Sözünü etmeden geçmek haksızlık olur.
O zamanlar hepi topu bir avuç "insandık". Arkadaşlığımız, dayanışmamız, küçük, büyük egolarımızı törpülüyor, deniz ve yaşanmışlık anıları, bizatihi deniz ve birbirimiz ile ilişkilerimiz hepimizi ince ince dantel gibi işliyordu..... Sonra, safiyetimizin yumuşak hamuru sertleşmeye başladı.
Rıdvan hiç sertleşmedi. O, Sivri Ada'da, fırtınada denize uzun zaman çıkamayan mahsur kalmış balıkçılara, fırtınaya kafa tutarak nevale taşıyan has denizciydi. Deniz onun her şeyiydi. Çok şey öğretti, çok şeyi karşılıksız verdi.
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.