Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Scott Russell , dalga formu teorisi "Wave Form Theory"

  • *
  • İleti: 3573
evet.. şimdi geliyoruz zurnanın zırt dediği yereee...  8-)

Şimdi efendim bu Russell amca böyle bir teori geliştirmiş. Özü şu , teknelerin performansı baş bodoslamanın oluşturduğu dalganın direncini yenebildikleri ölçüdedir. Dolayısı ile baş bodoslama da dalga üretmeyecek bir form yapabilirseniz, tekneniz daha kolay , ucuz ve hızlı gider.

Yelkenli teknede kafa karıştırıcı olay, yelkenli tekneyi bir uçak gibi düşünürsek, iki kanadı var ancak her ikisi de farklı yoğunluktaki akışkanlar içinde hareket ediyorlar. Uçaktan en önemli farkı bu.. Suyun içindeki kanat yani salma ve su üstündeki kanat yani yelkenin uyumu .

Şimdi efendim biliyorsunuz Murat Erciyes reisin mükemmel çevirisi ile 'slot effect ' konusunu iyice öğrendik. sonuçta yelkenin görevi bir basınç farkı oluşturarak tekneyi ileri doğru emilmesini sağlamak.

Şimdi soru şu. Benzer durum salmanın yapısından dolayı suyun içinde de oluşur mu ? Ya da neden oluşmasın? Bu durumda salmanın her iki tarafında da oluşan basınç farkı teknenin daha hızlı gitmesini sağlar mı?

Bu soru nereden aklıma geldi. Malumunuz tekne yaptırmak ile ilgili konuları araştırırken bu konular karşıma çıkıyor. Ben de buradan paylaşıyorum.

Tahiti Ketch ile ilgili yazılanları okurken , ısrarla vurgulanan yavaş olduğu idi. Birçok kişi armayı büyütmüş ya da değiştirmiş. Ancak son derece ilginç bir yorum okudum ve araştırmalarım beni Dalga formu teorisine kadar getirdi.

Yorum şöyle.. Tahiti ketch 'in armasını ne şekilde değiştirirseniz değiştirin, çok bir şey değişmeyecektir denilmiş. Gövde formuna işaret edilmiş.

Gövde formu .. Daha önceden Tahiti Ketch 'i tasarlayan Hannah ile o zamanlar daha genç bir deniz mimarı olan Gillmer 'in Tahiti Ketch üzerinden tartıştıklarını okumuş ancak ne ile ilgili tartıştıkları hakkında bir bilgi bulamamıştım.

İncelediğim Tahiti ketch ile kullandığım Blue moon replikası arasındaki gövde yapısı farklarını incelemeye başladığımda çok ciddi farklar olduğunu gördüm.

Bu konu ile ilgilenmeyenler için her ikisi de omurga sailam gibi duruyorlarsa da aralarında bariz farklar var.

Aşağıda Tayo Mar'ın salması görülüyor.



BU da Tahit Ketch in salması..



Tahiti ketch tam bir başı kıçı bir tekne. Oysa Ayna kıç iş teknelerinde gövde yukarıya doğru kıvrılırken salma aşağı doğru uzuyor.. düz üçgen bir yüzey oluşuyor..

İşte bu üçgen yüzey , baş bodoslamanın kıvrıklığı aynı bir uçak kanadı kesiti oluşturmakta. İşte bu kesit, özellikle yelken seyrinde tekne bir yöne yatmışken arka tarafta bir basınç azalması oluşuyor mu.. ? Bunun teknenin hızına olan katkısı nedir ?




  • IP logged
« Son Düzenleme: 03 Ocak 2018, 16:40:24 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Tahiti Ketch'ın gövde formunu incelerken hemen yanına da Colin Archer formunu koyarsan daha anlaşılır olacaktır. Zaten Okçu Amca da Russell'ın dalga teorisinden yola çıkarak tasarımı geliştirmiş.
 
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 3573
Doğrudur.. Fakat Tayo MAr da ve örneğin Atkin tasarımlarında olduğu gibi kıça doğru postalar küçülüp yukarı doğru kalkıyor. Onu anlatmaya çalışıyorum..

Bu arada yanlış okumadıysam, artık kafam bulandı :) Atkin ile Archer 'e bir konuda danışır. sonrasında Atkin, meşhur tasarımı ' Eric ' i yapar..



Ama Tahiti ile karşılaştırıldığında Eric , çok daha kullanışsız duruyor bana göre..

Gelelim klasik bir iş teknesi olan Tayo Mar'a.. Aşağıda Tayo Mar 'ın kabuk ve yelken dağılımı var..

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1062
ölçüdedir. Dolayı

Şimdi efendim biliyorsunuz Murat Erciyes reisin mükemmel çevirisi ile 'slot effect ' konusunu iyice öğrendik. sonuçta yelkenin görevi bir basınç farkı oluşturarak tekneyi ileri doğru emilmesini sağlamak.

Şimdi soru şu. Benzer durum salmanın yapısından dolayı suyun içinde de oluşur mu ? Ya da neden oluşmasın? Bu durumda salmanın her iki tarafında da oluşan basınç farkı teknenin daha hızlı gitmesini sağlar mı?

Bu soru nereden aklıma geldi. Malumunuz tekne yaptırmak ile ilgili konuları araştırırken bu konular karşıma çıkıyor. Ben de buradan paylaşıyorum.


Teknik olarak yanıtı alçak /yüksek basınç farkı mı bilmiyorum. Ama incelemediysen hydrofoillerin çalışma prensibini incelemeni öneririm.
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 1062
  • IP logged
« Son Düzenleme: 04 Ocak 2018, 23:09:19 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 3573
Burada sanki durum biraz farklı Enes.. Aslında mantık aynı ancak omurga salma bir teknede , aşağı ve kıça doğru derinleşen ve incelen salma yapısında , baş bodoslama nın suyu yarması ile birlikte kıç tarafa doğru bir vortex ve basınç düşüşü oluyor. BU her iki tarafta da oluyor. Yani iki uçak kanadının birbirine yapıştığını düşün. Burada uçak kanadı nedeni ile bir basınç farkı yok.

Baş bodoslama sanki bir jet kanadı gibi geriye doğru.. suyu yarıyor ve öne doğru ittirip, suyun yüzeyinden akmasına neden oluyor. Ancak aynı slot effect konusunda olduğu gibi salma formu yüzünden arka üçgen kısımda bir basınç düşmesi oluşuyor. İşte bu alana belkide her yönden bir su akışı oluyor ve tekneyi ileri doğru ittiriyor.. ama dediğim gibi emin değilim ve  bu konuda Murat reisin görüşlerine ihtiyacımız olabilir.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Ersin anlattıgın kinetik hareket için bir güç yani enerji lazım  peki o nerede? i
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Hydrodinamik incelenirken unutulmaması gereken başat faktör BERNOULİ PRENSİBİdir.
"Akışkanların hareketlerini ve bu hareketler sırasında, akım borusunun içindeki hız, basınç ve yükseklikler arasındaki ilişkileri açıklayan yasadır."

Bernoulli yasasını tanımlayan denklem, ancak ideal ve sıkıştırılamayan sıvıların akışları durumunda tam doğru sonuçlar verir. Gerçek sıvıların akışında ise sürtünme etkileri nedeniyle yaklaşık sonuçlara götürür. Bernoulli denklemi, bir akışkanın akım çizgileri boyunca enerjinin korunumu ilkesi uygulanarak bulunur"  Burada sözü edilen akışkanın akım çizgilerinin tekne tasarımındaki tam karşılığı da karina formunda tasarlanan "water flow" hatlarıdır.

"Bernoulli prensibi, direkt olarak Newton'ın ikinci yasasından da elde edilebilir. Eğer küçük hacimli bir akışkan yatay olarak yüksek basınçlı bölgeden düşük basınçlı bölgeye doğru ilerliyorsa, arkada; önde olduğundan daha fazla basınç var demektir. Bu, akışkan üzerinde net bir kuvvet uygulayarak akım çizgisi boyunca hızlanmasını sağlar."

"Yelkenli bir tekne gövdesi su yüzeyinde, kanatları ise dikey düzlemde ilerleyen farazi bir uçağa benzetilebilir. Gerçek bir yelkenli teknenin de bu farazi uçak gibi iki ?kanadı? vardır: Salması ve yelkeni. Böyle bir benzetmenin yapılması uçakta kanatların, yelkenli teknede ise salmanın ve yelkenin temelde aynı fizik kuralına bağlı olarak çalışmasından dolayıdır. Bu ortaklığı yaratan fiziksel ilke Bernoulli İlkesidir. Bernoulli İlkesi basitleştirilmiş haliyle şu kuralı ortaya koyar: Akmaya direnç göstermeyen bir akışkan kümesinin hızı arttıkça yarattığı basınç düşer. Su ve hava akmaya karşa az da olsa direnç gösteren akışkanlardır fakat gündelik yaşamımızdaki çoğu uygulamada su ve hava akmaya direnç göstermeyen akışkanlar olarak kabul edilebilir. Yapılan bu varsayım bu akışkanların akış davranışlarını Bernoulli İlkesi ile incelemeyi mümkün hale getirir. Bu sayede ise salma ve yelken etrafındaki akışı gerçekte olduğundan daha basit ama gerçeğine çok yakın bir şekilde biçimlendirebiliriz."
Ref : Kaynak: Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

Özetle: Tekne karina formunda "hücum" baş tarafı makul ölçüde dolgun ve kuyruk tarafı yine makul ölçüde inceliyor ise  teknenin hidrodinamik olarak narinlik katsayısı artar ve Bernouli yasasına göre water flow/Su akım çizgileri basınç farkı yaratıp kaldırma gücünü oluşturur, hızı arttırır.

Ersin'in "kıça doğru postalar küçülüp yukarı doğru kalkıyor." ve  " Ayna kıç iş teknelerinde gövde yukarıya doğru kıvrılırken salma aşağı doğru uzuyor.. düz üçgen bir yüzey oluşuyor.. " diye anlatmaya çalıştığı karinanın vasattan geriye narinliğinin artması ve tipki yelkende olduğu gibi "slot effeck"ti yaratmasıdır.

Şimdi gelelim baş/kıç bir tekneleredeki duruma: Evet, klasik baş/kıç bir teknelerin kabaca plan formu "simetrik"tir. Slot effecti yaratacak narinliğe ancak tasarımcının 2 prensibi (Russell ve Bernouli) göz önünden hiç kaçırmadan performansı yakalayabilir.
Narinlik dolayısı ile su akımları ile "oynaşmanın" temel amacı tabii ki "sürtünme katsayısını" azaltmaktır.

İnce bir noktayı da burada vurgulamak gerekir. Klasik tasarımlarda her ne kadar tekne aynalı olsa da karina narinlik katsayısına ulaşabilmek için  aynanın sadece alt ucu suya değer. Kalp şekilli aynalarda veya Tayo-Mar'da  olduğu gibi. Ayna askıdadır.Böylece karina aslında baş kıç bir formunu korur.

Hayatın kendinde olduğu gibi tekne tasarımında da amerikalıların dediği gibi herşey tavizler/Compromises ile dengelenir. Tercih öncelikleri birincil faktördür. Hem çok güvenli hem de çok hızlı olamayacağı gibi tersi de mümkün değil. Hem hiç yalpa yapmayan hem de hızlı tekne olamayacağı gibi.

Bu da İyonia'nın
Hücüm kenarı doluluğu


"narinlik katsayısının" fotografik göstergesi.

  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

 
Yukarı git