[Nur Gökçeoğlu]

İki gündür forumun derinlerinde araştırıyorum ama bazı sorularımıza hala cevap bulamadım. Fazla vakit de olmadığı için bu başlığı açıyorum. Bunu defalarca yapmış olan korsanlar,
- Akıntı rüzgarsız şartlarda bile 4 kn mu?
- Hangi kıyı daha uygun bu seyir için? Hangi kıyı ya da kıyıların hangi kısımları akıntıyı zayıf görür?
- Boğaza girerken, karşıya geçip Seddülbahir burnundan mı giriş yapmalıyız akıntı daha az diye? Yoksa bunu yapanlar neden böyle tercih ediyor?
- Çanakkale limanına varamadan bir arıza olsa uygun limanlar, demirleyecek uygun yerler var mıdır?
- Boğaza girmeden bir yerlere telsizle haber vermek mecbur mu?
- Rüzgarın poyraz ya da lodostan başka yönde estiği olur mu?
- Ve onar beygirlik iki dıştan takma motorla bunu yapmak zorunda olan bir katamarana neler tavsiye ederdiniz? (Lütfen denemeyin, gitmeyin filan demeyin.. Denemek zorundayız, yoksa dönüp yokuş aşağı, geldiğimiz yere uçarak gitmek kolay ve zevkli birşey; bunu zaten yapabiliriz ☺️)

[Mustafa Ertör]

https://www.wikiderya.org/wiki/%C3%A7anakkale-bo%C4%9Faz%C4%B1-ak%C4%B1nt%C4%B1lar%C4%B1
yukarıdaki sayfada bilgiler benim de katıldığım ve tecrübe ettiğim bilgiler.Kıyıdan ters akıntıyı yakalamak bazen kolaylık sağlıyor (herzaman olmuyor.).Sizin draftınız düşük olduğu için avantajınız olabilir.Yeterli yakıt ve sağlam motorlarla akıntıyı yenebilirsiniz.Biraz yelken açabilecek lodos yakalayabilirseniz daha da kolay olur.
Rahmetli Eralp Akkoyunlu Yosun isimli yelkenlisiyle Çanakkale Boğaz geçişini epey zorlanarak 10 HP.lik motoruyla nasıl yaptığını Deniz Çingenesi isimli kitabında yazar.
 Keza biz de (Ahmet ve Mustafa Kabaalioğlu reisler.)  arızalı motorumuzla max.1500 devir ve yelken desteğiyle kuzey çıkışını başarabildik.Boğaz girişinde Yelkenli teknelere Sektör anons etmezse telsizle bildirmenize gerek olmuyor.Çanakkale -Eceabat ve Gelibolu-Lapseki arasındaki feribotlara dikkat etmenizi öneririm.
İyi seyirler dilerim.

[Nur Gökçeoğlu]

Mustafa reis, link için teşekkürler, çok faydasını göreceğiz. Ve keşke böyle bir kitabın varlığını bilseydim.. Benim ayıbım. Çok sağolun.

[Ahmet Kabaalioğlu]

Wikiderya'daki notlara ve Mustafa abinin önerisine katılıyorum. Bir kaç sefer 18 hp yanmar motorlu tekneyle boğazı tırmandım. Bunlardan bir tanesinde akıntı çok yüksekti, Marmara'da ciddi Poyraz fırtınası vardı. Bu seyrimizde hızımızın  0,8-1,5 knot arasında gidip geldiğini gördüm. Bu nedenle kepez önlerinde değişik şeyler denedim. Sonra draftımızın kurtardığı kadar kıyıya girdim, bir anda hızım 3,5-4 knotlara çıktı önceleri anlam veremedim, tam çizgiyi tutturamadım . Sonra deneyim kazandım Anadolu kıyısına doğru içeriye girip bir yay çizince akıntıdan daha az etkileniyorduk. Çünkü burada boğaz genişliyor ve su yayılıyordu. Bu nedenle de debisi düşüyordu. Aslında ters akıntı değildi bu sadece kafadan gelen akıntının gücü azalmış haliydi. Aynı gün Nara burnuna yanaştığımızda kıyıda yürüyenlerin bizi geçtiğini görmüştüm. Aynısı İstanbul'da Sarayburnu Cankurtaran arasında da olur. Nara'yı döndükten sonra bence hiç sıkıntı yok, sonrasında yukarı tırmanışta her şey daha mutedil ve kolayına . Ben tüm boğaz çıkışlarımda Anadolu yakasını tercih ettim, Avrupa yakasını hiç denemedim. Bana nedense hep daha güvenli gelmiştir. Bazıları çeşitli önermeler yapıyorlar oradan buraya buradan oraya geç şeklinde ama bence gerek yok. Trafik ayrım düzeninin çizgisi dışından rahatlıkla gidebiliyoruz. Şimdilerde sadece köprü ayakları olan yerde işaretlere iyi uymak ve değişiklikleri çok iyi gözlemlemek gerekiyor. Bence hiç sıkıntı yok sizin katamaran düşük draftından dolayı bir çok tekneye göre daha avantajlı bir şekilde seyir yapabilir diye düşünüyorum.

Biz önceki yıl  Mustafa Ertör Abim ile makine gücümüzün çoğunu kaybetmiş halde bir kontrada 1200 devir, diğerinde 1500 devir motor desteğiyle yelken motor volta volta tırmandık. Hava bir hafta boyunca hep 25+ poyrazdı zorlu kısımları hep gece geçmeye çalıştık. Ama nihayetinde yapılabiliyormuş. Yelken için bir mazeret varsa bunu sektörlere telsizde detaylı bilgilendirme yapılarak müsade alınabilir diye düşünüyorum. İrtibat kuranlara yardımcı oluyorlar .

Selametle...

[Ahmet Kabaalioğlu]

Sektörlerle ilgili iletişim bilgisini de Kenan biçen abimiz eklemeyi önerdi.Sağolsun.

[Nur Gökçeoğlu]

Çanakkale Boğazı’nı yokuş yukarı geçmeyi artık tecrübe etmiş biri olarak bu başlık altında ben de yazmak istedim 🙂
Tamamen rüzgarsız iki günde geçtik boğazı. Hatta ilk gün hafif lodos vardı. Karşılaştığımız en büyük akıntı Ege’den girişte Kumkale burnunda oldu, 3 kn kadar. Boğaza girdikten sonra ilk başta güney kıyısına nispeten yakın seyrettik ama bir nedenle gemi yoluna yakın düştüğümüzde akıntı hızının azaldığını gözlemledik. Üstelik gemi yolu boğaz boyunca en kestirme güzergah olduğu için bir reisin tabiriyle gemi yolunun bir tık dışından giderek Çanakkale’ye vardık. Şartlar çok uygun olduğu için devam etmeyi düşündüysek de Ayvalık’tan beri seyirde olduğumuz için fazla yorulmuştuk ve durup bir gece dinlenmeye karar verdik.
Tüm boğaz geçişi boyunca karşılaştığımız tek olumsuz olay bu noktada oldu. Tam feribot limanına yaklaşırken, yani boğazın en dar noktasında Kıyı Emniyet’in iki büyük teknesi, görünüşe göre, kendi bağlama yerlerinden daha iyi olanını kapmak için, birbirleriyle yarışarak ve tam gaz, büyük dalgalar yaratarak çoook yakınımızdan önümüze geçtiler. Önce biri (ki yarattığı büyük dalgalardan nispeten daha az etkilenmek için hız kesip başımızı dalgalara çevirmek zorunda kaldık) ve iki dakika sonra diğeri (yeri kaptırdığını görünce biraz hız kesmişti ama onun da dalgaları büyüktü ve yine aynı şekilde karşıladık bunları.) O daracık yerde tonozda duran küçük balıkçı tekneleri fena çalkalandılar. Belki de alışıklardır buna ama adı Kıyı Emniyeti olan bir kurumun sırf keyfine böyle tehlikeli şartlar yaratması oldukça ironik.
İkinci gün de aynı rüzgarsız şartlarda Nara burnunu döndük, tavsiye edildiği gibi kardinalin diğer tarafından. Burada karşılaştığımız akıntı beklediğimden daha azdı. Yeni köprünün altından biz de Avrupa yakasına geçtik ☺️ Daha sonra da Marmara’ya çok bir şey kalmamış oluyor zaten. Bir de uygun rüzgar yakalayınca ana yelkeni de kaldırdık ve daha da hızlı şekilde denize çıktık.
9.9’luk iki motorumuza güveniyorduk, güvenimizi boşa çıkarmadılar ve kesinlikle yeterliydiler. İkisini aynı anda çalıştırmaya, akıntı şiddeti çok fazla olduğunda başvuracaktık ve buna hiç gerek kalmadı. Tüm boğazı tek motor kullanarak geçtik. Gemi trafiği de tatmin ettiğinden daha seyrekti. Zahmetsiz, rahat bir geçiş oldu. Tavsiyeler ve yüreklendirici sözleri için tüm reislere sonsuz teşekkürler..

[Doğan Erbahar]

Geçmiş olsun, referans amaçlı teknenizin tek motorla ve çift motorla "normal" seyir hızı kaçtır?

[Nur Gökçeoğlu]

Çift motorla çok fazla bir fark elde edemesek de 1.5 kn kadar bir güç daha kazanabiliyoruz. Tek motorla 5-5.2, çift motorla 6.5-6.7 kn arası oluyor. Bu maksimum hız tabi.

[Ahmet Kabaalioğlu]

Marmara 'ya hoş geldiniz, hemde güzel zamanda geldiniz, yüzen bir şeyi olan herkes güneye gitti bu nedenle buralar boş şu sıralar. Bu arada Çanakkale geçişi ve bilgilendirme notlarınız için teşekkürler.

[Nur Gökçeoğlu]

Çok teşekkür ederiz. Ama gezmeye gelmedik, tekne satış durumunda şu an ve biz de alıcılarımızın sözleşme yaptığı WIM denen tuhaf dünyada mahsur kalmış gibiyiz - çünkü teknenin bütün evrakı Türk bayrağına geçiş için acentede. Biraz çıkıp gezmek istesek de kağıtsız cesaret edemiyoruz. Birkaç güne de bizim burada bulunmamız gerekmeyeceği için İzmir'e döneriz artık.
Boğazlarda motor kullanma zorunluluğu yüzünden bu taraflara gelmeyi hiç düşünmemiştik daha önceden. Motoru limanlara girme, demir atma/alma dışında pek ender kullanmıştık bu zamana değin. Ama gördük ki yapılmayacak şey değilmiş  Artık bir dahaki sefere, başka bir tekneyle diyelim.. Değerli tavsiyeleriniz için asıl biz teşekkür ederiz.

[Doğan Erbahar]

Hayırlısı olsun, bazı çok keyifli yazılarınıza denk gelmiştim. Gerçek bir denizci çift olarak daha fazla yazsanız keşke 

[Nur Gökçeoğlu]

Teşekkürler Tekneden gerçekten ayrıldıktan sonra o özlemle daha çok yazarım belki

[Ahmet Kabaalioğlu]

Hayırlısı olsun, daha iyi yeni tekneleriniz olsun.

[Nur Gökçeoğlu]

Çok teşekkürler.. Bakalım neler getirecek yeni günler..