Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Niye aynı tarz ve dört beş marka tekne etrafında dönüyoruz ?

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ama öte yandan, acayip güzel tartışmışız .
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

   Konuyu açan Aali abinin ve tüm katkı verenlerin ellerine yüreğine sağlık,çok doyurucu ,su gibi berrak ve akıcıydı.Aali abinin maddelere az oranda da olsa bilgi eksikliği ve kirliliği de eklenebilir diye düşünüyorum. Bunun  tüketici seviyesinde olması normal karşılanabilir ama yaşadığım iki örnekle olayın boyutunu anlatmaya çalışayım.Tartışmada  yerli üretim konusuda geçtiği için bu örnekler olayın sadece maliyet sorunu olmadığınıda göstermesi açısından önemli.Bilmeyenler için yazayım ben plandan 44 feet aluminyum yelkenli tekne yaptım.Yapım sürecinde biryerlerden duyup gelen (ayrı zamanlarda) 2 gemi inşaatı mühendisimiz oldu.Bir tanesi ''ooo çok güzel olmuş ama keşke gövdeyi 20 mm levhadan yapsaydın '' dedi (plan 5-6 mm ve raund bilge bir gövde).Diğeri daha isafsız çıktı ''yaav aluminyum yüzermi erimiyormu'' dedi şaka gibiydi.Bu arada ben tekneyi jig in kuruluşundan tik döşemelere kadar Aali abiyi (bilmeyenler için mühendistir ama gemi mühendisi değil :),) gece gündüz taciz bombardımanına tutarak yaptım.
   Sonradan öğrendim ki İTÜ gemi mühendisliği eğitim programında yelkenli tekne yapımı ile ilgili bir eğitim disiplini yok denecek kadar azmış.Yerli tekne ile ilgili tartışmaya bu da ayrı bir açılım olabilir diye düşünüyorum.   
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Onu bilmiyorum ama benim kızlardan küçüğü Yersu, yelkenli tekne tasarımcısı mı olsam acaba deyip duruyordu. Atilla abisi ile Aali dedesi (!) varken mümkün görünüyor.
Ama bu çok ilginç bir bilgi Atilla. Alt yapıya ilişkin sahici bir sorun.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 629
Tıbbiyeden arasıra da hekim çıkarmış...derdi bizim rahmetli ortaokul edebiyat hocamız.
Gemi inşaiyeciler de Başbakan olabilir mesela ; ne gerek var küçük kayık tasarımı öğrenmelerine ?  :P

Tüm gemi inşaiyecilerden af dileyerek bir komik ( komik ? ) hikaye de benden :

Mehmet Atay'ı tanıyorsunuz. Yılların sigorta brokerliği tecrübesi var. Bir zaman teknelerimizin sigortalarını yenilemek ve iyi bir şırkete geçirmek istedikti. O zaman şimdiki Bavariası değil, dönemin çok ünlu bir Fransız tasarımcısının planlarına göre dönemin iyi yat yarışçılarından birinin yaptirmiş olduğu lamine kontrplak eski Sarıyaz teknesi var. Bizim Sanela da işte 2-3 yaşında galiba...

Mehmetin seçtiği ciddi sigorta firması : " öyle beyanla uyduruk kaydırık iş olmaz, biz eksper gönderelim, teknelere tespit yaptıralım " demiş...Biz de sevindik, yahu adamlar işi ne kadar ciddi tutuyorlar diye. Sozleşildi, gençten bir arkadaş koltuğunda bir dosya, içinde sayfalar dolusu soru ve tespit formu geldi. Gemi inşa mühendisiymiş.

Önce benim kayıktan başladık...Arkadaş soru formunu çikardi, oradan okuyarak soruyor...

- Ana makinalar ve güçleri ?
- Eee, ehm...Bi makina var, 27 BG

- Jeneratörler ve güçleri ?
- Eee, ehm...Jeneratör yok

- Isıtma ve klima sistemleri ve güçleri ?
- Höö ? Yok ki bizde öyle şeyler ?

Bu tarz, şimdi detaylarini hatırlayamadıgım  bir kaç sorudan sonra ( galiba teknenin içine girmiştik ):

- Radar, chartplotterler, sonar, komünikasyon sistemleri, ekranlar, yazicilar, muhtelif elektronik ?
- Iskandil var, parakete var, rüzgar göstergesi var ?
- Görüntü, ses ve eğlence sistemleri ?
- Eee, şey...Şurdaki Sony radyo teyp var, Bauhausda indirimli bulmuştum da ?
- Buzdolapları, güçleri, derin dondurucular ?
- Şorda ustten kapaklı 40litrelik bi soğutucu var ama ?

Yine sorular devam. Derken gururla ilk zaferim geliyor :

- Döşemeler ? Kumaş, suni deri, alcantara ?
- HAYIR, Hakiki deri !

Eksperimiz elindeki ( sanırım 6 sayfa filandı ) basılı forma tüm sorulara " yok ", "o da yok ", "bu da yok ki..." seceneklerini işaretliyerek tekrar havuzluğa çıktı, etrafa bakınıyor, biz de bekliyoruz...

- " Eh, burda işimiz tamam, öbür tekneye geçelim " dedi.
Ben inanmayarak :
- Nasıl yani, arma, direk, yelkenler, yelken donanımı...? bunlara bakmayacak mısinız, yav bi araba parası verdik onlara ?
Şimdi tam hatırlıyamıyorum bu kadar israr üzerine formun açıklamalar bölümüne " bir direk, iki parça yelken..." gibi bir ilave yaptı ve benim tekneden çıkıp Matayın Sarıyazina geçtik.

Eksper pasarelladan geçti, havuzluğa girdi, peşinden Mehmet, ardından ben...
Sarıyaz yarış teknesi olarak yapılmış, tik bir yekesi var kullanılmadıgi zaman yukarı kaldıriliyor. Çocuk ona doğru bakıp Mehmete döndü ve sordu :

- Bu sopa ne, tekneyi bununla mı kullanıyorsunuz ?

Ben büyuk bir heves bir umutla, acaba Matay adamı şimdi denize atar mı diye beklerken bizimki izaha başladı :
- Evet, ona biz yeke deriz, dümen palasına bağlıdır, tekneye onunla kumanda ederiz...

Evet, gemi inşa eğitiminde yatın, kayığın yeri yoktur. Bunları öğretmezler, amenna...
Ama Istanbullu veya Istanbuldasın, 30 yaşına gelmişsin, hiç mi kayığa binmedin, hiç mi film seyretmedin, hiç mi sandal fotoğrafı görmedin, denizde geçen tek bir hikaye bile mi okumadin, bir kez bile Deniz Muzesine gitmedin ?

O zaman niye bu mesleği seçtin ? ( gerçi cevabı da tahmin edebiliyorum...Bilgisayar veya elektronik istemiştim de...puanim öyle geldi ? )


  • IP logged

  • *
  • İleti: 1631


O zaman niye bu mesleği seçtin ? ( gerçi cevabı da tahmin edebiliyorum...Bilgisayar veya elektronik istemiştim de...puanim öyle geldi ? )

Bu konu başlığı altında insanımızın ne istediğini bilememe problemine de dem vurmuştuk. Verdiğiniz örnek genel eğitim sisteminin haricinde gençlerin meslek edinimlerinin de temelden ne kadar mantıksız işlediğini gösteriyor. Bir matematik sorusunu daha yanlış yapıp iyi bir hekim olabilecek birisi fazladan doğru yaptığı matematik sorusu yüzünden kötü mühendis olabiliyor. Tekne seçimlerinden önce yanlış sanki oralarda başlıyor. Konuyu dağıtmadığımı umuyorum :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Vallahi bence sorun sevgi ve merakta...
Ferdinand Porsche veya Enzo Ferrari mühendis değillerdi.
Yanlış anımsıyor olabilirim, ama Dick Carter olabilir, bir zamanların en başarılı, tekneleri en çok yarış kazanmış yat tasarımcısi muhasebeci imiş...
Merak, öğrenme hırsı, inat her türlü eğitım eksiğinı telafi eder.
  • IP logged

Z

Ziya Gunes

Birkaç hafta önce tanıştığım 26 -27 yaşlarında bir genç takne tasarımcısı olma hayalindeydi.
Ama hiç tekneye binmemiş, epoksiyi duymamış, kağıttan kayık bile yapmamıştı. Elimdeki planları gösterdim, şaşırmıştı :-)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 562
    • Yat Tekne Sörveyi, ekspertizi, ozmoz muayenesi
Geçmiş zaman...
Bir tekne Öreke'ye kötü oturmuş daha doğrusu vurmuş, salma dibinden gövde çatlamış 8kırılmış demek daha doğru. Kalamış'a kadar gelip karaya kadar ulaşmış. Tekne sahibi onarm için beni buldu. Fiyat verdim, anlaşamadık. Ben bunun bedelini sigortadan alacağım, sigorta ne verirse o kadar öderim, kesinti de yapmam. Sigortanın ne vereceğini görelim dedim. sigorta eksperi geldi. Eksper sanırım tekneci değil oto eksperi... Usta senin yevmiyrn ne kadar dedi, söyledim. Kaç yevmiyelik iş var dedi söyledim. Malzeme ne gider dei onu da söyledim. Eksper gitti, sonradan telefonla işi aldım. eksper benim söylediklerim alt alta koyup hesaplamış, herhalde biraz da üstüne koymuş olmalı ki, ben teklifimden daha fazla ödeme aldım.

Acemi... ... korkar derler. Yurt dışında adam mimar olmadığı halde çok başarılı tekneler çiziyor ve bunlar üretiliyor. Türkiye'de ise mimarını yetiştiriyoruz ama epoks nedir bilmiyor.
  • IP logged

 
Yukarı git