Bugün Sivri de ikindiye kadar kaldık; sefere çıkmadan önce tekne altına bir dalayım dedim; zehirlinin ikinci yılı, çok şükür korktuğum başıma gelmedi; dayama noktalarında küçük midyeler oluşmuş; biraz da pala da vardı; onun dışında D-Marin zehirliden gayet memnunum. Biraz da pervane temizliği yapıp ayrıldım.
Sebebi nedir bilmiyorum ama Sivri de çok miktar da karasinek var; fena ısırıyorlar. Benden başka motoryatlı bir aile geldi; bir-iki saate o da ayrıldı.
Sonra Yassıadaya bir uğradım, rıhtımında bir feribot vardı; etrafta bir iki işçi; in cin top oynuyordu. Görevliye seslenip gezmek istediğimi söyledim; bugün çok yoğunmuş; daha önce gelenleri de geri çevirmişler güya. Etrafı gösterip, dalga mı geçiyorsun der gibi yaptım; gezdirecek görevli eksikmiş meğer; yalnız gezilemiyor herhalde. On-onbeş teknenin bağlanabileceği iskele yapmışlar; ama poyraza açık; aborda olunursa tekne dövünür durur.
Sineklerin sebebi bence kedi dışkıları.
Yassıadadaki rıhtıma gelince ciddi mühendislik hatası, projeyi çizen muhtemelen dünyaca ünlü bir mimardır ama bence İstanbul'da ayağını denize sokmamıştır diye düşünüyorum.
Ama geçen gün orada devasa bir süper yat duruyordu.İstanbul'da pek görmediğimiz türden . Adayı gezmeye gelmişler herhalde.