Degausing (herkes başka söylüyor neyse ) şamandırasını görünce Matay , o zaman anlattıydı hikayeyi..
Daksar'da eğitim veren deniz kuvvetlerinden emekli Turgay Aytaç kaptan'ın anlatımına göre ;digavsing ne kalamış koyu açıklarındaki batı kardinalinin adı ne de fenerbahçe burnu'nun açığındaki sığlık çakarı (öreke) adıdır. ben de dahil olmak üzere neredeyse tüm istanbul'lu yelkencilerin digavsing ya da digavsin olarak bildiği yer buralar değildir.
digavsing adı de gaussing'den gelir. deniz kuvvetleri'nin fenerbahçe burnundaki fenerbahçe fenerinin olduğu noktada şu anda artık kullanılmayan bir istasyonu vardı. bu istasyon "fenerbahçe d/g istasyonu" ya da "de gaussing istasyonu" olarak geçerdi. bu istasyon, ufak ve tek bir amaç için hizmet eden bir binadan ibaretti. fakat asıl numarası denizdeydi.
bu binanın açıklarında örekenin de açığına doğru, denizin üzerine ::::::::: şeklinde dizilmiş 20'ye yakın metal şamandıra bulunurdu. her bir şamandıra yaklaşık 1 metre kadar çapa sahip yüzen metal şamandıra şeklindeydi. askeri gemiler karşılıklı olarak dizilmiş iki sıra şamandıra hattının arasında demirleyip burada gemilerinde "de gaussing" işlemi yaparlardı.
de gaussing dediğimiz işlem de kabaca şöyledir; geminin omurgası, eğrileri, kemereleri, küpeştesi hatta güverte kaplamaları da dahil olmak üzere gemilerin dış yüzeylerinin tamamında borda ile alabanda, sintine ile karina... aralarında metal kirişler yer alır. bu kirişler geminin tüm dış yüzeyini bir tel örgü gibi, faraday kafesi gibi kaplar. bu metal "sepet" elektrik alanlarından geçişlerde manyetik alanlar nedeniyle elektrik yüklenir. zamanla elektrik alanlarının kuvveti, metallerin durumu ve farklı nedenlerden dolayı geminin bu "kafes"i elektrik yüklü olur ve ibreler sıfır dışında bir veri göstermeye başlar. işte gemiler bu elektrik yüklü hatta gelip, burada bu metaller ile oynayarak geminin elektrik alanını, gauss alanını sıfırlamaya çalışırlar. hiç bir zaman tamamen sıfır olmaz ama sıfıra olabildiğince yaklaştırmaya çalışırlar.
peki bir askeri geminin manyetik alanı neden sıfır ya da yüksüz olmalıdır. bunun en büyük nedeni de manyetik mayınlardır. denize atılan manyetik mayınlar, kaba bir tabirle, bir geminin elektrik donanımlarının yarattığı manyetik alanları "hissederek" ona doğru yönelen bir yapıya sahiptir. eğer geminiz bir manyetik alana sahipse, mayın sizi bulabilir ve patlama gerçekleşebilir. ya da tersten düşünürsek, geminin manyetik alanı sıfır değilse, civarındaki mayınları hissetmekte körelebilir ve tehlikeli durum gerçekleşebilir. eskiden mayın arama gemileri vardı ve onlar için bu durum çok önemliydi. fakat artık mayın arama gemileri modernize oldu ve mayın imha gemisi haline de geldi.
neyse konumuza dönersek eğer, fenerbahçe burnunun yaklaşık 0,1 nm kadar açığındaki bu kısımda yer alan şamandıralı bölgenin adı digavsing bölgesi'dir. günümüzde bu şamandıralardan ya bir tane kaldı, ya da hiç kalmadı. istasyon da taşındı gitti. haliyle yeni nesil oraları pek bilmediğinden kardinale, örekeye digavsing der oldu