Recep Bey,
Ülkemizde imal / inşa edilen küçük tekneler 2 şekilde CE ile sertifikalandırılıyor. Yurtiçinde kullanılacak ise üretici standart bir CE sertifikası doldurup kaşeleyip imzalıyor. Bu durumda ille de yüzdürücülük bölme /tankları standartlara uymayabiliyor. Geleneksel ahşap inşalarda zaten bu bölmeler / tanklar yok.
Eğer ürün AB ülkelerinden herhangi birine ihraç edilecek ise o zaman akredite olmuş bir CE onay kurumu tarafından verilen belge düzenleniyor. Bu kurumlar da üründe bölme/tankları görmek ve hatta üretici o modülü seçip talep ederse devrilme/doğrulma testlerini de sertifikalandırıyorlar. Tabii yurtiçinde üretiici tarafından verilen CE belgesine kıyasla bu belge oldukça yüksek bedelli. Seri üretim yapan firmalar her tekne için değil her model için sertifika alıyor.
2008 yılında Tayo-Mar ve Yunanistan'a gidecek kardeşi Antigoni için böyle bir Uluslararası sertifikasyon kurumuna başvurmuş ve Türkiye'de inşa edilen "Blue Moon" model tekne için CE belgesi almış ve ihracatı ancak o zaman gerçekleştirmiştik.
Başvurumuz sırasında tasarımcı Thomas Gillmer'in notları ve kullanıcıların açık deniz raporlarına göre alacağımızı düşündüğümüz (B) kategori yerine akredite uluslararası kurum (C) kategori verdi. Nedeni 1940lı yıllarda tasarlanan tekne güvenlik standartları ile günümüz güvenlik standartları arasında farktır.
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.