Malum Oktay reisle başka bir başık altında bir şey konuşulurken ayrı bir başlık için devam edelim ve sohbeti genişletelim diye bu başlığı açtım.
Eski yapım ve yeni yapım tekneler konuşulurken bir yandan da sürekli aklımı kurcalayan ve her fırsatta tabiri caizse, gıdım gıdım her sohbetten birşeyler koparıp toplamaya çalışıyorum.
Amacım küçük sektör topluluklarında tercihlerin temelleri ve getirileri, götürüleri. Bunları anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyorum.
Öncelikle bunca sohbete hiç üşenmeden laf yetiştiren herkese teşekkür ederim.
Bir de zaten her seferinde belirtmeye gerek olmadığını düşündüğüm, "bence" kısmı. Çünkü zaten en baştan belirttiğimiz üzere "bencelerimizi" konuşuyoruz. Tercihlerimizi ve sebeplerini konuşuyoruz, kimseye akıl vermeye çalışmıyoruz, diğerlerinin tercihlerinin altında yatan sebebleri değerlendiriyoruz sadece.
Ayrıca bir konunun altını özellikle çizmek istiyorum. Verdiğim örnekler hep belli markalar, çünkü kendini kanıtlamış tekneler olduğunu düşünüyorum. Lakin bunları örneklerken zannetmeyin ki milyon dolarlık modellerinden bahsediyorum. Konuyla paralel olarak eskilerinden bahsediyorum sebebini ise aşağıda anlatacağım.
Hani bir aralar internette çok dolaşırdı, "A4 dendiğinde aklına kağıt geliyorsa fakirsin kardeşim, aklına Audi gelenlerle aşık atma" diye...Heh işte ben kağıtçılardanım yani.
HR örnek verirken 500,00€ luk olan değil HR 35 1985 geliyor mesela yada Amel derken Maramu 46 1983, Santorin 1995 geliyor. Yani fabrikasyon teknelerden daha ucuz ama konu başlığında sorulan, "daha mı iyi" kısmı yani
Efendim gelelim özüne, eski yapım tekne yeni yapım tekne tercihlerinin, bir alt başılığında yatan sebep.
Bu da bizi konunun farklı bir alanına götürüyor, yine işi tercihlere getiriyor. Diğer ana başlık hakkında tercihler doğrultusunda bir çok şey söyledik, birazda işin bu tarafı hakkında tercihlerimizi, düüşüncelerimizi, fikirlerimizi belirtelim istedim müsadenizle.
Örneklendirme yaparak anlatayım ;
Denize ve teknelere
aşık neredeyse herkesin hayalidir, uzaklara gitmek, bütün Akdenizi dolaşmak, mümkünse dünya turu atmak. Lakin şartlar el vermez. İşte bu şartlar hakkında bugüne kadar konuştuğum, hani gıdım gıdım topladığım dedim ya, işte onlardan aldığım bilgilerin en temel olanları genellikle şöyle,
Emeklilik bekleniyor,
Seyahate uygun tekne için birikim yapılıyor,
Diğer kısımları hiç karıştırmadan sırf bu ikisi üzerinden gideceğim.
Seyahate uygun bir tekne denildiğinde akıllara ilk gelen yüzbinlerce euro dğerinde ki tekneler. Biriktirmek ve sahip olabilmek için resmen bir ömür harcanıyor.
Emeklilik deseniz, kişi emekli oluyor, cebinde 5 kutu ilaç, tansiyon, kalp vs..yaşın getirdiği rahatsızlıklar.
Şöyle düşünelim, kişi dünya turuna çıkacak. Standart rota ve zaman. Yani 2,5 yıl gibi bir süre. Bu süre içinde en az iki kez kasırga sezonu geçirecek, 6 aydan bir yılı gitti. Yani toplamda tekneyle deniz üzerinde 1,5 yıl kalacak.
1,5 yıl. Bunun için bir ömür harcanıyor. Yüzbinlerce euro sırf yeni olsun diye mi ? O tekneye verilecek paranın çok çok daha azı ile kendini kanıtlamış ama eski yapım bir tekneyi oysa hemen alabilirsiniz. Üstelik yeni ama fabrikasyon teknesi olanlar bile çooook memnunken seyahet söz konusu olduğunda ilk düşündüğü şey, "uygun" bir tekne almak oluyor. Bir de zaten bütçem yetmiyor denilir ya, hah işte burada yine aynı şey, çok daha "iyi"? ve "sağlam"? olanlar aynı bütçe ile alınabiliyor.
Emeklilik ? neden? Zaten bu işe kalkışanların büyük çoğunluğu işçi, memur değil ki. Sadece 1,5 yıl ara verebilirsin işine, mesleğine. İş sahibi isen, kimseye, sadece 1,5 yııllığına emanet edemiyor musun yada uzaktan takip edemiyor musun ? Hastalıklar gelmeden, sabah kalktığında tansiyon ilacını içmeden kahveni yudumlayabilirken gidememenin nedeni, illa ki yeni yapım tekne giderleri toplamak için mi ? Biliyorum yapanlar var. Kimse kusura bakmasın, tanıdıklarım var, birikimleri 10 aileyi bir ömür krallar gibi yaşatabilecek güçteyken, tercihleri daha fazlası oluyor.
Konuştuğum kişilerden, bu hayalinden vazgeçenlerin en büyük sebepleri bunlardı. Yeni bir tekne ve emekliliği bekleme/ yaşlanma.
Anlatmaya çalıştığım, hayallerimize bizi ulaştırabilecek yollar mevcutken, tercihlerimizin hep daha iyisi ile olma zorunluluğu.
Kişilerin tercihleri, hayali olduğunu söylediği şeyi yaparken nelerden vazgeçebildiği ve neler yapabildiği ?
İnsanlar hayallerine gerçekten ulaşmak istiyor mu ? Yoksa sadece hayal olarak kalması onları daha mı mutlu ediyor ?