Çok fazla detayına girmeden ve de eğitim formatına sokmadan SCUBA hakkında yanlış ya da eksik bilinenleri paylaşmak istedim. Bir sualtı başlığının olmasını istememin bir kaç nedeninden biri bu alt başlıktı.
En klasik soruyla başlayalım; riskli midir?
Kurallara uyduğunuz sürece risk son derece düşüktür. Özellikle ülkemizde kayıtlı tüm dalış kazaları beklenmedik sorunlardan değil yetersiz eğitim, limitlerin zorlanması gibi bireysel hatalardan kaynaklanmakta. Neredeyse cinayet ya da intihar denebilecek denli bireysel hatalar söz konusu. Yine de oran olarak bakıldığında bir çok aktiviteden istatistik olarak da son derece güvenli olduğu söylenebilir.
Pahalı mı?
Kesinlikle değil. Eğitim alırken ya da sertifikalı bir dalıcı olarak dalışa gittiğinizde en pahalı kısmı olan ekipmanları size dalış kuruluşları ücretsiz ya da düşük bir kira bedeliyle sağlıyorlar. Şöyle ki, komple ekipman edinmek isteseniz yaklaşık 1000 € gibi bir bütçeyi göze almanız söz konusu. Oysa ortalama başlangıç seviyesi eğitiminin ülkemizde maliyeti sadece 300 € civarında. (Çok altında rakamlarla da karşılaşmak mümkün ama bu rakam gerçekçi asgari rakamdır.) Bir kere bedeli ödüyor e ömür boyu kullanabileceğiniz, tüm dünyada geçerli bir dalış sertifikası sahibi oluyorsunuz. İlkokul öğrencisi için resim dersinin bile saati 50 TL'den aşağı değildir herhalde. Oysa dalış eğitiminiz süresince 8-10 saat teorik eğitim, 5 sınırlı su dalışı ve 4 açık deniz dalışı olmak üzere harcanan ciddi bir zaman ve emek söz konusu. (Örnek PADI sisteminden verilmiştir.)
Kaç yaşında başlanır, kaç yaşında başlanmaz?
Ne yazık ki Türkiye'de mevcut mevzuat 14 yaşını doldurma şartı getirdi bir kaç yıl önce. İlk eşiğimiz bu. Sonrasında 45 yaş üzerinde iseniz sağlık kontrolünden geçmeniz ve dalışa engeliniz olmadığına dair rapor almanız gerekiyor. Bunun dışında bir sınırlama yok. Öyle ki Cousteau ekibinin yaşayan en yaşlı üyesi Andrea Laban'ı en son daldırdığımda 83 ya da 84 yaşındaydı.
Sağlık durumunuz nasıl olmalı?
Baştan söyleyeyim, dalış eğitmenlerin olarak çoğumuz öyle fit falan değiliz. Six Pack mevzuu bira tüketimi dışında pek bilinmez bizim alemde. Nihayetinde spor yapmıyoruz, rekreasyonel bir aktivite bizimki. Tabi ki bazı kısıtlarımız var ama sonuçta SAT Komandosu seçercesine bir eleme yok.
Bazı hastalıklar tamamen engel iken, bazıları ise doktor raporu gerektirir.
Uygulamada bir Tıbbi Beyan sistemi söz konusudur. Beyan metninde yer alan tüm sorulara hayır yanıtı veren adayın beyanı esas alınır ve dalış eğitmeni ve ilgili kurum sorumluluktan kurtulur. Sorulardan herhangi birine evet yanıtı verildiğinde mutlaka doktor raporu gerekir. Tabi bu sistem yurtdışında nispeten makul işlese de sağlığın lüks tüketim olduğu ülkemizde bana göre ciddi sıkıntıları barındırır. Şöyle ki bugüne kadar eğitim verdiğim kursiyerlerin neredeyse tamamının tıbbi geçmişi muammaydı. Ne düzenli kontrol, ne bir check up... son derece ilginç sonuçlarla da karşılaştım ki yeri geldikçe paylaşırım.
Kısaca, astım, şeker, epilepsi, kalp ve damar hastalıkları, depresyon, üst solunum yolu, iç ve orta kulak sorunları, solunum sistemi hastalıkları, gebelik, alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı gibi temel başlıklar dalışa tamamen engel ya da potansiyel engel olarak karşımıza çıkar ve biz sadece birer dalış eğitmeni olarak söz konusu hastalıklardan herhangi biri ile karşılaştığımızda direkt olarak topu tıbba atarız. Tıbbi Beyan doldurmamış hiç kimseyi suya sokmayız. (Eminim aksini yapan vardır ama gerek dalıcı, gerek dalış eğitmeni ya da kuruluşu için çok önemli bir risk söz konusudur.)
Devam edecek...
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be... Whom the sea has taken Never shall be free."