Etkili iletişim yeteneği sözlü ve yazılı tartışmalar için en gerekli özelliklerden birisi. Bazılarımızda doğuştan geldiği gibi, çoğu zaman geliştirilebilir bir yetenek. Profesyonel iş hayatında firmaların çalışanları için en çok önem verdiği eğitimler genelde iletişim eğitimleri oluyor. Tartışmanın doğru ve kaliteli olması için gerçekten emek verilmesi gerekiyor.
Sözlü tartışmalarla yazılı tartışmalar bence farklı dinamikleri olan eylemler. Sözlü tartışmada gaf yapmak, ya da karşındaki kişiyi bilerek kırmak daha kolay. Tartıştığımız kişiyi doğrudan manipüle etmek ya da tartışmaya şahit olanları manipüle ederek kendimizi daha üstün göstermek veya tartıştığımız kişiyi daha değersiz göstermek mümkün. Amerikan filmlerinde mahkeme sahnelerinde biraz abartılı da olsa, bir tanık ya da sanık sorgulanırken bu duruma çok fazla şahit oluruz. Jüriyi etkilemek için kürsüdeki kişiye konuyla alakasız sorular sorulunca karşı tarafın avukatı hemen itiraz eder. Duruma göre itiraz kabul olur ya da reddedilir. Ama soru sorulmuştur bir defa... Hatta bazen öyle tuzak sorular sorulur ki; itiraz eden taraf ancak cevap sırasında uyanır. İtirazı kabul edilse de jürinin hafızasından silemez. Tartışmalar esnasında da taraflardan birisi manipülasyon uygularsa yani başkalarının algısını değiştirmeye gayret ederse, çoğu zaman sonuç aldığına şahit olmuşumdur. Yazılı tartışmalar da bu biraz daha zor ama imkansız değil. Tartışmalara kazanma ya da kaybetme olarak bakmazsak algımızı daha iyi kontrol altında tutabileceğimizi düşünüyorum. Öğrenmek için tartışırken mutlaka kendi bildiğiniz doğruları da bir şekilde karşı tarafa aktarabiliyoruz.
İyi bir tartışma için karşındaki anlamak, anlamak için de kişileri de söz ve davranışlarını iyi algılamak gerekiyor. Algılamak, subjektif (öznel) bir yetenekken, anlamak ise objektif (nesnel) bir yetenekmiş. Aşağıdaki makale bunu güzel anlatmış. Algılama yeteneği geliştirilebilen ve tüm tartışma türlerinde avantaj sağlayabilen bir üstünlük. Ama gözlemlediğim bir hata var ki ben de dahil hepimizin başına gelen algılarımızla kendi kendimizi manipüle etmemizdir. Bu eylem sonucu oluşan ön yargı bankamızın kasaları bazılarımızda büyük, bazılarımızda küçük oluyor ama maalesef bu hepimizde var. Olumlu ya da olumsuz ön yargılarımız nedeniyle tartıştığımız kişiyi kafamızda kategorize edip ona göre konuşup, yazışabiliyoruz.
Algılarımız ve anladıklarımızı analiz ettikten sonra anlatabilme yeteneği de çok önemli. Empati kurabilmek, net ve doğru olmak, sözcük bilgisi ve sözcüklerin yerinde kullanılabilmesi yine zor ve emek isteyen özellikler. Benim aynı iletiyi defalarca yazıp sildiğim, üzerinde oynamalar yaptığım çok olmuştur.
Yazdığım gibi aşağıda iletişimle bilimsel bir makale var. Bir çoğumuzun çok sevdiği bir Orhan Veli şiirine atıfta bulunuyor. Bu makaleye ek olarak benim şimdiye kadar okuduklarım ve deneyimlerimden öğrendiğim;
Yazılan ya da söylenenleri hemen kişisel algılamamak
Varsayımlarda bulunmamak
Tartışmaların daha sağlıklı olmasına yardımcı oluyor. Bir tartışmada taraf olmak bana göre zor ve yorucu bir durum. Hem tartıştığınız kişileri kırmayacaksınız, hem de tartışmaya şahit olanların gözünde nahoş bir görüntü sergilemeyeceksiniz. Kendi adıma daha kırk fırın ekmek yemem lazım.
Aysel Uzuntaş-Etkili İletişim makalesi
http://www.google.com/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=1&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwjX05KRyqnfAhXjk4sKHcoYAzQQFjAAegQIARAC&url=http%3A%2F%2Fkefdergi.com%2Fpdf%2F21_1%2F21_1_2.pdf&usg=AOvVaw2SsLzpJeDOdyOnSbNWLmBP