Heyamola Hey
Tersane => Bakım => Konuyu başlatan: Ersin Böke - 03 Ocak 2017, 19:46:08
-
efendim, Malum Tayo Mar 'ın merdivenini bitirdik.. Zımpara ve havaların iyileşmesi ile birlikte yağlayacağız hepsi o. Buradan da fotoğrafları paylaşacağım. Şimdi yaz aylarında yapmayı planladığım seyir ile ilgili bir önemli ihtiyaç daha var.. O da pompa..
Gerçi Tayo Mar 'da bir sintine elektrikli sintine pompası, buna ilveten sabit manuel sintine pompası, ayrıca seyyar pompa var. Ancak bu reisiniz malum, tekneyi limitlerde kullanmayı sevdiğinden , havuzluk su doluyor. Özellikle havuzluğa açılan firengi deliklerinden.
Gerçi , havuzlukta iki adet gider mevcut. ve bunlar çapraz şekilde bağlı. ancak giderlerden biri ne hikmetse açık olduğu halde çalışmıyor. (sancak gideri) Bir Türlü akıl sır erdirememiş vaziyetteyim.
Gerçi ikisi de çalışsa, bunlar suyu deşarj edene kadar , sert hava seyirlerinde ve dalga özellikle bordadan almak durumunda iseniz , bileğinize kadar su geliyor.
Benzer sorunları , başkaları da yaşadığından unlikely boat buider bloğunda ki O da bir blue moon a sahip, şöyle bir şey yapmış..
Ben de yapıcam..
(http://i.hizliresim.com/kG9N9r.jpg)
(http://i.hizliresim.com/NlnvnY.jpg)
(http://i.hizliresim.com/adlOlB.jpg)
BUnu havuzluğun bir köşesinde bir miktar boyu daha kısa olacak şekilde ve gerektiğinde ve anında kullanmak üzere monte edeceğim.. Nasıl ama..
-
Öbür köşeye de bir piyano koy.
Hani havuzluk büyük ya...
-
Bence,
Frengi'nin neden iş görmediğini bul,
Başkaca bir çözüm düşün.
Bu tulumba bir sakatlık çıkarır, zaten havuzluk küp şekerden hallice.
-
Piyanoyu direk dibine alsın.
Kuğu gölü balesi, havuzlukta sahnelenirken çapariz yaratmasın şimdi.. ;D ;D
-
Bir rivayete göre Gepetto usta Pinokyo'yu fiberden imal edecekmiş. Son anda Ersin Böke ile tanışmış. Fiber mi ahşap mı tartışması olmuş. Ersin Böke, ustayı ikna etmiş ve ahşapta karar kılmışlar.
-
Sevgili Hakan E.. bak piyano dedin ya.. Çok ince bir noktadan girdin haberin yok.. Şöyle ki..
Benim dedem yani annemin babası, Kurtuluş savaşında gazi olmuş ve hukuk bölümünü bitirmiş eski kaymakam, hakim ve en son olarak ta avukatlık yapmış, Rizeli bir lazdı. İki evliliğinden beş kızı ve bir oğlu oldu.
Bir Karadenizlinin tüm özelliklerini taşıyan , eski toprak , dağ gibi bir adamdı. Mihalıçık 'ta kaymakamlık yaparken , evin önünde çekilmiş bir fotoğrafı vardır. Tek katlı evin kapısı gözükmüyor öyle düşün.
Dedemin ikinci eşi Sabiha hanım yani benim anneannem , keman çalan, kayak yapan muhtemelen Rum asıllı bir İstanbul kadını idi.
Babasının Abdülhamit'in imamı olduğu söylenir. Abdülhamit'in tahttan indirildiği gün , kendisinden bir daha haber alınamamış.
Atatürk zamanında İlk güzellik yarışmasına katılmış , derece almış bir kadındı. 10. olmuş sanırım. Mayolu fotoğrafları hala ablamda dır.
Dedem, Hatim indirmiş, son derece müedeyyin bir insandı. Ancak keyifle rakı içerdi. Biraz aklımız erip , dede günah değil mi diye sorduğumuzda, bize bunu içmeyi bilmeyen, içince kendini kaybedenlere yasak ve günah olduğunu söyler , kadehinden bir yudum daha alırdı. Bir kez bile sarhoş, dili dolaşmış, çakır keyif görmedim O 'nu.. 74 yaşında, büyük kızının ölüm haberini alınca, namaz sonrası beyin kanamasından vefat etti.
Annem.. Annem ise çok güzel bir kadındı. İstanbul 'da Çamlıca da kız lisesinde okurmuş. anneannem annemi erken yaşta evlendirmek ister. Kendine göre iyi bir damat adayı da bulmuştur. Annem yaz tatilinde İstanbul 'dan izmir ' e döndüğünde bu kim olduğunu tam da bilmediğimiz kişi ile nişanlanmasına karar verir annemin. BU arda toprağı bol olsun anneannem çok otoriter bir Osmanlı kadını idi. Sözü kanun imiş. Nitekim diğer kızları kendi kararları ile değil , hep anneannemin tercihleri ile evlendiler. Ben en azından annem kadar mutlu olmadıklarını biliyorum.
Sıra anneme geldiğinde , evin küçük ama en güzel kızı , (annem Elizabeth Taylor 'a çok benzerdi. ) Yaz boyu karşı evdeki uzaktan bakışıp , aşk olduğu genç futbolcuya kaçar. Genç, Karşıyakalı çapkın futbolcu da anneme aşık olmuştur zaten. Annemin kaçtığı duyulunca Dedem, o dönem İzmir 'in en etkili adamlarından , her yerde babamı aratır. Karşıyaka' daki hergele meydanına takılır hep o zaman babam. Babamın arkadaşı olsun olmasın, buradaki tüm gençler falakaya yatırılır babam ve annemin nerede olduğunu öğrenmek için.
Kısa bir not.. şimdiki halime bakıp , madem annen E. Taylor 'a benziyordu , sen niye böyle oldun dersen, şimdi kel olan bu yelkenci kardeşinin, kıvır kıvır saçları vardı ve zamanında ve çocuk güzellik yarışmasında ikinci seçildiydi..Neyse geçelim.. Hala piyanoya gelemedik bak.
dedem annem ve babamı bulamaz. Bulamaz çünkü Annem ve Babam dedemin ve sonrasında anneannem , Sabiha hanımın şerrinden korkup , Hollanda 'ya işçi olarak gitmişlerdir.
Babam, bir fabrika da çalışmaya başlar. ancak futbolcu olduğu anlaşılınca ismini bilmiyorum çünkü babam doğru telaffuz edemezdi , Hollanda da antrenmanlara çıkmaya başlar. İyi futbolcu olduğu öğrenilince , Bayern Münih 'te oynaması için teklif gelir. Daha dünya savaşı biteli 15 yıl filan olmuştur. Babam Almanya ya gitmek istemez. O zaman Hollanda dan git gel derler. Bu sefer tekrar savaş çıkar da sınırlar kapanır, annem Hollanda 'da kalır diye korkar.
Zaten oralarda çok da barınamazlar. Annem ablama hamile kalınca, ana yüreği dayanamaz , Sabiha hanım annemi Türkiye 'ye çağırır. Babam bir süre dedemin korkusundan Türkiye 'ye dönemez. Ablam doğup dedem torununu kucağına alınca , dönebilir Türkiye 'ye.
Babam, nam-ı diğer Karşıyakalı futbolcu Taşkafa Vedat, nihayetinde ufak tefek bir adamdı. Kapı gibi bir adam olan dedemden korkması son derece doğaldı diye düşünürüm.
Yani, Annem babama kaçınca , Çamlıca kız lisesi hayal olur. Oysa annemin en çok istediği piyano çalmaktır. Bu konuda çok yetenekliydi. Çok güzel sesi vardı.
Annem 60 yaşında vefat etti. Kendisi eğitimini bitiremediğinden , bizleri bazen inanılmaz zor şartlarda okutmayı bildi. Beni önce Atatürk lisesinde sonra ODTÜ de okuttu. , Küçük kardeşim de meşhur Bornova Anadolu Lisesi ve ODTÜ mezunudur. Ablamı ise şehir dışına yollamak istemedi. O da 9 Eylül de tarih doçenti şu anda. Hepimiz vasat öğrencilerdik aslında ve bu okullarda okuyabilirmiydik annem olmasa bilmiyorum.
Annem ,bana iki şey vasiyet etti ölmeden.. Kızlarım en iyi okul ve üniversitelerinde okuyacaklar, ve sonrasında yurt dışı eğitimi alacaklardı. Ama bundan da önemlisi hepsi piyano çalacaklardı. Ama asla zorlamayacaktım. " önlerine piyanoyu koyarsan, benim torunlarım zaten piyanoyu severler "dediydi.
Nitekim, tam da dediği gibi oldu , Büyük kızım, bırakın piyano çalmayı, Boğaziçi Üniversitesi rock korosu şefi dahi oldu. Mezun olana kadar , ki eh o kadar da övüneyim müsaade ediniz , onur listesine girerek mezun olmuştur, bu koronun şefliğini yaptı.
Kızım ile evine gittiğimde beraber özellikle blues çalarız. Ben de biraz tıngırtadırım yani.. ama biraz. Ortanca kızım da aynı yolda. Şimdi bu yazıyı yazarken iki ay önce en küçük kızıma ablası piyanoyu sevdirirken ki videoyu paylaştım.
Yani demem o ki Hakan Erim , piyano çok fazla şey ifade eder benim için, senin sandığından da fazla.. Yer olsa , Tayo Mar'da piyanonun kralı olur. ahşap olması kaydı ile..
-
Vay be!, buradan roman bile çıkar. ODTÜ hangi yıllar?
-
89 İnşaat Mühendisliği..
-
Giriş mi çıkış mı?
-
Çıkış.. Girmek problem değildi.. Çıkmak çok zor oldu. O yüzden çıkışı yazdım.. :)
-
Ersin, ahşap tulumba Tayo-Mar'a yakışır. ;) Sen kulak asma harici akordsuz seslere.
Ama sadece dururken veya tekne tulumbaya ters kontrada baygın olmadığında iş yapacaktır. Ne gam?
Yine de havuz tabanındaki giderleri temiz tut.
-
Çıkış.. Girmek problem değildi.. Çıkmak çok zor oldu. O yüzden çıkışı yazdım.. :)
Doğru söylüyon hocam. Benim girişte 1972 çıkış 1993 ;D .
-
Vayy Erdal hocam.. Gerçek bir ODTÜ lü.. ODTÜ en az 10 yıl sürer normalde..
Sevgili Cem Gür.. Ses olsun da .. akordlu akordsuz önemli değil.. Bak bu ses beni nerelere götürdü..
-
Akortsuz, makortsuz.
Sakatlık çıkaaaar... Güzel olması başka, işlevli başka.
İşlevi, güzelliğinin gerisinde kalır.
ııı ıhhh :D
-
Bence boyutu onemli degil, is gormesi yeterli olacaktir,
Havuzlukta 10 kisi degil 9 kisi oturur en fazla :)
-
Kaan , en rahat ol, Bu tulumbanın yeri hazır. Hiç bir çaoariz vermeyecek durumda. Bu arada benim havuzluk, çok ta fena sayılmaz..
-
Peki,
geçmiş olsun dileklerimin kabulünü şimdiden rica ederim :P ;D ;D ;D
-
Akortsuz, makortsuz.
Sakatlık çıkaaaar... Güzel olması başka, işlevli başka.
İşlevi, güzelliğinin gerisinde kalır.
ııı ıhhh :D
İf / si / Eğer tulumba havuzluk farş seviyesinden yukarı oturak seviyesinin üzerine çıkmaz ise
Tulumba pistonu sürekli üzerinde sabit olmaz ise.
Tulumba ana bedeninin bir bölümü de farş altında kalacak ise ..... sakatlık çıkmaz.
Bir diğer önerim motor kaputunun sancak tarafına kamara duvarının dibine montaj olabilir ki o kör nokta çapariz de vermez.
Ersin çalışmayan havuz giderini zaman zaman musluk pompası ile zorla. Ben öyle yapıyordum. Kısa zaman da olsa idare ediyordu.
-
İf / si / Eğer tulumba havuzluk farş seviyesinden yukarı oturak seviyesinin üzerine çıkmaz ise
Tulumba pistonu sürekli üzerinde sabit olmaz ise.
Tulumba ana bedeninin bir bölümü de farş altında kalacak ise ..... sakatlık çıkmaz.
Bir diğer önerim motor kaputunun sancak tarafına kamara duvarının dibine montaj olabilir ki o kör nokta çapariz de vermez.
"ise" ler olursa belki de...
Peki şart mıdır ?
Şart ise,
Vak vak pompa da geleneksel ve işlevsel değil midir mesela şööle hafif yeşermiş ? Hem küçük havuzlukta kısa ve elastik hortumu ile her iki kontrada da iş görmez mi mesela ?
-
(http://www.commercialfuelsolutions.co.uk/images/P/bronze_semi_rotary_pump_SRE0BBE.jpg)
Bu tip yarım dönüşlü bir pompa flikaların olmazsa olmazlarıdır ve yıllarca sorunsuz kullanılır.
üstelik pompayı görünmeyecek şekilde kaportanın ardına sabitleyip sadece kol dışarıda bırakılabilir.
-
Boke,
Tulumba yap abi sen,
Bahcede cok şık duracak 😎
-
Bununla tatlı da yapılıyomuş diye duydum ;D.
-
Bununla tatlı da yapılıyomuş diye duydum ;D.
Tuzla'da cok meshurdur 😎
-
Şimdi efendim, yorumları yeni gördüğümden..
Sorun firengi deliğinde değil, nitekim , Tayo Mar'ın çok bayılacağı durumlarda usturmaça kılıfından yaptığım, içini de eskimiş üstübü ile doldurduğum bir yastığım var. BUnunla tıkıyorum bu büyük firengi deliğini.
Havuzluktaki giderler iskele ve sancakta iki adet. Bunların giderleri çapraz. Yani İskele giderinin çıkış deliği sancakta , sancak giderinin çıkışı, tahliyesi yani iskele tarafında. Böyle olması da çok doğru . Çünkü teknenin düz durduğu durumlarda, havuzluk tabanı deniz seviyesinin 20-25 cm. kadar üstünde. Giderler çalışıyor yani. Ancak seyir sırasında örnek, tekne sancak tarafına bayıldığında , sancak gideri su seviyesinin altına düştüğünden ya da neredeyse aynı seviyede olduğundan , bu çaprazlama tekniği sayesinde denizden havuzluğa su girmiyor.
Güzel ama, bu durumda havuzluk sancak gideri çalışmıyor. Çünkü firarı iskelede olduğundan ve tekne bayıldığından firar, giderin kot olarak üstünde kalıyor.
İşte bu sırada , Gerek serpintilerden, gerekse küpeşteye kadar Tayo Mar yattığından dışarıdan havuzluğa su geliyor ve bu su doğal olarak teknenin yattığı tarafta birikiyor. Ancak o sırada teknenin yattığı taraftaki gider işlevsiz olduğundan , su tahliye olamıyor.
(Gerçi şimdi yazarken düşünüyorum, bu çapraz hortumların orada bir elektrikli sintine pompası daha var. Acaba bu amaç için mi konuldu. ? Bak merak ettim şimdi. gidince bir bakayım..)
Normalde , kontra değiştirirken , yani tekne diğer tarafa yatacak iken birikmiş su da bu sırada tahliye oluyor. Ancak uzun süre kontra değişmeyen seyirlerde , bu su öyle durup duruyor. BU durumda, Tayo Mar'ın seyyar üçüncü manuel pompası devreye giriyor ve ben bu suyu bu el pompası ile bir iki dakikada boşaltıveriyorum. Bu arada Tayo Mar da bir elektrikli su pompası, bir manuel sabit sintine pompası mevcut. Manuel olan sancak portuçunun içinde.
Şİmdi efendim , bu sistemi her kim yaptı ise çok akıllıca yapmış. Giderlerin içinde ayrıca plastik toplar var. Bu toplar , tekne marinada bağlı iken, çer,çöpün, giderleri tıkamasını önlüyor. Ancak su geldiğinde , giderin içinde yüzüyor, yükseliyor yani (o kadar pay var ) ve gider çalışmaya başlıyor.
Şİmdi bu giderlerden iskele gideri sorunsuz çalışmakta. sancak gideri , dediğim gibi , açık olduğu halde çalışmıyor. Nereden biliyorsun derseniz, bu giderlerin tıkanmaması için bende şu tesisatçılardaki boru açma tellerinden var. Hani ucu burgulu olanlardan. BUnu soktuğumda diğer taraftan ucunu rahatlıkla görüyorum. Üstelik karaya aldığımda su döktüğümde bu sancak gideri de aynı iskele gideri gibi çalışmakta.
Neden çalışmıyor anlamıyorum. Yanlış monte edilmiş bir çekvalf mi var diye baktım o da yok.. Öyle bir sır olarak durmakta.
Pompa ise , tam bu giderlerin üzerinde , fotoğrafta yapılandan daha kısa ,ve tam köşelere, yani suyun en çok biriktiği yere konacak. portatif olarak duracak ve seyir sırasında bu durum ile karşılaşıldığında iş görecek.
Çapariz verecek bir yerde olmayacak yani.. Havuzluğuma gelince, evet kamarada ayakta durulmuyor.. ki bu da çok doğru değil aslında. Ancak Tayo Mar 'ın havuzluğu çoğu tekneninkinden geniştir .Havuzluğuma laf söyletmem.. :)
-
Sintine için ahşap pompa konusunda.....
https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Pompes_de_cale_en_bois_XVIII%C3%A8_si%C3%A8cle.jpg (https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Pompes_de_cale_en_bois_XVIII%C3%A8_si%C3%A8cle.jpg)
Bunu ilk kez görüyorum....
http://www.uship.fr/pompe-de-cale-drainman-art_fr_2970.html#
Tarihi pompaların hikayesi
Hérmione gibi gemilerin sızdırmazlığını sağmaka amacı ile bir kalafat ustası bir de yardımcısı mürettebattandı ve geminin sintine pompalarının düzgün çalıştırılmasından sorumlu idiler.
Dört devasa pompa top güvertelerini geçerek sintineye ulaşıyordu. Büyük direği çevresinde bulunan pompalar 2 adet ahşap gövde ve bir adet bronz ara parçadan oluşuyordu. Sintineden çekilen su top güvertesinde bulunan frengi deliklerinden tahliye ediliyordu.
(http://i.hizliresim.com/zaZvE7.jpg) (http://hizliresim.com/zaZvE7)
Pompaları çalıştırmak için büyük direğe monte edilmiş ve adına « bringuebale » denilen bir çeşit levye kullanılıyordu.
(http://i.hizliresim.com/yNW8Ak.jpg) (http://hizliresim.com/yNW8Ak)
(http://i.hizliresim.com/AnVQ1X.jpg) (http://hizliresim.com/AnVQ1X)
;D ;D Bu da Santa Maria'nın pompalarının grafik anlatımı.
(http://i.hizliresim.com/NlX68O.jpg) (http://hizliresim.com/NlX68O)
-
Burak sağolsun, ilginç dokümanlar yollamış. ahşap pompa tipleri ve kovalar.
(http://i.hizliresim.com/z3QpbB.jpg) (http://hizliresim.com/z3QpbB)
İlginç ve değişik tipte havuzluğa monte edilen pompalar..
-
Bu arada, Cem Gür 'ün ikinci verdiği linki görmemişim. Vay anasına ne kadar da kullanışlı.. Bu sayede sintine de su laması mümkün değil. Çok beğendim. alırım ben bundan.. Özellikle bizim keyifçi sandalları buna bayılır. Bu yüzden batan kayık var barınakta..