Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Tekne yaptırmak gerçekten de o kadar zor mu ?

  • *
  • İleti: 3573
Hadi be.. :)

Junk sail den daha farklı bir model de o yüzden sorduydum.. Hem junk hem açevela gibi sanki.. O yüzden dediydim..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
 Tarihi çook eski.
Halen kullanılan en efektif, en kolay, en single  handed arma...

Biz dış dünyaya pek bakmadığımızdan gözümüze ilişenleri de pas geçiyoruz.

En çarpıcı örnek bizim köyde akıl karıştırıcı oluyor.

Tekne BADGER aslında bir Dory. Üstelik tek çeneli. Üstelik düztaban.
Bir de üstüne bu Çin işi Junk armayı donatıp taaa Kuzey kutbuma gittiler.
 Hem de tekneyi çift cıdar felan yapmadan.
Yolculuk sonunda "en düşük bütçe ile nasıl yapılır?" diye de bir kitap yazdılar. O Tarihte yer yerinden oynadı.
Kitap bende var İzmir'de.



Buyrun hikâyesi ile resimleri şurada
http://1001boats.blogspot.com.tr/2012/10/jay-benford-cruising-dory-badger.html


  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Kendime bir gaz verip bir ara bu doryleri anlatacağım.

Her boy 2mtreden- 16 metreye , her cins kürek, yelken kürek, drifter, motoryat, yelkenli tekne yapımında hâlâ "en ucuz" birinciliğini kimse ve hiçbir yapım tarzı daha egale bile edemedi :)
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Hele bir gaff ketch DONNA var ki !!!  Düşman çatlatır.



  • IP logged
« Son Düzenleme: 08 Mart 2018, 20:43:27 Gönderen: Cem Gür »
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 3573
Bu arada bu akü banki konusu benim çok ilgimi çekti.. Yazdığım üzere Omurga salma bir tekne düşünüyoruz malum..

en son paylaşılan yapım tekniklerinde malum beton salma kullanılıyor.. 1600 KG civarında bir ağırlığı tutuyormuş akülerin..

Böylece hem elektrikli motor oluyor.. hem aküler safra niyetine kullanılıyor.. Safra ya para verileceğine akülere veriliyor..

BU durumda daha ucuza geliyor elektrikli motor..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
efendim, şu elektrikli motor işi her geçen gün kafama daha bir yatıyor.. Zaten ben tekne yaptırana kadar bu teknoloji de ucuzlar kesin:)

Üç farklı yapım yöntemi var kabaca. Hepsinin farklı kolaylıkları ve zorlukları var.

İlki dik yapıştır yöntemi.

Şimdi Devlin 'den Means of Grace nin planları geldi.. Çok  çeneli ancak bir BCC nin tüm geometrik özelliklerini taşıyan bir tekne. Zaten Hess tasarımı baz alınmış. 28 Feet..

Dik yapıştır yöntemi ile yapılıyor.. Yani plywood tarzı bir malzemeden kesitleri sabit bir tezgah üzerine kurup, üzerine basitçe su kontrasını yapıştırıp, epoksi elyaf ile kaplıyorsunuz.  KAbuğu ters çalışmak büyük avantaj. Özellikle epoksi elyaf kaplamanın sağlığı açısından.. Ayrıca su kontrasının da kaplanması çok daha kolay.

Ancak çalışma planlarında omurganın yani safranın nasıl bağlandığı çok net değil. ayrıca imal edilip, kabuk bunun üzerine döndürülüp monte mi ediliyor anlamadım. Ancak omurga salma saç ve içine sanırım ayrıca safra ile dolduruluyor. Tahminim omurga hazırlanıp, tekne döndürülerek olmurganın üzerine oturtuluyor.. BU detay ile ilgili bir görsel bulamadım araştıracağım..

Tabi çok çeneli olunca daha geniş bir iç hacim yakalanmış oluyor. Ayrıca şu şarap kadehi formuna daha yakın hale  geliyor. Çene sayısının artması bağlantı sayısının artması demek. Bir miktar işçilik artıyor. Ama değer.

Sanırım sonrasında içeriye omurgalar yerleştiriliyor. Deviln çalışma planlarında bu yapım detayları yok. Bu konu ile ilgili ayrıca bir kitap alıp çalışmak lazım sanırım.

İkinci yöntem rahmetli George Buehler'in klasik yapım tekniğini basitleştirerek yaptığı yöntem.. Birçok amatör tekne yapımcısı bu yöntemi kullanmış. BU bana sanki daha iyi bir yöntemmiş gibi görünüyor nedense..

Önce babalar gibi omurgayı yapıyorsunuz.. Çoğunlukla ucuz olsun diye beton yapan çok var. Ancak ben her durumda saç bir kutu içinde beton metal karışımının daha uygun olduğunu düşünüyorum. ( ancak elektirkli bir motor düşünürsem ki düşünüyorum bu safraları komple akü ile doldurmayı düşünüyorum. Kurşun ya da döküm salma yelkenli teknenin en önemli gider kalemlerinden biri. Kut şeklinde tasarlanmış bir omurga salma içerisinde 1000-1500 Kg ağırlık gerekiyor.. bu ağırlık ise tam da elektrik motorunun ihtyaç duyduğu akü ağırlığına eş değer.
evet aküler su hattının altında kalıyor ama buna bir çözüm bulunur diye düşünüyorum. Yani safrayı akülerden doldurmak bana çok iyi bir yöntemmiş gibi geliyor )

Omurga tamamlandıktan sonra postalar geliyor.. İşte burada rahmetli klasik yöntemden ayrışıyor. Postaları çeneli tasarlamış. Yani yapımı çok kolay. klasik yöntemdeki gibi eğrileri kalıp ile lamine edip yuvarlamıyorsunuz yani.

Posta imalatları kolay olunca , bunları omurga üzerine kolayca sabitliyorsunuz. Çeneli olduğundan kaplama , hangi malzeme ve yöntemi kullanırsanız kullanın son derece basitleşiyor.. Üstelik çene de su altının altında kalıyor ve estetik olarak çok kaba yapılmış çeneli yelkenli teknelerden ayrışıyor..

BU yöntem çok daha klasik yapım tekniğine yakın.. su kontrası ve epoksi elyaf uygulaması ile çok sağlam ve hafif bir kaplama elde ediyorsunuz. Dik yapıştır yöntemindeki gibi kalıp ile de uğraşmıyorsunuz. Tekenyi döndürmek gibi bir dert de yok. Ancak epoksi elyaf uygulamasını çok dikkatli yapmak gerekiyor bu durumda.. Tekne ters dururken yapışmaya yardımcı olan yer çekimi bu defer ayrılmaya neden olmamalı.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1342
Gövde şeklinin çizimini eklesen (telif hakkına uygun olursa ?)
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye

Sanırım sonrasında içeriye omurgalar yerleştiriliyor. Deviln çalışma planlarında bu yapım detayları yok. Bu konu ile ilgili ayrıca bir kitap alıp çalışmak lazım sanırım.


Means of Grace'de sonradan içine sonradan eğriler yerleştirilmiyor.

Aklını çelmiş olmayayım ama dik yapıştır çok daha kolay bir inşa yöntemi.

Ters kurulan kalıp, hem tekne formunu veren hem de iç perdelerden oluşuyor. Yani kabaca baştan kıça doğru: Demir bölmesi- Baş kamara bölmesi - kamara arka duvarı - kıç porsun bölmesi ve ayna. Borda kaplama da marin kontra ve her birinin kesim ölçülerini Sam Devlin veriyor. Böylece kaplamaların yerlerine alıştırma gibi bir sorun yok.
Safra da dışarıda hazırlanıp tekne döndürüldükten sonra omugada hazırlanmış yerine monte ediliyor.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 3573
Sam Devlin 'den mesaj gelmiş.. senin istediklerin yeni tekne tasarımı olur diyor.. Ne istiyorsun sen en iyisi beni ara demiş.. :) 

Birden ilk Kalamış marinaya tekne bakmaya gittiğim günü hatırladım.. Nasıl da heyecanlanmıştım.. İLk aradığım ilan da da..

İlk kez bir tasarımcıya ne istediğimi anlatacağım.. Haydi hayırlısı.. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 36
Reisler, hep bir tekne yaptırmayı arzulamış biri olarak konuyu ilgi ile takip ediyorum. Bu heyecanla uzun yıllar boyunca biriken anılarımı bir anlatayım dedim.

Henüz daha anayasa apronda körükte, işler gıcır, eh işte hep denizdekileri seyretmekle olmuyor dedim ve bir tekne yaptırma hevesine kapıldım. O devirde internette sayfayı açmak için ''enter'' tuşuna basıyorum gidip kahve yapıyordum dönüşte site açılmış oluyor, baskı alıyor herşeyi arşivliyordum. Nette gezine gezine hayalimdeki trawler oluşmaya başladı; uzun su hattı, dar ve çeneli bir tekne. Bir yerden taslak plan satın aldım, aydıngere geçirdim. Planı uzatıyor, iç yerleşim planını oluşturuyor, geç saatlere kadar masa başında çalışıyordum.
Hem teknenin genişliğini ellemeden su hattını uzatmaya çalışıyor hem de dayımgiller, hısım akrabaya yer ayarlamaya gayret ediyorum. Allah herkese eşit vermemiş :) ben bu zihniyetten ellimden sonra kurtuldum. Şimdi meraklı olan kendi kayığını alsın diyorum.
 
Çiz çiz gına geldi ve sahaya çıkmaya karar verip Tuzla Nuh'un yolunu tuttum. Bir kaç atölye ve bir gemi tersanesiyle :) görüştükten sonra Nuh'da yürüyen bir beyefendiyi işaret edip ona danışmamı tavsiye ettiler. Ayaküstü bana bu işin masraflı bir iş olduğunu rakkamları hassas bir şekilde alt alta getirip maliyeti çıkarmamı söyleyip ''Mesela makine büyük kalemlerden biridir isterseniz (yolun karşısındaki cat'i gösterip) fiyat almakla başlayın'' dedi. Heyecanla gittim, ağırlandım, fiyatı aldım, plan çöktü, kös kös çıktım :)

Başına çok kötü bir olay gelmiş birinin ruh haliyle eve dönerken bir anda aklıma o dönemde Beşiktaş Üsküdar hattında çalışan yolcu motorları geldi. Ne o dolmuş motorların ne de balıkçıların değil motoruna tüm tekneye böyle bir para vermelerine imkan yoktu veya mantıksız bir yatırım olurdu.
Ertesi gün doğruca Rumelifeneri'ne gidip bir balıkçı teknesine konuk oldum. Kaptan köşkünün altındaki geniş kamarada bol çay eşliğinde sıcak kanlı denizcilerle içimi açan, beni tekrardan cesaretlendiren sohbeti yaptım. ''Paran varsa sandık kırma al, yoksa Levent sanayide şuraya git'', ''Karadeniz'e tersaneye git'', ''Şu ırgat, bu şanzıman'' vs, vs. Sağolsunlar o gün onlardan denizciliğin diğer, belki de gerçek yüzünü öğrendim. Konfor, marka, yapılan işin görüntü kalitesi maliyetin temel belirleyicisi. Neticede hepsi yüzüyor da birinde tahta taburede diğerinde atlas koltukta oturuluyor.

Neyse efendim hemen akabinde işten de fırsat bulunca Karadeniz Ereğli'sine gidip  bir kaç tersane ziyaret ettim. Saçtı, kumlamaydı, ''Elektirik işlerini de hallederiz'' falan herşey hayallerime uygun giderken anayasa kalkış iznini aldı ve havada uçarken hayallerimi bir çok şeyle beraber peşinden götürdü.

Hayaller piyangoya, şansa endekslenince ben de bir çok tekne yaptırmayı arzulayan gibi bu işi nasıl ucuza hallederim diye düşünmeye başladım.
Bir kaç sene önce şu forumda dolaşırken

https://www.boatdesign.net/threads/hogfish-maximus-44ish-sailing-sharpie.34759/page-21

Chris Morejohn'un şarpisine denk geldim.

http://chrismorejohn.blogspot.com.tr/2015/07/hogfish-maximus-details.html


Zevkler ve renkler tartışılmaz ama ben bu teknenin inşasının altında yatan sadeliğe, felsefeye hayran kaldım. Teknenin planları için bir e-posta yolladım hemen cevap verdi. Bir defter kağıdına kurşun kalemle çizilmiş hayli silik bir eskiz geldi. Zaten ticari de değil sadece amatör denizcilerle bir çıkar olmadan paylaşıyor, sağolsun demek lazım.

Eskizi bilgisayarda 3 boyutlu bir programa aktardım ve tekne formunu, iç bölmelerini (hala dayımgilleri düşünüyorum :) ) falan kabaca çıkardım. Hesaplı olsun diye ''Junk'' yelken için bakınırken MingMing'e denk geldim. Burada sadece değişik bir yelkeni görmek değil Roger reis de :) denizciliğiyle etkiledi

https://www.youtube.com/watch?v=0jsPOlg7Ovc


Yalnız dar alanda yerleşim yapmak anormal karmaşık bir şey. Kamarayı büyütüyorum, depo küçülüyor. Derken direği kaydırıyorum bu sefer kamara içinde ayak altı bir yere geliyor. Neyse sonunda her şeyi yerli yerine oturttum ama bu işe mühendislik hesaplamaları yapılmadan daha fazla emek sarfetmenin beyhude olacağını gördüm. Bu iş; suraya su tankını, buraya bunu koydum denmeyecek kadar karmaşık. Sakın ola bu yüzer, şu dayanır diye düşünmemek lazım. Basit bir kayıkta bir tarafa koyacağınız 100 litre su tüm hesapları alt üst edebiliyor. Zaten daha sonra çizimimi projelendirmek üzere konuştuğum mühendis ''Buraya kadar gelmişsin şimdi de ağırlıkları dağıt bir tabloya aktar ve onun üzerine tekrar konuşalım'' dedi.
Tabi içim içime sığmıyor aynı gün Yalova civarında ufak bir atölyeye fiyat almak için gittim. İyi yürekli gözüken iki ustayla derme çatma bir marangoz atölyesinin üst katında soba etrafında konuştuk. Bir kaç gün sonra beni aradılar kontraplaktan lamine imal edilecek teknenin kabuk işçiliği için 20 bin avro gibi bir meblağ talep ettiler.
Üç beş arkadaş araya girdi ''oğlum senin aklın kıt, git yeni bir tekne al ısınmazsan satarsın bunu yakacam desen sobalık hale getirmeye paran yetmez'' dediler ve ben herşeyini ucuza mal edeceğimi düşündüğüm bu sıradışı çılgın proceden vazgeçtim.

Bugün hem sözünü ettiğim veya çok daha mantıklı, denenmiş başka bir projeye kalkışmadığım ve yaşlı bir plastik fıstığı karşıma çıkardığı için inançlı biri olmasam da (ki böyle durumlarda gerekiyor :) ) tanrıya şükrediyorum. İki senelik kısıtlı tecrübemle geriye doğru baktığımda denizi sadece hayallerinde yaşamış biri olarak tekne yaptırmaya kalkışmam üryan Adem'in terziye kıyafet sipariş vermeye gitmesi gibi geliyor.

Hanım kumasını seviyor zaten pek bir değişiklik yapacak pek halimiz yok,. Ama gün gelir de başka bir hayalin peşine düşecek olursam herhangi bir fuarda bulamayacağımı biliyorum.

Sevgili reisler, anılarımdan öte bir şey yazma amacı taşımadım. Kimsey incitmek, yazdıklarına bir yorum getirmek gibi bir amacım yoktur. Ben netten çok bilgi edindim ve buranın da bir bilgi havuzu olduğuna inanıyorum. Yolu düşen biri de buradan kendine fayda edecek bir şey bulursa ne mutlu.

Rotanız gönlünüze göre olsun.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Reisler, hep bir tekne yaptırmayı arzulamış biri olarak konuyu ilgi ile takip ediyorum. Bu heyecanla uzun yıllar boyunca biriken anılarımı bir anlatayım dedim.

Sevgili reisler, anılarımdan öte bir şey yazma amacı taşımadım. Kimsey incitmek, yazdıklarına bir yorum getirmek gibi bir amacım yoktur. Ben netten çok bilgi edindim ve buranın da bir bilgi havuzu olduğuna inanıyorum. Yolu düşen biri de buradan kendine fayda edecek bir şey bulursa ne mutlu.

Rotanız gönlünüze göre olsun.

Çok güzel yazmışsınız Demir kaptanım. :)xx :)xx :)xx

Bu arada çok da güzel bir tanıtım yazısı olmuş. Hoş geldiniz.  :)
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 5808
    • Son Denk Kayıkçısı
Bu vesile ile güzel bir giriş ve tanıtım yazısı olmuş, Hoşgeldiniz.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

T
  • *
  • İleti: 2171
Elinize sağlık.
Bir çok fani ile ortak tecrübeleri, güzel kaleme almışsınız.
Hayatta yediği kazıkların toplamını yanında taşıyan birisi ile beraber hareket etmeden zor bu işler.

Ve hoş geldiniz.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Demir reis ne güzel bir yazı ve tekne yaptırmak isteyenlerin durumunu ne güzel anlatmışsınız..

Şimdi efendim şu patlayayı restore ediyoruz ya.. hepi topu 2.30 luk bir pollywog.. üstelik ben de yapmadım. Ziya reis yapmış, tekneyi değiştirince garibim hiç suya inememiş. Maceralı bir yolculuk ile İzmir den geldi malum..

Sorun şurada.. Örnek kürekleri. Normalde bu teknenin bildiğiniz standart kürekleri 250 TL filan olmalı.. Belki biraz artmıştır fiyatlar. Bilmiyorum.. ancak bu teknenin orjinal kürekleri geçenlerde Cem Gür ün projesini verdiği kürekler. Normal birisi kim uğraşacak o kürek ile der ve standart ahşap bir kürek alır geçerdi..

Benim gibi takıntılı olanlar ise o küreği yapıyor.. Üstelik kürekleri çamdan yapmaya karar vermiştim.. Gidip tertemiz kestaneyi görünce dayanamadım.. Kestane çam fiyatının iki katından fazla oysa..

Ziya hoca güzelce boyamış.. Çoğu kişinin görmeyeceği ya da önemsemeyeceği boya akmaları olmuş. Bağlantı noktalarındaki elyafın izi kalmış. Ancak çok dikkatli bakarsanız görürsünüz.. Yok olmaz işte.. Benim gibi takıntınız varsa tüm tekneyi zımparalar , tüm yüzeyi pürüssüz hale getirmek için uğraşırsınız..

Ne güzel boyanmış hazır dingi.. olmaz.. Tayo Mar patalyası olacağından Tayo Mar renklerinde olmalı. İçi krem , bordada yeşil şerit ve tüm karina ve kalan borda kirli beyaz.. HAtta kirli beyazda standart rengi beğenmeyip beyazdan yeniden yaptırttım üstelik..

Keza köşebentler.. Ziya reis yapmış işte su kontrasından mis gibi.. Olmaz.. sökülüp masif ağaçtan yapılacak..

Kenar çıtalar için Bauhaus'ta çok güzel çıtalar var meşe.. elimde bir miktar ireco var aslında..

Bu kadar titizlenince maliyetler de artıyor tabi.. Zaman, işçilik ve sarf olarak.. BU dinginin toplam maliyeti (Ziya reisin masrafı da düşünülürse ) iyi bir bot fiyatını geçecek gibi duruyor..

Muhtemel tekne yapılırken de bu kadar titizlenilirse maliyetler ne olur bilemem..

İşte zurnanın akordsuz zart zurt ettiği yer burası işte.. Tayo Mar renklerinde işe yarar, ahşabı bol , Tayo Mar a uygun bir patalya.. sıradan bir bot ile aynı kefede olmuyor işte..

Tekne yaptırmak ile tekne almak arasındaki esas fark burada.. profesyonel tekne yapımcısı belli bir kalitede ve standartta tekne üretiyor.. Sonuçta amaç para kazanmak.. Yanlış anlaşılmasın yermiyorum..

Ama kendine tekne yaptırmak öyle mi ya.. ? Muhtemel ikinci el tekne fiyatından daha pahalıya çıkar.  Hele benim gibi mümkün olanın en iyisini yapmaya çalışırsanız yandı gülüm keten helva. Ama sabır ile sevgi ile arzu ve istek ile yapılmış olan bir teknenin yerini hangi marka tekne tutabilir ki..

fark burada işte.. maliyetlerde filan değil..




  • IP logged

  • *
  • İleti: 1049

Benim gibi takıntılı olanlar ise o küreği yapıyor.. 

Benim gibi takıntınız varsa tüm tekneyi zımparalar , tüm yüzeyi pürüssüz hale getirmek için uğraşırsınız..

Ne güzel boyanmış hazır dingi.. olmaz.. 

Olmaz.. sökülüp masif ağaçtan yapılacak..

fark burada işte..

Sana bir iş bulalım, hem oyalanırsın, hem de biraz para kazanırsın.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

 
Yukarı git