun bir  kahve içeyim önce..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ben bu kahve işini biliyorum ya. Sade , sert ,ağdalı , silme köpüklü Türk kahvesi.. Bunu Özellikle benim tanıdığım Amerikalılara hiç sevdiremedim.. Telvesine  , " mud " yani çamur gibi diyorlar..

Oysa Türk kahvesi aslında bir dürüstlük yansımasıdır.. Ne alakası va şimdi Türk kahvesi ile dürüstlüğün diyeceksiniz değilmi.? var ama..

Efendim malum dünyada yeni trend , restoranlarda açık mutfak.. Yani her şey müşterinin gözü önünde yapılıyor.. Ahçı fiziğine de dikkat etmek durumunda yani.. Hareketlerine de ... Çünkü açık mutfaklı restoranlarda ahçının poposunu kaşıma gibi bir lüksü yok.. Bir görmese başka biri görür.. O bakımdan yani.. Bu tür mutfağı olan restoranlar , olmayanlarıdan da hayli pahalıdır yani..

Neyse .. dönelim kahveye.. Şimdi Türk Kahvesinin en önemli özelliği , kullanılan kahve miktarını görüyor olmanızdır. Türk kahvesinden çalıp çırpamazsınız yani.. Bir de telvesini alıp çiğnediniz mi kalitesini de anlarsınız.. Zaten az biraz ağzınıza gelir.. Ben kahvenin telvesini çiğnemesini de çok severim.. O yüzden  Teknede değirmende biraz iri çekerim kahveyi..

eh bir sabah sabah " karı " cigarsı da tüttüreyim bari.. Akşamdan kalmayım ya.. ondan.. Bakın mesela bu "karı cigarası" nı da özellikle yazdım.. Yine kulağa hoş gelmiyor ama , İzmir de argoda ince sigara anlamında kullanılırdı bu tabir..

Bir tekneye gelemedik..

Gelelim..

Evet. Mutfak L olursa seyir sırasında elbette daha olur.. Olur da seyir halindeyken ne kadar ciddi yemek yapıyoruz ki.. Sonuçta Ege' de geziyoruz işte.. Yemek işi daha çok alargada ya da limanda / marinada durulduğunda hallediliyor. Yani mutfakta yemek genelde ve ağırlıklı olarak durduğunuzda yapılıyor.. Zaten 6 bilemdinz 8 saatlik menziller üzerinden gidiliyor.. Benin de dünya turu atmak niyetim olmadığına göre..

Öyle günlerce yol alma durumu yok yani.. O yüzden mutfak uzun ve rahat olsun diyorum.. Yapın kocaman bir mutfak.. Atın harita masasını .. Büyültün tuvaleti.. Tuvalet sırasına atın iki küçük berjer.. Ortasında bir fiskos.. Şık bir pirinç lamba üstünde.. Arkasında da bir lomboz olsun ama hani şu kare olanlardan..

Bakın bakalım eşleriniz/sevgilileriniz /kızlarınız  nasıl da geliyorlar tekneye..

Harita masası eskiden lazım imiş çok .. ama artık akıllı telefonlar ile iş bitti. Onun yerine mtfak önündeki masa gerekirse bu amaçla kullanılır zaten.. Küçücük mekanda iki masa bana göre anlamsız.. Yani bunu hangi denizci geleneği ile açıklayacapız ki..

Uzun yol yapmak için evet.. çok uygun tasarım olmayabilir.. Ama bize özel bir tasarım olacak ise , ve eşlerimiz gelsin istiyorsak , mutfak, banyo büyük olmalı..
  • IP logged

 
Yukarı git