Kendimizi romantik bir organizasyonda bulunca aklımıza Selvi Boylum Al Yazmalım filminin bu meşhur repliği geldi.
Şimdiye kadar sanal dünyada görüp anlamını kavrayamadığımız hatta olayı sadece geometrik algılayarak üçgenli beşgenli kötü espriler yaptığımız bu organizasyonun aslında ne kadar anlamlı olduğunu farkettik.
Yurdumuzda her organizasyon mutlaka en az yüzde yirmi fire verir. İlk duyurudan itibaren gelmeyi çok istediğini belirten bir grup nedense son gün çarkeder. İtiraf edeyim biz de neredeyse bu gruba dahil olacaktık. İzin alamadığımız için perşembe iş çıkışında arabayla yola çıkıp gece saat üçte Turgut köyü kıyısındaki Andromeda'mıza ulaşmış, yerleşmemiz ve uyumamız saat dört buçuğu bulmuştu. Sabah sekizde alarm çalarken aklıma ilk gelen bu çemberden nasıl kaytarabilirim fikriydi. Önceki gün Ahmet'in telefonda otoriter ses tonuyla söylediği "katılmalısınız" komutu mu tavsiyesi mi çözemediğim sözünü hatırlamamla kamaradan fırlayıp hazırlığa başladık. Kedimiz Bosa da yolculuğun yorgunluğunu atamadığı halde sevinçli telaşımızla uyumluluk modundaydı.
Sevgi Çemberi, Denizlerdeyiz Amatör Denizcilik Derneğinin düzenlediği bir organizasyondu. Derneğin tahmini bir buçuk ay sürmesi planlanan geniş katılımlı Doğu Akdeniz Rallisi organizasyonu, Sevgi Çemberi töreni ile start alacaktı. 30 Ağustos Zafer Bayramı iyi bir tarih seçimi olmuştu. Orhaniye Martı Marina Sevgi çemberi katılımcılarına üç gün ücretsiz konaklama vererek güzel bir jest yapmıştı. 29 Ağustos perşembe akşamı marinada katılımcılar birlikte yemek yediler. Bu yemeği kaçırdığımıza çok üzüldük çünkü tanıdığımız bir çok değerli denizci abimizin ablamızın da bir arada olduğu bir şölen olacaktı. Organizasyon için hazırlanan özel tişörtlerimizi sağolsun bu yemeğe katılan Ella Marinadan İlkay Reisimiz almış ve tekneye bırakmıştı. Sabah tişörtlerimizi giydik ve Orhaniye'ye gitmek üzere palamarlarımızı çözdük.
Önceki akşam yemek öncesinde Sevgi Çemberine katılacak teknelere bir brifing verilmişti. Biz brifinge de katılamadığımız için biraz tedirgindik. Gönderilen şemadan aşağı yukarı ne yapacağımız belli olmasına rağmen ilk deneyimin heyecanını yenemiyorduk. Şemada demir atacak tekneler kırmızı renkli işaretlenmişti. Diğer teknelere bağlanma sıralarına göre numara verilmişti. Sonradan öğrendiğimize göre Organizsayonun neferleri Tolga Işık, Ahmet Kabaalioğlu ve İsmail Tümer Reislerimiz gece üç buçuğa kadar şema üzerinde çalışmışlar, Ahmet'in oğlu Aslan Mustafa da bilgisayarda onların talimatlarına göre şemayı çiziyormuş. Demir atacak teknelerin güçlü tekneler olması gerektiği için doğru teknelerin seçimi önemliymiş. Onlara aborda olacak teknelerin doğru dağılımını yapabilmek daha da önemliymiş. Tekneleri büyüklük sırasına yerleştirip çemberin çağını da doğru hesaplamak için epey uğraşmışlar.
Haberleşme kanalı. 72 den ilk anonslar gelmeye başlamıştı. Mehmet Cömert Abimizin Seafari teknesi anons edilince içime bir güven duygusu geldi. Her çemberin kallbinde bir katamaran vardır. Bizim çemberin kalbindeki katamaran da Seafariydi. O da marinanın tam önüne ilk sevgi demirini attı.Tekneler sıralarını bildikleri için tam zamanında marinadan çıkıyorlar ve yerlerini alıyorlardı. Tüm teknelerde 4 ayrı halat hazırda bekletilecekti. İki halat sizden sonra gelen tekneyi bağlamak için iki halat da denize düşme-düşürme vb acil bir durum için yedek olarak düşünülmülştü. Bizim sıramız önlerde olduğu için erkenden yerimizi aldık. Görev adamı Ahmet bu bölümde karşımıza Palamar rolünde çıkmıştı. Aslan Mustafayla bizi karşıladılar. Mustafa sağolsun tekneye çıktı ve bize yardımcı oldu. Biz Abdurrahim Eser Resimizin elli feetlik Mithra teknesine aborda olduk. Sancağımıza da Azmi Özer Reisimizin 42 feet Turquaz teknesi yanaştı. Çember ufak tefek pürüzler haricinde sorunsuz oluşuyordu. En küçük teknelerden birisi bizim Andromedaydı. Katılımcıların çoğunu tanımıyorduk ama forumlardan ya da whatsapp gruplarından aşinaydık. Çember genişledikçe halatlarımıza binen yük artıyordu. Önceki akşam yapılan hesaplamaların ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyordu.
Bir ara henüz çemberin yarısındayken bir hareketlenme meydana geldi. Orhaniyeden geçen bir tekne sürpriz biçimde gelip bizim teknelerden birisine aborda olmuştu. Boy ve ağırlık olarak oraya uymadığı için kendisinden ayrılması ricasında bulunuldu. Ancak resimiz ayrılmayı kesinlikle kabul etmiyor ben de sevgi doluyum benim de hakkım diyerek fotoğraflar çekiyordu. Hesap dışı olan bu tekneyi ikna etmek için epey uğraşıldı. Çemberin tamamalanmasına doğru kendisine bir yer ayarlanacağı sözü verildi. Ben de espri olsun diye gidip dövelim diyordum.
Düşünün sevgi çemberinde kavga çıktığını. Tabi ki sadece bir şaka. Davetsiz misafirimiz en sonunda ikna oldu ve ayrıldı ama sonradan aramıza katılmadı ve küsüp gitti. Bu duruma hepimiz üzüldük.
Sevgi çemberi sonunda tamamlandı. Birkaç hafta önce Derneğin Karadeniz Rallisine katılmış teknelerin hemen hepsi buradaydı. Büyük çoğunluğu tecrübeli ve gezgin denizcilerdi. Düşünsenize farklı denizlerde binlerce mil yol yapmış farklı hikayeleri olan kayıklar borda bordaya vermiş birbirleriyle dost olmuşlardı.
30 Ağustos Zafer Bayramında bir aradaydık. Bu güzel günü bu şekilde kutlamak tarifsiz bir mutluluktu. Birlikte saygı duruşu ve İstiklal Marşı töreni yaptık. Sonrasında denize atlayıp el ele tutuşarak suda bir sevgi çemberi daha oluşturduk. Aklıma bir Ortaçgil şarkısı geldi:
Adalar insanlar gibi
Su altından tutuşmuş elleri
Hepimiz çocuklar gibi şendik. Hepimiz birer sevgi adasıydık.
Çember tekneleri bağlandıkları sırayla çözüldüler. En önde sahil güvenlik teknesi arkasında dernek başkanımız Zafer Türkmenin Petunya teknesi olmak üzere sırayla bir bayram korteji oluşturuldu. Selimiye'ye gidip orada da sabit değil hareketli bir sevgi çemberi oluşturuldu. Katılan herkes güzel anılarla yavaştan dağıldılar.
Sevgi Çemberi dışarıdan görüldüğü kadar basit olmayan bir organizasyonmuş. Tek başına denizleri aştığımızda tabi ki mutlu oluyoruz. Ama denizleri ve yaşadıklarımızı paylaşacağımız dostlarımızla bir arada olmak bire bir görüşmek bize çok şey katıyor. İnsanlar arası en etkili iletişim bire bir karşıklı görüşmektir. Bir insanla tokalaşmak bile kendimizi ona yakın hissetmemizi sağlayabilir. Sevgi çemberinde birebir temas eden tekneler de aralarındaki halatlarla aynı zamanda gönülden gönüle bağlar oluşturdular. Organize edenlere ve katılan, büyük emek sarfeden tüm reislerimize sonsuz teşekkürler. Birlikte nice güzel bayramlarımız olsun.
Sevgi neydi? Sevgi çemberdi. Sevgi Çemberi emekti, birlikti, beraberlikti, dayanışmaydı...