Ben gençkene ( ve epey akılsızkene...) hep hayalim mini bir tersane kurmaktı.
Eh bi firma kuracaksan bi logosu ve bi amblemi olmalı deel mi ? Ben de muhtemelen isminden ötürü Turkshead denilen düğümü pek sevmiştim, günün birinde kurup mesela Jongert'e rakip olacak ( o şimdi battı ! ) şantiyeme de amblem olarak onu seçmiştim. Firmanın ismi de o sıra yeni doğmuş ilk kızım Ela'dan esinlenerek Sanela olacaktı ( gerçi gayri resmi olarak oldu da, bu isimle elin Almanına ihrac edilmiş ketch bile yaptık ).
Neyse şimdiki Sanela yapılirken sen akla bak ; Istanbuldan kalkıp, teknenin kamara ön yüzeyini ıçten ve dıştan oluşturacak kesilmiş iki maun levhayı tee Bodruma götürüp tanıdığım bir ahşap oymacıya bu Türk kafası süs düğümünü oydurup gelip marangoza teslim ettim, o da yerlerine monte etti.
Yetmedi bir de o ara tekstil sektöründe olan eşime gurcataya basılacak aynı düğümün işlenmiş olduğu tekne forsları yaptirdım. Sanırsınız ki 3 nesildir yatçı Ingiliz asilzadeleriyiz...
Bunlar kumaş üzerine iplikle ışleme oldukları için tabii kazık gibi oldular, rüzgarla filan dalgalanmıyorlar. Ama sert oldukları için gurcatada güzelce rüzgar gülü vazifesi görüyorlardı.
Yani aslen demek istediğim ülkede yetenekli ahşap oymacı çok ; tekne yaptıracak bir reis teknenin, kamaranın veya mobilyanın herhangi bir parçasını üç kuruşa istedikleri motifle donattırabilir, teknelerini özelleştirebilirler.