Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Bir tekneyi tanımak..

R

Recep Ertürk

Bir tekneyi tanımak..
OP: 11 Mayıs 2018, 22:23:15


Bir tekneyi tanımak nasıl bir şeydir?
Nelerini biliriz tanıdığımz teknenin? Ya da hiç bilmediğimiz bir tekneyi tanımak istediğimizde önce neyini öğrenmek isteriz?

Amatör denizci kadar cevap çıkacak sorular. Tekneyi tanımaya çalıştığımdan beri aklımda dolaşıyor. Marka bir tekne aldığınızda bazı cevaplar verilidir. Hele saildata gibi bir site varken dünyada üretilen birçok teknenin teknik verileri sizden bir tık uzaktadır.

İkincisi Google satırına yazdığınız sözcükler size yüzlerce binlerce başvuru için sayfalar-siteler getirir.

Tanımak işi, gördüğünüz tekneden ziyade sizin kendinizle ilgili sanki. Siz tekneler hakkında neler biliyorsanız ancak o kadar tanımanız mümkün oluyor. Bir tekneyi tanımaya çalışırken ilk öğrendiğim bu oldu.

Az biraz deniz bilginiz varsa, denizle sınırlı da olsa haşır neşir olan biriyseniz, kısmen tecrübe kısmen öğrenilmiş bilgileriniz içinde bir seçicilik yaparak tekneyi tanımaya çalışıyorsunuz.

Daha çok da "tanıma" işi satın aldıkdan sonra gerçekleşen bir süreç.. Bunda sanırım adı "iyi tekne"ye çıkmış bir tekne olmasının da payı var. Çok araştırmıyorsunuz, çünkü adı geçtikçe tekneyi bilen herkes "iyi tekne" diyor.

Hele benim gibi sahibinden değil de konuya ilgisiz varislerinden aldıysanız iş daha bir maceraya dönüşüyor. Aldıktan sonraki süreç zaman zaman çarpıntı yapacak kadar sıkıntılı olabiliyor. Çünkü bağlama kütüğü kağıdında yazılı bilgiler tekne sahibi olmak isteyen bir kişinin neredeyse hiçbir sorusuna cevap içermiyor.

Hele o bağlama kağıdında tekne adı yanı sıra sizin adınız yazıldıktan sonra tekneyi tanıma merakı daha bir depreşiyor. Kurcaladıkça cevaplardan çok sorularınızın arttığını görüyorsunuz.

Cevaplarla sorular birbiri ile yarışmaya başlıyor. Her bir soru yeni cevabı, her bir cevap da yeni soruları beraberinde getiriyor.

Bağlama kağıdında 9.5 metre boyu, 3.15 eni, 180 su çekimi, 30 HP motoru "özel tekne"nin boyunu ölçtüğünüzde en az 30 cm daha uzun olduğunu, motorla ilgili internet taraması 34 HP olduğunu gösterdiğinde sevinmek mi lazım tedirgin olmak mı lazım?

İçine girip mutfağın da yer aldığı iskele tarafındaki divanın minderlerini kaldırdığınızda boydan boya su deposu "iyi, küçük değilmiş" sevinci yaşatıyor. Sonra oradaki vanalar, hortumlar, ne nereye bağlanıyor aramaları.. Ertesi gün tam karşısındaki divanı kaldırdığınızda o deponun aynısını görünce acaba kaç litre sorusuna cevap aramaya başlıyorsunuz. Çok da bildiğiniz hacim ölçüleri içinde biraz zor hesaplanacak bir şekil varsa nihayet tahmini bir su deposu hacmi bilgisine ulaşıyorsunuz. Neyseki atık deposu şekilli. Kolay ölçülüyor. Mazot deposu da o köşeye sığdırılmak için özel yapıldığından benzer sıkıntıyı da biraz çabalayıp çözüyorsunuz.


Acaba yelkenleri sağlam mı? Neyseki bir dostum kıdemli amatör denizci "yelkenlerden önce dikişlerine bak. Dikiş iplerinde çürüme var mı önce onu kontrol et demişti. Ama acaba yelken ebatları nedir? O soru şimdilik duruyor. İlerde cevap bulacağım.

Zinciri kaç metre acaba? Aküleri bitik midir? Güneş enerjisi kaç watt? Teknede kaç tane vana veya tapa var su hattı altında? Elektrik tesisatı? Hangi sigorta neyin sigortası? 
Irgat iyi bir marka. Ne durumda acaba? Buna nasıl bakım yapılır? (Neyseki forumda okuyorum 90 numara yağ girdiğini) Sıra geldi yağının nasıl bakılacağını öğrenmeye..
Yağmurlu havalarda üstten giren su nereden geliyor(du) acaba? Neyseki kıdemli denizciler suyun girebileceği yerler konusunda kopya veriyor. Yanılmıyorlar da.. Ve son yağmurlarla artık su girmiyor. O kadar da basitmiş..

Neleri değiştirmek yenilemek gerekir?

Motor? Ona suya inince bakılacak..
Elektrik? Şimdilik dursun bir sorun görünmüyor.
Su depoları? Doldurduk taşıra taşıra, bir sorun görünmüyor. Akıntı, sızıntı yok.

Yelkenleri kaç metrekare acaba?
Kaç kg olabilir tekne ağırlığı? (Neyseki salmayı aşağı yukarı hesaplayıp forumda da doğrulamıştı kıdemli dostlarım).
Direk kaç metredir sahi?

Vinçler temiz görünüyor. Çalışıyor da.. Bir söküp baksak mı? Yahu delirme çalışan şeyi kurcalama! Zaten yeteri kadar işin var!

Adım adım sezona hazırlarken yavaş yavaş da tanıyorsunuz.
Hava yağışlı olunca da oturup düşündüklerinizi, sorularınızı paylaşmak iyi geliyor. Paylaşınca önce kendiniz üstüne bir kez daha düşünmüş oluyorsunuz. Bir dostunuz el atıyor. "Şuraya da baktın mıydı?"...

Forumlar esas bunun için değil mi?

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Bir tekneyi tanımak..
#1: 11 Mayıs 2018, 22:44:11


Bir tekneyi tanımak nasıl bir şeydir?
Nelerini biliriz tanıdığımz teknenin? Ya da hiç bilmediğimiz bir tekneyi tanımak istediğimizde önce neyini öğrenmek isteriz?

Amatör denizci kadar cevap çıkacak sorular. Tekneyi tanımaya çalıştığımdan beri aklımda dolaşıyor. Marka bir tekne aldığınızda bazı cevaplar verilidir. Hele saildata gibi bir site varken dünyada üretilen birçok teknenin teknik verileri sizden bir tık uzaktadır.

İkincisi Google satırına yazdığınız sözcükler size yüzlerce binlerce başvuru için sayfalar-siteler getirir.

Tanımak işi, gördüğünüz tekneden ziyade sizin kendinizle ilgili sanki. Siz tekneler hakkında neler biliyorsanız ancak o kadar tanımanız mümkün oluyor. Bir tekneyi tanımaya çalışırken ilk öğrendiğim bu oldu.

Az biraz deniz bilginiz varsa, denizle sınırlı da olsa haşır neşir olan biriyseniz, kısmen tecrübe kısmen öğrenilmiş bilgileriniz içinde bir seçicilik yaparak tekneyi tanımaya çalışıyorsunuz.

Daha çok da "tanıma" işi satın aldıkdan sonra gerçekleşen bir süreç.. Bunda sanırım adı "iyi tekne"ye çıkmış bir tekne olmasının da payı var. Çok araştırmıyorsunuz, çünkü adı geçtikçe tekneyi bilen herkes "iyi tekne" diyor.

Hele benim gibi sahibinden değil de konuya ilgisiz varislerinden aldıysanız iş daha bir maceraya dönüşüyor. Aldıktan sonraki süreç zaman zaman çarpıntı yapacak kadar sıkıntılı olabiliyor. Çünkü bağlama kütüğü kağıdında yazılı bilgiler tekne sahibi olmak isteyen bir kişinin neredeyse hiçbir sorusuna cevap içermiyor.

Hele o bağlama kağıdında tekne adı yanı sıra sizin adınız yazıldıktan sonra tekneyi tanıma merakı daha bir depreşiyor. Kurcaladıkça cevaplardan çok sorularınızın arttığını görüyorsunuz.

Cevaplarla sorular birbiri ile yarışmaya başlıyor. Her bir soru yeni cevabı, her bir cevap da yeni soruları beraberinde getiriyor.

Bağlama kağıdında 9.5 metre boyu, 3.15 eni, 180 su çekimi, 30 HP motoru "özel tekne"nin boyunu ölçtüğünüzde en az 30 cm daha uzun olduğunu, motorla ilgili internet taraması 34 HP olduğunu gösterdiğinde sevinmek mi lazım tedirgin olmak mı lazım?

İçine girip mutfağın da yer aldığı iskele tarafındaki divanın minderlerini kaldırdığınızda boydan boya su deposu "iyi, küçük değilmiş" sevinci yaşatıyor. Sonra oradaki vanalar, hortumlar, ne nereye bağlanıyor aramaları.. Ertesi gün tam karşısındaki divanı kaldırdığınızda o deponun aynısını görünce acaba kaç litre sorusuna cevap aramaya başlıyorsunuz. Çok da bildiğiniz hacim ölçüleri içinde biraz zor hesaplanacak bir şekil varsa nihayet tahmini bir su deposu hacmi bilgisine ulaşıyorsunuz. Neyseki atık deposu şekilli. Kolay ölçülüyor. Mazot deposu da o köşeye sığdırılmak için özel yapıldığından benzer sıkıntıyı da biraz çabalayıp çözüyorsunuz.


Acaba yelkenleri sağlam mı? Neyseki bir dostum kıdemli amatör denizci "yelkenlerden önce dikişlerine bak. Dikiş iplerinde çürüme var mı önce onu kontrol et demişti. Ama acaba yelken ebatları nedir? O soru şimdilik duruyor. İlerde cevap bulacağım.

Zinciri kaç metre acaba? Aküleri bitik midir? Güneş enerjisi kaç watt? Teknede kaç tane vana veya tapa var su hattı altında? Elektrik tesisatı? Hangi sigorta neyin sigortası? 
Irgat iyi bir marka. Ne durumda acaba? Buna nasıl bakım yapılır? (Neyseki forumda okuyorum 90 numara yağ girdiğini) Sıra geldi yağının nasıl bakılacağını öğrenmeye..
Yağmurlu havalarda üstten giren su nereden geliyor(du) acaba? Neyseki kıdemli denizciler suyun girebileceği yerler konusunda kopya veriyor. Yanılmıyorlar da.. Ve son yağmurlarla artık su girmiyor. O kadar da basitmiş..

Neleri değiştirmek yenilemek gerekir?

Motor? Ona suya inince bakılacak..
Elektrik? Şimdilik dursun bir sorun görünmüyor.
Su depoları? Doldurduk taşıra taşıra, bir sorun görünmüyor. Akıntı, sızıntı yok.

Yelkenleri kaç metrekare acaba?
Kaç kg olabilir tekne ağırlığı? (Neyseki salmayı aşağı yukarı hesaplayıp forumda da doğrulamıştı kıdemli dostlarım).
Direk kaç metredir sahi?

Vinçler temiz görünüyor. Çalışıyor da.. Bir söküp baksak mı? Yahu delirme çalışan şeyi kurcalama! Zaten yeteri kadar işin var!

Adım adım sezona hazırlarken yavaş yavaş da tanıyorsunuz.
Hava yağışlı olunca da oturup düşündüklerinizi, sorularınızı paylaşmak iyi geliyor. Paylaşınca önce kendiniz üstüne bir kez daha düşünmüş oluyorsunuz. Bir dostunuz el atıyor. "Şuraya da baktın mıydı?"...

Forumlar esas bunun için değil mi?
Recep reisim ne kadar isabetli bir konu başlığı ve ne kadar da isabetli bir soru..
Yazınızı okurken kendimi bir an teknemi ilk aldığım zamanda buldum. Her şey soru işaretiydi benim için tabii zamanla tanış olmaya başladık. Kri-Kri'yi aldıktan aylar sonra artık sadece motor dairesinde kalmış kesik, eski bir boruyu takip edince önce havalandırma sistemi (blower) sandığım şeyin forumda okudukça ısıtma sistemi olduğunu öğrenince küçük bir şaşkınlık yaşamıştım. Kendisi hala bana küçük sürprizler yapar durur ve bu forum sayesinde, buradaki dostlar sayesinde ben de ona güzel sürprizler yapmaya çalışıyorum...


SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

R

Recep Ertürk

Bir tekneyi tanımak..
#2: 11 Mayıs 2018, 23:08:47
Çok teşekkür ederim. Sağolasın..
Dertlendiğim, içinden çıkmakta zorlandığım her konuyu soruyorum işte. Sağolsun bilgisi olanlar paylaşıyor öğreniyorum.

Bunu yazınca aklıma geldi. Öcal reis "Hiçbir şeyi atma" demişti. Atmıyorum ama anlam veremediğim neye yaradığını kestiremediğim malzemeler  olunca dağılıyorum.

İki ayrı plastik kavanozda iki ayrı toz. Alçı gibi bir şey, "neye yarıyor acaba?" diye soruşturup merak ederken öğreniyorum. Biri fiber tozu mu demeliyim. Toz cam elyaf. Daha alçıya benzeyen şey de "kaymaz kumu" imiş. Çevrede duyuyordum. Güverteye sürülecek kaymaz PU boyaya "kum" katılırmış. Ben bildiğimiz deniz kumunun tuzu arıtılıp katıldığını sanıyordum. meğer o toz "kaymaz kumu" imiş. Öğrendik

Bir tane eski manika var. Atacağım. Şimdilik duruyor. Çünkü teknede manika yeri yok. Bir de soba borusu kalınlığında 30 cm kadar plastik boru ve ortasında fan var. Bir yere hava vermek veya bir yerin havasını almak-değiştirmek için alınmış ama bağlanacak yer yok. yeni, öyle duruyor.

Daha bunlar gibi onlarca şey.. Neye yaradığını bilmiyorum. Black Decker marka bir akü besleyici olduğunu fark ettiğim 220 V ile beslenen 12 V çıkışlı ve starter aküye değil, doğrudan marşa bağlanmış alet var. Tam öğrenmem lazım ne olduğunu..

Bir de mutfağa deniz suyu bağlantısı niye kurmamış ya da kurmuş da içerideki o plastik boru ve vana kalabalığında fark etmediğim şeyler içinde mi bilemediğim şeyler..

Tabii sağa sola sıkıştırılmış mazot filtresi, yağ filtresi gibi sarf malzemeleri.. Botu herhalde ayakla şişirmeye yarayan hortumu arızalı dandik pompa. Atsam mı tutsam mı bilemiyorum. Sahi bot sağlam mı acaba? Bir boş zamanda şişirip kontrol etsem nereye oyacağım. Deli sorular...

Böyle yazarken akla daha neler neler geliyor. Henüz açmadığım bir tomar harita...

Tanıdıkça seveceğime inanıyorum. Başedebildikçe de beni mutlu edecek kanısındayım.

Ama

"du bakali nolcek" de aklımdan çıkmıyor
  • IP logged
« Son Düzenleme: 12 Mayıs 2018, 07:39:11 Gönderen: Hasan Toparlak »

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: Bir tekneyi tanımak..
#3: 11 Mayıs 2018, 23:27:13

Çok teşekkür ederim. Sağolasın..
Dertlendiğim, içindençıkmaktazorlandığım her konuyu soruyorum işte. Sağolsun bilgisi olanlar paylaşıyor öğreniyorum.

Bunu yazınca aklıma geldi. Öcal reis "Hiçbir şeyi atma" demişti. Atmıyorum ama anlam veremediğim neye yaradığını kestiremediğim malzemeler  olunca dağılıyorum.

İki ayrı plastik kavanozda iki ayrı toz. Alçı gibi bir şey, "neye yarıyor acaba?" diye soruşturup merak ederken öğreniyorum. Biri fiber tozu mu demeliyim. Toz cam elyaf. Daha alçıya benzeyen şey de "kaymaz kumu" imiş. Çevrede duyuyordum. Güverteye sürülecek kaymaz PU boyaya "kum" katılırmış. Ben bildiğimiz deniz kumunun tuzu arıtılıp katıldığını sanıyordum. meğer o toz "kaymaz kumu" imiş. Öğrendik :)

Bir tane eski manika var. Atacağım. Şimdilik duruyor. Çünkü teknede manika yeri yok. Bir de soba borusu kalınlığında 30 cm kadar plastik boru ve ortasında fan var. Bir yere hava vermek veya bir yerin havasını almak-değiştirmek için alınmış ama bağlanacak yer yok. yeni, öyle duruyor.

Daha bunlar gibi onlarca şey.. Neye yaradığını bilmiyorum. Black Decker marka bir akü besleyici olduğunu fark ettiğim 220 V ile beslenen 12 V çıkışlı ve starter aküye değil, doğrudan marşa bağlanmış alet var. Tam öğrenmem lazım ne olduğunu..

Bir de mutfağa deniz suyu bağlantısı niye kurmamış ya da kurmuş da içerideki o plastik boru ve vana kalabalığında fark etmediğim şeyler içinde mi bilemediğim şeyler..

Tabii sağa sola sıkıştırılmış mazot filtresi, yağ filtresi gibi sarf malzemeleri.. Botu herhalde ayakla şişirmeye yarayan hortumu arızalı dandik pompa. Atsam mı tutsam mı bilemiyorum. Sahi bot sağlam mı acaba? Bir boş zamanda şişirip kontrol etsem nereye oyacağım. Deli sorular...

Böyle yazarken akla daha neler neler geliyor. Henüz açmadığım bir tomar harita...

Tanıdıkça seveceğime inanıyorum. Başedebildikçe de beni mutlu edecek kanısındayım.

Ama

"du bakali nolcek" de aklımdan çıkmıyor :)


Mutlaka iyi olur Recep Reis önemli olan denizde olmak


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

R

Recep Ertürk

Ynt: Bir tekneyi tanımak..
#4: 12 Mayıs 2018, 19:57:20


En berbat şey de havanın durumu ile benim iş yapma motivasyonumun örtüşmemesi.. Ben iş yapmak isteyince hava muhalefet ediyor. Hava "hadi bugün çalış" dediğinde bende  motivasyon düşüklüğüne denk geliyor.

Sabah deli rüzgar.. Yağmurlardan önce güverte boyamıştım. Bantları söküp, yenilerini takıp kaymaz boya faslına başlayacaktım. Yağmurlu havalar geldi.

Yağmurdan sonra boyadığım yerlere çamur yağmış olduğunu görmek can sıkıcı. Bırakıp gittim. Öncesi gün başlayacaktım boyaya, hava çok güzel ama meteoroloji yağmur gösteriyor. Başlamadım. Akşam indirdi. Boyasaydım o saate kurur muydu bilemiyorum.

Bugün gidip bir dizi ıvır zıvır işle uğraştım. Deli rüzgar, hava yağabilir gösteriyor. Bari yarın şu kaymaz boya hazırlığını tamamlayayım da öğleden sonra veya öbür gün boyayı vururum. Hava herhalde açtı artık.. Rüzgar da ıslık çalarak esmezse iyi olacak..

Erman reisim siz de anlatsanız size yaptığı sürprizleri.. Sizin sürprizlerinizi..

Bir tür teksirle çoğaltılmış gibi bir kıyı kitabı buldum teknede.. Düzeltmeler eklenirse başka kılavız kitap gerekmeyecek gibi. Bana sürpriz olan bu spiral ciltli kitap oldu.

Düşünüyorum da..

Amatör denizciliğin sadece suda olan faslını çok seviyorum. Karadaki kısmı belki çok da işi bilmediğimden ve yalnız çalıştığımdan çok sevimli gelmiyor. Bir de yaşın geldiği yer öyle sıkı 12-13 saat iş görmeye uymuyor herhalde.. Fazla yoruyor. Bazen ertesi gün kendime izin yazıyorum :)

Karadaki kısmı bir tür "yorgunluk terapisi"... Pert olana kadar yoruluyorsunuz ve sabaha kadar uyanmadan deliksiz uyuyorsunuz.. Gençlere bu garip gelebilir ama yaş ilerlediğinde düzenli uyku büyük lüks..

Asıl zor olanı da bu güzel rüzgarlı havalarda karada tünemek. Oysa tam da 3 ton üstü deplasmanlı tekne ile yelken havası..

Teknenin "karada tanıma" kısmına devam...

 
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: Bir tekneyi tanımak..
#5: 12 Mayıs 2018, 23:51:28
Off Recep Reis, 5 yıl önceye gittim, içim ürperdi.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: Bir tekneyi tanımak..
#6: 13 Mayıs 2018, 07:14:29

Bir tane eski manika var. Atacağım. Şimdilik duruyor. Çünkü teknede manika yeri yok. Bir de soba borusu kalınlığında 30 cm kadar plastik boru ve ortasında fan var. Bir yere hava vermek veya bir yerin havasını almak-değiştirmek için alınmış ama bağlanacak yer yok. yeni, öyle duruyor.

Tanıdıkça seveceğime inanıyorum. Başedebildikçe de beni mutlu edecek kanısındayım.


Eski manika ve yeni elektronik havalandırma, bir yerlerde bunlar için bir yer olduğunu gösterir. Salon tavanında iz sürün.
Çok heyecanlı.


  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

R

Recep Ertürk

Bir tekneyi tanımak..
#7: 13 Mayıs 2018, 10:18:52
Çok teşekkür ederim. Manika elimde, gözlerim tavanlarda dolandım. Tuvaletin üstünde lumboz var.

O yeni kullanılmamış ortası fanlı soba borusu gibi plastik malzeme ile düşünüldüğünde herhalde motora havalandırma takılmak amaçlı diye düşündüm.

Ama bildiğim motorun ısınmaması gerekir. Deniz suyunun soğutması yeterli olmalı..
  • IP logged
« Son Düzenleme: 13 Mayıs 2018, 10:52:41 Gönderen: Hasan Toparlak »

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Bir tekneyi tanımak..
#8: 13 Mayıs 2018, 10:41:19
Motorun nefes almaya da ihtiyacı var .

Hani diyor ya Cem Yılmaz;
hava,su,toprak,ateş,odun.

O hesap yani.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 13 Mayıs 2018, 10:53:17 Gönderen: Hasan Toparlak »
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Bir tekneyi tanımak..
#9: 13 Mayıs 2018, 10:52:21

Bir tane eski manika var. Atacağım. Şimdilik duruyor. Çünkü teknede manika yeri yok. Bir de soba borusu kalınlığında 30 cm kadar plastik boru ve ortasında fan var. Bir yere hava vermek veya bir yerin havasını almak-değiştirmek için alınmış ama bağlanacak yer yok. yeni, öyle duruyor.

Tanıdıkça seveceğime inanıyorum. Başedebildikçe de beni mutlu edecek kanısındayım.


Eski manika ve yeni elektronik havalandırma, bir yerlerde bunlar için bir yer olduğunu gösterir. Salon tavanında iz sürün.
Çok heyecanlı.

Demin yazdıklarımı sizi amatörlerden ustalardan korumak için yazdım.

Tekne alalı 5 yıl olmuş ahkam kesiyor.

Sakın atıp yazık etmeyin.

Bizim gibi emekli tekne sahibi kişiler bildiğiniz üzere devamlı ''tekneme bu gün ne yaptım''dürtüsü

ile başka teknelerde görüp özenir satın alır veya bir dostunun çıkmasını alıp müsait zamanda

takarım diyerek kenara koyarlar.

Biz buna Markofnikofun Emekli gariban teknecilerin psikolojik dürtülerinin betimlenmesi adlı

eserinde de zikrettiği üzere ''kişi kendin den bilir işi ''durumu olarak tanımlarız.

Bak Bülent biladerim ben de senin gibi şeyler yazabiliyorum.
  • IP logged
DeDe

 
Yukarı git