[Ersin Böke]

Efendim mümkün olduğunca yabancı siteleri ve forumları da takip etmeye çalışıyorum.. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dünya trendleri ile o kadar kopuğuz ve olan bitenden o kadar haberimiz yok ki.. Bilgilerimiz çok yüzeysel.. Okumuyor ve araştırmıyoruz. Az bilince ve çok bildiğini sanınca sömürülmek de kaçınılmaz oluyor.

Bu açıdan bakıldığında Dadd'ın dünya  turu çalışmasını önemsiyorum ancak özellikle Enes'in çabasını daha çok önemsiyorum. Küçük bir katamaran ile okyanus geçmeyi planlıyor. BU ve benzeri çılgın projeler ufkumuzu açacak, bağlanmış basiretimizi koparacağız belki de..

Yelken kulüpleri, imalat okulları, projeleri ve basit tasarımları ile tüm dünyada halka yayılmış büyük bir endüstri. Bizde ise tekne boyuna endekslenmiş , prestij timsali marinada yatan yelkenliler cenneti..

İşin komiği bir de dalga geçiliyor siz bu trendler ile ilgili yazı yazdınızmı.. Marsilya da 50 feet tekne görmedim hiç. 20 30 feet tekneler ile geziyor insanlar. Onların eşleri yok mu? onların çocukları yok mu ? Onların eşleri klima istemez mi..? Ya da çocukları televizyon?

5 derce soğukta -20 derece de gibi davranan, 30 derecede kendisini çölün ortasında sanan, yaz kış 20 ila 28 derece arasında yaşayan , şu ülkenin gerçekten kıymetini bilmeyen insanlarız. Ne disiplinimiz var , ne öğrenme arzumuz, ne keşfetme, ne başkabirşey.. Miskin , tembel, hımbıl ..

neydi şu Mörfi nin kuralı.. Çalışma isteği gelir ise , panikleme, sakin ol ve bu isteğin geçmesini bekle..

Tam da bizim için söylenmiş..

[Cem Gür]

Doğru başlık, yerinde tespitler, iri çuvaldız !!!

Toprak, su kalitesine bağlı elde edilen karpuz teşbihi konuyu kısa yoldan gizlemekten başka bir çaba değil.

Nedenleri, niçinleri akıllarımız yettiğince enine boyuna  tartışılmalı.

[Ziya Gunes]

Bunun sadece denizcilik ile ilgili olduğunu düşünmüyorsunuz sanırım.
Sağlık ve sağlık sunumuna yaklaşım farklı mı?
Avrupadaki sağlık sistemini, ülkemizde bire-bir uygulayın bakalım, hekime şiddet kaç katına çıkıyor.
Ortadoğu narsizmi diyorum ben buna, oksijen tüketen herkes herşeye hakkı olduğunu ve dahası başkasının hakkından daha önde olduğunu düşünüyor

[Bülent Büyükdağ]

Ersinim, daha dün Karpazdaydık , teknelerin ezici çoğunluğu Ingilizlerindi. Allah aşkına kaç tane 35 feet tekne vardı? Masal küçücük kaldı yahu marinada.

[Âli San]

Ersin,

çok çok azdılar, Sadun abinin kitaplarından başka bir kaynak yoktu...Derken son 10- 15 senede belki 100'den fazla denizcilik kitabı yayınlandı ülkede.
Bunların her birinin kaçar tanecik sattığını bulup bildireyim mi sana ?

Amaan, adam sen de bana mı düştü tasası?  Kim uğraşacak yahu, uzatayım ayaklarımı şuraya.   

[Bülent Büyükdağ]

Yani şunu demek istiyorum dediklerini yanlış bulmuyorum ama evrensel doğru gibi sunman garip geliyor. Evrensel doğru değil çünkü. Bunun sırf Türk ortadoğu egosu ile aciklamanin da yeterli gelebileceğini sanmıyorum.

Senin 34 feet HANS CRISTIAN 100.000 avro yahu.

[Bülent Büyükdağ]

Ersin,

çok çok azdılar, Sadun abinin kitaplarından başka bir kaynak yoktu...Derken son 10- 15 senede belki 100'den fazla denizcilik kitabı yayınlandı ülkede.
Bunların her birinin kaçar tanecik sattığını bulup bildireyim mi sana ?

Amaan, adam sen de bana mı düştü tasası?  Kim uğraşacak yahu, uzatayım ayaklarımı şuraya.   

Turkiyede benim diyen kitap kaç satar abi? 1000?

[Suat Zeybek]

Belki 2000

[Âli San]

Turkiyede benim diyen kitap kaç satar abi? 1000?

Tahminim var da, geneline müteallik konuşmayayım.
Denizcilik kitabı 1000 adet basılır ( sanırim matbaaların kabul ettiği asgari rakamdır ).
10 sene sonra baksan 500'ü hala depodadır...
Satılmış görunen 500 adedin de hatırı sayılır bir kısmı promosyonlarla filan beleş dağıtılmıştır.

[Burak Doneray]

Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler. Ülkemizde kendini otorite görenlerin bilgi deneyim eksikliğini bilgiye aç insanımıza gel de anlat.

Şimdi merak ediyorum bu sözden kim ne anlam çıkaracak.

[Cem Gür]

Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler. Ülkemizde kendini otorite görenlerin bilgi deneyim eksikliğini bilgiye aç insanımıza gel de anlat.

Şimdi merak ediyorum bu sözden kim ne anlam çıkaracak.

Anlatamazsın çünkü karşılaştırma, sınama şansları olmadığı gibi, araştırma, okuma, peşinden gitme de yok.

[Enes Save]

Dünya coğrafyasında insanların daha yoğun bulunduğu yerleri biraz incelersek buraların genelde yaşam olanaklarının daha çok bulunduğu yerler olduğunu görürüz. Buradan hareketle denizciliğe bakış açımızı sanırım daha iyi açıklayabiliriz. 

Elimizde 30 ayak uzunluğunda bir tekne satın almak için yeterli olanak varsa başka tip yüzer bir nesneyle ilgilenmemize gerek kalmaz. Bu yüzden satın aldığımız tekneyle ilgili başımıza bir sorun gelmedikçe  araştırma da yapmayabiliriz. Ancak yelkencilik ,  denizcilik özel ilgi alanımızsa...

Kendimce denizcilik, yelkencilik alanında okudum, görselleri izledim, inceledim. Bunların içinde yeni başlayacakların www.pdracer.com sanal sayfaya bir göz atmasını salık veririm. Ayrıca youtube kanalında pdracer şeklinde tarama yaptırılırsa bir çok videoya erişilebilir.

Benim de sorunum olan genel okuma alışkanlığı elde edilmedikçe denizcilik gibi konularda ülkemizin içinde bulunduğu durumdan çıkması zor görünüyor.

[Cem Gür]

Biz "burada" yazıp/ konuşup tartışıyoruz ya....
Fransa'da Yelkenciliğe ( Amatör denizciliğe de diyebiliriz) nasıl bakılıyor?
Oradan nasıl görünüyor merak etmez miyiz?

Rastladığım bir makaleden alıntılar:
Önce künyesi
Kaleme alan Anthony DiMare
Linki: https://medium.com/@AnthonyDiMare/the-death-of-sailing-b6bd93f21d6f
----------------------------------
Açıkcası tamamını burada paylaşmanın bir anlamı yok. Çünkü ilerleyen bölümlerde hem saçmalamış hem de tam olarak meramını anlatamamış. Merak eden linkten okur.
----------------------------------
YELKENİN ÖLÜMÜ
... ve nasıl engellenmeli!

Sayın yelken endüstrisi,
Benimle hiç tanışmadın. Hiçbir zaman büyük bir tekne fuarına gitmedim. Bir Yat kulübünde de büyümedim. Ailem de denizci değil. Atalarım da denizci değil. Resmi bir yelken kursuna katılmadım. Her şeyi kendi deneyimlerim, kulaktan dolma bilgiler, kitaplar ve internetten öğrendim. Ben bilmediğiniz, tanımadığınız çok farklı ve nadir bir denizci türüyüm. Ortak bir yanımız var. Biz, yelkenciliğe tutkuyla ve koşulsuz olarak âşıklarız. Bağımlıyız.

Deniyor ki, bir şeyin uzmanı olmak için 10.000 saat yatırım yapmanız gerekir..  Tahminlerime göre, son 2.5 yılda yalnızca 7800 saat yatırım yaptım. Henüz bir uzman değilim ama olmaya çalışıyorum. Endüstrinin iç işleyişini inceledim. Pazarın geçmişini, bu gününü ve geleceğini inceledim.   Yüzlerce makale, fikir yazısı, rapor ve mühendislik rapor özetini okudum. Beni tanımıyorsun ama ben seni tanıyorum.  Ben, senin ortalama fanatiğin değilim.  Yazıp paylaştıklarım garip gelebilir. Kenara atabilirisiniz. Tek istediğim, ulaştığım noktayı düşünmeniz.

PROBLEM
Bu açıklamanın karanlık doğasına rağmen hâlâ umut var. Yelken ölmemelidir. Veriler, sorunu en iyi şekilde vurguluyor. Soru, bu problemi nasıl çözebiliriz?

Problemin ne olduğunu anlamazsanız  tam bir çözüme ulaşmak da olanaksız. Nick Hayes le güzel tarif ediyor: «En büyük denizci grubu (43%) 55 yaş ve üzerinde.  Bir yelkenli sahiplerinin yaş ortalaması 54,8 ... 15 ile 24 yaşları arasında kızlı erkekli genç denizciler  (% 13)lük zayıf bir habbe. Ancak, 25 yaşına ulaşanlar  genellikle terk ediyorlar.

Sonuçta orantısal olarak 25- 44 yaş arası kimse denizde değil…  Ortalama denizci  genel nüfustan yaklaşık 11 yaş daha yaşlı... Temel nüfus verilerine dayanarak, yelkenciliğin yeni gelenlerde tüm yaş gruplarını çabucak çekilebileceği sonucuna varmak kolaydır. 40 yaş ve üstü gelir düzeyinin arttığı yönünde veriler var… işin geleceği karanlıktır.”

Hedef, özellikle 25 ila 44 yaşları arasında yeni denizcileri cezbetmek ise neden son 30 yıl boyunca bir şey değişmedi?  Yenilikçi şirketlerin ve dramatik eylemlerin bazı dikkate değer örnekleri var, ancak hiçbiri bu kritik ve giderek büyümekte olan sorunu özellikle hedeflemiyor gibi görünüyor.

Artık şirketlerin çekmek istedikleri insanlar için ürünler (tekneler, kıyafetler, programlar, markalar, reklamlar, vb.) tasarlamaya başlama zamanı. Ve bu şimdi olmalı. Erişebilirliğe ihtiyacımız var. Heyecana ihtiyacımız var. Yelkenin eski ve modası geçmiş görüntüsünü temizlemeliyiz."
--------------------------------

[Recep Ertürk]

Sanırım biraz burada da bu konulara değinmiştik..

http://heyamolahey.com/genel/turk-gezi-yelkenciligi-uzerine-bir-denenme/15/

Bizim "sayın yelken endüstrisi" diye açık mektup yazacağımız bir endüstri korkarım yok. Bol miktarda ithalatçımız var. Komisyonlarını artırmak için "daha büyük", "daha da büyük" tekneler ithal ediyorlar..