Heyamola Hey
Havuzluk => Genel => Konuyu başlatan: Ersin Böke - 28 Eylül 2017, 09:11:06
-
Bu sabah haber görüntülerinde İstanbul ile ilgili dünkü Avrupa yakasını vuran kestane Karası fırtınası görüntüleri vardı. Görüntüler içerisinde bir de hortum görünüyordu. Daha iki gün önce Holywood yapımı bir hortum filmi izlediğimden , birden buralarda olmaz diye düşündüğüm hortumuburnumun dibinde görüverince hayli irkildim.
Denizde bir hortum ile karşılaşırsam ne yaparım diye asla düşünmeyeceğim. Depremde ne yaparım dedim başıma geldi çünkü.
Çok karamsar birisi olmadım ama, dünyanın bu gidişi gidiş değil gerçekten. Amerikayı vuran fırtına, donamayan buzul alanları, yükselen denizler çok uzak zamanlarda olacağını sandığımız doğa olayları artık kapımızda.
Önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek gibi duruyor. Bu açıdan bakıldığında , özellikle yelkenli teknesi olanlar olabilecek ciddi bir zincirleme doğa olayında en şanslılarımız gibi. Okurken sizlere çok ütopik gelebilir. Açıkçası yazarken bana da çok ütopik geliyor ama sanki o kadar da değil gibi.
Bu gibi bir durumda en şanslılar yelkenli teknesi olanlar diye düşünüyorum. Dünyanın ısınması, denizlerin yükselmesi ile birlikte kimi karalar kaybolacaklar. Üstelik bu birbirini tetikleyen bir yapıda ve katlayarak ve hızlanarak gelişecek.
Çok yakında bir Water World durumu ile karşı karşıya kalabiliriz diye ciddi ciddi kaygılanmaya başladım.
Bu durumda , ne GPS olacak, ne cep telefonu. Böyle bir durumda kendi kendine yetebilenler hayatta kalacaklar diye düşünmeye başladım. Balık tutabilmek, bulutların durumuna bakıp, hava tahmini yapabilmek, sekstant ile konum belirleyebilmek çok önemli olacak böyle bir durumda.
Bir süre sonra , mazot ya da benzin de olamayacağından, teknedeki en kıymetli şey yelkenlerimiz olacak. Hiç bir modern ekipmanın olmayacağı böyle bir durumda küçük yelkenli tekneler binlerce Nuhun gemisi görevini üstlenebilirler diye düşünüyorum.
Elektriğin de bir süre sonra olamayacağını varsayarsak, balık tutabilmek ve aydınlanmak için eskilerde olduğu gibi deniz hayvanlarından yağ bulabilmek çok önemli olabilir.
İleride şimdi çok ütopik gözüken böyle bir olay yaşanırsa sanırım bu dünyayı yelkenciler yeniden kuracak..
-
O kadar karamsar olma.
Hep anlatılan ve hepimizin acaba mı ? diye düşündüğümüz o senaryolar, gerçekten senaryo. Bir sürü programlar hazırlanmış, 100m yükselirse 200m yükselirse diye. Ama bilimsel olarak mümkün değil.
Uluslararası iklim paneline katılmıştım. Orada paylaşılan bilimsel verilere göre, dünyamız son 150 yıl içerisinde buzul erimesi vs nedenlerle deniz seviyesinde ki artış sadece 17cm.
Grönland tamamen erirse, 1 cm2 bile buzul kalmazsa, global ölçekte seviyenin yükselmesi ancak 6-7 metreyi buluyor. En kötü senoryalarda bile, Akdeniz similasyonlarında "şimdilik" 2090 yılına kadar, olabilecek en fazla seviye artışı 20cm ile 50cm olabiliyor.
Problem deniz seviyesinin artışı değil, buzul erimesi ile ortaya çıkan buharlaşma, sera gazı etkisi, deniz ısısının artışı dolayısı ile gazların değişkenlik göstermesi. Bu güne kadar bunun beklemeyen hava olaylarına neden olacağı ön görülüyordu ki olmaya başladı. Bunun kötü bir senaryo olduğu düşünülürken, bu yıl yapılan ölçümlerde 5 cm kadar buzulların tekrar oluşmaya başladığı ve bu yıl esas soğuk döneme girildiğinde fazlalaşma belirtileri olduğu söyleniyor.
Özetle, dünya silkinip kendine gelmek için harekete başladı. Bizim görebileceğimiz bir zaman diliminde olmayacak ama ya herşeyi kendi düzenine göre düzeltecek yada bunu yapabilmek için yeni bir çağ başlatacak gibi görünüyor.
Şimdilik yelkencilerin yapabileceği en güzel şey, hava durumunu iyi kollamak, fırtına koşullarına uygun sağlam teknelere sahip olmak ve doğru sezonda doğru yerde olup, keyfini çıkarmak.
-
Bazı bilim insanlarına göre de buzul çağı geri dönüyor.
İddialarına göre, 12.000 yıl önce sona eren son buzul çağı ile; çok yakın bir gelecekte başlayacak olan yeni buzul çağı arasındaki ılıman dönemin sonundayız.
Kuzey buzullarınn erimesi sonucu Atlantik Okyanusu'nun kuzeyinde tuzluluk oranı azalıyor.
Bölgeyi ılıman tutan Gulf Stream akıntısı ise % 35 oranında zayıflamış durumda.
Artık daha da sert kış mevsimlerine alışmamız gerekiyor.
Güneyde olanlar yaşadı 8)
-
;D
Aslında güney de olanlar için daha kötü haber bunlar.
Uzun susuz dönemler, soğuk ve coğrafyanın alışık olmadığı hava şartlarından dolayı ürün yetişmemesi, olanların bozulması, don yemesi. Yetişebilen ürünlerde bozulmalar.
İklim kaynaklı, hastalıklarda değişim, bağışıklık sisteminin bozulması.
Coğrafyadan dolayı evlerin yapım teknikleri, yapılan yerler, alışkın olunmayan sel baskınları, kar yağışı, kişilerin iklime alışkanlıkları.
Bence bırakın Ege'yi Akdeniz'i toplanıp geri gelin Kuzey'e ;D ;D ;D
-
Benim anladığım
Winter is coming!
-
Bu sabah haber görüntülerinde İstanbul ile ilgili dünkü Avrupa yakasını vuran kestane Karası fırtınası görüntüleri vardı. Görüntüler içerisinde bir de hortum görünüyordu. Daha iki gün önce Holywood yapımı bir hortum filmi izlediğimden , birden buralarda olmaz diye düşündüğüm hortumuburnumun dibinde görüverince hayli irkildim.
Denizde bir hortum ile karşılaşırsam ne yaparım diye asla düşünmeyeceğim. Depremde ne yaparım dedim başıma geldi çünkü.
Çok karamsar birisi olmadım ama, dünyanın bu gidişi gidiş değil gerçekten. Amerikayı vuran fırtına, donamayan buzul alanları, yükselen denizler çok uzak zamanlarda olacağını sandığımız doğa olayları artık kapımızda.
Önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek gibi duruyor. Bu açıdan bakıldığında , özellikle yelkenli teknesi olanlar olabilecek ciddi bir zincirleme doğa olayında en şanslılarımız gibi. Okurken sizlere çok ütopik gelebilir. Açıkçası yazarken bana da çok ütopik geliyor ama sanki o kadar da değil gibi.
Bu gibi bir durumda en şanslılar yelkenli teknesi olanlar diye düşünüyorum. Dünyanın ısınması, denizlerin yükselmesi ile birlikte kimi karalar kaybolacaklar. Üstelik bu birbirini tetikleyen bir yapıda ve katlayarak ve hızlanarak gelişecek.
Çok yakında bir Water World durumu ile karşı karşıya kalabiliriz diye ciddi ciddi kaygılanmaya başladım.
Bu durumda , ne GPS olacak, ne cep telefonu. Böyle bir durumda kendi kendine yetebilenler hayatta kalacaklar diye düşünmeye başladım. Balık tutabilmek, bulutların durumuna bakıp, hava tahmini yapabilmek, sekstant ile konum belirleyebilmek çok önemli olacak böyle bir durumda.
Bir süre sonra , mazot ya da benzin de olamayacağından, teknedeki en kıymetli şey yelkenlerimiz olacak. Hiç bir modern ekipmanın olmayacağı böyle bir durumda küçük yelkenli tekneler binlerce Nuhun gemisi görevini üstlenebilirler diye düşünüyorum.
Elektriğin de bir süre sonra olamayacağını varsayarsak, balık tutabilmek ve aydınlanmak için eskilerde olduğu gibi deniz hayvanlarından yağ bulabilmek çok önemli olabilir.
İleride şimdi çok ütopik gözüken böyle bir olay yaşanırsa sanırım bu dünyayı yelkenciler yeniden kuracak..
Ersin Reisim,
Bu simülasyonda tahta mı tercih etmeli yoksa fiber mi? :)
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Erman reis ,
O durumda ne bulursan binicen , yapacak bir şey yok.. :)
-
Bir konu başlığı açmıştım bununla ilgili. Son yıllarda yaşanan erimelerden dolayı deniz seviyesindeki yükselme miktarı ölçülerek ileriye yönelik 50 yıllık tahmin yapmıştı Nasa.
Yalnız orada dikkatimi çeken konu deniz seviyesinin yükselmesinden çok deniz suyunun yoğunluğunun düşmesi olmuştu. Suyun teknelere uyguladığı kaldırma kuvveti basitçe batan hacmin suyun yoğunluğuyla çarpımının sonucuydu. Yoğunluk düşünce kaldırma kuvveti de düşecek ve böylece tüm tekneler eskiye kıyasla daha düşük bordalı olacaklar.
Küresel ısınmanın bu gibi teknik sonuçları tekne dizayn hesaplarını revizyona sokacak. Elbette bu yarın olmayacak ama birgün olacak.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Fırtına, buzullar hava olayları vs bile döndü dolaştı yelkene bağlandı ya ne diyeyim artık.
Madem dünyayı yelken kurtaracak ben de ona göre davranayım bari :o
-
Yalnız orada dikkatimi çeken konu deniz seviyesinin yükselmesinden çok deniz suyunun yoğunluğunun düşmesi olmuştu. Suyun teknelere uyguladığı kaldırma kuvveti basitçe batan hacmin suyun yoğunluğuyla çarpımının sonucuydu. Yoğunluk düşünce kaldırma kuvveti de düşecek ve böylece tüm tekneler eskiye kıyasla daha düşük bordalı olacaklar.
Küresel ısınmanın bu gibi teknik sonuçları tekne dizayn hesaplarını revizyona sokacak.
Bunun pratikte mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü yoğunluk farkı çok düşük olacaktır.
Örneğin, Deniz suyunun dereceler karşısında ki yoğunluğu yaklaşık şöyledir.
C F Yoğunluk
0,0 32,0 999,8425
4,0 39,2 999,9750
15,0 59,0 999,1026
20,0 68,0 998,2071
25,0 77,0 998,0479
37,0 98,6 993,3316
100 212,0 958,3665
Beklenen, erimeler ve sera gazı ile etkisi ile global ölçekte ortalama su sıcaklıklarındaki değişimler 1 yada 2 derecedir ki son yüzyılda yarım derece artmış durumda.. Bunun da deniz suyu yoğunluğunu değiştirebilmesi için gereken dereceler yukarıda ki gibidir. Yani, suyun kaldırma gücünü etkilemesi, tekne hesaplarını değiştirecek boyutlarda olması, olası değildir gibime geliyor.
-
Yalnız orada dikkatimi çeken konu deniz seviyesinin yükselmesinden çok deniz suyunun yoğunluğunun düşmesi olmuştu. Suyun teknelere uyguladığı kaldırma kuvveti basitçe batan hacmin suyun yoğunluğuyla çarpımının sonucuydu. Yoğunluk düşünce kaldırma kuvveti de düşecek ve böylece tüm tekneler eskiye kıyasla daha düşük bordalı olacaklar.
Küresel ısınmanın bu gibi teknik sonuçları tekne dizayn hesaplarını revizyona sokacak.
Bunun pratikte mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü yoğunluk farkı çok düşük olacaktır.
Örneğin, Deniz suyunun dereceler karşısında ki yoğunluğu yaklaşık şöyledir.
C F Yoğunluk
0,0 32,0 999,8425
4,0 39,2 999,9750
15,0 59,0 999,1026
20,0 68,0 998,2071
25,0 77,0 998,0479
37,0 98,6 993,3316
100 212,0 958,3665
Beklenen, erimeler ve sera gazı ile etkisi ile global ölçekte ortalama su sıcaklıklarındaki değişimler 1 yada 2 derecedir ki son yüzyılda yarım derece artmış durumda.. Bunun da deniz suyu yoğunluğunu değiştirebilmesi için gereken dereceler yukarıda ki gibidir. Yani, suyun kaldırma gücünü etkilemesi, tekne hesaplarını değiştirecek boyutlarda olması, olası değildir gibime geliyor.
Tan Kaan reisim. Ben Nasa nın şu sayfasını paylaşmıştım bir ara. Orada da expansion of sea water demiş. Deniz suyunun genleşmesini (ısınmaya bağlı) tarif ettiği için ele aldım. Elbette yoğunluktaki düşüş ihmal edilebilir boyutta olacak ancak ısınma ivmelenirse o zaman ihmal edemeyeceğimizi düşünerek yazdım.
Şuraya tekrar linki koyalım müsadenizle. Ancak sayfa Nasa nın olunca İngilizce paylaşmak durumundayım.
https://climate.nasa.gov/vital-signs/sea-level/ (https://climate.nasa.gov/vital-signs/sea-level/)
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Nasa'nın tahmini olduğunu belirttiğin için onların yazısına cevaben demiştim, olası gözükmüyor diye.
Nasa'nın aldığı bütçeyi çoğaltmak ve haklı göstermek için bu güne kadar ki manipülasyonlarını bildiğim için söylemlerine hep dikkat ile yaklaşırım.
Bu güne kadar ki hem deniz suyu hem de hava sıcaklıkları değişimleri, simülasyonlarla birden fazla kuruluş tarafından belirlenmiş.
Global ölçekte, Deniz suyu seviye artışı, deniz suyu ısınması ve hava ısısında ki artışlar, dünyamızı hiç bir değişim olmaz ise, dünya kendi doğal döngüsü ile hastalıktan kurtulmak için harekete geçmez ise, 50-100 yıllık bir dönemde her şey çok kötüye gideceği doğru ama bir taraftan da iklimlerin değişimi ve hava şartlarının ağırlaşacak olması sanki Dünya kendine antibiyotik veriyormuş gibi gözüküyor.
Simülasyon sonuçlarında önümüzde ki 100 yıl içerisinde deniz seviyesinin en fazla 1 m, deniz ısısının 1-2 derece ve hava ısısının 3,5 derece artacağını söylüyor. Bunların aslında çok ciddi sonuçları olacak ama basitçe düşündüğümüz, kıyılar su altında kalacak, havalar ısınacak yada çok soğuyacak şeklinde değil, ciddi iklim değişiklikleri, küresel doğal afetler, su kaynaklarının kirlenmesi/kullanılamaz hale gelmesi ile bitki örtüsünün değişime uğraması, yiyecek ve hastalık kontrolünün zorlaşacağı gibi çok daha ciddi konular olacaktır.
Lakin, Nasa açıklıyorsa her zaman iki kez düşünür ve mutlaka başka kaynaklardan araştırırım.
-
Fırtına, buzullar hava olayları vs bile döndü dolaştı yelkene bağlandı ya ne diyeyim artık.
Madem dünyayı yelken kurtaracak ben de ona göre davranayım bari :o
Abi hemde sobası olan yelkenli lazım.
-
Yaşlandıkça kıyamet yakınlaşırmış. Ben gidiyorum, kimse kalmasın geride dürtüsü herhalde :)
Sent from my iPhone using Tapatalk Pro
-
Lakin, Nasa açıklıyorsa her zaman iki kez düşünür ve mutlaka başka kaynaklardan araştırırım.
Belirli kaynaklar var mı yoksa konuya göre farklı kaynaklara mı başvuruyorsunuz Tan Kaan reisim. Merak ettim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Mümkün olduğunca, farklı kaynaklar üzerinden araştırma. Ortak noktaları bulma sistemi.
-
Elektriğin de bir süre sonra olamayacağını varsayarsak, balık tutabilmek ve aydınlanmak için eskilerde olduğu gibi deniz hayvanlarından yağ bulabilmek çok önemli olabilir.
Bu kısma karşıyım. Kalan balinaları da bitirmeyelim,güneş enerjisi kullanalım. :)
-
Eh sıralama yaparsak, teknesi olanlar ve bunu kullanmayı bilenler , diğerlerinden daha şanslılar,
Yelkenlisi olanlar , motoryatı olanlardan saha şanslılar.
Yelkenlisi olup, klasik navigasyon bilenler diğerlerinden daha şanslılar.
Balık tutmayı bilenler diğerlerinden daha şanslılar
Geride kalanlar için de bir kayık var elbet.. Gerçi bir gün hepimizin son kayığı olan kayık.. İmamın kayığı :)
yani Necip, demem o ki, yüz yıl bir bakmışsın hoop, geçivermiş. Gel sen geç kalmadan bi yelkenli alıver :)
-
İşine gelince "Necip'cim Burgaz adadan börek alsak mı ?"diyorsun Sivri adada.Şimdi de biranönce yelkenli al diyorsun. ;)
-
Kahrolsun fırsatçı liboşlar.. :)