Heyamola Hey
Tersane => Tekne Restorasyonu => Konuyu başlatan: nuri_kongur - 07 Kasım 2017, 12:29:02
-
En son iki sene önce karaya aldığım teknemi 1 yıl gecikmeli bakımlarını yapmak için yeniden karaya aldım. İki sene önce her sene karaya alacağım kararı ile işe başladım. Tam denize indirecekken 15 Temmuz patlak verdi. Daha sonra izinler kalktı benim yakıtını bile alıp yüklediğim tekne ile Ege’de yelken basmayı planlamışken güç bela 9 saatlik seyir ile Heybeli adaya gidebildim. İşler bir kez ters gitmeye görsün o seyirde güneşten ıstakoza döndüm , beni de hafif hastalandırdı. 2 gün hiç keyif alamadım bitkinlikten. Giderken öngörülmeyen fırtınaya yakalandım Tuzla açıklarında , İman tazeledim. Sonbahar geldi tam tekneyi karaya alacağım gönlüme lüfer yakalama sevdası düşürdüler. Ben kim balık yakalamak kim. Bir sabah çıktık. Islandım. Üşüdüm. Hastalandım. Tekneyi gözüm göresi gelmedi. Kışı alargada geçirdi garibim. Allahtan o sene tonoz halatlarını değiştirip işleri sağlama almıştım. Hiç bir sıkıntı yaşamadan yerinde kaldı tekne. Geçtiğimiz yaz ise tekneye hiç çıkmadım diyebilirim. Başka işler vardı bitirmem gereken.
Neyse kış geldi. Yine bir ümit yaz ile ilgili, tekneyi geçen pazar karaya aldım. Benim hesaplarıma göre en fazla iki saatlik bir işti. Ama çevresel öküzler evdeki hesabı denizde bozuyorlar. Mahluklar teknelerin indirme çıkarma rampası güzergahına bir sürü kendisince tonoz ama molozluktan başka bir işe yaramayan şeyler atmışlar. Onları temizlemek saatlerimi aldı. Saat 10 da dalış elbisem ile suya girdim saat 4’te çıkabildim. Sonuçta tekneyi 5 te evin bahçesine park ettik.
Öcal reis bana ilham oldu. Ben de yapılması gerekenleri buraya kayıt edip işlemi buradan takip edeceğim.
Şimdilik karadaki fotoğraflarını paylaşıyorum.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/b74273cccc71731820a764b7f4c72eea.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/2d0d29a224a19a7eddc381b0920cd561.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/672fd589b0a84d19cb18052a6daf0e53.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/8601ab0fa441588c083257529cebcc8e.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/9a9cde39e379b4d407c53232293d0b9d.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/341374f88ca6aaeed47642ec085730c2.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/a26cc6ad4f40b780b306d67c889565fb.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/41abdd674ca6bf089095c5e1ba4f56a2.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171107/0fcb7f75c6a9232861d8ebef3f1e55ed.jpg)
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Kolay gelsin Nuri reis..
Selametle
-
Kolay gelsin , selametle.
-
Nuri reis.. bu acayip kaçar ha.. Bu teknede en az 10 knot hız görmen lazım.. indirmeye gelirim.. :)
-
Eyvallah arkadaşlar. Ersin reis 10 knotu görmedim ama güzel bir havada 7,5 knot ile bir süre seyrettim. Kısmet olurda uzun yola gidersem asıl o zaman performansını göreceğim. İnşallah indiresiye kadar bu konuyu sıcak tutacağım , fırsatın olursa beklerim

Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Kolaylıklar diliyorum Katamaranı olan bir arkadaşımdan katamaranların karada uzun süre kalmaması gerektiğini duymuştum yapısal nedenlerden karada stres çatlakları oluşabiliyormuş.En kısa sürede denize kavuşmasını dilerim.
-
Eyvallah Burak reis. Aklımda tutarım tavsiyenizi

Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Haydi kolay gele...
-
ne zımpara var ne bişi.. bize göre iki günlük işi var di mi Tiryaki.. :) :)
-
Kolay gelsin Nuri reisim.
Bu tahtacılar önlemini almadan bir delik bile delmenin naylon tekne de ne zor olduğunu bilmezler. :)
İş planını ve çalışmaları paylaşırsan, görmediğimiz bir konu olarak bir katamaran daki incelikleri de öğrenmiş oluruz. C:-)
-
ne zımpara var ne bişi.. bize göre iki günlük işi var di mi Tiryaki.. :) :)
Sen öyle san :)
-
Geçmiş yıllarda refit denen işlemi çok detaylı yaptığım için bu sene o kadar detay yok aslında. İlk karaya almamda tekne gövdesinde yanlış kullanım sonucu meydana gelen bir çok hasarı tamir etmiştim epoksi reçine ve macun kullanarak. Altını tamamen zımparalayıp yapım sırasındaki el işçiliğine bağlı kabarcıkları ortaya çıkardım hepsini temizledim ilk önce epoksi reçine sonra epoksi macun ile doldurdum. Daha sonra tüm su altı kesimini epoksi reçine ile lamine ettim. Ardından tüm tekne gövdesini o zamana kadar oluşmuş olan çatlakları tamir amaçlı epoksi macun ile kapladım. Ardından tüm gövdeyi , iç ve dış epoksi astar ile boyadım. En sonunda da, gövdeyi iç ve dıştan dyo'nun PU Akrilik boyası ie boyadım. O zamanlar boyayı tabanca ile atmıştım.
İkinci çıkartışımda, altına zehirli atıp gövdeyi kısmen PPG'nin PU Akrilik boyası ile boyadım. İlk boya maalesef başka teknelerin sürtmesi, benim kamara kapaklarına zamanında bakım yapmamamdan kaynaklı hasar almıştı. O yüzden ikinci kez boyamam gerekti. İkinci boyamada rulo kullandım. PPG'yi performans olarak çok beğendim. Elimde geçen seneden kalma boya var. Bu sene ziyan olmasın diye onu kullanırım.
Bunların dışında:
1- Teknedeki tahta aksamlar zımparalanıp verniklenecek.
2- Dolap dümenin bakımı yapılacak. palaların hareketini sağlayan aksamlarda kaynak atması oldu. O yüzden palalar şu an çalışmıyor. Onların kaynağı yapılacak. Dolap dümen tertibatını fotoğraflayıp buradan paylaşmak istiyorum. O kadar basit bir sistem ki, hem kolay tamir edilebilir hem de kullanım sırasında insanı hiç yormuyor. Bu sene Ersinin teknesiyle Sivri adaya gelirken benden kısa süreliğine dümene tutmamı rica etti. İlk kez o zaman yeke dümen kullandım ve suyun tüm basıncını dümende hissettim. Bayağı bir güç sarfetmek lazım onu gün boyu tutmak için. Dolap dümen , motorlu taşıtlardaki hidrolik direksiyon gibi. Hiç güç sarfetmeden dümen tutabiliyorsun. En büyük dezavantajı Dümen Simidinin kapladığı alan.
3- 20 Beygirlik Suziki kıçtan takma motorun kuyruk ve motor yağlarının değişimi yaparak kışlık konuma almak.
4- Bende siyah su veya gri su tankı yok. Gövde içi hacimce ufak olduğu için koymamışlar. Ben birinci öncelikte siyah su tankı koymayı düşünüyorum. Nasıl koyarım biraz kafa patlatmam lazım. Sizlerden de akıl almam gerekecek bu konuda.
5- Direk içinden geçen elektrik kablosu işlevini yitirmiş ve bunu geçen sene denize indirmeden hemen önce farkettiğim için değiştirecek vaktim olmamıştı. Bu sene onu değiştireceğim.
6- Direk tepesindeki rüzgar yönünü gösteren ok kırıldı getirirken. Geçen senede kuşlar kırmıştı. Ya aynısını alıp takacağım ya da kendim bir tane yapıp takacağım henüz karar vermedim.
7- Tonoz halatını ve hareketli aksamları yenileyeceğim. Bu işi iki sezonda bir yapmaya karar verdim. Kafam rahat oluyor en azından. İki sezon bir çok tekne fırtınalar sırasında problem yaşarken ben aşağıya gidip tekneye bakmadım bile. Ama önceki senelerde ne zaman fırtına çıksa içime sıkıntı basıyordu. Hatta bir fırtınada da tekne alıp başını gitmiş de sağ olsun barınaktan arkadaşlar gidip çekerek getirmişlerdi tekneyi. Yaşayarak öğrendiğim tecrübe, arabada lastik, alargada tonoz ihmale gelmez.
8- Teknenin her iki gövde burnunda yanaşırken hasarı önleme amaçlı kauçuk malzeme vardı. Evvelki yaz, çocuklar tekneye çıkmaya çalışırken onu koparmışlar . Onun tamiri yapılacak.
9- En önemlisi ise bence, bu sene kısmet olursa bi otopilot takmayı planlıyorum. Genelde tek başıma seyre çıkıyorum ve otopilot olmadığı için dümeni hiç bırakamıyorum. İnşallah bu sene o problemi çözeceğim.
şimdilik aklıma gelen bunlar. Yeni şeyler çıktıkça listeye eklerim.
-
bu fiberin de çok işi oluyor galiba :) kolay gelsin ..
-
Nuri resim ,
İşleriniz kolayınıza olsun , çok iş varmış :D
-
Nuri Reisim kolay gelsin. Ben de 3 senedir karaya almadım Gezgn'i. Sanırım mayıs gibi 1 aylığına karaya alacağım.
Aslında yapılan ya da yapılacakları burada paylaşmak güzel zira, bir birimize faydalı olabiliriz.
Tekrar kolay gelsin.
-
İyi dilekleriniz için çok teşekkürler arkadaşlar. :)
-
Kullandığım motor Suziki DF 20A kıçtan takma motor.
Özellikleri:
yeke kollu
marş motorlu
20 Bg gücünde
4 Zamanlı
Enjeksiyonlu, ben aldığımda enjeksiyon sistemine sahip en küçük beygirli motordu. Sanırım şimdi 15 Bg de de enjeksiyon sistemi var
İlk rodajda 20 saatte
ikinci kullanımda 80 saatte
sonraki kullanımlarda 100 saatte bir yağı değiştirilmeli diye belirtiyor kullanım kitapçığı
Bu süreler sonunda yağ değişimini hatırlatan bir ışık var. Yanıp sönerek insanın dikkatini çekiyor.
Eğer izin verilen daha kısa sürede yağ değiştirilecek ise hatırlatıcıyı sıfırlamak gerekiyormuş. Kullanım kitapçığına göre motor çalışırken kapatma düğmesini 3 saniye içinde 3 kez hızla basılıp bırakılırsa sayaç sıfırlanıyormuş. Kitapçığa göre her yağ değişiminde mutlaka resetlenmeliymiş.
Motor yağ kapasitesi 1 lt
Kuruk dişlisi yağ kapasitesi 250 cm3/ml
Motor yağı: SAE 10W-40 yarı sentetik yağ.
Kuyruk Dişli yağı : SAE 90 API GL-5
Yağ Filtresi: 16510-45H10
Sarf malzemeleri:
Motor yağ filteresi her 200 saatte veya 12 ayda bir. Bu benim için her sene değişecek demek.
Zamanlama kayışı her yıl incelenecek ve 4 yılda bir değişecek.
Buji Kodu: NGK CPR6EA-9
Motor bagajda taşınacak ise mutlaka yeke altta olacak şekilde taşınmalı. Eski motorumun taşınmasında bundan haberim yoktu. Bagajın içi motordan akan yağ ile kirlendi. Temizlemesi çok zor.
Bakım ile ilgili videolar
Bakımı kendim mi yapsam yoksa servise mi götürsem henüz karar vermedim. Benim için en büyük sıkıntı Kocaelide servisi yok. Ya Sakarya ya da İstanbul. Sakaryadakine ilk rodaj bakımını yaptırmıştım. Necip reis kendi hizmet aldığı servisi tavsiye etmişti. Şimdilik bu kararı demlenmeye bırakayım.
-
Tekneyi Sudan Alıp Suya Atma
DOUBLE’ın su kesimi salmaları ile birlikte 75-80 cm arası. 4 tekerli römorku tekneyi üzerinde taşıyacak şekilde yeniden düzenledik. Hala bir iki küçük iyileştirme bekliyor. Aklıma gelmişken not edeyim.
10- tekne römork üstünde iken kaymasın diye dört omuzluğa dayadığım boru yuvalarını 10 cm römork pruva yönüne taşınacak.
Kaldığım yerden devam, tekne römork ile beraber 140 cm derinliğe götürdüğümde yüzerliğe kavuşuyor.
İşlem şöyle:
Eğer denizde isem, römork traktör ile suyun içine bırakılıyor. Ben teknenin kıçına bağladığım iki halat ile römorku önceden belirlediğim 140 cm derinliğe kadar çekip , tekneyi römorkun üzerine getirip 4 yandan sabitliyorum.
Burası üyesi olduğum balıkçı barınağının suya indirme rampası. Lodoslu havada su şiştiği için ileri gitmeme gerek kalmıyor. Ama lodos yok ise 30-35 metre ileriye kadar gitmek zorunda kalıyorum.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171108/91bae00c8188fb3ba81893a17b318118.jpg)
Çekmekte problem yok, 20 bg motor benim römorku zorlanmadan çekiyor. Römork 700-800 kg vardır.
Ama maalesef barınağı kullanan bazı insanlar düşünce seviyesinde çok sığ olduğu için kendileri dışında kimseyi düşünmeden iş yapıyor.
Bu seferde indirme güzergahına rastgele atılmış tonoz/molozlar sorun oldu.
Aşağıdakileri geçen pazar rampa güzergahından topladım. Suya yarı gömülük olduğu için tesbit edip çıkarmak baya vakit aldı. 2 saatte bitecek işi 6 saatte zor bitirdim.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171108/725a6740087b658afd2251d317efa08e.jpg)
11- Bu engeli aşmak için bi portatif rampa yapmayı planlıyorum. Kafamda kabaca tasarladım. Uygun bir vakitte gidip ölçüleri alıp hesaplıyacağım gereken malzemeyi.
Tekneyi römorkun üzerine oturtuktan sonra iş traktör ile sudan çekmeye kalıyor. 2-3 sene önce fuardan 10 veya 12 lik 3 kollu esnek halat almıştım. Satın aldığım firma Gazi Antep kökenli bir firma idi. Katoloğu hala duruyormuş baktım adı Dim-Ka Halat’mış. Kaya halat’a kıyasla son derece rekabetçi fiyatları vardı. Çapada kullanmak için bir makara 10 veya 12 lik halat aldım. Çapada kullanmadığım kısmı koltuk halatı amaçlı kesip kenara koymuştum. Bu sene römorku çok ileri götürmek zorunda kalınca, traktörcü Halil beyin sapan olarak getirdiği halat yetmedi. Benden uzatmak içim halat istedi. Bende en güçlü halat o vardı. Yine de tekne artı römork 2,5 -3 tona yaklaştığından kopar diye baya endişe ederek bendeki halatı onun halata ekledim. Ama benim endişelerimi boşa çıkararak son derece rahatlıla dayandı halat. Firma güvenimi kazandı doğrusu. Halata ihtiyacınız varsa ve Bu sene firma fuara gelirlerse bence bi bakın. Kaya halata göre gerçekten çok iyi fiyatları vardı.
Kullandığım koltuk halatı ve tekne kaymasın diye kullandığım sabitleme borusu.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171108/f8b2228aa0b300aecdb8f728a29c79c0.jpg)
Bu arada suya atma veya çekme ücreti olarak her seferde 200 lira ödüyorum. Yani toplamda çekip atma parası için 400 lira traktör ücreti ödüyorum. Karalama ve bakım işini bahçede halettiğim için toplam karaya alma maliyetim bu kadar.
Sudan çıktıktan sonra direği indiriyoruz. Eve kadar 4 km var. Traktör eve kadar getirip bahçeye park ediyor römorku. Sonra arkadaşlar ile direği yeniden kaldırıyoruz.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
ne zımpara var ne bişi.. bize göre iki günlük işi var di mi Tiryaki.. :) :)
He valla. Anlamam bile :)
SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Nuri resim,kolay gelsin güzel uğraşlar :)
-
Bugün ana yelken ve cenovayı söküp depoya kaldırdım. Motorun içini tatlı su ile yıkadım. Tüm tekne gövdesini arap sabunu ile köpürterek yıkadım. Teknenin altını basınçlı su ile yıkayarak kekemoz kalıntılarının çoğunu temizledim. Midyenin altından çıkan sakala benzer kalıntılar da temizlenmiş oldu.
Bu sene başıma ilk kez fare belası musallat olmuş. Halbuki benim tekne alargada idi. Fare tekneye çıkmış, poliüretan köpük artıklarını, bulaşık süngerlerini ve benim canım paletleri kemirmiş. 1 ay önce falan çıktığımda havuzluktaki depolarda öyle şeyler görmemiştim. Demek ki daha yeni gelmiş pis hayvan. Dolaştığı yerlere kakasını da yapmış. Kamaraları inceledim orada bir şey yok. Şimdi de görünmediğine göre teknenin dışında , tekneden daha önce ayrıldığını kabul ediyorum. Arap sabunu ile köpüklü banyo temizlemiştir tekneyi.
Neyse, derlerki insanda acı hafızası vardır ve insan o hafızada depoladığı acı kaynaklarından uzak durur. Yalnız kadınlarda doğum sırasında yaşadığı sancı hafızaya kayıt edilmez . Bu sebeple anneler ,önceki çocuğun acısını unutup bir başka çocuğa hamile kalır. Eğer doğum sancısını unutmasa imiş anne, bir daha çocuk doğurmaya kalkmazmış. Bugün tekneyi temizlerken, bu malumat aklıma geldi. Bu zamana kadar 2 kez tekneye bakım yaptım. İlki çok büyüktü. İkincisi ise , dar zamana sığdırmak için geceli gündüzlü çalışıp bitirdim. Her ikisinde de o kadar yoruldum.
Bizde de sanırım, tekne bakımı sırasında çektiğimiz acılar hafızaya kayıt edilmiyor. Yoksa çekilir çile değil bu , en az her iki senede bir bu çileyi çekmek
Şu an kollarım, bacaklarım , boynum sırtım velhasılı kelam bütün vücudun acıyor
hayır bir de boğaz iltihabından muzdaribim neyime benim bakım
. Ama denizi, deniz üzerinde yaşama arzusu böyle bir şey işte
bir süre sonra çekilen bütün acılar unutulup gidecek yelken basarken ⛵️⛵️⛵️
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Kolay gelsin Nuri Reisim...
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Kolayınıza gelsin Nuri reis :)
-
Bu sene başıma ilk kez fare belası musallat olmuş. Halbuki benim tekne alargada idi. Fare tekneye çıkmış, poliüretan köpük artıklarını, bulaşık süngerlerini ve benim canım paletleri kemirmiş. 1 ay önce falan çıktığımda havuzluktaki depolarda öyle şeyler görmemiştim. Demek ki daha yeni gelmiş pis hayvan. Dolaştığı yerlere kakasını da yapmış. Kamaraları inceledim orada bir şey yok. Şimdi de görünmediğine göre teknenin dışında , tekneden daha önce ayrıldığını kabul ediyorum. Arap sabunu ile köpüklü banyo temizlemiştir tekneyi.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bu fena hayvan her yere bir diş atar. Kabloları ve bilhassa denizle irtibatlı hortumları iyice kontrol etmeyi unutma Nuri reisim. ?0-?
-
Çok detaylı incelemedim ama, görünür yerlerde başka bir hasar görmedim fareden kaynaklı Öcal reis. Bir süredir grip benzeri bir hastalık musallat oldu. İşten gelince doğrudan yatıyorum. Doktorun verdiği ilaçlar 3-4 güne bitecek. İyileşeceğiz diye ümit ediyoruz işte. Bu yüzden hiç bir şey yapmadım henüz. Cumhur Gökova'nın yaşadıklarından sebep, yeni bir madde ekliyorum yapılacak listesine.
12. Teknede bıçak var ama kolay erişilir yerlerde değil. Acil durumlarda kullanmak için teknenin bir kıç tarafına bir de baş tarafına keskin bıçak asmak lazım.
13. Yine acil durumlar için bir nacak ve tel makası da teknede daima hazır olmalı. Bunların paslanmaz olanı var mı acaba?
Nacak nedir diye merak edenler için:
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171117/30f9cc7fa81cb0592404a1c59a45a371.jpg)
-
13. Yine acil durumlar için bir nacak ve tel makası da teknede daima hazır olmalı. Bunların paslanmaz olanı var mı acaba?
Nacak nedir diye merak edenler için:
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20171117/30f9cc7fa81cb0592404a1c59a45a371.jpg)
Geçmiş olsun Nuri reisim.
Tel makası krom olmaz (Bileme zorluğu) , Nacak ise yine bilenebilir olsa iyi olur..
Her teknede olması gereken en önemli aletlerden birisi de çok ince dişli bileme eğesidir bazı şeyleri ağzını yakıp metali bozmadan ancak onunla bilersiniz (testerenin dişleri ve nacak,tel makası dahil) ve kalitelileri iyi paradır. (80 TL gibi) , ama ne yazık ki çok az teknede gördüm. ::)
-
Eyvallah Öcal reis

Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.Double'nin her iki gövdesinde de yatak ,wc ,su vs.var mı?
-
Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.Double'nin her iki gövdesinde de yatak ,wc ,su vs.var mı?
Çok teşekkürler Mustafa reis.
Tekne open deck tipi katamaran. Sancak tarafında yatak ve buzdolabı iskele tarafında wc mutfak var. Güverteyi kapatacak, kamara şeklinde, akrilik kumaştan güneşlik irisi çadır diktirdim. Gerekirse demirde iken onu açarak teknede üçüncü bir kamara açabiliyorum. Çadır seyirde iken açılabilecek gibi değil.
Wc elektrikli . 2 adet 2X110 watt güneş paneli , 1800 watt tam sinüs invertör ve 2X110 amper tenvirat aküsü var. Tenvirat aküleri sadece güneşten enerji alıyor. Motor marş aküsü ayrı ve 20 hplik dıştan takma motor kendi marş aküsünü şarj etmekte. Motorun ipini çekerek de çalışma imkanı var.
Su için iskele gövdede bir depo var. Ama onu kullanmak yerine büyük petlerde suyu taşıyorum. Tekne marinada olmadığı için karadan depoya su doldurmak benim için uygulanabilir değil. Şimdilik seyire çıkacağım zaman 5lt petlerde su alıyorum. Bana yemek , çay ve içme suyu olarak yetiyor. Duş için ise 2-3 pet su gün içinde güvertede ısınıyor. O da yeterli geliyor. Duş suyunu sahilde çeşme var, oradan doldurup tekneye getiriyorum .
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Tekneyi çıkaralı yüzyıl olduğu için bu konuyu unutmuşum bile. Buradan devam edeyim.
İskeledeki dümen palasının kovanı iyice sıkışmıştı. Sağolsun Mustafa ve Ahmet reisler deniz üzerinde keyif çatarken Whatsup ve telefon vasıtasıyla danıştığım şeyleri açıklayıp yol gösterdiler. Pala şaftını çıkartmak ölüm gibiydi. 3 kişi güç bela sıkıştığı yerden çıkarttık. Kovanın içini temizlemek ise bir başka mücadele konusu oldu. Uzun ve ince bir boru olduğundan bildiğim malzeme ve usulle zımpara mümkün değil. 40 santim uzunluğunda 2,5 santim genişliğinde bir boru.
Soru bu borunun içi nasıl zımparalanır? : İnternette doğrudan çözümlerini görmedim. YouTube’a yazdığımda hep dış çeperi zımparalayan çözümler çıktı karşıma. Doğaçlama yaparak çözdüm. Belki bir başkasının da ihtiyacı olur diye buraya kayıt ediyorum.
Gereken malzemeler:
Delik testeresi , diğer adı panç yanlış bilmiyorsam.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190717/a45ca86a2c5eb2d4b8c0e51542443c01.jpg)
Matkap şarzlı/ elektrikli farketmez.
Taşlama makinası, flap zımpara , kesme taşı.
Tij demiri
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190717/f984e46f57563640d7e6eb7866a40a72.jpg)
Bende metrik altı vardı. Bilmeyenler için bu demir metre ile satılılıyor.
Metre ile satılan zımpara. Bende 80 kumluk olan vardı.
Bir miktar tahta, bende kalınlığı 2 cm olan vardı.
Yaptığım iş şu: delik testeresinin en küçük çaplı olanı bana uyan genişlikte ide. Onu matkaba takarak bir çok tahtada bir çok delik açtım her açtığım delikte kesilen tahta parçasını kenara koydum. Göz kararı 10 tane olunca delmeyi bıraktım.
Çıkan yuvarlar tahta parçalarını 30-40 cm tij demirine geçirdim. Her tahta tekerin arasına ağaç tutkalı sürüp her iki uçtan vidalayarak sıkıştırdım. Kurumaya bıraktım. Ertesi gün, kurumuş olan ağaç tekerleri 20 cmlik bir yüzey oluşturdu. Aslında 5-6 cm de bana yetermiş. İlk tecrübe olduğundan yanlış hesap
. Ardından zımpara ile yüzeydeki pürüzleri düzelttim. Bende tank zımpara vardı ama taşlama makinasına takılan flap zımpara da aynı işi görür. Sonra metre ile satılan zımparadan ince bir şeriti boylamasına kesip yapıştırdığım tahta tekerlerin üzerine yapıştırdım.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190717/f010e45e02fa351103138811bec6b809.jpg)
Yukarıda kullandıktan sonraki hali görünmekte.
Şarjlı matkaba takıp borunun içini güzelce zımpara ile temizledim. Şerit zımpara iş bitiminde yapıştığı yüzeyden ayrıldı ama benim işim görülmüş oldu.
İş bitince pala şaftını kovana soktum, olması gerektiği gibi şaft rahatça içine girdi.
-
Güzel çözüm olmuş , eline sağlık.
-
Taktiğinizi beğendim. Gereğinde taklid ederim sizi. :)
-
Kocaeli'de ne Honda ne de Suzuki'nin servisleri var. Hadi honda neyse, 12,5 kg, Suzuki 45-50 kg. Sökmesi bir dert arabaya yükleyip Sakarya ya da İstanbul'daki bir servise götürmesi getirmesi ayrı bir dert.
Tekneyi karaya aldığımda, Suzuki'yi tatlı su hortumu bağlayıp içindeki benzin bitesiye kadar çalıştırmıştım. 2 seneden beri çalışmadı. Sakarya'daki Honda servisi aynı zamanda Suzuki servisi de. İlkin servise o firmaya gittim ilk 100 saat bakımını yaptırmak için. O sırada 2 beygirlik Honda'ya da bakım yaptırdım. karbürotöründe problem vardı , sağ olsun onu halletti; ne var ki su çarkını, impeller , pert etmiş. Benim motor ilk üretilen seriden. Motor hava soğutmalı ama kuyruktan soğutma var. Motoru bakıma verirken çalışan su çarkı, servisten sonra çalışmıyordu. Aradım servis sahibini adam şaşırdı, kabalaştı, kibarca uyardım yola geldi. Hava soğutmalı olduğundan aslında onun önemi yok, motora bir şey olursa getir ben yaparım falan dedi. Neyse benim fazla ihtiyacım olmadığından bir şey olursa götürüm diyerek olayın üstünü örttüm. 2 kez karbüratör temizliğini ve yağ değişimini kendim yaptım. Bunu yaparken neyi nasıl söküp takacağımı internet üzerinden edindiğim servis kılavuzundan istifade ettim.
Yukarıdaki sebepten Sakarya seçeneği benim için yok. Suzuki'nin web sayfasından İstanbul'daki servislerin telefonuna ulaştım. Sağ olsun Necip reis daha önceden bana bir telefon numarası vermişti.
Motorun kullanım kitapçığında , her yıl yapılması gereken yağ değişimleri yanı sıra 3. senede su çarkının da değişmesi gerektiği yazıyordu. Tamam makina daha 130 saatte falan ama sene 3. sene. Yağ filtresi de değişmesi lazım. Servisi aradım, bana sabah getirirsem bir şey de çıkmaz ise akşam teslim edebileceğini söyledi. Ücret 400 lira işçilik + kullanılan malzeme .
Malzeme fiyatları şöyle:
yağ filtresi 40 lira
su çarkı 200 lira
aşikar olan bunlar, daha ne çıkar bilmem. Neyse, malzeme satışı da yapıyormuş servisler. Meğerse "bakım kiti" diye bir şey varmış. İçinde benzin filtresi, su çarkı yağ filtresi, su çarkının haznesi ve malzemeleri, bujiler falan filan ne gerekiyorsa hepsi varmış. Bu kitin ücreti ise bir yerde 550 lira dendi.
Böyle bakınca sadece Suzuki'nin bakım ücreti 1000 lirayı az biraz aşacak. Araba ile gidilecek 200 km yol hariç.
Bana mı pahalı geliyor bu iş, yoksa gerçekten pahalı mı? Bir de aynı gün alamaz isem artı 200 km daha olacak.
Kendi bakımını kendi yapan var mı?
Hele şu 400 lira işçilik ücreti, açıkçası benim ders saati ücretimle hesaplarsak 10 saate denk geliyor, saat 5'ten sonraki mesai ücretimle. 5'ten öncesine bakacak olsam 30 saate falan denk geliyor.
Servis kılavuzuna baktım, öyle ahım şahım bir şey görünmüyor. Şimdilik niyetim servis kitini alayım kendim yapayım diyorum. Ama böyle bir tecrübe yaşayan varsa, uyarılarını okumak isterim.
İşin özü, iki motor servis ücreti getir götür 1500 lirayı aşacak. Kendim yaparsam 500-600 lira arasında bitecek. Ne dersiniz ?
-
Honda bf2 nin bakım hikayesi:
Servis kılavuzuna göre motorun teknik özellikleri şöyle
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/d3006797a6d96014dcdd54b74bf11a50.jpg)
Bakım aralığı
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/3865e3275d3de72b1fb873f1e1d1e385.jpg)
Bakım sırasında yağlanacak bölgeler
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/3dfa42def99a153e4207e2381d18ce5c.jpg)
Motor yağı değişimi
Gereken yağ SAE 10w-40 özellikli 4 zamanlı motor yağı.
Yağ filtresi yok , bu sebepten o işi geçiyoruz. Yağı, yağ kapağını açıp motoru yatay halde içindeki yağı emniyetli bir yere boşaltıyoruz.
Yap kapasitesi ise 0,4 litre. Ben mutfak için üretilmiş üzerinde miktarları yazan dereceli bir kap alıp 0,4 litrelik 4 zamanlı 10-40 yağı içine önceden döküp ardından bir huni ile motor içine döktüm. Yağ sıradan dört zamanlı motorsiklet yağı.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/0eccde5f4309bf1c0709754150be26af.jpg)
Kuyruk yağı değişimi
Kuyruk yağı değişimi için API GL-5 uyumlu şanzıman yağı gerekiyor. Anladığım kadarıyla şanzıman için bu yağ standart bir şey, teknenin motoru için de , suzuki df20 , aynı özellikli sae 90 gl-5 uyumlu yağ gerekmekte. Her iki yağ da sanayideki bütün yağcılarda mevcut.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/471a2ecb0a3c023bb4be2679713c76a2.jpg)
Kuyruk yağı basmak için bir aparat yaptım. Onun fotoğraflarını sonra eklerim.
Bujiyi de değiştireyim dedim. Kılavuza göre NGK BMR4a kodlu buji. Sanayideki bütün elektrikçilere sordum, yok. Motorsiklet malzemeleri satanlara baktım, aynı kodlu yok ama bana sıradan çim biçme makinası bu buji dediler. Ellerinde başka marka buji vardı. Bense elimde buji nümûnesi olmadığından almak istemedim. Buji anahtarım olmadığından bujiyi sökememiştim ve standart tek bir buji anahtarı yokmuş. Bundan sebep numune için bujiyi de sökemiyorum. Neyse, meğerse bujilerin muadilleri varmış ve birileri bu muadil kodları internet üzerinden vermiş, kendilerinden Allah razı olsun. Aşağıya NGK BMR4a bujinin farklı marka ve model nolu muadillerinin listesini ekliyorum.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/8a8b496a46d2366638c9add8a7e700a9.jpg)
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/cbc8beb20679ce680098d9ccba80fcbc.jpg)
Gittiğim motorcuda çim biçme motorlarına uyumlu champion marka uygun kodda bujisi vardı. Onu satın aldım. Buji ihtiyacı için en uygun yer çim biçme motoru servisleri ya da motorsiklet malzemecileri.
-
Buji belli olunca bujiyi sökmek için 18-19 kovan anahtarı aldım. Eve gelip hemen atölyeye indim. Atölyede karbüratör temizleyici sprey zaten vardı. Spreyin kullanımı şöyle : ilkin motoru çalıştırıp biraz ısıtıyorsunuz, ardından hava filtresi bölümünü söküp motor çalışmayorken bir miktar sprey sıkıyorsunuz. Sonra bir süre bekleyince çalıştırıp temizleyici sıvının karbüratör içindeki pislikleri yakarak temizlemesini sağlıyorsunuz.
Daha önce iki kez yaptığımdan kendimden emin şekilde aynı süreci izleyip, tek fark motoru çalıştıramamıştım, kaytana asıldım, asıldım , asıldım, asıldım... ı ıhh çalışmadı. Eski usul bu sefer işe yaramadı. Büyük ihtimal iki yıldır çalıştırmadığımdan böyle oldu. Hal böyle olunca, tek yol karbüratörü motordan söküp , sonra cihazın içini açıp temizlemek gerekti.
Söküm işi iki ayaktan oluşmakta. İlk ayak makinadan sökmek lazım. İkinci ayakta ise karbüratörü dağıtıp toplamak.
-
Karbüratör sökümünün ilk ayağı, makinadan sökmek.
İlkin motor kapağını açıyoruz.
Benzin Deposunu sabitleyen iki vida başlığını söküp depoyu dışarı alıyoruz. Aşağıdaki resimdeki ilk iki adımı takip etmek depoyu sökmek için yeterli
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/f797010936de516a3192f3778ebb4ece.jpg)
Ardından, fan kapağını sökmek için depo vidalarının olduğu yerdeki diğer üç vidayı söküyoruz.
Daha sonra, egzoz borusu korumasının vidalarını söküp onu aşağıya alıyoruz.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/793ba97ecebd312a1fa826ca799d47fe.jpg)
Nihayet aşağıdaki resimde görülen iki somunu söküp yan yakayı da söküyoruz. Ben karbüratör altındaki contaları sökmedim. Sadece karbüratörü iki saplamadan çekip çıkardım. Söküm işinin ilk ayağı bitti.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190727/7dcd619bd60426ad8b49952cc2113587.jpg)
-
Makinadan söktükten sonra, ikinci ayakta karbüratörün kendisinin dağıtılıp toplanması var.
Karbüratörü dağıtmadan önce YouTube’de honda bf 2.3’ün temizlenmesini izledim. Yabancı dilde olması o kadar önemli değil, sonuçta gördüğünüzü taklit edeceksiniz.
https://youtu.be/brjteoZvSS8
Ben adamın pürmüz ile yaptığı şeyi yapmadım.
Bunun dışında yapılan işi görmek yardımcı oldu.
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20190728/c934cb3e6416fd8409234e10a6a022ed.jpg)
Seyrettikten sonra aşağıdaki şema daha anlaşılır hala geliyor. Kutuyu dağıttığımda içinin benzinden sebep baya kirlendiğini gördüm. Kullanıyor olsam öyle olmazdı ama kullanmayınca karbüratörde kalan yakıt buharlaşıp içindeki kimyasallar kutu içine sıvaşıyor. Ortada vida ve vidanın altında iğneye benzer bir şey var. İğnenin üzerinde (resimdeki float pin) delikler var ve delikler resmen sakız benzeri bir madde ile sıvaşık ve tıkalıydı. Üzerlerine bol bol karbüratör temizleyici sıktım, sildim ve üfleyerek delikleri açtım. Daha sonra sökerkenki adımlarımı geri takip ederek kutuyu topladım.
-
Heyecanlamadım değil yani, ilk defa böyle bir işlem yapmıştım. Neyse, motoru toplayıp, depoya yeni benzin koyup kaytana asıldım. Ana motor purrr dedi. Tamam dedim oldu bu iş. Gaz kolunu biraz itekleyip yeniden asıldım. Motor güzelce çalışmaya başladı.
Gaz verince motor stop ediyordu, gazı çok kesince de. Karbüratör üzerindeki hava ayar vidasını açıp kapatarak bir karar tutturmaya çalıştım. En mükemmel ayarda bile motor devri ancak jikle kapalı iken kararlı hale geliyordu. Jikleyi açınca ise motor stop ediyordu.
Servis kılavuzunda havanın yoğun gelmesi sonucu motorun boğulduğunu, bunun sebebini de ya contalarda kaçak var ya da o ortadaki iğnenin problemli olduğunu yazıyor.
Canım sıkkın işi sonraki güne bıraktım.
-
Sonraki gün:
Aslında contalar her bakımda değişmeliymiş. İçindeki aşınan parçalar için karbüratör tamir kiti olurmuş. Ben sadece tuzladaki honda servisine telefonla ulaştım. Ellerinde olmadığını söyledi yetkili kişi. Bugün de pazar , her yer kapalı. Neyse karbüratörü söküp ortadaki iğneyi yeniden temizleyeyim dedim. Dün temizlerken iğnenin yarıya yakını rengi farklıydı. Dün temizleyici sıvı döküp sadece onunla temizlemiştim. Bugün yeniden dağıtıp ince kumlu bir zımpara ile iğneyi hafif hafif zımparaladım. İğne pırıl oldu. Temizleyici sıvı bittiğinden tiner kullanayım temizlik için dedim. İyi olsun diye , sentetik tiner olmasına rağmen selülozik tiner kullandım. Amanın, karbüratör üzerindeki iki contanın da şekli bozuldu. Hay bin kunduz dedim, nereden bulacağız şimdi. Aklıma sıvı conta geldi. Açık olan nalburladan birisinden kırmızı renk sıvı conta aldım. Üzerinde 300 dereceye dayanır diyor. Akfix marka olan yakıta dayanmaz diye uyarmış, onu almadım. Diğer iki marka solvente dayanıklı diye yazmış. 6-8 lira arasında iki markayı da alıp eve döndüm. İlk kuruma bir saat sonra olsa da, tam kuruma 24 saat sonra gerçekleşiyormuş.
Hayatımda ilk kez böyle ufak ve hassas parçaya conta sıvısını sıkacağımdan diğer insanlar nasıl uygulamış diye bir kaç video izledim YouTube’de.
Neyse sıvı contanın kanül denen kapağını contalayacağım kanal genişliğinde kesip dikkatle sıktım sıvıyı. Sonra tahta spatula ile dışarı doğru düzelttim sıvıyı. Oraya buraya bulaşan var mı diye gözle şöyle bir kontrol edip bir iki minik nokta bulaşığı temizleyip kutuyu topladım. , dışarda bir iki saat beklettikten sonra motoru yeniden topladım.
Karbüratörü söküp takma işi , ilk defasına kıyasla çok daha hızlı oldu. Tam kuruma için 24 saat gerektiğinden benzin koymadan kenara kaldırdım.
Kötü ne olabilir diye düşündüğümde en kötüsü karbüratör kullanılmaz hale gelir, yurt dışı fiyatı kargo dahil 70 usd. 14 usd vergisi olsa 84 usd sıfırı. Bu motoru kullanacaksam karbüratör nasıl olsa bu sene olmasa önümüzdeki bir iki yılda yenilemek gerekecek. Yani yaklaşık 500 lira masraf olur.
İkinci kötü senaryoya göre ise contalar iyi olmamıştır, yakıt sızdırır falan. Söker temizler gene yaparım. İkinci tüp conta hazırda bekliyor zaten.
Arkası daha sonra
-
Nuri reis kolay gelsin. Sezon bitmeden Double denize inecek sanırım.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Nuri Reis kolay gelsin. hevesle okudum. Bu dıştan takma motor konusu bende gizli bir fobi. O korku biraz da ilgi doğuruyor. Yazdıklarınızı okudukça benimkini dağıtmak içimden geldi ama hala cesaret edemedim. Belki yakında ...
-
Nuri reis kolay gelsin. Sezon bitmeden Double denize inecek sanırım.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Kısmet Oğuzhan reis, benim çok az kendime ayıracak vaktim kaldığı için durum biraz şüpheli ama belli olmaz. Tekne bugün incek olsa inmesine mani bir şey yok ama kalan vakte bakınca indirip yeniden karaya almaya değer mi bilmem.
-
Nuri Reis kolay gelsin. hevesle okudum. Bu dıştan takma motor konusu bende gizli bir fobi. O korku biraz da ilgi doğuruyor. Yazdıklarınızı okudukça benimkini dağıtmak içimden geldi ama hala cesaret edemedim. Belki yakında ...
Melih reisim, insanın ilk başta gözü korkuyor, hele benim gibi eline alet yakışmayan birisi ise insan. Ama biraz teknik okuma biraz da gözünü kararttı mı insan yapılır gibi. Karbüratörün zaten daha önceden problemi olmasa iş uzamazdı. Sakaryadaki servis iğne konusunda beni uyarmıştı zaten. O yüzden olası bir problem benim moralimi bozmadı. Olabilecek en kötü şeyi göze alıp anahtarla giriştim makinaya. Vaktim olmadığı için ancak haftaya test edebileceğim makinayı, ama içimden bir ses olursa sıkıntının contada çıkacağını onuda hemen çözeceğimi söylüyor. Kafamın rahat olmasını sağlayan bir diğer şey de evin altında her türlü aletin olduğu bir atölyem olması. Bir şeye ihtiyaç duyunca aramaya pek gerek kalmıyor.
-
https://youtu.be/CbI7SHpWPTE
Bugün patalyanın motoruna benzin koyup çalıştırdım. Kaytanı tek asılışta çalıştı. Gaz artırtma ve azalmasında sıkıntı yok.
Hava ayarı yapış şekli kılavuza göre şöyle: Hava vidasını tamamen kapatıp sonra 1,5 tur açtığında ideal hava ayar seviyesi olurmuş. İlk önce öyle yaptım, ama sanki bir yarım tur daha açınca daha stabil oldu.Rölanti ayarını da yaptım.
İşin özeti , tamir kılavuzuna uygun davranınca işler yolunda gidiyor. Temizlemek fiilinin karşılığı ne varsa pırıl pırıl olacak demekmiş. Floating pin denen şey gerekirse çok ince kum bir zımpara ile hafifçe zımparalanarak iyice temizlenmeli. Contalar konusunda dikkat etmek lazım. Selülozik tiner öldürücü etkiye sahip conta kauçukları üzerinde. Diyelimki contaları bir şekilde değiştirmek lazım, o zaman kırmızı renkli sıvı conta, bence beyaz renkli olanı da yeterli, dikkatli bir şekilde contaların geçecekleri yarıklara sürülürse yeterli olmakta. Yarıklara taşmayacak kadar sıktıktan sonra conta sıvısını karbüratörün dış çepherine doğru bir tahta spatula ile düzeltim.
Sıvı conta alırken açıklama kısmında solventlere karşı dayanıklı olup olmadığına bakın derim. Baktığım 3 farklı markanın ikisi solvente-çözücü- karşı dayanıklı bir tanesi değildi.
Suzuki ile kıyasla Honda’nın bakımı daha zor. Suzukide karbüratör falan yok. Enjeksiyonlu, ayar işini varsa bile ben yapamam. Suzukide yapılacak şey su çarkı ve yağların değişimi. Bir de yağlanması gereken yerlerin yağlanması var. Sökülecek fazla bir şey de yok. Açıkçası bana moral verdi hondadaki işin neticesi.
Maddi kısmına bakacak olursak, Suzukinin sadece bakım işçilik ücreti için 400 lira talep edildi. Hondayı da eklersek en az 500 lira işçilik ücreti olacaktı. Hadi maddiyatı geçtim sök , arabaya yükle, İstanbul’a git, akşama kadar oyalan, geri dön , geri tak motoru. Bu iş beni baya yıldırıyordu. Bütün bunlardan kurtulmuş oluyorum.
Ağır hasar çıkarsa onun kaçışı yok, ama düzenli bakımı yapabilmek benim için yeterli.
-
Ağır hasar çıkarsa onun kaçışı yok, ama düzenli bakımı yapabilmek benim için yeterli.
Tekne hayatındaki en önemli nokta benim içinde budur. Gerçekten çözülemeyen bir sorunda profesyonel destek alma gerekliliği.