Aslında yazılışı böyle değil ama okunuşu böyle..
Efendim bir ticari nedenler ile İspanyol misafirlerimizi ağırlamak gerekti. Yelkenci olduklarını daha önce öğrendiğimden Ahmet 'ten rica ettim. adamları (ve eşlerini) alıp Burgaz ada da Asterix ile yemeğe götürdük.
Her ikisi de tekne sahibi olan , üstelik yarışçı olan bu iki İspanyol'un en çok yelken yapmak istedikleri yerlererin başında Marmara geliyormuş meğerse. Birisinin okyanus yarışlarında derecesi dahi var. Öyle yelkenci adamlar yani. Tam bizim Burağın kalemi adamlar.
Eşleri de en az kendileri kadar yelkenci. Birisi Türk. Özendik valla ne yalan söyleyelim. allahtan bizim de Ecemiz var övündüğümüz.
Ahmet teknenin sahibi olduğundan hepsi O na İspanyolca capitan diyorlar. Bizim yılların karadenizli reisi oldu EL CAPİTAN !
Giderken hafif rüzgar da çıkınca bizim İspanyollar yelken için izin istediler. Canımıza minnet. Hazır bulmuşuz İspanyol Forsalar.
adamlar bir iki dakikada çözdüler Asterix ile nasıl yelken yapılır. Bir iki dakikada tam arma koşuyordu Asterix.
Ben bu yabancıların yelken yapış tarzlarına çok özeniyorum. Jose , Atlantik yarışında dördücü olan , dümeni aynı Leo gibi tutuyor. Yani tekne sancağa yattı diyelim . Yatan tarafta dümen tutuyor önünü görmek için. Yarışçıların hepsi böyle galiba.
Böyle misafir ağırlamak da keyifli oluyor bu arada. Burgaz ada önünde tonoza bağlandık, Antigoni nin botu gelip aldı, önceden masamızı ayırtmıştım zaten. Çok keyifli bir yemek oldu. Özellikle seçtiğim Türk şaraplarını kimi İspanyol şarapları ile karşılaştırdık.
İlk önce Yakut içtik. Yakut Kavaklıdere'nin klasik Öküzgözü Boğazkere şarabıdır. Ancak İspanyol etiketi okurken bir de baktık ki Alicante de atmışlar dolgu üzümü olarak. Canım yakut olmuş size çorba. Ama bu İspanyollar seviyorlarmış meğerse Alicante üzümünü. Bana göre dolgu üzümü olan Alicante yi seven İspanyolları Monosepaj öküzgözü ile mat ettim. Şimdi adını hatırlamadığım İspanya'daki bir bölgenin şarabına benzettiler.
Çok şarap sever İspanyolları Türk şarapları ile mat etmek hoş oldu doğrusu. Türkiye burası.. Her yol var bizde..
Dönüş yolunda Poyraz bindirince manyak bir yelken keyfi yaşadık. Ekip çok iyi kaynaşmıştı. Asterix , her halde Leo ve Burak kullanırken bu derece hızlı gitmiştir her halde. Ahmet Samatya ya yaklaşırken biazdan ay doğacak rüzgar artacak dediyse de bizim ispanyollar dinlemediler reisi.
Bir yandan Güneş batarken, diğer taraftan dolunay doğmaya başlayınca misafirler bizim Marmara ya ispanyolca bir ek yaptılar . Öyle olunca ispanyolca çok güzel deniz anlamına geliyormuş.
Ahmet , Bir iki trim önerisi ile sıkı yelkenci misafirlerin taktirini topladı . Ana yelkeni birinci camadana göz açıp kapayınca kadar vuruverdik ve Asterix iyice hızlandı. 7 civarı gidiyorduk sanırım. Ahmet , EL CAPİTAN lakabını sonuna kadar hak etti yani
Böyle başka ülkelerden yelkenciler ile tanışmak ve seyir yapmak çok keyifli oluyor. Bizim boğazların akıntısı benzeri da Cebelitarık' ta varmış. Onlar da uzun uzun oraları anlattılar. Son derece keyifli bir pazar günü geçirdik.
Teşekkürler El Capitan.
Olla Grande mi ne demek. ? Onu da siz bulun artık. Çok kolay.