Geçtiğimiz haftasonu, eşim ve kızımla tekneye kaçamak yaptık haftasonu.
Şansımıza hava da nefisti. Selimiye Sığliman’a gündüz demirledik.
Benim teknenin kıç platformu büyük. Açtık, üstüne de iki tane şu portatif reji sandalyelerinden attık.
Biraz roze ile öğle güneşinin keyfini çıkardık. Hatta yüzdük bile.
Platformda, neredeyse denize sıfır oturmak büyük keyifti.
Sonra aklıma düştü, bu keyfi niye kıçtan kara bağlandığımızda yapmıyoruz diye... cevabı fa kendim buldum. Çünkü 5-10 metre ötede bağlandığımız kayalık ve nispeten dik çıkan makiliğe bakmak pek keyifli değil.
O zaman şunu düşündüm: baştan kara olmak.
Bu ya kıç demiri ile olabilir, ya da gece kalınacaksa, sağlam demirlemek bekleniyorsa, şöyle olabilir dedim:
Kıçtan yanaşır gibi demiri ser, tornistanla tuttuğundan emin ol, sonra karaya bağladığın halatı teknenin burnundaki koç boynuzuna bağla. Bosa kancasını zincire tak halatı da teknenin kıçına bağla.
Tekne olduğu yerde dönecek. Sonra başa ikinci çapraz halatı bağla.
Baş karaya kıç da koyun göbeğine bakacak. İster havuzlukta keyif yap, ister platformda.
Şimdi bunu yapan daha önce görmediğim için ve memleketteki tek akıllı da ben olmadığım için, neyi atlıyorum?