Yani?
Nemi gidermek için lumbozları aç, içerdeki havayı ısıt, öyle mi?
Belki burada konuyu ikiye ayırmak veya havalandırma için yeni bir başlık açmak lazım. Sanki ısıtma ve havalandırma birbirine karışır gibi oldu.
Nemle savaşmanın bir yolu da elbet havalandırma.
Benim teknemde bulunan 2 manika sürekli bir parça havalandırma sağlasalar da bu yeterli değil ( bu arada 80lerin ortasına, belki 90lara kadar her standart teknede de bulunan manikalar yeni tasarımlarda niye yok edildiler ; bunu anlamış değilim ). Bu nedenle teknedeki 3 Lewmar hatch daima o bir parmaklık havalandırma konumunda yaz kış sabitler ( eşimden en çok azarı da tekneyi yıkarken bunları kapatmaya üşendiğimden ; eşim içerdeyken bu hatchlarden şakır şukur su girmesinden işitirim : ama derim kalındır benim...).
Bu kadarlık bir havalandırmanın da yetmediğıni fark ettiğimden WC lumbozu tamamen, hatch'i de yarım, yaz kış açıktır. Bu nedenle hele kışın aşırı yağmurlarda tekne komşularım veya dikkatli marina çalışanlarından telefonla çok uyarı almışımdır : " hatch ve lumbozu açık unutmuşsun içeri şakır şakır yağmur giriyor " diye...WC bölmesini içerde duş yapılmasına izin verecek biçimde yaptığımıza göre, senede 3-5 kere yağmur suyuyla ıslanmasında bir sorun yok, kurur nasılsa diye cevap veriyorum ben de. Bunun tek sakıncası belki senede bir kere Afrika tozlu yağmur yağarsa WC bölmesinde kurumuş kahverengi toz akıntıları oluşması. Bir ıslak bezle silmek dakikalık iş.
Tekneye uzun zaman uğramayacaksam tüm kabin kapılarını ( yapılırken havalandırma için ızgara yaptırmış olmama rağmen ) açık bırakıyorum. Yine büyük olanları ızgaralı olmalarına rağmen, tüm dolap ( mutfak ve kamarada ) kapılarını açık veya aralık bırakıyorum. Salonun ortasındaki farş tahtalarından birini kaldırıp kenara koyup sintinenin de havalanmasına dikkat ediyorum.
Teknem pek yeni, motorum ciciyken ( ve teknenin kredi borcu henüz devam ederken...) motorun ön yüzünü örten ve amortisörlü destekleri olan açılır kamara giriş merdiveninin kilidine bir ince halat bağlıyor ve tekneyi terk ederken havuzluktan bu halatla merdiveni 90 derece havaya kaldırıp motor bölmesini de teknenin iç alanına dahil edip sürekli havalanmasını sağlıyordum, artık üşeniyorum.
Eski teknem daha fazla rutubet alır tipteydi, onda minde ve yatakları da sırtları üzerine dikine kaldırıp bırakıyordum. Bu teknede döşeme ve yataklarda hiç nem veya küf görmediğimden bunu yapmıyorum.
Tekneden çıkarken tüm bu işleri yapmak sanırım 2-3 dakikamı ancak alıyordur. Tek kötü yanı tekneye tekrar geldiğinizde ( hele yanınızda misafirler varsa..) teknenin ilk andaki görüntüsünün biraz dağınık, polisiye filmlerdeki kötü adamlarca aranmış evler gibi görünmesi...
Ama bu sayede aylarca kapalı bile kalmış olsa içinde hiç koku ve rutubet olmayan bir kayığınız oluyor.