Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: KARİYER DANIŞMANLIĞI

  • *
  • İleti: 2553
KARİYER DANIŞMANLIĞI
OP: 09 Ocak 2017, 11:20:00
Geçen günlerde forumda bir yerlerde konuşulmuştu iş arayan ya da vermek isteyen üyelerimizin bir yerde haberleşebilmesi konusu. O nedenle bu başlığı başlatıyorum. İlk yazıyı da hocam sayılabilecek ,çok sevdiğim ,şu an Hakk ın rahmetine kavuşmuş bir abimden alıntıladım. Burada hem gençlere yardımcı olalım hem iş hayatımızdaki tecrübelerimizi onlara aktaralım derim.
Sevgi ve saygılarımla.
 

KARİYER DANIŞMANLIĞI (I)

Mali İşler ‘le ilgili çalışma hayatımda bu yıl 33 üncu yılı dolduruyorum.
Üniversite de daha ikinci sınıfta iken çay, kahve ikramı ile başlayan çalışma hayatım kısa bir süre sonra santral memurluğu ve daha sonrada muhasebe memur yardımcılığı ile devam etti.İlk muhasebe / mali işler ile ilgili yaptığım iş şantiye ücret bordrolarını, işveren idare birer fazla suretini talep ettiği için, elle yazarak bordro formları üzerine kopya etmekti.( Sonradan ozalit kopya ve daha sonradan ise fotokopi ve şimdilerde ise printerler'le istenildiği kadar kopya basılabilmesi imkanı böyle bir işlemi gereksiz hale getirmiştir.) Daha sonra ilk beş yıl içinde sırasıyla, fabrika veznedarlığı, merkez vezne sorumluluğu ve muhasebe şefliğine terfi etttim.Bu arada 2 yıla yakın ticaret şefimiz askere gidince,muhasebe şefliği görevinin yanında bu görevide üstlendim.Birde baktım toplam 10 yılım dolmuş bile.

Çalışma hayatımın önemli bir dönüm noktası, Şirketimizin yurt dışında aldığı bir taahhüt işine ( Birleşik arap Emirliklerinden ;Abu Dhabi , Dubai ve Fujairah daki ) Muhasebe ve Finansman Müdürü olarak atanmamla başladı. Takriben 4 yıl süren bu işin sonunda ise Türkiye 'de ki şirketin muhasebe müdürlüğünü de 4 yıl kadar yürüttüm.
Baba ocağımız olan STFA (Sezai Türkeş – Feyzi Akkaya )dan 17 yıl sonra ayrılıp, bir yıla yakın Fransız Le Meridien İşletmeciğindeki Side “resort “ otelinde Muhasebe Müdürlüğü yaptım. Sonrada 7 yıl General Motors (Opel) Türkiye nin Torbalıdaki fabrikasında kuruluşundan itibaren Finansman Kontrolörü olarak görev aldım. Sonra 6 yıl Yeni Asır Gazetesinde Mali İşler Koordinatörü ve en son Genel Müdür Muavini olarak çalıştım.Kriz dönemi 5 aylık işsizlik.Sonra 15 aylık Şa-Ra Enerji de Ankara Macerası ve Üçüncü Gümrükleme ile tekrar İzmir’e dönüş…Bir yıl sonra Izmir Ekonomi Üniversitesi…15 gün çalışmadan Akciğer Kanseri hastalığı teşhisi…5 aylık mücadele , bu arada işten ayrılış ve Allah’ın, doktorların ve başarılı geçen bir ameliyatın yardımlarıyla ikinci hayata başlayış…

Özellikle son 3-4 yıldır yukarıdaki girizgahı bana kariyer / hayat danışmanlığı konusunda gelen tüm gençlere ,çalışma hayatım boyunca ise ; ilişkide bulunduğumuz bankacılara, tam tasdik sözleşmesi yaptığımız yeminli mali müşavir şirketleri elemanlarına tekrarlamaktan ezberlemiş bulunuyorum.Bu nedenle yazmasıda bir çırpıda kolay oldu. İyi de oldu siz okuyucular böylece beni daha iyi tanımış oldunuz

Gerçekte herhangi bir yazı veya makaleyi okurken onu yazanı tanımadan okumanın güçlüğünü hepimiz biliriz. Yazar ve okuyucu arasında ilk başta kurulmamış bir diyolog veya yakınlaşma ,yazdıklarımız nekadar gerçek veya samimi olsada konsentrasyonumuzu engeller, yazılan konu hakkında dikkatimizi yoğunlaştırmaktan bizi alıkoyar.Umarım bu güçlüğü yukarıdaki açıklamalarımla aşmışımdır.
Meslek hayatım boyunca bana iş bulma veya çalışma hayatı hakkında danışan sayamadığım kadar çok insan , özellikle de üniversitede son yıllarına gelmiş veya yeni bitirmiş bir çok genç oldu. Bunlardan iş arayanların çoğuna kendi yeterliliklerinin yanında ,çalışma hayatım boyunca oluşan dostluklar ve arkadaşlıkların da yardımı ile ,hemen hemen hiçbirisi ilerde benim yüzümü kara çıkartmıyan işler buldum, yardımcı oldum. Şüphesiz bunu hepimiz kendi çalışma konularımızda yapıyoruzdur. İşte bu yazıyı yazmaktaki amacım bu düşünce , tavsiye ve yönlendirmelerimi yazılı hale getirerek daha geniş bir kitlenin hizmetine sunmak tır.

Maalesef bazıları bu faaliyeti sıradan bir arka çıkma, torpil yapma şeklinde de nitelendiriyor. Halbuki bu bir çeşit aracılık yapma, vesile olma , bilimsel tabiri ilede bir çeşit "kariyer danışmanlığı " dır.Kanatimce bu konu bugün Türkiyede en çok ihtiyacı duyulan bir çalışma alanı olmakla beraber maalesef önemi ve değeri henüz tam olarak anlaşılamamış vede ancak bildik,tanıdıklarla yürütülmeye çalışılan, ancak başlı başına profesyonel bir meslek veya danışmanlık olması gereken bir faaliyetdir.Bu yönü ile genellikle yetişmiş eleman temin eden " profesyonel personel tedarik danışmanlığı veya kelle avcılığı " faaliyetinden ayrılmaktadır.Genel olarak meslek hayatının henüz başındaki gençler ,çalışma hayatının gerçekleri konusunda kendilerine bilgi verebilecek,yönlendirebilecek,tereddütlerini ve işbulma hakkındaki korkularını giderebilecek ,kendilerine güvenmelerini sağlayacak , kendi ailelerinin dışında bir baba veya ağbi ‘ye ihtiyaç duymaktadırlar.

Eskilerin değimi ile siz yeteneklerine inandığınız bir genci veya insanı " eti benim, kemiği senin " diyerek işverenine teslim ediyorsunuz. Bundan sonrası artık o insanla ,işvereni arasındaki ilişkiye bağlıdır. Herzaman söylerim iş hayatı ve evlilik insanın kendi kararı ve tercihine bağlı birşeydir.Başkaları nekadar bu konuda pozitif veya negatif olarak vesile olsa, aracılık etse de nihayet herkes kendi hayatını kendisi çizecek ve yönlendirecektir.Tercihiniz mutluluğunuz veya mutsuzluğunuzun kaynağı olabilir. Hayatta daimi mutluluk diye bir gerçek olmadığına göre ancak severek, isteyerek birlikte olabileceğiniz bir eş veya işle mutluluğu kısa sürelerle de olsa yakalayabilirsiniz.

Bütün zamanların ortak özelliği olan ahlaki değerlere bağlılık, dürüstlük , ekip çalışmasına yatkınlık gibi olumlu karakter ve toplumsal özelliklerinizin dışında ; çağımızda sizi , benzerlerinizden , aynı ayarda olan diğer arkadaşlarınızdan ayıracak ve ister yurtdışı isterse yurt içinde tercih edilmenizi ve kısa sürede çalışma hayatınızda yükselmenizi sağlayacak en önemli kriterler ve/veya özellikler ;
-Lisan Bilgisi,
-Bilgisayar bilgisi,
-Mastır yapmak,
-İşi sevmek ve sebat etmek ancak ömür boyu aynı yerde çalışmamak,
-Özgeçmiş (CV) hazırlamak,
olarak sıralanabilir.

KARİYER DANIŞMANLIĞI (II)

Dünkü yazımızda önce kendimizi tanıtmış sonra da Kariyer Danışmanlığının tarif ve önemini belirtmiştik. Bu yazımızda ise kısa sürede çalışma hayatınızda yükselmenizi sağlayacak en önemli kriterler ve/veya özelliklerden Lisan ve Bilgisayar Bilgisinin tek tek üzerinde durarak açıklamaya çalışalım;

Lisan Bilgisi:

Bizim zamanımızda ( Yani 60-70 li yıllarda) tek lisan bilmek ( örneğin İngilizce ), yeterli olmaktaydı. Avrupa Birliğine önümüzdeki 5-10 yıl içinde girmemizin söz konusu olabileceği çağımızda ise artık ikinci bir lisan bilmek şart olmuştur. Avrupada çalışmayı düşünenler için bu Almanca veya İspanyolca , doğuda çalışmayı düşünenler için ise Rusça,Çince veya Japonca olabilir. Yabancı bir ülkede çalışırken (örneğin İran’da), İngilizce’nin yanında ana diliniz olan Türkçe’ yide bilmeniz sizi iki lisan bilen kimse yapmaz. Zira orada geçerli olan Farsçadır.Ancak Türkçe ve İngilizce'nin dışında öğrendiğiniz bir başka lisan, diyelimki Almanca sizi benzer nitelikte olacağınız kişilerden ayırabilecektir.Yine sadece İngilizce bilen bir kimsenin İngiltere'de hiç lisan bilmeyen birisi durumunda olabileceğini de unutmayın.Bu durumda Türkçe dışında iki lisan öğrenmenin en güzel zamanı ( eğer özel bir kolej mezunu değilseniz ) üniversite eğitimi sırasındadır.Okuduğunuz üniversitenin veya kültür derneklerinin açtığı yabancı dil kurslarına en az 2 yıl devam ederek ve öğrendilklerinizi de , sömestir tatillerinde yabancı ülkelere gidecek fırsatları kollayarak ve gerekiyorsa yaratarak pekiştirebilirsiniz.Ayrıca lisan kendi konunuzdaki yabancı dildeki kaynakları okumanız,incelemeniz için de gereklidir.

Bilgisayar :

Artık 50li yaşlarıma girdim. 1970 lerde bize son yirmi yılda meydana gelen teknolojik gelişmelerin ,son yüz yılda meydana gelenlerden 5-6 kat daha fazla olduğu söylenirdi. 2000 lerde ise teknolojik gelişmelerin artık neredeyse geometrik olarak arttığı, her yeni yılın bir önceki yılın yaklaşık 2 katı kadar gelişmeyi beraberinde getireceğinden bahsediliyor.

Çalışma hayatımın ilk yıllarında (1970lerde) kollu facit hesap makinaları vardı.Yaklaşık 300 kişilik fabrika çalışanlarının ücret bordrosunu iki kişi bu makinalarla geceli gündüzlü çalışarak 2-3 günde ancak tamamlardık.Bilahare bunların elektriklileri ve daha sonrada elektronikleri çıktı.Şimdi ise bilgisayardaki personel programları ile aynı bordroları verilerin girilmesi den printout alınması aşamasına kadar yarım saatte bir kişinin yapması mümkün.

1980 lerde yurt dışında çalışırken telefonun dışında en ucuz ve kullanışlı haberleşme aracı telexlerdi.Bizi Türkiyeye bağlayan teleks makinalarının başında hergün birkaç saat ayrılamaz,ayrıca memleket dışı malzeme ve makina siparişlerimizide telex haberleşmesi ile sağlardık.Sonra teletex ler, daha sonrada faxlar çıktı.Böylece yazı ve resimlerinde dünyanın bir ucundan diğerine kolayca gönderilmesi mümkün hale geldi.Yine yurtdışında çalışırken 1983 yılında bilgisayar’ın finansman’a benim bilebildiğim ilk tatbikatını, kulakları çınlasın Ayhan Sürek arkadaşımız kendi parası ile aldığı Sharp cep komputüründe Ofis Kasasını tutarak gerçekleştirmişti.

Daha sonra mali işlerde ; muhasebecinin yalnızca muhasebe fişlerinin tanziminden ve işlemlerin kontrolünden sorumlu olduğu veri girimi ve printout alımı işlerinin bilgisayar elemanlarınca yapıldığı günleri yaşadık.Kalın kalomoza larda tutulan muavin defterler,elle yazılan ve 6 ayda bir tutturulan mizanlar,yılda bir çıkartılan mali raporlar artık bizim meslekte nostalji olmuştur.Bugün her masada hesap makinesi yerine bir bilgisayar var.” Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu”diyen atalarımız gibi bizde “ Bilgisayar icat oldu,muhasebecilik bozuldu “ diyoruz.Artık Muhasebecilik sıradan bir kayıt tutma işlemi olmaktan çıkmıştır.Yönetim Muhasebesi,Vergi Muhasebesi,Maliyet Muhasebesi gibi bölümlerde ihtisaslaşmaya gidilmiş; Yöneticilerin ileriye yönelik kararlar almasına yardımcı aylık mukayeseli mali tabloların ve raporların üretilmesi söz konusu olmuştur.

Bugün bilgisayarlar ise modem,özel netler ve internet kanalı ile telefon ve faksın ve hatta radyo ve TV ların görevinide yapabiliyor. Yazı,ses,fotoğraf,film ,canlı görüntü v.s. transferi artık imkan dahilinde.

Bu hızlı gelişmenin dışında kalmamanın, ve hatta bu gelişmeye katkıda bulunmanın tek yolu artık uzmanlık seviyesinde bilgisayar kullanmasını bilmekten geçiyor. Çağımızda bilgisayar programcısı olamazsanız da, hazır programları en iyi şekilde kullanmasını bilmek veya öğrenmek sizin mesleğinizde başarılı olmanızı sağlayacak en önemli faktör haline gelmiştir.Çalışma hayatının tüm alanlarında artık bilgisayar kullanmadan, süratli ve devamlı gelişmeye ve rekabete açık olmadan , ayakta kalabilmek mümkün değildir.Dos ve Windows işletim sistemlerini, Microsoft Office programlarını (Word,Excel,Access,Power Point.) , Mühendisler için Autocad v.s programlarını ve Internet kullanımını çok iyi bilmek size bir çok avantaj kazandıracaktır. Bilgi çağında istenilen bilgiye en kısa yol ve zamanda ulaşmak artık bilgisayar ve internet kullanmadan mümkün değildir. Ancak, gerek çalıştığınız şirket içindeki intranet, gerekse internetin elektronik postasını kullanarak iletişim , haberleşme ,bilgi toplama ve dağıtma konularında bu işi bilmeyenlere göre ön saflara geçebilirsiniz.

Yarın da Mastır yapmak,İşi sevmek ve sebat etmek ancak ömür boyu aynı yerde çalışmamak,Özgeçmiş (CV) hazırlamak üzerinde duracağız.

KARİYER DANIŞMANLIĞI (III)

İki yazıdır devam eden ve çok önemli olduğuna inandığımız Kariyer Danışmanlığı konusunu bugün noktalıyoruz.Bugünkü yazımızda kısa sürede çalışma hayatınızda yükselmenizi sağlayacak en önemli kriterler ve/veya özelliklerden ;
-Mastır yapmak,
-İşi sevmek ve sebat etmek ancak ömür boyu aynı yerde çalışmamak,
-Özgeçmiş (CV) hazırlamak,
açıklanacaktır.

Mastır yapmak :

Hayatta değerlendirdiğim fırsatlar olduğu gibi maalesef değerlendiremediğim fırsatlarda oldu. ODTÜ İdari Bilimler Fakültesinde İngilizce olarak mastır yapma imkanını yazılı imtihan ve mülakat sonunda elde etmeme rağmen , iş hayatının yorgunluğunu bahane ederek ve gençliğin eylenceyi tahsile tercih eden tecrübesizliği neticesinde 6 ay sonra yarım bırakmam en önemli kaçırdığım fırsattı.Daha sonraları İstanbul İşletme fakültesinin management mastırını da kazanmama rağmen gitmedim. Evlendikten sonra başladığım Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Enstitüsündeki İşletmecilik Mastırının ise ancak 3 aylık bölümünü tamamlayabildim.Bu nedenle gençlere nasihatım bu çeşit fırsatları kaçırmamaları ve daha ağır sorumluluklar yüklenmeden mutlaka enaz bir dalda mastır yapmalarıdır.

Yüksek okul biterbitmez mühendislere tavsiyem Bilgisayar, sosyal bilimler mezunlarına tavsiyem ise Management / İşletmecilik konusunda bir veya 2 senelik master yapmalarıdır. Çünkü daha sonradan araya askerlik, çalışma hayatı,evlilik ve çocuklar girince bu mastırı yapmak veya tamamlamak çok zor olacaktır. Bu ilk mastırı yaptıktan veya ilk mastırı tamamlama imkanı olmamışsa ve çalışma hayatında 2-3 yıl geçirdikten sonra tercihan hafta sonları veya çalışma saatleri dışında devam edilebilecek bir ikinci mastır yapmak veya 3-4 ay süren kurslara katılmak da düşünülebilir.

Dikkat !…Mastır yaptıktan sonra eğitim sona ermiyor.Günümüzde ve gelecekte hergün yeni şeyler ortaya çıkmakta ve birçok şeyler değişmekte ,yenilenmektedir. Bu nedenle devamlı gerek genel ,gerekse mesleki kültürünüzü arttıracak gazete,dergi ve kitapları okumayı bir alışkanlık , adet haline getirin.Enteresan bulduğunuz makaleleri,yazıları fotokopi ile çoğaltıp bir suret kendinize ilerde o bilgileri kullanabileceğiniz için saklayın.Diğer kopyalarıda fotokopi veya e-mail yolu ile iş arkadaşlarınıza ,ve hatta amirlerinize dağıtarak onlarında bu konuda bilgilenmelerini sağlayın.

Artık müdürlük,yöneticilik “makam sahibi olmak ,rahat koltuğunda getirilen evraklara imza atmak “olmaktan çıkmıştır. Bilfiil çalışmayı, araştırmayı, düşünmeyi, yenilikleri yaratmayı,iş süreçlerinin daimi olarak iyileştirilmesine çalışmayı,maliyetlerde tasarruf çarelerini bulmayı,memurlarınızı eğitmeyi,bigilendirmeyi ve yönlendirmeyi,üstlerinizin isteyebileceği raporları yaratmayı gerektirmektedir.Unutmayın ki yöneticilik yanında sekreterlik, daktiloluk ve şöförlük de yapacaksınız. Zamanımızda artık Yöneticilik ;devamlı olarak varolan yeteneklerinizin geliştirilmesini ve yeni yeteneklerin kazanılmasını gerektirmektedir.

İş hayatının sizden beklentileri hergün artacak ve atlamanız, geçmeniz gereken çıta hergün yükselecektir.Yükseldikçe,sorumluluğunuz arttıkça rahata ermeyeceksiniz ,aksine daha fazla,daha çok çalışmanız gerekecektir.Bu nedenle bilgi seviyenizin artması size bu zor alanlarda ki engelleri kolayca aşmanızda yardımcı olacaktır.

İşi sevmek ve sebat etmek , ancak ömür boyu aynı yerde çalışmamak:

Yaptığınız işi severek yapın.Hep pozitif taraflarını görün. İşi veya işyerini ilk görüşte beğenmeseniz bile bir kere girdiğiniz işten hemen ayrılmaya kalkmayın.Sabır ve sebat edin. Azimle çalışmanıza devam edin mutlaka karşılığını bir gün görürsünüz. Gençlerde en sık görülen hatalı davranış çalıştıkları işte biran önce yükselmek arzusu ve hırsıdır.Sırf bu nedenle sıklıkla iş değiştirebilirler. Halbuki girilen bir işte, çok dayanılmaz koşullar bulunmadıkça azim ve sebatla , gerekli tecrübelerin kazanılması için en az 2-3 yıl çalışmak gereklidir.Bu süre zarfında o işyerinin çalıştığınız konu ile ilgili tüm mesleki bilgileri öğrenilebilir, aynı şekilde sizinde o işe verebilecekleriniz maksimum noktasına ulaşır.Böylece karşılıklı menfeatler uyuşmuş olur. Tecrübe mücevheri ancak uzun yıllar çalışma karşılığında kazanılmaktadır.

Benim gençlere bu konu ile ilgili diğer bir tavsiyemde aynı işyerinde maksimum 7-10 yıl çalışmalarıdır. İşyerlerindeki çalışma ortamları ve yötecilerin tutumu şirketten şirkete değişmekle birlikte, siz 7 yılı doldurduktan sonra artık “bizim adamımız” ,”o, bizdendir” sıfatlarının sahibi oluyorsunuz ve yeni gelen benzer kaabiliyet ve nitelikteki elemanlara göre daha düşük menfeatler elde edebiliyorsunuz. Diğer yandan siz yeni gideceğiniz şirkete başka görüş açıları getireceğiniz için öğrendiğiniz eski şeyler,tecrübeleriniz, yeni şirket açısından çekici olacaktır. Aynı şekilde ayrıldığınız şirketinize de bir başka şirketten gelecek yeni birisi ile eski şirketinizde bu taze kan avantajından yararlanacaktır.

İş hayatınızda değil, ama , tek bir işyerinde dinazor olmayın…
İş hayatında dinazorlaşmak edindiğiniz tecrübe ve bilgi ile “sui generis “(Latince)veya “ nev-i şahsına münhasır” (Arapça= Üniversitede hukuk tahsili sırasında öğrendiğim bu deyimi çok seviyorum.Bu nedenle de bulabildiğim ilk fırsatda kullanmış oldum.)hale gelmeniz demektir.Pozitif yani iyi bir özelliktir.
Aynı işyerinde dinazorlaşmak ise ;eğer yeniliklere açıksanız, uyum sağlayabiliyorsanız,esneklik ve elastikiyetiniz varsa,yeni gelen personel ile kaynaşabiliyorsanız ,pozitif olabilirken (dinazorlar ölmez…); aksi takdirde negatif yani kötü bir özellik haline gelebilir.”Biz bu işi denemiştik, “, “Bu usul bir fayda getirmez “ diyerek yeniliklere,yeni düşünce ve fikirlere karşı çıkan dinazorların yaptığı gibi.

Kavanoza kapatılan pirenin hikayesini belki sizde okumuş veya duymuşsunuzdur.İlk zamanlar sıçrayıp,sıcrayıp cam duvarlara,kapağa çarpan ama sıçramaya devam eden pire, belli bir süre sonra o kadar yoruluyor ve beziyorki, kavanozdan dışarıya çıkarılsa bile artık sıçrayamıyormuş…Sıçramayı unutmadan , kavanozdan çıkmayı başarmamız lazım…

Genellikle 35 yaşına kadar olanlar genç, 36- 55 yaş arası ise dinazor sınıfından sayılmakta ve işe girişlerde, önemli yeteneklerin kazandırılacağı,insana yatırım eğitim ve gelişimlerinde de hep gençler tercih edilmektedir. Halbuki şirket içinde pozitif anlamdaki dinazorların faydaları görüldükçe ve gençlerin yaptıkları bazı beklenmeyen ve tecrübesizlikten kaynaklanan hataların sayısı arttıkça , batı ülkelerinden başlayarak dinazorlara önem verilmeye tekrar başlanmıştır. Gerçektende gençliğin dinamizmi ile, yaşlılığın tecrübesini birleştirebilen karma bir yapının her iki taraf ve çalıştıkları şirket için büyük kazançlar ve tasarruflar getireceği şüphesizdir.

Özgeçmiş ( C.V. ) Hazırlamak

İş arayan gençlere veya dinazorlara diğer önemli bir tavsiyem ise yazılı bir Özgeçmiş (C.V.) hazırlamaları ve ister direkt ister dolaylı iş başvurularında ,bir adet fotoğraflarını da yapıştırdıkları bu CV yi takdim etmeleridir. Bu CV iş bulma konusunda danışmanın yapacağı işlemleri hızlandıracak , unutulmamasını sağlayacak ve kolaylaştıracaktır.

Son olarak belki tamamen kendi gayretlerinizle, belkide bir kariyer danışmanının yönlendirmesi ile başlayacağınız çalışma,meslek hayatınızda ,hepinizin önce birer kariyer danışmanı, sonrada pozitif bir dinazor olabilecek niteliklere ve çalışma sürelerine ulaşabilmenizi diliyorum.

24 Temmuz 2005 ,Pazar.

Yazan:
KIRIMHAN AKINCI
  • IP logged

 
Yukarı git