Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Yelkenci ile korkak denizci

e

ersinboke@icrs.com.tr

Yelkenci ile korkak denizci
OP: 01 Eylül 2018, 07:05:41
Onca hazırlık sontası küçük bir yelkenli ile yüzlerce mil geçilmiş ve hayallerdeki koya varılmıştır. Lacivert derin denizler aşılmış , deniz artık koyda cam göbeği rengini almıştır.

Ucunda  bir taverna olan tahta iskeleye aborda olunmak üzeredir. Koya gelmeden çok önce güneş , yelken yapmak uğruna gölgeliği olmayan küçük yelkenliyi kasıp kavurmuştur. Sert denizde pruvada patlayan dalgaların serpintisi biraz olsun serinlik verse de kavurucu  sıcak yüzünden artık iyice koyulaşmış ten üzerinde hızla kurumakta ve boşalan ter ile birlikte akan tuz zerrecikleri tuhaf şekillere bürünmektedir.

Koya yaklaştılça dalgalar azalmış, serpinti de artık gelmez olmuştur. Biriken tuzlar, seyir boyunca açılmış yara bereleri yakarken , el ile silkelenecek kadar çoğalmıştır.

Tavernadan şen şakrak kahkahalar ve farklı dillerden muhabbetlerin sesi de gelmektedir. Oysa bir önceki limandan beridir hiç insan sesi duymamıştır. Koltuk halatlarını alanlarla yapılan kısa sohbet sanki başkaları arasında geçmektedir.

Artık hızla yapılması gereken işler kalmamıştır. O yüzden son derece yavaş hareketler ile ahşap merdiveni sancak bordasına  , yerine asılır. Bir an için cam gibi denize değil de tabanına atlıyormuş hissi uyanır. Öyle bir deniz işte . Bildiğin cam sanki. Ve serin su. Saatlerdir özlemi çekilen suya atlanır. Tuz tarafından örselemiş cilt , şimdi oluşan hava kabarcıkları ile okşanıyor gibidir.

Sonrası malum, tekne neta edilir. Tavernadan gelen mis gibi yemek kokuları yönünde ilerlenir. İki dubleden sonra o denizde yanlız olmanın yabaniliği gitmiş , yeni dostlar ile muhabbet başlamıştır bile.

Tekne de değişmiştir. O zor denizler ile mücadele eden yelkenli gitmiş , bumba üzerine tente çekilmiş, tüm havuzluk yastık ve minderler ile kaplanmış, masa açılmış durumdadır.

Seyir yorgunluğu da birleşince havuzluktaki minderlere uzanılır. Siesta zamanı! yumuşacık yastık , tatlı tatlı ağrıyan , artık yaşlanmakta olan beden hafif bir esinti ile ürperirken uykuya dalınmıştır bile.


  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#1: 01 Eylül 2018, 09:35:34
Muazzam bir anlatım.. viya böyle..

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#2: 01 Eylül 2018, 11:47:01
Akşam yemekleri sayesinde dostluk ve muhabbet artar. Günler geçtikçe bu masaya yeni katılımlar olmuş , masadan artık birkaç dilde muhabbet sesleri gelmekte, kadınlı erkekli grup denizcilik hikayelerinden ve daha birçok şeyden bağıra çağıra konuşmaktadırlar.

Dışarıdan gören bu adam ve kadınların daha birkaç gün önce birbirlerini tanımadıklarına hayatta inanmaz.

Müzik, tarih , şarap, yelken en revaçta olan konulardır. Gecenin sonlarına doğru yerel içkiler dışında sert rom ya da benzer içkiler içilmekte , gecenin sonunda kimse ne söylediğini hatırlamadığından aynı muhabbetler ertesi günü tekrar yapılmaktadır.

Bizim kaba saba yelkenciden eser kalmamış , yerine artık traş olmuş, güzel giyinen, akşam yemeklerinde hoş sohbetler yapan kibar mı kibar bir adam çıkagelmiştir.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 830
Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#3: 01 Eylül 2018, 12:59:19
Keyifle okuyacağım bir başlık..
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#4: 01 Eylül 2018, 14:39:30
Bir tarafta İtalyan ile likyalılar ile ilgili muhabbet hararetle sürmekte , kafası dumanlı avukat Toskana'nın
Likyalılar tarafından kurulduğunu ileri sürerken, hemen yanında İsveçli şef meşhur olduğunpu idda ettiği çiğ balık tarifini anlatmaktadır. İçkiyi çok kaçıran İsveçlinin güzel sevgilisini avukatın eşi ayıltmaya çalışırken restorandaki son müşteriyi de gönderen taverna sahibi de elinde soğutulmuş yerel içkilerle masaya oturmuştur bile.

Kapkaranlik bakir koyun karşı kıyısında ise çakallar ulumakta, tavernanın çoban köpeği ise anladıkları dilden cevap vermektedir.

Temiz ve serin havada teknenin havuzluğuna serilip büyük ayıya bakıp kutup yıldızı bulunmaya çalışılır. Bulunabilirse daha ayık olduğunu anlar. Daha büyük ayının kepçesini bulamadan sızılması adetten olmuştur.

Bir gece iş inada biner. Ara tara yoktur Büyükayı ortalarda. Meğerse muhabbet uzamış büyük ayı çoktan batmıştır.

Günler böyle keyifle geçer gider. Sabah kalkılır. Önce suya atlanır. Kıyıda duş alınır. Sonra kayıkta mükellef bir kahvaltı. Sonra komşular kahveye gelir. Böyle öğlen edilir. Tekrar yüzme molası sonra siesta. Akşam da anlatıldığı gibi geçmektedir işte. Teknenin işleri çoktan bir diğer güne ertelenniş, pervane kekamoz bağlamıştır.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Eylül 2018, 14:41:29 Gönderen: Ersin Böke »

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#5: 02 Eylül 2018, 15:10:43
Her ne kadar her şey aynı görünse de çok önemli değişiklikler vardır aslında.

Koyun açığından geçen teknelere daha bir dikkat edilmektedir. Ana yelken açmışlarmıdır yoksa cenova motor mu gitmektedirler? Gözden kaybolana dek tekne ile ilgili yorumlar yapar durur.

Sonra geceleri uyku tutmamaya başlar. Bu sefer koyun dışından geçen , gece seyri yapabilen tekneler izlenmeye başlanır. Seyir fenerleri açık olduğundan hızlarından motor ya da yelken seyri yapıp yapmadıkları anlaşılmaya çalışılır.

Farkında olmadan o gün geçen teknelerin sayıları kaydedilmeye başlanmıştır.

Geldiği günden beri hiç açılmamış olan hava durumu siteleri ve seyir programları artık günde bir iki kere açılmaktadır. Rüzgar çıldırmış gibidir. Hiç ilgilenmedikleri halde hava raporlarını anlatır herkese.

Çarşambaya kadar hava sert der mesela. Hafta sonuna mükemmel rüzgar çıkıyor diye yorumlarına yorum katar.

Etrafındakilere başka limanları sorar . Ne gerek var gitmeye buradan iyi değil hiç birisi diyenlerin sözü daha bir dinlenir olur.

Oysa kötü dediği havadan daha kötü havada gelmiştir.

Gidebileceği limanları da herkesten iyi bilmektedir aslında.

Sonra bir gün , bir nedenle koyu ve denizi yukarıdan gören bir yerde buluverir kendini. Geldiği liman koskoca denizin arkasında belli belirsiz farkedilebilmektedir.

Şu koca denizi şu aşağıda duran ve gözüne artık iyice küçük gelen yelkenli ile mi geçmiştir? Delimidir nedir canım?

Sonra yavaş yavaş gitmesi gereken yöne döner. Gerçek tam karşısında öylece durmaktadır.

Hiç kara gözükmeyen uçsuz bucaksız deniz, gün içinde ortalığı kasıp  kavurmakta olan güneşi yutmak üzeredir.
Güneş çırpındıkça daha bir batmakta gibidir sanki. Aslında dünyanın döndüğünü, güneşin batmakta falan olmadığını düşünmeye çalışsa da dizlerinin bağı çözülmek üzeredir.

Korkak denizcinin tekidir işte. Ya tavetnadaki anlattıkları? Sanki bir başkası anlatmıştır onları.Bir balar ki kendi anlattıkları herkesten çok kendini korkutmaktadır.

Hayalleri süsleyen bu cennet köşesi, artık bir zindan gibi gelmektedir. Koyun önünden geçen yelkenliler daha bir artmamışmıdır sanki inadına?

Beraber yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Taverna sahibi gardiyan gibidir sanki.

Her bir gün önce gidemediği için sevinmekle, sonra zindanda kahır çekmekle geçer.

Ve gün gelir. Olabilecek en sakin havanın olduğu gün seçilmiştir. Sabah erken kalkar. Hava aydınlanmış ama gün daha doğmamıştır. Deniz çarşaf gibidir. İyi der kendine. Tam da havası denk geldi.

 
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#6: 02 Eylül 2018, 16:06:59
Bu sefer palamar yoktur. Halatları kendisi alır. Bir iki dakika içerisinde makinanın sesi tüm koyayayılmıştır.


Pat pat pat..

Koy çarşaf gibidir hala. Ancak çıkmaya yakın çırpıntı başlar. Hiç hoşuna gitmez bu durum.Aman canım lokal bir akıntıdır işte. Koskoca hava durumu sitesi niye yanılsın?  24 saat sıfır hava vrmiyormuydu canım!

Oysa burnu döner dönmez karadan esen rüzgar ve dalgalar iskele bordadan bindiriverirler tekneye.

Panikle e küçük iki yelkeni açmaya çalışır. Halatları hazırlamadığından trinketin mandarı ile pupa palangası halatları birbirine karışmıştır. Yarım yamalak açılan trinket tekneye stabilize etmek yerine daha da bir baymıştır aksi gibi.

Rüzgar çarmıh telleri izerinden geçerken vınlamakta, tam açılamayan trinket  pat pat vurmakta ve tekne bayılmış vaziyette durmaktadır.

Daha dün denizde kaybolmuş güneş ne aralık çıktı ise artık yakmaya başlamıştır bile. Tam da meşhur deniz sitesine küfür ediyorken iskele bordadan gelen bir dalga ile sırılsıklam olur. Islanmış tişörtü çıkartırken bir ikincisi çıplak kalan omuzlarını baştan aşağı ıslatıverir.

Sabah rüzgarı ile ürperir. Ancak bir iki dakika içinde yüksrlen güneş cildindeki ıslaklığı kurutuverir.

Tuzlu su vücudundaki yara bereleri ıslatmış sızım sızım sızlatmaktadır. Artık güneşten iyice yanmış cildinde pul pul kurumuş tuz tanecikleri belirmiştir.

Göz açılıp kapanasıya tekne neta edilmiş , yelkenler açılmış ve küçük ahşap yelkenli sancak tarafından denize yaslanmış yürümektedir.

Çarpan dalgalar ve esen rüzgar ile birlikte sanki birileri tekneye gelivermiş ve her şeyi neta etmişlerdir.

Bir elinde ana yelken mandarı , diğer elinde yeke olduğu halde çıplak ancak iyice yanmış bedenini güneş kavurmakta ve dalgaların serpintisi ile serinlemektedir.

Kısa sürede tuzlar üzerine birikmiş ve terlemiş vücudun üzerinde garip şekiller oluşturmuşlardır.

Sanki kahve falındaki gibi.. Kollarında ve bacaklarında bir sürü insan silüeti görür!

O günden sonra seyir sırasında hiç üzerine yapışan ve teri ile şekillenen tuzları üzerinden silkelemez vardığı ilk limanda suya atlayana kadar. Su ile birlikte yol boyu kendisine eşlik eden slüetler yavaşça geldikleri yere geri dönerler.

Rüzgar şiddetlenir, dalgaların boyu uzar, yelkenci mandarları biraz boşlar. Yelkene dolan rüzgar ile ahşap tekne az biraz daha denize yastlanmış yürümeye devam eder.

Açın sizde yelkenlerinizi! Kaldırın ya da kapatın tentelerinizi!  Bırakın güneş yaksın. Tuzlu su açılmış yaralarınızı acıtsın. Canınızı yaksın yaksın ki canınız olduğunu hatırlayın. Bırakın deniz vücudunuzda izler bıraksın tuzdan.

Ama sakın silkelemeyin üstünüzden . Hayat bulsun göçmüş denizcilerin ruhları..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#7: 02 Eylül 2018, 17:58:02

./...
Göz açılıp kapanasıya tekne neta edilmiş , yelkenler açılmış ve küçük ahşap yelkenli sancak tarafından denize yaslanmış yürümektedir.
./...
 

Rüzgar şiddetlenir, dalgaların boyu uzar, yelkenci mandarları biraz boşlar. Yelkene dolan rüzgar ile ahşap tekne az biraz daha denize yastlanmış yürümeye devam eder.

Açın sizde yelkenlerinizi! Kaldırın ya da kapatın tentelerinizi!  Bırakın güneş yaksın. Tuzlu su açılmış yaralarınızı acıtsın. Canınızı yaksın yaksın ki canınız olduğunu hatırlayın. Bırakın deniz vücudunuzda izler bıraksın tuzdan.

Ama sakın silkelemeyin üstünüzden . Hayat bulsun göçmüş denizcilerin ruhları..
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 237
  • Hep gülelim birbirimize, saygı ve sevgi ile.
Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#8: 04 Eylül 2018, 14:42:03
Çok güzel. Ve çoğumuz benzer duygular yaşamışızdır herhalde. Çok tanıdık geldi Böke'nin yazısı bana. :)
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#9: 06 Eylül 2018, 21:12:11
teşekkürler okuyan herkese..
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#10: 07 Eylül 2018, 10:18:53
Keyifle okudum kalemine sağlık abi
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Yelkenci ile korkak denizci
#11: 07 Eylül 2018, 17:56:58
Bu sene de gelmemek ile iyi ettin kardeşim.. :)
  • IP logged

 
Yukarı git