Ben yine bir hikaye ile başlayayım.
Yıllar önce eşim özel bir tohum firmasında çalışıyor ve patronu Çeşme'de yazlıktan her gün İzmir'e geliyor diye karavan o zamanki adı V kamp olan Çeşme'deki kampinge konuşlandırmışım.
O zamanki yatım da önümde salınıp durur.
Motoryatçı olan patron ve ben yelken dersi alalım istiyoruz.Nereden buldum hatırlamıyorum ama İstanbul'lu bir abimiz teknesini Ilıca'da balıkçı barınağına bağlamış ve ders verecek meraklı arıyor.
Hemen aradık abimizi. Adı Fikret Elbirlik imiş ve teknesi de bir X yacht.
Bizim bildiğimiz X o zamana kadar X ,Y ,Z ekseninden öte değil.
Ben ,eşim,patron ve bir arkadaşı daha 4 kişi tekneye vardığımızda gözümüz tekne görüyor
Sonradan öğreniyoruz ki Fikret abimiz yelken camiasında ciddi yeri olan bir İstanbul beyefendisi.
Tekne hakkında biraz bilgi veriyor ve hemen açılıyoruz.
Ana yelken açılıyor ama Cenoa ortada yok.Arka kamaranın biri çuvallar ile dolu.Ayrılmadan önce abimiz oradan bir çuvalı çıkarıyor, eşimin de yardımım ile başa görürüyoruz. Cenoa çuvalda ve rooler yok.Allah allah çok mu pahalı ki bir roller diyorum.
Zaten barınaktan ayrılırken çapayı da halatı elle çekerek yerine aldık.
Abimizin durumu biraz zayıf galiba diye düşünüyorum.
Ben ekibin en tecrübelisiyim diye beni muhatap alıyor ve bir şey istenecekse benden istiyor abimiz.Ve cenoyı da basıyoruz.O hafif rüzgarda bizim X, 3 boyutlu eksenden çıkıyor ve 4. boyuta geçiyoruz.Uçuyoruz mu ne? Daha önceden farklı teknelere binmiş ve yelken yapmıştım.Ama bu tamamen farklı bir boyutta idi.
Fazla uzatmayayım çok güzel günlerdi ve çok faydalı oldu bize.
Abimiz teknenin boğazda broşa girdiğinde çekilmiş fotoğrafını verdi ve hala karavanımızı süsler.
Kendisi yarışlar için özel bir tekne yaptırdı ve tekne satılığa çıktı.Çok istedim ama durumumuz yoktu.
Birileri İtalya'dan gelip aldılar diye biliyorum.
Uzun hikayenin kısası yakışır Eyüp kaptanıma.
Not:Cenoa her sefer dönüşü güzelce katlanıp torbasına ben ve eşim tarafından konuluyordu.Hocamız şimdiye kadar böyle uyumlu ve güzel yelken katlayan olmadı diye de bizi şımartmıştı.
Hani diyorum ki zaten ufak tefek olan bendeniz Girit falan gibi uzun yolda yelken torbalarının olduğu baş kamarada da çok rahat uyurum.Hatta onları okşar hikayeler bile anlatırım
Anlayan anlamıştır herhalde