Bilumum kuş göçleri beni derinden etkiler. Bir kısmınızın malumu olduğu üzere ben küçük bir Karadeniz kasabasında büyüdüm. Ağustos ayının sonlarına doğru hep bir hüzün kaplardı içimi. Çünkü İstanbul'da yaşayan yakınlarım tek tek dönerlerdi İstanbul'a, neredeyse her akşam birilerini selametlerdik terminalden. Sonra hüzünlü Eylül gelirdi. Yavaş yavaş biz bize kalırdık kasabada. İşte tam bu zamanlar, ağustosun 25 i gibi önce incirkuşu(sarıasma) ve beraberinde tarakçın kuşları göç eder.Ardından Leylekler görünür, peşi sıra bıldırcınlar gelir geçer beraberinde kart kuşları, turnalar, bilimum göçmen kuşlar, en sonda çulluklar gelir. Tabi ben tam o aylarda balıkçı teknesinde olurdum, sabah olurken bıldırcın kafilelerini denizin bir metre üstünde artık kıyıya varmak üzereyken görürdüm.250 millik karadeniz geçişini yapmanın verdiği yorgunlukla eğer bir de yağmur yağarsa yarısı telef olurdu, suya düşer veya kayığa konarlardı. Birde okullarında açılacak olması ve yazın bitiyor olması beni çok hüzünlendirirdi. O yüzden Eylül ayını hiç sevmezdim, beni acayip hüzünlendirirdi. Ama şimdilerde nedense en çok sevdiğim ay Eylül ayı oluverdi.
Mustafa abi bizi nerelere götürdün, çok sağolasın . Bu aradan videolar harika keyfin daim olsun abi.