Geçen günkü sohbet sırasında "Ayın harmanı" tabiri geçti. Ahmet Kabaalioğlunun kullandığını biliyoreum ve lokal bir tabir olarak geçtiğini belirtmişti.
Bunun ayın çevresinde ki "hale" olduğunu söylemişti. Ben de merak ettim, bu hale ile ilgili bilmediğimiz neler var acaba diye ve araştırırken okuduğum, hem hale hem de St. Elmos Ateşi hakkında ki kısa ve özet bilgileri sizlerlede paylaşayım istedim.
Hale nedir ?Güneş ve ayın etrafında oluşan mor renkli halkaların adı diye geçiyor.
Yüksek tabaka bulutlardan Cirrostratus bulutun içindeki buz kristallerinin güneş ve ay ışığını kırması sonucu oluşurlarmış.
Gece seyirlerinde gördüğümüz hale olayı oluştuğunda ve bunu 45° açı ile görüyor isek sistem bize daha yakın anlamına gelirmiş
Cirrostratus bulutu sıcak hava kütlesinin yaklaştığını haber veren bir yani.
Hale olayının oluşumunda, barometrede değişim yoksa etkisi altına gireceğimiz sistemle sıcaklıklar yükselecek, Hava kararlı ve sakin olacak anlamına geliyormuş ama
Gecenin ilerleyen saatlerinde görüş giderek bozulacak ve sıcak adveksiyon sisi olarak isimlendirilen sis hemen dağılmayacağı için çatışma kurallarına dikkat etmek esas olacak demek oluyor.
Ayrıca termometre yükselirken barometre düşmeye başlamışsa bir alçak basınç ve buna bağlı bir sıcak cephenin etkisine girdiğimizi anlayacağız.. Sıcak cephenin hemen arkasında bulunan soğuk cephe önündeki kuvvetli ve fırtına boyutlarına çıkabilecek güneyli rüzgârlar (lodos ve keşişleme) gerçek ve ölü dalgaların oluşturacağı karmaşık deniz, sağanak yağış ve rüzgâr sağanakları kısa süre içinde teknemizi etkilemeye başlayacak gibi görünüyor. Denizcilerin hale olayını gördüklerinde havanın kısa süre içinde bozacağını söyleme sebebi bu sanırım.
Atmosferde oluşan ışıklı olayları ;Atmosferde elektriğin değişik şekillerde açığa çıkması, etkisi altına gireceğimiz hava olaylarının anlaşılması bakımından önem arz edermiş. Gelişimi sırasında aşırı elektrik yüklenen dik gelişmeli bulutlardan Cumulonembus (cb) bulutun oluşturduğu bu ışıklı olayların iyi gözlenmesi gerekirmiş. Cumulonembus bulutu kuvvetli sağanaklar, dolu ve hortum oluşturması bakımından iyi tanınması gereken kararsız havanın en önemli bulutu imiş. Bulutun yakını ve özellikle de altı denizciler için oldukça tehlikeli olacağı bilinen bir gerçekmiş.
Şimşek: Atmosfer elektriğinin açığa çıkması sonucu oluşan bu ışıklı olay Cumulonembus bulutunun yaklaştığını haber veriyor bizlere. Işığı gördüğümüz anda bulutun uzaklığı yaklaşık 10 deniz mili. Şimşek ve gök gürültüsünün (Oraj) aynı anda görülmesi durumunda bulutun oluşturacağı kötü hava koşullarının etkisine girdiğimizin resmidir.
O yüzden ay hakkında en bilinen söz nedir ? Elbette ki " ay ayaktaysa denizci yatakta, hilal yatıksa denizci ayakta’ olmalıdır." Eski denizcilerin bu öngörüsünü yanılmaz bir deneyimdir.
Gelelim St. Elmos Ateşine ;Bizde ki adı ile Gemici Nur'u,
"Doğada sık sık rastlanan ışıklı ve sesi duyulabilen elektrik boşalımları için kullanılan deyim. Genellikle fırtınalı havalarda, yükseltisi fazla olan paratoner, rüzgâr gülü, dikme, bumba, tepe, insan saçı, kolu, gemi direkleri ve uçmakta olan uçak gövdelerinde bu tür elektrik boşalımları görülür ki bu boşalım, santimetrede 1000 voltluk bir değere ulaşır. Stormlar sırasında görülür. Bu tür olaylar cismin etrafında Cb bulutu gibi elektriksel değeri yüksek alanlar olduğunda gerçekleşir. Çıkan ateşin rengi, mavi, yeşil, beyaz, veya menekşe rengi olabilir. St. Elmo ateşine bazı yerlerde doğa üstü bir anlam verilir. Yoğun gök gürültüleri ve yıldırımlar arasında yakın nesneler etrafında görülen mavi-yeşilimsi ateş yada ışık görüntüsüdür. Gök gürültüsündeki yüksek elektriksel potansiyelden kaynaklanan corona deşarjının farklı bir biçimi olarak kabul edilebilir."
Gemici Nuru Sırrı ;
Osmanlıların “edva-i bahriye” veya “gemici nuru” dedikleri doğa harikası, eski gemicilerce şans ve talih işareti sayılırmış. Kolomb, Macellan gibi denizciler de seferlerinde bu olayı görmüşler.
Macellan dünya çevresini dolanırken, gemiler Atlas Okyanusu’nda çok büyük fırtınayla karşılaşır ve çıkan kıvılcımlar yüzünden geminin yandığı sanılır. Bu ışıkların onları koruyan azizler olduğuna inanan mürettebat, ışıklara Aziz Elmo’nun Ateşi ismini verir. Roma İmparatoru Sezar’ın Afrika’daki bir savaşta, gece yarısı çıkan bir dolu fırtınası sırasında askerlerin mızraklarının ucunda ateş topları gördüğü söylenir. Ortaçağ'da gemici nurunun görülmesi bazen korku bazen neşe kaynağı olurmuş.
Başka bir kaynakta anlatıldığı üzere;
Fırtınalı, rutubetli, elektrik yüklü havalarda gurcataların, direğin ucunda, armanın çeşitli yerlerinde sarı ateş topları şeklinde görülen parlak ışıklardır. Eski denizciler tarafından uğur işareti olduğuna inanılırmış. Uçakların kanat uçlarında da görülen bu olay pilotlarda geçici körlüğe neden olabiliyormuş. Ayrıca minareler, kuleler gibi yapıların sivri uçlarında da bazen görülebiliniyormuş. 15 - 16 yüzyıllarda İtalyan gemiciler gemici nurunun ışığının Hz. İsa'nın bedeninden geldiğine inanıp, "corposanto", "cormazant" gibi isimler vermişler. İskoçya’nın kuzeydoğusundaki balıkçılarsa olayı hala, teyze boyutunda ele alıp "corbie's aunt" adını vermişler. İşin aslı, gemici nuru denilen ışık; fırtınalı, rutubetli, elektrik yüklü yani gök gürültülü, şimşekli havalarda görülebilen bir elektriksel olay. Uçakların kanat uçlarında, cami minaresi, kilise kulesi gibi sivri ve yüksek noktalarda da görülebilen bu olay, atmosferdeki akıcı elektriğin ıslak yüzeyden geçmesi sırasında oluşuyor.
İşte böyle dostlar,
Dışarıda kar bir karış'a yaklaştı, canı sıkılanlara okuyacak çıtır bilgiler
Selametle.