[Özgür Ökten]

... Hatta, gemi görüş mesafesinin maksimum 10 mil, ortalama 6 mil olduğunu, bunun daha çok yüksekliğe ilintili olduğunu söyleyince de hayli papara yedim.

Kesinlikle doğru, çünkü VHF sinyalleri atmosfer tabakalarından yansıyan HF sinyallerinden farklı olarak sadece gözle-dürbünle-teleskop ile görebildiğiniz (line of sight) düz bir hat şeklinde ilerler, görülebilir ufkun ötesine gidemezler. Anten yükseklikleri ilk belirleyici kriterdir.



Bazı özel durumlar, yansımalar, bükülmeler olabilir, istisnadır, kadide bozulmaz.

Geko da yazmıştım, amatör telsiz tutkunları 1000km civarı LEO yörüngede dönen uyduların güneş paneli üzerinden yansıtma-sektirme yaparak VHF ile 2000km mesafelerde görüşme yapar..
(Bizim 40-45kn rüzgarda orsa seyir yapmamız gibi özel ve zor bir beceridir)

Aşağıda resimde görüldüğü gibi VHF sinyalleri dalga boyu özelliği sayesinde "birazcık" engellerin üstünden atlayabilse de pratikte UHF gibi düz bir çizgide iletişim sağlayabilir.
HF (ve düşük frekanslar) atmosfer tabakalarından ve yeryüzeyinden yansıyarak çook uzun mesafelere gider. Hatta denizaltılarda kullanılan UVLF (ultra düşük frekans) dünyanın içinden geçip arkaya ulaşabilir!


Navigasyonda fenerlerin görülme mesafesi hesabını hatırlayalım;

Fener görülme mesafesi (mil) = gözlemci ufuk mesafesi (2.08 * karekök gözlemci yüksekliği (m))+ fener coğrafi mesafesi (2.08 * karekök fener yüksekliği (m))

Buradaki gözlemci ve fener kelimelerini alıcı ve verici anten olarak değiştirsek vhf telsizle görüşmenin coğrafik sınırlarını verecektir.

Direk-anten yükseklikleri 10m olan iki tekne için bu mesafe 13 mildir.

Yani isterseniz 100w lık telsiz kullanın, vhf sinyalleriniz 13-15 mil ötedeki ufuk çizgisinin ötesine ge-çe-mez.



öZgür

[Tan Kaan Özkan]

Teorik olarak öğrendiğimiz bilgilerde verilen 25-30 nm mesafeler için, Özgür'ün yazısında ki şeklilde görüldüğü gibi bir formül uygulanmış.
Yani ;
2,25 x (√30 + √62) = 30,04 nm

Bu durumda diğer ideal şartları bir kenara bırakırsak hem teknemizdeki telsiz antenin yüksekliği 30m hemde CRS dedikleri kulenin yüksekliği 62m olarak ele alınmış.
Biz de fazla sorgulamadan sonuça atlıyoruz. Bu durumda en basit mantıkla bile, aynı formülü uygularsak ve tekne direğimizi 15m ortalama alırsak

2,25 x (√15 + √62) = 10,76 nm'i ancak görüyoruz ki CRS kulelerinin yükseklikleri standart mıdır yoksa o da bölgeye göre değişken midir onu da bilmiyorum.

Bu durum da hep niye kitabi bilgiler ile eğitim verilir ?

[Ahmet Kabaalioğlu]

Harika bilgiler çok teşekkürler.

[Özgür Ökten]

Teorik bilginin ötesinde Kıyı Emniyeti'nin işlettiği Türk Radyo istasyon vericileri genelde 100mt ve üstü yüksekliklerde ve ilgili bölge için yönlendirilmiş antenlere sahiptir.

Mesela Çamlıca'dan Marmara adası yönünde, Samsun'dan hem batı hem doğu Karadeniz yönünde gibi.

Böylece hem yükseklik, çıkış gücü ve yönlü-kazançlı anten sayesinde teori üstü mesafelere çıkılabilir.

Ben İstanbul-Üsküdarda denizden 40-50m yükseklikte kurduğum AIS istasyonunda uygun havalarda 120 milden Çanakkale boğaz girişindeki gemilerin 12.5W'lık sinyallerini alıyordum. (Tek yönlü iletişim)

Teorinin oldukça üstünde ama oluyor.

Sebep: radyo dalgaları (ışık) sonsuza kadar sönümlenerek gider, yansımalar yapar. Yeter ki bu zayıf sinyali duyabilecek hassas alıcınız olsun.

Neyse, teoriye çok takılmayalım.
Kablo ve konnektörlerimize sahip çıkalım!



öZgür

[Tümay Gören]

Her sezon öncesi  tüm tekneler 30 mil 20 mesafeden tekneler ile test görüşmesi yapmalı ayrıca Türk Radyo ile çıkış kontro görüşnesi  yapmalıdır

[Zafer Türkmen]

Güzel bir başlık açmışsın Kaan, kutlarım.

[Oğuzhan Oğuz]

Herkeslere merhaba! 

Boş boş merhaba mesajı yazmayayım diye bekledim, bu konuyu görünce hah dedim faydalı olacağım bir yer buldum!

Konuya ek olarak eklemek istediğim bir iki şey var;
----------------------------------------------------
İLETİŞİM MESAFESİ


VHF Deniz telsizinde iletişim mesafeleri teorik ve yaklaşık olarak kullanılan telsiz cihazının çıkış gücü kadardır.
Yani 25W'lık bir sabit telsiz 25 deniz mili, 5W'lık bir el telsizi 5 deniz mili ve 50W'lık bir kara istasyonu 50 deniz mili mesafe ulaşabilir.
ama dediğim gibi bu teorik olarak.. (watt=mil denkliği akılda tutması kolay yaklaşık değerdir, gerçek teorik değerler biraz daha aşağıda aslında.)

gerçek hayatta yukarıdaki resimde görüldüğü gibi, teorik mesafenin yarısına yakın gerçekleşir..
ama bu da ancak ideal şartlarda mümkün..

ideal şartlar ise anteninizin sağlam olması, düzgün/doğru monte edilmiş olması, konnektörünün temiz/iyi olması, kablonun çok uzun ve ekli olmaması, kablonun ezilmemiş ve sert dönüşler yapmıyor olması, telsize giriş konnektörünün temiz/iyi olması, telsizinizin bakımlı olması ve akü sisteminizin doğru çalışıyor olması diyebiliriz.

fakat gerçek hayatta yukarıdaki ideal şartları pek sağlayamıyoruz.. içine su almış, oksitlenmiş bir konnektör, vidası gevşemiş yamulmuş sallanan bir anten, anten kablosunun direk dibinde ekli olması, telsiz arkasındaki konnektörün vidasının gevşekliği ve en nihayetinde konuşma sırasında 11V'a düşen akü gerilimi gibi dertler en yayınları.


acı gerçek şu ki teknelerimizdeki sabit telsizlerimiz acil durumlarda faydalı mesafelerde sağlıklı iletişim kuramayacak durumdadır.
inanmıyorsanız test edin.. marinadan çıktıktan sonra her 1 mil mesafede bir marina ofisi çağırın ve cihaz kontrol yapın.. Muhtemelen 3-4 milden sonra iletişim kuramayacaksınız.. (iki tekne arasındaki denemede açık denizde muhtemelen 5-6 mili zor yakalayacaksınız..)
ee? boktan havada, haldır huldur sallanan teknede ne kadar işinize yarayacak bu telsiz??

Anten deyip geçmeyin, gün gelir hayatınızı kurtarır..
her yıl direk tepesi kontrolüne çıktığınızda üşenmeyin, anten konnektörünüzü sökün, fısfıslayın, zımparalayın, temizleyin ve hatta değiştirin.
kablo mesafesi çok uzun ise standart ince RG58 tip kabloyu çöpe atıp yerine eksiz bir şekilde RG213 kablo döşeyin.


KAZANÇ
Yine bu mesafeyi etkileyen önemli unsurlardan biri de kullandığınız antenin kazancıdır.
Kazanç (gain) antene gönderilen elektrik sinyallerinin ne verimlilikte radyo dalgalarına çevrildiğinin göstergesidir. (dBi ile gösterilir)


Yüksek kazançlı antenler daha uzun mesafelerde iletişim kurabilir ama daha dar bir ışın hüzmesi (pattern) yarattıklarından çok sallantılı ortamlarda veya denize 90derece dik pozisyonda monte edilmediklerinde beklenen avantajı sağlamayabilirler. (Sinyaller havada veya suda boşa gidebilir)

Fiyatlarının yüksek olması, boyutlarının büyük olması ve yukarıda anlattığım fiziksel durum nedeni ile yelkenlilerde direk tepesine takılan anten olarak tercih edilmezler. Direk avantajı olmayan ve daha az sallanan motoryatlar için iyi seçeneklerdir. Yelkenliler için doğru monte edilmiş daha düşük kazançlı bir anten de aynı işi görebilir.


(Bu fotoğraftaki antenin kendisi bu haldeyse konnektörünün içini düşünmek istemem!)


Sonuç olarak teknede sabit bir VHF telsizi taşıyor olmamızın bir anlamı olması için anten-kablo-konnektör işine önem vermemiz gerekir diye düşünüyorum.

"Otopilot ve el gps si" başlığında konu açtım. Yorumun var mı diye merak ettim. Telefonun olmadığından buradan yazdım ( forumda özel mesai da Yok). Değerli fikirlerini beklerim


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[Dilek Ergül]

Çok ilginçtir.. Rabat'ta çıktığımda bir arıza yaşayıp limana geri döndüm..benden 1 gün evvel çıkmış 124nm ileride ki arkadaşlar bana anons yapıp, sağlığımı sordular.. demek ki buralarda 20-25nm çeken anten orada coğrafi özellikten dolayı sanıyorum daha uzun menzile yayılıyor.. Aynı şekilde Rabat'tan genel hava durumunu Navtex'ten alabiliyordum..