[ersinboke@icrs.com.tr]

Evet.. İstanbul 'a kış geldi. Bu sene yapmış olduğum seyir sonrası ortaya çıkan ihtiyaçları ikmal etme vakti .

Öncelikle Geçen sene yoğun bir program vardı. Patalya, paserella, kürekler, makaralar .. Bu sene ihtiyaçlar artık daha hafif.

Öncelikle içerideki gaz lambasının isliği yok. O na prinçten bir is tutucu yapılacak. Çünkü bu lambayı kullanmayı çok seviyorum. Ancak çok ince bir tabaka halinde tavanı is yapmış.

İkincisi bir kişisel bakım dolabına ihtiyaç var. Küçük bir aynalı dolap. Traş olmak, diş fırçalamak , diğer kozmetikler için.

Veeee  bir buzluğa ihtiyaç var. Hemen zıplamayalım efendim. Buzluk . CT 35 te gördüm. Çok hoşuma gitti.

Ancak benim buzluğun öyle plastikten olması mümkün değil elbette. Ya nasıl olacak ? ahşaptan olacak efendim. Şu saunalardaki ısı geçirmeyen Afrika ağacından olacak. Isınmadığına göre ısı da geçirmiyor demek ki.

Bir diğer bitmeyen konu ise soba. Sobayı da artık iyice profesyonel bir hale getirmem gerekiyor. Orada da elde ettiğim deneyimlere göre sobayı artık tam istediğim şekle sokmak temel hedef.

Farş tahtalarının altı bomboş duruyor. Buraları da daha kullanılır hale getirmek gibi bir planım var.  Genelde buraları plastik su deposu ve ayakkabılık gibi ihtiyaçlar için kullanıyordum ancak daha farklı olabilir diye düşünüyorum.

Bir diğer konu ise paserella. Paserella 'yı arkada bumkin üzerinde taşıyordum malum. Ancak yine CT 35 ten ilgimi çeken ve Baba Tunca da gördüğüm civadra üzerindeki yürüme yolu. Paserellayı kullanmadığım zaman arkada bumkin yerine civadra üzerine yerleştirebilirim. Fena da durmaz hani. Yine civadra altına bir ağ düşünüyorum. Manila halattan ördüm. Gayet de örebiliyorum. sadece daha dayanıklı ve uygun bir renk halat seçimi gerekiyor.

Bir de motor haznesi.. Bu tür seyahatlerde malum bir 20 litrelik mazot bidonum var. Plastik. Bunu motor bölmesindeki boş yerlerden birine yer yapıp taşıtmayı planlıyorum. Gözümün önünde hoşuma gitmiyor çünkü.

[Birol Otağ]

Ersin reis,
gaz yağımı yakıyorsunuz?
gazyağını kağıt filtreden geçirmeyi deneyin.
Mazot bulunmayan dönemlerde evlerde, Allattin daha sonrada japon sobaları bulundurulurdu ve kağıt filtreden süzülürdü diye hatırlıyorum.

[ersinboke@icrs.com.tr]

Sıvı parafin.. Hiç is çıkarmıyor hem..


Şu gördüğüm CT 35 teki buzluk hayli ilgimi çekti malum.  Ancak sorun buzluğu koyacak yer. ayrıca plastik bir buzluk Tayo MAr da kullanılamayacağından Ayous kullanacağım. Nedeni şu. Bu ağaç çok pahalı bir afrika ağacı aslında. En önemli özelliği ısı tutmaması. Bu ağaç bence buzluk yapımı için ideal. İyi güzel de hadi yapık diyelim . Buzluğu koyacak yer yok ki.

atölyde karar kara düşünürken aklıma resimde gördüğünüz direk önündeki boş üçgen alan geldi. Bu yıl, artık küçük kızımın da 7 yaşına gelmesi ile birlikte bana her durumda havuzluk yolları gözükmekte idi. Serin havalarda ise çöyle bir çözüm bulmuştuk. Farş tahtalarını iki yatağın arasına koyup, üsütne minder serip, üçümüz rahatlıkla uyuyabiliyorduk.

İşte o boş ve pek işe yaramayan alanı gözüme kestirdim. Sadece buzlık olarak da deği , ayrıca diper gıdaları da burada depolamak mümkün.  Mutfaktaki küçük dolap, üç kişinin stoğunu kaldırmıyor çünkü.  Üzerine de şık bir üçgen minder yaptırıp, aynı zamanda yatağı da genişletmiş oluyoruz.

Her zamanki gibi bir taşla iki kuş. Malum, teknedeki her ekipmanın birden fazla kullanım alanı var.  ahşap deniz merdiveni, ters çevrildiğinde bumba taşıyıcısı oluyor malum.  Keza paserelaya da yeni yer buldum. Civadranın üzerine uzatabileceğim gibi gözüküyor. Civadranın üzeründe paserella baştan kara yaptığımda iskeleden çıkmak için de uygun olabilir belki.

BU üçgen alan , buzluk için çok geniş. Bu alanı iki parça olarak değerlendireceğim. Bir bölümü buzluk , bir bölümü de kiler. İçerisinde de hava sirkülasyonunu sağlamak için ahşap ancak kare kare birbirine geçme ahşap malzeme kullanacağım.

Buzluk ile ilgili ise ilginç düşüncelerim var. ortaya bakırdan bir buz haznesi yaptıracağım. Buz bunun içinde duracak. Böylece akma kokma gibi dertler de olmayacak. Bakır buz haznesi derken bildiğiniz bakır bakraç kullanacağım. Misafirler için acil soğutulması gereken şişeleri bunun içine yerleştireceğim. Buz eridiğinde de bakracı çıkarıp suyu dökeceğim. Nasıl ama ?

aklımı seveyim 

[Oguzhan Bozkurt]

Bir tane amonyaklı Lpg'li buzdolabı al kurtul bu kadar eziyetten. Valla buzdolabı alınca buzdolabı aldı diye gülmeyeceğiz sana.. 

[Bülent Büyükdağ]

He valla Oğuzhan, bizim de ızdırabımız dinsin. Hayır, Lâl de büyüyor, şimdi bu adam onun da beynini yıkayacak, bakır buzluktu neyin. Yok yani bilsin, bilmesin demiyorum da... Allahım sen bilirsin, hikmetinden sual olunmaz.

[Mehmet Atay]

Bakır kalaylanmazsa zehirli değil miydi?

[ersinboke@icrs.com.tr]

Çok açık bir şey söyleyeyim. Ben eşim ve kızlarımın seyir sırasında yanımda olmalarını istemiyorum. Tedirgin oluyorum çünkü. Ama Bu yıl Samos 'ta eşim ve küçük kızım ile 12 gün iskeleye bağlı kalmak kaydı ile Tayo Mar da kaldık. Eşim Tayo aMar 'ın havuzluğunu yastık ve minderler ile donattı. Benim yaptığım küçük açılır kapanır sehpa da ortaya çok yakıştı ve acayip işimizi gördü





Hele bu yıl Kızılay brandasından yaptırdığım üç parçalı tente ile çok rahat ettik. 

Ben öyle bir koya gidip günlerce yalnız kalmayı sevmiyorum. İskeleler , marinalar, limanlar daha bir hoşuma gidiyor.  Koyları seyir sırasında konaklamak için kullanmak daha cazip geliyor.

Bu yıl Samos'ta bağlandığımız iskele de 12 gün boyunca 160 Euro ödedim. (Ciddi indirim vardı o ayrı eh o da benim yeteneğim )

Sonuçta bu buzluk , eşim ya da çocuklar geldiğinde kullanılmak üzere yapılıyor. Ben kullanmıyorum. Bu yıl içki menüsünde litrelik bir Jack vardı. Misafirler dahil işimizi gördü açıkçası. sonuçta uzoya da iyice alıştım. Sadece bol buz ile içiyorum. Viskideki " on the rock " misali.

Yalnız başıma seyir yapmaya alıştım ve seviyorum da . Dahası tutku oldu resmen. Bu yıl Eşim ve küçük kızım ile Kuşadasında buluştuk.  Eşim samos 'a geldiğimizi hissetmedi bile. Kızım ise seyrin ortalarında uyandı. Sonrasında Kaduna iskelesine bağlandık işte.

Tayo Mar 'i sadece çok sevdiğim için kullanmıyorum açıkçası. Bir kere muhteşem bir yelken keyfi yaşatıyor. Son derece ekonomik üstelik. Küçük ama çok kullanışlı. Bu küçüklüğü sayesinde ahşap bir tekne kullanma ayrıcalığını da yaşıyor oluyorum.  Yere göğe sığdıramadığım formu ve arması ile zor havalarda dahi rahatlıkla seyir yapabiliyorum.
Üç kişi içinde bir iskelede olmak kaydı ile hiç kasılıp sıkılmadan uzun süre kalabiliyoruz. Kullanması kolay. Küçük olduğundan en olmadık yerlere dahi yanaşmak , avara olmak mümkün. Havuzluğunun bu denli geniş olması bizim denizler için çok büyük avantaj. Küçük olduğundan marinalara servet ödemiyorum üstelik.

İki gündür Tayo Mar yazıp duruyorum. Dur ben bi tekneme gideyim iyisi..

[ersinboke@icrs.com.tr]

Bi de ne yalan söyleyeyim bu derece ilgi çekmesi hoşuma gidiyor. Samos'ta Tayo Mar konu mankeni gibiydi resmen. Önünde resim çektirenlerden bir Euro alsam yeme içme masrafı çıkardı her halde.

Matay , bu bakraç öyle sıradan bir bakraç değil. Mersin 'den yaylalardan gelme antika bir bakaç. Geçen yüzyıldan kalma. Yoğurt için kullanılıyormuş. İçi kalaylı. Kayınvalide iki yıllık baskılarım sonucu bu yaz artık vermek zorunda kaldı. Hediye diyelim biz ona

[ersinboke@icrs.com.tr]

Aslında bu konu başlığı altında önümüzdeki yaz ile ilgili seyir planlarını tartışmak vardı. Bu yıl ki hedef Göcek  !

Yelkenli tekne kullanmayı tecrübe ettiğim sulara artık bir Tayo  Mar ile girmek gerek. BU yıl çok çalışıp, İki ay tatil yapmayı planlıyorum. Kademeli olarak bu durumu önümüdeki beş yıl içerisinde 6 aya çıkarma hevesim var.

ancak bir haftayı Tiryaki 'ye ayırdım. Onu yapıcam bunu yapıcam diyip yapmamasından artık bay geldi. Bir haftada bu sayıp döktüğü işleri yapıp bitirip kurtulacağız artık Tiryaki 'nin vırvırından.

[Serkan Güvenen]

İlgi ve merak ile takip ediyorum