Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!
OP: 16 Şubat 2019, 14:08:21
Hikaye uzun ...
Türkiye Haziran 1995te Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkartma kararının " casus belli" olcağını açıklamıştı.

O tarihten bu güne Ne yazık ki ülkemiz aleyhine komşumuz lehine.

Aşağıdaki haber bugün tarihli. Okursunuz.

Görseli ise çok çarpıcı !!


  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 235
Ynt: Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!
#1: 17 Şubat 2019, 13:32:02
 Hastalıklar nasıl vucut direncimizin en zayıf olduğu dönemde ortaya çıkıyorsa, komşumuz da 1995
de aldığı bu kararı uygulamak için uygun zamanı bekliyor. Her şey bize bağlı.
Şimdiye kadar uygun dönem oluşmadı. Hala güçlüyüz.
Bir şey daha var, Rusya da 12 mile karşı.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!
#2: 17 Şubat 2019, 14:02:53
Farz edelim ki 12 mil sınırı bir şekilde yürürlüğe kondu.
Bizler, amatör denizciler ve denizcilik, turizm sektörünün reaksiyonu ne olmalı, ne olur?


  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!
#3: 17 Şubat 2019, 14:35:21
Farz edelim ki 12 mil sınırı bir şekilde yürürlüğe kondu.
Bizler, amatör denizciler ve denizcilik, turizm sektörünün reaksiyonu ne olmalı, ne olur?

Abi onu bilemem de, neredeyse uluslararası su diye bir şey kalmamış yeni senaryo da. Ege'de gezerken gurcatadan Yunan Bayrağı inmeyecek gibi bir durum var.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 151
  • Keşke insanyürüyüşünü dünya ile bütünleştirebilsek
    • Kapina
Ynt: Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!
#4: 17 Şubat 2019, 14:57:19
"1995te Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkartma kararı"

Anlayamadığım bazı (çok aslında) şeyler var;
_Aynı denize kıyısı olan ülkeler karasularını istediği gibi belirleyebilir mi?
_Yunanistan bu kararı alıyorsa Türkiya de alamaz mı?
_"Karasuları"nın pratikte anlamı ne?
_Karasularının sınırı uluslararası bir kritere göre belirlenmesi gerekmez mi?

Bu ve benzeri konuları bir şey bilmediğimi farz ederek anlatabilir mi acaba bilen bir arkadaş?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 14
Ynt: Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!
#5: 17 Şubat 2019, 16:03:16
Yunanistan ile Ege Denizindeki sorunlarımız şunlardır
Başlıca Ege Denizi Sorunları
 

Ege Denizi’ndeki başlıca sorunlar esas olarak 5 kategori altında toplanmaktadır:

1. Bunlardan ilki karasuları ve kıta sahanlığı ile bu alanların sınırlandırmalarını da kapsayan deniz yetki alanlarıyla ilişkilidir.

a) Karasuları

Türkiye ve Yunanistan arasındaki deniz sınırı henüz bir anlaşmayla belirlenmemiştir.

Şu anda, hem Türkiye hem de Yunanistan karasularının Ege Denizi’ndeki genişliği 6 deniz milidir. Türkiye’nin ve Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki sahillerinin coğrafi konumu birbirine yan yana ve aynı zamanda karşı karşıyadır, bu da bir sınırlandırmayı gerekli kılmaktadır.

Deniz alanlarının kesiştiği ya da bir noktada birleştiği yerlerdeki yakın ya da karşıt konumlar arasında bulunan deniz alanları sınırlarının anlaşmayla belirlenmesi gerekliliği uluslararası hukukun temel bir kuralıdır.

Bununla birlikte, Ege Denizi örneğinde, sahillerin karşıt olduğu alanların yanı sıra sahillerin bitişik olduğu bölgelerde de karasuları çerçevesinde Türkiye ve Yunanistan arasında herhangi bir deniz sınırı mevcut değildir.

Karasularının 12 deniz miline çıkarılması, Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerini Türkiye’nin aleyhine orantısız bir şekilde değiştirecektir. Şu anda, sahip olduğu birçok ada sebebiyle, Yunanistan’ın karasuları Ege Denizi’nin %40’ını oluşturmaktadır. Karasularının 12 deniz miline çıkarılması durumunda bu oran %70’e yükselmektedir. Bu durumda açık deniz büyüklüğü %51’den %19’a düşerken, Türkiye’nin karasuları da Ege Denizi’nin %10’undan daha az kalmaktadır.

b) Kıta Sahanlığı

Ege’deki deniz yetki alanları ile ilgili bir başka temel sorun Türkiye ve Yunanistan arasındaki kıta sahanlığı sınırının belirlenmesi konusudur.

Ege’de Türkiye ve Yunanistan’a ait kıta sahanlığının sınırları henüz belirlenmemiştir. Şu anda ne Türkiye ne de Yunanistan Ege’de 6 deniz mili mesafesindeki karasularınının ötesinde, sınırlandırılmış bir deniz yetki alanına sahip değildir.

Tartışmanın esas konusu, “Ege Denizi kıta sahanlığının Türkiye ve Yunanistan arasında, iki kıyı devletinin 6 deniz mili olan karasularının ötesindeki alanların da sınırlandırılmasıdır”.

2. Ege sorunlarının bir diğeri 1923 Lozan Antlaşması, 1947 Paris Antlaşması ve konuya ilişkin diğer uluslararası belgeler çerçevesinde Doğu Ege Adaları’nın silahsızlandırılmış statüsüdür.

Doğu Ege Adaları, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması da dahil olmak üzere birtakım uluslararası antlaşmalarla silahsızlandırılmıştır.

Halen yürürlükte olan ve dolayısıyla Yunanistan’ı yasal olarak bağlayan bu uluslararası anlaşmalar, Doğu Ege Adalarının silahlandırılmasını yasaklamakta ve bu maksatla Yunanistan’a yasal yükümlülükler ve sorumluklar da getirmektedir.

Bununla birlikte, Yunanistan Türkiye’nin itirazlarına rağmen uluslararası hukuk çerçevesinde ahdi taahhütlerini ve antlaşmalardan doğan yükümlülüklerini ihlal ederek 1960’lardan beri adaları silahlandırarak Doğu Ege Adalarının silahsızlandırılmış statüsüne aykırı hareket etmektedir.

Diğer taraftan Yunanistan, 1993’te Uluslararası Adalet Divanının zorunlu yargı yetkisini kabul ederken, “ulusal güvenlik çıkarları” ile ilgili askeri önlemlerden kaynaklı hususlara ilişkin olarak Divanın zorunlu yargı yetkisine çekince koymuştur. Yunanistan bu şekilde adaların silahlandırılmasına ilişkin bir tartışmanın Uluslararası Adalet Divanı’na gitmesini engellemeyi hedeflemiştir. Bu durum, Yunanistan’ın anlaşma yükümlülüklerini ihlal ettiğinin Yunanistan tarafından zımnen kabul edilmesidir.

3. Ege’ye ilişkin bir başka temel sorun, bazı coğrafi formasyonların yasal statüsüne ilişkindir.

Ege’deki bazı coğrafi formasyonların hukuki statüsüyle ilgili anlaşmazlık konusu esas itibariyle, antlaşma yorumuna ilişkin bir uyuşmazlıktır.

Bu uyuşmazlık, belli coğrafi formasyonların hukuki statüsü ve Ege’deki statükoyu belirleyen antlaşma hükümleri çerçevesinde bu formasyonların üzerindeki egemenliğin aidiyeti ile ilgilidir.

Böylelikle tartışma, ilgili ve geçerli uluslararası enstrümanların egemenlik ile ilgili hükümlerinin anlamı, kapsamı ve hukuki sonucuyla ilişkili, tarafların birbirinden farklı yorumlarından doğan iddiaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Türkiye, uluslararası alanda geçerliliği olan enstrümanlarla açık bir biçimde Yunanistan’a bırakılmış olan adalar, adacıklar ya da bu tür formasyonlar üzerinde herhangi bir hak iddia etmemektedir. Ancak Ege Denizi’nde egemenliği açık olarak Yunanistan’a bırakılmayan birçok adacık ve coğrafi formasyon olduğu da tartışmasız bir gerçektir.

Bu tartışmalı coğrafi formasyonlardan bazıları Türkiye’nin Ege Denizi sahillerine çok yakındır. Aslında bu mesele, iki ülke arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesinin önündeki engellerden biridir.

4. Ege sorunlarının dördüncüsü, Yunanistan’ın uluslararası hukuka aykırı olarak ulusal hava sahasının 10 deniz mili genişliğinde olduğunu iddia etmesi ve Uçuş Bilgi Bölgesi (FIR) sorumluluğunu istismar etmesidir.

Yunanistan’ın 10 deniz mili genişliğinde ulusal hava sahası iddiası Ege hava sahası anlaşmazlığının temelini oluşturmaktadır. Bu ihtilafın ana nedenleri Uçuş Bilgi Bölgesi (FIR) sorumluluğunun Yunanistan tarafından ısrarla istismar edilmesi ve Yunanistan’ın karasuları genişliğinin 6 deniz mili olmasına karşın, ulusal hava sahası genişliğinin 10 deniz mili olduğuna yönelik Yunan iddiasıdır. Uluslararası hukuka göre, bir ülkenin karasuları genişliği aynı zamanda o ülkenin ulusal hava sahasının genişliğini de belirler. Yunanistan 1931 yılında o tarihte karasularının genişliği 3 deniz mili olmasına karşın, ulusal hava sahasını 10 deniz mili olarak deklare etmiştir. Yunanistan daha sonra 1936 yılında karasularını günümüzde uyguladığı 6 deniz miline çıkartmıştır. Bu nedenle Yunanistan’ın ulusal hava sahasının 10 deniz mili olduğu iddiası uluslararası hukuk çerçevesinde savunulabilir bir yanı bulunmamaktadır. Yunanistan’ın 6 deniz mili genişliğinde olan karasuları ile 10 deniz mili olarak deklare ettiği ulusal hava sahası arasında kalan saha uluslararası hava sahasıdır. Yunanistan’ın 10 deniz mili genişliğindeki hava sahası iddiası ne uluslararası alanda ne de Türkiye tarafından tanınmaktadır.

5. Ege sorunlarının beşinci kategorisi Arama Kurtarma (SAR) Faaliyetleriyle ilgilidir.

Denizde Arama Kurtarma faaliyetleri 1979 tarihli Denizde Arama Kurtarmaya ilişkin Uluslararası Sözleşme (Hamburg Sözleşmesi) ile düzenlenmiştir.

Hamburg Sözleşmesi’ne göre, ilgili taraflar arasında anlaşma yoluyla arama ve kurtarma sahaları belirlenemediği takdirde taraflar, böyle bir anlaşma yapılana kadar arama ve kurtarma hizmetlerinin kapsamlı koordinasyonu için çaba sarfedeceklerdir. Türkiye’nin bu hedefe yönelik müteaddit çağrılarına rağmen Ege’de böyle bir koordinasyon kurulamamıştır.

Ayrıca arama ve kurtarma sahalarında varılacak anlaşmanın uygulanabilir olması gerektiğinden açık denizlerdeki arama kurtarma sahalarıyla uyumlu olmalıdır. Uluslararası Sivil Havacılığa ilişkin Şikago Sözleşmesi’nin 12. Eki, deniz ve hava arama kurtarma sahalarının arasında net bir ayrım yapmakta ve açık denizlerde yürütülen arama kurtarma faaliyetleri çerçevesinde konunun deniz boyutu önceliğine vurgu yapmaktadır.

Türkiye kendi arama kurtarma sahasını (Search and Rescue Region–SRR) deklare etmiş, ilgili IMO Küresel SAR Planına kaydettirmiştir. Türkiye kendi bölgesinde, insan hayatını kurtarmaya yönelik arama ve kurtarma faaliyetlerini etkin biçimde sürdürmektedir.

Türk ve Yunan Arama Kurtarma Bölgeleri çakıştığından bu çakışan alanlarda gerçekleştirilen tüm arama kurtarma operasyonlarının 1979 Hamburg Sözleşmesi Madde 2.1.5’e uygun olarak eşgüdüm halinde düzenlenmesi gerekmektedir.

Yunanistan ile Türkiye arasında arama kurtarma bölgeleri hakkındaki uyuşmazlık temel olarak Yunanistan’ın konuya egemenlik meselesi olarak yaklaşmasından kaynaklanmaktadır. İnsan hayatını kurtarmaya yönelik olarak belirlenen arama kurtarma bölgeleri egemenlik alanları değil hizmet sahalarıdır.

1990 ve 1993 yılları arasında Bruxelles NATO genel karargahında Kur alb rütbesi ile 3 yıl görev yaptım Ege sorunları devamlı olarak Yunanlılarla karşılıklı münakaşa konusu olmakta idi ve ve bu 3 sene zarfında Türkiyenin görüşlerini savunmak için gece gündüz uğraş vermiştik. Münakaşa bile kabul etmeyen konuların başında karasularının Egede 12 mile çıkarılması konusu gelmekte idi. Haritada görüleceği gibi12 mil durumunda Ege bir yunan gölü olmakta ve özellikle Harp gemileri için Akdenize çıkış hemen hemen imkansız hale gelmektedir.!' mil Türkiye açısından Kabul Edilemez ve EDİLMEMELİDİR aksine bir durumu düşünmek dahi istemiyorum
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Eşşeen dübürüne su gaçırmayın !!!
#6: 17 Şubat 2019, 18:39:29
"1995te Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkartma kararı"

Anlayamadığım bazı (çok aslında) şeyler var;
_Aynı denize kıyısı olan ülkeler karasularını istediği gibi belirleyebilir mi?
_Yunanistan bu kararı alıyorsa Türkiya de alamaz mı?
_"Karasuları"nın pratikte anlamı ne?
_Karasularının sınırı uluslararası bir kritere göre belirlenmesi gerekmez mi?

Bu ve benzeri konuları bir şey bilmediğimi farz ederek anlatabilir mi acaba bilen bir arkadaş?

Sen bunları yazmadan önce ben de 1. ve 2. şıkkı kafamda evirip çeviriyordum.. Sonra fark ettim ki bahse konu sınırlar kıta sahanlığının kara sınırından başlıyor. Yani haritaya baktığında Yunan adaları kıta sahanlığının başlangıcı sayılıp ondan öte 12 mil deniyor. En doğudaki adalarından itibaren 12 mil.

İyi de Ege ortak deniz. Türkiye de İmroz ve Bozcaada'dan itibaren 12 mile çıkabilir de o zaman da işler iyice karışıyor.

Hakkaniyet her iki aynı denize kıyısı olan ülkelerin kıta sahanlığını 6 milde sabitlemeleri değil mi? Böylece arada kalan geniz parça da uluslararası sulardır. Yani bu günkü durum.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

 
Yukarı git