Şimdi şu yelken planını tekrar koyalım bir şuraya.
Önce armayı bir tarif edelim. Bu armanın İngilizcesi "Gaff cutter yawl " Gaff dediği seren. Cutter dediği Türkçe'ye kotra diye çevrilmiş. Kotra bizde daha çok teknenin adı olmuş. Oysa ön taraftaki parçalı iki adet flok olduğunda ve üzerinde bir de kontra flok olabiliyorsa bu tür yelken donanımına "cutter " deniyor. Yawl ise çift direkli ama mizana direği dümen gerisinde olursa tekneye verilen isim. Biz dilimize "yol " diye çevirmişiz . Aksi durumda " keç " oluyor tekne. Gaff ise "seren " dmek ama biz Randa diyoruz. " rig " ise arma anlamına geliyor.
O zaman tekrar teknenin üretildiği dildeki adına dönecek olursak ;
Tayo Mar , "Gaff cutter yawl rig with long keel work boat" oluyor.
Yacht değil yani " boat " Türkçe'ye tekne olarak çevirmek daha doğru bence.
Yani Tayo Mar "randa ve kotra arma mizana direkli yol, omurga salma bir yelkenli iş teknesi " oluyor.
Bu detaya niye girdik. ? Yani denizci milletler teknelerini tarif ederlerken armalarına göre tarif ediyorlar.
Yani kamara sayılarına göre , tuvalet sayılarına , mokunuzu atmak için nasıl bir sifon kullandığınızla, teknenizde güneş paneli kapasitenize göre değil yani.
armalarına göre..
Şimdi yelken dünyasında ap ayrı bir yeri olan bu iş teknelerine dönecek olursak, BU teknelerin özellikle dünya turu için revize edilmiş ya da bu teknelerden esinlenilmiş ve uzun yol teknesi tasarlanmış bir sürü modeli var.
Çünkü bu teknelerin üretilmesi de bakımı da son derece kolay. Üstelik çok az sayıda personel ile idare edilebiliyorlar. Çoğu zaman bir iş teknesini tek başınıza da idare edebilirsiniz bu yüzden.
Klasik yelkencilik anlayışına göre tek başınıza kullanabileceğiniz yelkenli boyu 28 feet tir.
Ancak bu teknelerin neredeyse tamamında " civadra " yani baston olur. Direkleri markoni armaya göre çok daha kısadır ancak parçalı yelkenler teknenin üzerine dikkatlice dağıtılmışlardır.
Sonuçta yük tekneleri olduğundan , yelken alanları çok büyük olur. Mesela 22 feet lik Tayo Mar fa yelken alanı 43 m2 dir. Yüklüyken ve hafif havada bu kadar yelken alanı iyi de sert havalarda ne olacak. ?
İşte bu armayı benim bu derece yeğe göre sığdıramamamın nedenine geliyoruz şimdi. Yelkenler sırası ile önden arkaya doğru kapanır. Yani hava sertlerse floğu kapatırsınız önce. Arkadaki trinket durur. Yani yelken etki merkezleri tekne ağırlık merkezine doğru bir döndürme (moment ) kuvveti uygulamadan.
Trinket, yani floğun hemen arkasındaki yelken , "tramola arabalı" dır ve kendisi kontra değiştirir. Cenova gibi değildir yani. Bir taraftan salıp, diğer taraftan germek gerekmez ıskota halatını.
Bu detay çok önemli. Sert havalarda bu yelken , kendi kendine çalışır demek bu. Fırtınalarda bu yelken açık bırakılır ve ana yelken kapatılır. Çünkü ana yelken ve koca bumbası ve sereni ciddi risk teşkil eder . Peki ne dengeleyecek trinleti. ?
Kuyrukta mizana direğindeki bocurum !
Trinkete göre daha küçük olduğu halde bu yelkenin etki merkezi , tekne ağırlık merkezine trinkete göre daha uzak olduğundan bu " kuyruk " yelken trinketi dengeler.
BU "kuyruk " yelkenin bir diğer özelliği ise koskoca palayı rahatlatmasıdır.
Karışık mı oldu biraz ? Durun bir resim koyayım hemen.
Üstelik havaya göre daha büyük bir yelkene ihtiyaç duyulursa şöyle de olur.
Yormayayım sizi fazla. Cem Gür koymuş zaten seçenekleri.
Ya ana yelken?
Randa arma.. eğer tek başına seyir yapıyorsanız randa arma vazgeçilmezdir. Bakınız neden?
Bir kere üst taraftaki seren sağnaklarda (değişen ani rüzgar artışı ) dışa doğru açılır. Yani rüzgar kaçırır. Böylece tekne bayılmaz. Malum bayılırsanız yavaşlarsınız çünkü. 56 Chevy gibi bir şeydir randa arma.
Bunlar genelde iş teknelerinde " loose foot " olurlar. Yani altbaşo yakası bumbaya baş ve sondan bağlıdır. Yani sağnaklarda bu bölgeden de rüzgar kaçırır ana yelken.
Yani yelken kendi kendine trim yapar resmen. Siz bir şeye dokunmadan. Şimdi bu önemli özellik orsa serinde ters etki yapar. Çoğu yelkencinin randa arma orsa seyrinde iş görmez demesinin de nedeni budur. Orsa seyrinde seren ve bumbanın birbirine paralel olması gerekir. Ancak bu " boom wang " denen bir halat ile mümkün olur.
serenin rüzgaraltına kaçmaması için en ucuna bir halat bağlanır ve bumba ile paralel olana kadar kasılır. Tabi macera arıyorsanız bu yapılır. Bu durumda çok daha dikkatli dümen tutmak gerekir.
size acemilik dönemimden bir fotoğraf.
Niye acemilik dönemi? dikkat ederseniz daha hiç bahsetmediğim "top sail" karanfil yelken de açık bu seyirde. Eğer sancaktaki bayrağa bakarsanız rüzgar hızı 10 knotun üzerinde. Bu yelken 10 knot üzerinde açılmamalı aslında. Yaksa yapıştırıveriyor sizi.
Şimdi buna rağmen teknenin tüm yelkenleri açık olduğu halde ne kadar az bayıldığına dikkatinizi çekerim. Tam 43 m2 yelkenden bahsediyoruz bu arada.
Her havaya göre farklı yelken kombinasyonları olabiliyor bu armanın. Üstelik bu anlattığım kabuk ile öylesine uyumlu ki.
Hep yelken ile birlikte resim koyunca kabuğun denizde nasıl durduğu gözden kaçıyor biraz. Şu fotoğraf teknenin suda duruşunu göstermesi açısından çok iyi bence.
Teknenin sudaki duruşu ise bu. Omurga salmanın nasıl aşağı doğru uzadığına dikkat. Bu tekneyi orsaya sokan bu salma yapısı işte.
Teknenin dümenden sonra hareketli başka aksamları da var elbette. Direği ve bumbası.
Özellikle ahşap direklerde randa arma daha kısa direk yapılmasına da olanak verir. Böylece yukarı çıktıkça direkteki yük azalacağından direğin ağırlığını da yukarı doğru yükselttikçe düşürmek mümkün olur. Bu inceleme zaten bu teknelere ayrı bir zarafet katar.
BU tür teknelerde direk kamaranın içinden geçer ve omurgaya saplanır. Bunun tekne stabilizasyonu açısından önemi çok büyüktür. Birçok eski kuzey fiber teknelerinde de direk omurgaya saplanır. Bu bir teknenin denizci olup olmadığının temel göstergelerinden biridir bana göre.
Çünkü sadece yelkenler değil direk de trim edilebilmeli geriye ya da yeri geldiğinde sancak ve iskeleye doğru eğilebilmelidir. Bir çok yarış teknesinde malumunuz direk geriye doğru gerilir biraz. ancak bumbanın yeri de sabit kalır.
ancak bir iş teknesinin seren ve bumbası direğe sabit değildir. Kısa direk , gurcataya da ihtiyaç bırakmadığından ana yelken , rüzgara göre direk üzerinde kayarak yükseltilir ya da alçaltılır.
Bu armanın en önemli özelliklerinden birisi işte bu gargari halkalarıdır. Bu sayede rayla,sarma ana yelkenle filan da uğraşmanıza gerek kalmaz.
[url=https://hizliresim.com/r1A86M]Unutmadan yazayım.. Bu armayı basmak için vinçe de gerek yok. Sadece palangalar ile bütün armayı kontrol etmek mümkün. Palangaların değişmez parçası makaralar. Birini tamir ederken..Benim yaptıklarımdan bir örnek . Çift dilli olanı
Şimdi dedik ya direği de ayarlamak lazım diye. Peki nasıl olacak bu?
ölü adamın gözleri ile... Uzun uzun anlatmayayım. Bu da bir çeşit palanga zaten. ancak makarasında dili yok. Daha sağlam yani.
Tayo Mar 'ın boğataları (dead mens eye ) İşte bu sayede direğinizi de rahatlıkla trimleyebiliyorsunuz . O boğataların maliyeti 5 TL üstelik.
Evet efendim. Bir iş teknesinin armasını ve kabuğunu anlatmaya çalıştık mümkün olduğunca.
Bu da bir yerlerde dursun. Belki ileride bir gün merak eden çıkar.