Heyamola Hey
Bahriye Mektebi => Yelkenli Tekneler => Konuyu başlatan: Tan Kaan Özkan - 23 Eylül 2017, 14:39:38
-
Hep tartışmalarımız, muhtemelen en çok kullanılan ve bilgi sahibi olduğumuz, ahşap-fiber üzerine devam ediyor. Oysa sac ve alüminyum teknelerin sayısı hiçte az değil ve yine muhtemelen, alüminyum teknelerin ulaşılabilirliği daha kolay olsaydı, çok daha fazla tercih edilebilirdi.
Geçen gün konusu şöyle bir geçti ama aklımıza gelmişken devam ettirmezsek, unutulup gidecek ve yine konuşmamış olacağız.
Bu konu başlığı altında Alüminyum tekneler hakkında aklımıza gelenleri paylaşsak ve az bildimiz bir konu hakkında biraz bilgilensek iyi olur diye düşündüm.
Hep ahşap-fiber diyecek değiliz ya... Muhtemelen kabaca bilgimizin olduğu yada duyduklarımızı, temel noktalar olarak şöyle sayabiliriz.
Alüminyumun, fiberler ile karşılaştırıldığında daha dayanıklı ve uzun ömürlü olabileceği söyleniyor. Tamiratının çok daha kolay olması ise büyük bir avantaj.
Hafifliğinden dolayı 6 metreden başlayıp, 20-25 metrelere kadar tercih edilmesinin iyi bir seçim olduğunu söylüyorlar. Bazı balıkcı ve iş botları için olduğu gibi RIB'ler için de en uygun malzeme imiş.
Bu tekneler 1mm ve daha kalın plakalar MIG kaynağı denen bir sistemle kaynatılıyormuş. Diğer malzemelerele karşılaştırıldığında "ağırlığına" göre çok daha mukavim bir yapıya sahipmiş.
Fiberglass'a göre %30-40, sac teknelerde göre %45-55 arası daha hafifmiş. Düşük ağırlığından kaynaklı performans en iyi noktalara çıkabiliyormuş. Buda aynı boyutlu diğer malzemeden yapılmış teknelerde daha fazla hız ve daha az yakıt maliyeti demekmiş. Diğer avantajıda kendi ağırlığı düşük olduğundan dolayı daha fazla malzeme yüklenebiliyor olmasıymış.
Alümünyum yüksek tokluğa sahip ve fiberglass ve çeliğe göre çarpışmaları çok daha iyi sönümlermiş. Fiber'de saçta yada ahşapda, kırılma yırtılma olabilirken, şiddetine göre değişsede sadee göçme meydana gelme ihtimali daha yüksekmiş. Çelik gibi alüminyum yüksek sünekliğe sahip olmasıyla birlikte, kopma veya yırtılma olmadan kalıcı deformasyonlara karşı dayanıklı imiş. Alüminyum çeliğin üçte biri elastite modülüne sahiptir ve çarpışmalara karşı çeliğe göre daha uzun mesafede enerjiyi abzorbe ediyormuş. Bu nedenle stres seviyeleri çeliğe göre daha düşük olurmuş.
Bunun yanında fiberglas tekneler darbelere karşı çatlamaya kırılmaya meyilli iken, alüminyum tekneler fiberglas teknelere göre çok daha kolay ve hızlı tamir edilebilirlikleri ve çöküntülerin çekiç ile düzeltilebilir veya gerekliyse çökük olan sac yerinden kesilerek yenisi ile değiştirilebilir olması büyük avantajmış.
Alüminyum yanmaz özeliğide öne çıkıyor elbet. Fiber tekneler göre petrol bazlı reçineler olmaması nedeni ile daha fazla avantaja sahip.
Kullanıcı dostu avantajlarından biri ise kalıpla üretilmediğinden istenilen değişikliklerin yapılabilir olması imiş. Kabin boyutları, perdeleme sistemlerini değiştirme imkanı verirmiş.
Yapılan 30 yıllık testlerin sonucun da tuzlu su ile oluşabilecek korozyon'a karşı testler yapılmış ve uygun alaşımlı malzeme ile korozyonu engellebildiği görülmüş.
Peki zorlukları hiç mi yok ? Bildiğimiz, belki de önyargılarımızdır, tamiratı kolay olsada kaynak yapabilecek kişi sayısını az olması ve her noktada yaygın olmaması, elektriksel korozyon, yalıtım, görece pahalı olması, çok yaygın üretiminin ülkemizde olmaması gibi şeyler alüminyum tekneler hakkında ki bilgimize de kullanımını da kısıtlıyor.
-
Benim Türkiye'de yapılan alüminyum gövde tekneler hakkında iki referansım var bildiğim. Biri Rahmi Koç'un Nazenin 5, diğeri ise Atilla Bey'in Çağla teknesi. Rahmi Bey işin kolayına kaçtı. Alüminyum kaynakta ciddi problemler ( kaynak sonrası yüzeyde burulmalardan dolayı çarpılmalar ki, bu durumu bizim fabrikada benzer bir işte yaşadık. Hakikaten çok can sıkıcı) nedeniyle kaynak işini yapacak ekibin tamamını Hollanda'dan - ki bu işin erbabı ülke - getirerek çözdü. Halbuki Atilla Bey fevkalade güzel araştırarak, hiçte kolayına kaçmadan burada işi mükemmel halletti. Diğer forumda da çok detaylı anlattı. Acaba izni alınarak burada bir tekrarı yapılabilirmi. Kaldı ki seçtiği Van de Stadt plan çok ta güzel bir plan idi. Ben o zaman bilgisayarıma kaydetmeyi unuttuğum için bu bence akademik ödül alması gereken bu projeyi ıskaladım maalesef.
-
Burada bildiğim bir firma var, kuzey denizi şartlarında romörk teknesi yapan ve ihraç eden. Onlarda alüminyum çalışıyorlar ama daha çok çelik gövde üzerinde alüminyum üst yapı şeklinde
-
Erkan Gürsoy kendi tekneni alüminyumdan üretmişti misal. Fiberglassın güzelliği acil tamiratı her türlü kendin yaparsın. Alüminyumda böyle bir şey mümkün mü? Öte yandan diyelim ki denizde bir kütüğe çarptın, gövde de bir yarık oluşur mu?
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Tamamen fikir yürütmek gerekirse, alüminyumun bazı tamiratlarının çok kolay olabileceğini duymuştum. Zayıflayan noktaları, ezilmiş yerlerin tamiratları kolaylıkla yapılabiliyor.
Söylenen, ilk mesajda yazdığım gibi diğer malzemelerin yanında mukavemetinin daha iyi olduğu ama kütüğe çarpınca, yeterli bir şiddetse oluşabilir ama örneğin, fiberi yırtacak bir çarpışma, alüminyumda göçükle geçiştirilebilir eğer çok güçlü değilse gibi anlıyorum.
-
Bizim burada belediye meslek kursu veriyor. Geçen sene kendi işlerimde kullandığım ark kaynağını daha iyi öğrenmek için kursa katıldım. Hatta kursu bitirince Tig kursuna katılmamı tavsiye etti arkadaşlar ve hoca. Vakit sorunu ve ihtiyacım olmadığı için gerek duymadım. Gazaltı ve Tig kaynağının ark kaynağından daha kolay olduğunu söyledi ustalar. Onun makinası ark kaynak makinasına nazaran çok pahalı. Ama alınamayacak bir şey değil. Maliyetini hesaplamadım ama aklımın bir köşesinde durur alüminyum katamaran fikri.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Alüminyum mükemmel bir malzeme.. Tekne için de çok uygun. Tek sorun., evet tek sorun. Çok çirkin., soğuk.. Denzize yakışmıyor bana göre.. Sanırım tersini yazsam olmazdı her halde..
O kadar soğuk bir malzeme ki hatırlarsınız pvc kapı pencere çıkamdan önce alüminyumları çıkmıştı. Pvc ye göre çok daha dayanıklı olmasına rağman hemen vaz geçti insanlar.. Tsbi pvc daha ucuzdu ve satışı daha karlıydı.. Bunu da unutmayalım tabi..
-
Yok bee o kadar da çirkin değil. Bak mesela benim Özellikle çelik ve alüminyum tekne bakmak istediğimde ilk aklıma gelen ve sırf seyretmek için açtığım bir site.
Alüminyumlara bir bak, sonra da çeliklere...İçim gidiyor bu kuzey teknelerini görünce...
https://www.devalk.nl/en/Yachts-for-sale.html
-
Ersin Reis hakkı verilirse hakikaten çok güzel oluyor. Bakınız S/Y Çağla. Bence esasen alternatif plan fiberglass wood core idi. Oda çok güzel olurdu ama Serdar Bey zoru seçti
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Ersincim : adına "boya" denilen örtücü bir malzemenin varlığını sana hatırlatmak isterim...
Ovni, Alubat, Garcia vs gibi piyasayı ele geçirmiş tuzu kuru tersaneler tekneleri boyamıyorlar diye aluminyum tekneler kararmış okside olmuş gövdeler ve kaynak izleri görünür olarak ortada dolaşmak zorunda değiller. Bunu ( zaten mallarını gayet rahat sattıklarından ) bir kaç on bin Avrodan kaçmak için yapıyorlar.
Sen hiç gelcoat'sız ( daha doğrusu şeffaf gelcoat ile yapılmış ) fiber tekne gördün mü ? Ben gördüm. Dünyanın en çirkin ördek yavrusuydu. Bunu yapan tersane daha sonra gövdeyi boyuyordu, bunun maliyetine rağmen renkli gelcoatla tekne üretmekten çok daha güvenilir bir yöntem olduğunu iddia ediyorlardı.
Yani tekneyi aluminyumdan ( hatta betondan) yapabilir, üzerinde güzel bir kaynak taşlama, macun ve boya işlemi yaparsın, en güzel tekne kadar güzel görünür.
Aluminyum hafifliğinin ve sağlamlığının yanı sıra kimilerine göre ( çok daha ağır olan ) çelik teknelerden de daha güvenilirdir. Nedeni ise çok sert bir darbede çeliğin yırtılma veya kaynaklarından patlama yaparak tekneyi tehlikeye atması olası iken, aluminyum bu durumda şıddetle ezilir ( sağlam kaza yapmış bir araba gibi ) ama tek parça kalır.
Bu elastisite önemli bir konu ; dünya havacılığı ( Boeing ve Airbus'un yeni dev uçakları) daha hafif olduğu için aluminyumdan kevlara geçerken bu konuda çok tereddüt var, zira aluminyum ( ya da metal ) bir gövde üzerinde herhangi bir hasar kolayca görülüp tespit edilebilecekken, kevlar malzemede içsel çatlaklar vs olacağı ve bunların tespit edilemeyerek sonradan bir felakete neden olabileceği iddia ediliyor.
Paran varsa yap bir aluminyum tekne, üzerine 20.000 dolarlık hain bir laci boya yaptir, güvertesini de teak döşe bakalım ; dönüp bakınca bu kayik soğuk görünüyor ama...diyecek misin ?
-
Burada çirkine daha yakın olanlar var ama ben çok beğeniyorum, parası olsa hemen tanışmaya giderim herhalde :)
http://www.boreal-yachts.com/?lang=en
-
Ben boyanmadan bırakılanları kastetmiştim.
Boyansa da sonuçta hatları daha keskin ve metal olduğu belli oluyor. Şahsi beğenme dışında bence kullanılacak en iyi en sorunsuz malzeme.
-
Biri Ersin'e Çağla'yı göstersin.
-
Aluminyum tekneler performans ve sağlamlık ise kriter uzak ara favorimdir.
Tek düşüncem maliyeti ve itinalı yapılıp ve önlem alınmadı ise korozyon riski.
Sac tekne en sağlam yapıdır. Ancak onunda ağırlık ve deniz şartlarında pas problemi var. Yine galvanik korozyona karşı dikkatli olunmalı.
Belli bir büyüklükte olması lazım rahat yelken yapacak kiloyu sağlayabilmesi için ve boya fırçası elinden eksik olmayacak derler.
Polyester reçine ile yapılan tekneler (GRP) de periyodik bakım ister biliyorsunuz Ozmosis riskine karşı.
Ne kaldı geriye ?
a) Üç kat diyagonal çıta kaplama epoksi lamine bir tekne yapar-yaptırır dışına da ince bir kat örgü elyaf epoksi atarak ömür boyu kullanırdım. Hafiflik ,sağlamlık ,ucuzluk ve bakım kolaylığı olarak burada anlatılan tüm tekneler içerisinde en favori teknem bu.
b) Bütçem kısıtlı ise ; Epoksi ucuzladı artık , ucuza aldığım ikinci el GRP tekneye Serenity ' e yaptığım işlemleri yapar , ozmosis problemini yok eder yine ömür boyu kullanırdım.
c) Eğer param ve vaktim çok ise şöyle klasik ahşap (kompozit değil) 60-70 yaşından fazla gövdesi bakır perçinle teak kaplanmış ,mobilyaları masif maun ,donanımı bronz yawl bir tekne alır ,restorasyon gerekiyorsa yapar ve Ferrari arabaya biiniyor gibi özel günlerde ve regattalarda binerdim.
Gücümüzün yeteceği tekneye yoğunlaşmak lazım , bildiğim budur. :)
-
Kevlar ve Karbon elyaf - Epoksi teknelerin konumuz dışı olduğunu varsayıyorum. ::)
-
Biri Ersin'e Çağla'yı göstersin.
Biri Ersin'e Schleadagg'ı da göstersin. Sabah kahvelerimizi onu seyrederek içerdik.
-
Aluminyum teknelerin altlarının kekamoz tutmadığı her daim temiz kaldığı ve karaya almaya gerek olmadığı doğrumu?
-
Paran varsa yap bir aluminyum tekne, üzerine 20.000 dolarlık hain bir laci boya yaptir, güvertesini de teak döşe bakalım ; dönüp bakınca bu kayik soğuk görünüyor ama...diyecek misin ?
Abi işte sihirli tümce burada, beğensek de paramız yetmiyor.
-
Paran varsa yap bir aluminyum tekne, üzerine 20.000 dolarlık hain bir laci boya yaptir, güvertesini de teak döşe bakalım ; dönüp bakınca bu kayik soğuk görünüyor ama...diyecek misin ?
Abi işte sihirli tümce burada, beğensek de paramız yetmiyor.
Sevgili Bülent,
tekneni ahşap, çelik veya ( kalıptan çıkmamış ) özel üretim fiber de yapsan ; " boyacı esnafı"mız yine aynı parayı isteyecek, fark etmez ki ?
-
Paran varsa yap bir aluminyum tekne, üzerine 20.000 dolarlık hain bir laci boya yaptir, güvertesini de teak döşe bakalım ; dönüp bakınca bu kayik soğuk görünüyor ama...diyecek misin ?
Abi işte sihirli tümce burada, beğensek de paramız yetmiyor.
Sevgili Bülent,
tekneni ahşap, çelik veya ( kalıptan çıkmamış ) özel üretim fiber de yapsan ; " boyacı esnafı"mız yine aynı parayı isteyecek, fark etmez ki ?
Sahi soru; o zaman neden Alüminyum tekneler için maliyet ön plana çıkıyor?
-
Toplam, anahtar teslimi maliyeti mi kastediyorsun ?
Hesap kitap aluminyum teknenin başka malzemeden mamul bir tekneden çok da pahalı olmayacağını gösteriyor...
Malum bitmiş tekne kabuğu maliyeti teknenin toplam maliyetinin % 20'sidir.
Diğer malzemeleri bir kenara bırakalım, çelikle aluminyumu karşılaştıralım ; şu an piyasa fiyatlarını bilemiyorum, çok geçmişte aluminyum çelikten 7-8 kat pahalı idi, özgül ağırlığı ise üçte biri...
Yani 100.000 dolarlık bir çelik teknenin kabuğu 20.000 dolara mal olacaksa ayni projeyi aluminyum yaptığımızda kabuk maliyeti bunun yaklaşık 2.3 katı, 46.000 dolar olacak. Kaldı ki bu çok kaba ve aslen yanıltıcı , yanliş bir hesap , sanki tüm maliyet malzemeden oluşacakmış gibi düşünüyoruz. Halbuki kabuğun tabii ki maliyetinin esas kısmı malzeme değil, el işçiliği ; adam/saat maliyeti. Bu da kullanilan malzemeye göre asla 2 misli fark etmez.
Dolayısıyla Falan tasarımcinin projesini çelik yaparsam 100.000 dolara mal edeceksem, aluminyumdan yaptiğımda azami 146.000'e mal edeceğim ( kaldı ki bu kabul hala eksik, çelik yerine aluminyum kullandığımda kabuk hafifleyeceğinden misal safrasında çok daha az döküm veya pahalı malzeme olan kurşun kullanacağim, buradan da bir maliyet kazancim olacak ). Bence gerçek maliyet olsa olsa 20-25.000 dolar fark edecektir, 45-46.000 dolar değil.
Peki o zaman piyasadaki aluminyum tekneler niye çok pahalı ?
Bu bence alıcının tercih ve taleplerinden kaynaklanıyor...Ucuz ve harcialem malzeme çelik yerine aluminyumu tercih eden müşteri teknenin kalan % 80'ini oluşturan iç işçiliğinde de, donanımında da en iyi ve pahalı malzemelere yöneliyor bu da fiyati yükseltiyor.
Hazir satılan projelere bakarsan sac tekne için su borularından direk imalini öneren tasarımcıya bile rastlarsın. Maksat ucuza sağlam bir tekne imal edip, kendini denizlere salmaksa, niye olmasın ? Ama emsal bir tekneyi aluminyumdan yaptırmış bir yatçı muhtemelen paranın alabileceği en hafif ve pahalı direği alıp takacaktır. Birincisi yelkenlerinin Çinde imal edilmiş olmasına aldirmazken, diğeri performans yelkenleri imal ettirecektir, biri sanayide sabit kanatli pervane döktürürken diğeri 3.000 Avroluk katlanır pervane takacaktır vs vs vs.
Fiyat da böyle böyle şişecektir.
Ama geçmişte Jongert'in yaptığı gibi, çeliği ucuzluğundan değil, üretim alışkanlıklari ve firma felsefesi gereği kullanan blr lüks tekne üreticisi çelik yerine aluminyum kullandığında fiyatın ağaca çikacağını sanmıyorum...
-
Ama emsal bir tekneyi aluminyumdan yaptırmış bir yatçı muhtemelen paranın alabileceği en hafif ve pahalı direği alıp takacaktır. Birincisi yelkenlerinin Çinde imal edilmiş olmasına aldirmazken, diğeri performans yelkenleri imal ettirecektir, biri sanayide sabit kanatli pervane döktürürken diğeri 3.000 Avroluk katlanır pervane takacaktır vs vs vs.
Fiyat da böyle böyle şişecektir.
Güvenlik ve verim açısından bu verdiğiniz örneklerdeki farklılıklar ne denli esasa etkendir?
-
Güvenlik ve verim açısından bu verdiğiniz örneklerdeki farklılıklar ne denli esasa etkendir?
Ihtiyacımı ( emekliyim, keyif için kullanırım, yıllardır uzun yola gitmem...) Toyota da mükemmelen görür, Mercedes S serisi almam için bir kenarda ihtiyacım olmayan epey bir birikimim olması gerekirdi ; yok .
Bu da böyle bir mesele. 40-45 feet civarı iddialı ( ve hafif) yapılmış seri imalat performans teknelerinin fiyat listelerine bakıyorum ( zaten hafif olan) aluminyum direğin yerine karbon direk veya standart yelkenlerinin yerine özel yelkenler için istenilen fiyat farkına biz burada ev alabiliyoruz...
Global kapitalizmin güzel pazarlama taktikleri. Sonra Bati dergilerinde kadrolu bile olmayan, yazı başına üç kuruş ödemeyle nefsini körelttiğini bildiğim denizcilik dergisi yazarı mesela 70.000 Avroluk karbon direk farkınin şart olduğunu, hatta "böyle bir teknenin standardında bir aluminyum direk sunulmasının yakışık almadığından " filan dem vuruyor...Yerse ! " Bu seçenek abestir ! " diye yazsa zaten işsiz kalırdı.
Parası olanın da nasıl harcayacağına ben karışmam. Ayrıca bu takım önce çok egzotik ve pahalı çözümler bir kaç on sene sonra makul ölçülere çekilip, bizcileyin ortalama insanların da belki faydalanabileceği hale gelebiliyor, bu da kötü bir şey değil tabii.
-
Ben daha çok su borusu metaforundan bahsetmistim. Ama anladim sanıyorum
-
Bugün Fenerbahçe de gördüm.. Alüminyumun da hali bir başka oluyor canım.. Yapmış işte adamlar.. Hem de yawl.. schledagg a benziyor sanki biraz.. :)
(https://i.hizliresim.com/lb7Vvk.jpg) (https://hizliresim.com/lb7Vvk)
-
Yok. Yawl ya da ketch degildi
-
:)
-
Schledagg'ı merak ettim ne menem bir şeydir ?
Hz google'a sorum sadece 2 foto attı önüme ama...
-
Schledagg'ı merak ettim ne menem bir şeydir ?
Hz google'a sorum sadece 2 foto attı önüme ama...
15 metrelik bir Reinke
-
Çirkin güzellerden yani..
-
Neye çirkin dedigimize bağlı olarak doğru.
-
Bana göre,
yumuşak, sıcak bir biçimi olmamasına rağmen, çirkin estetiği denilebilecek çekiciliğe sahip.
-
Marlene Dietrich.
https://youtu.be/7heXZPl2hik
-
Tamda aşk bu otada ...vakası.
Ben gerçekten merak ediyorum bu teknenin nesini beğendin? Tek bir estetik çizgisi yok. Hani arasam tarasam örnek olarak göstersem ancak bu tekneyi örnek gösterebilirdim Aali ye..
Metal tekneler, saç ya da aluminyum, madde özelliklerinden dolayı keskin hatları olan tekneler. Ahanda rainke.. Ne kadar boyarsan boya.. Kimisi bu sert hatları sever. Bülent örneğinde olduğu gibi.
Ancak , " birisi Ersin'e Reinke yi göstersin " dedin mi aslında iş değişiyor. Bence hoş bir üslup değil. Ben şöyle bir üslup kullansam beni tefe koyar çalarsınız herhalde..
Alüminyum , genelde soğuk bir malzeme. O yüzden doğrama örneğini verdim. Tekne yapımında da çok dayanıklı bir malzeme olduğu su götürmez. Ancak bu benim alüminyum teknelerden hoşlanmamı gerektirmiyor.
Verdiğimiz Türkiye de yapılan örneği de çok iyi biliyorum. Havuzluğunda oturmuşluğum var. Son derece başarılı, örnek gösterilecek bir uygulama. Yine de benim fikrim değişmiyor. Bu benim şahsi tercihim elbette. Senin şahsi tercihinin reinke olması gibi. Sen reinkeyi beğendin diye ben de reinkeyi beğenmek durumunda değilim.
-
Elmayı da :)
Evet dediğin gibi hem benim hem Matay 'in birisi ile başlayan tümcesi çok masabaşı ağzı olmuş.
-
Ne kızıyon ki. :)
-
Kızmıyom.. Ne kızıcam.. :) ben bi punduna getirir seni delirtirim yine,, :)
-
Bence çok hoş bir üslup... Çok beğenerek yazdım.
Ersin kendince kaşıyor; ben de kendimce... :o
Evet masabaşı; çünkü masabaşından yazıyorum. ;)
-
Eğer böyleyse sahiden ; yine mi güzeliz yine mi çiçek! :)
-
Ersin, sen malzeme ile tasarımı karıştırıyor olmayasın ?
Sana metal tekneleri ( çelik veya aluminyum ) antipatik gösteren sakın malzeme değil de ; posta formu olmasın ?
Çeneli posta ( hard chine ) gövde tasarımı ( amatörlere ) yapım kolaylığı sağladığı için tercih edilir. Yoksa dünyanın neresinde olursa olsun bir tersaneye metal tekne müşterisi diye gitsen sana yuvarlak tekne yapmayı teklif ederler. Tekne yuvarlak postalı ve boyalı ise onun ahşap mi, fiber mi, metal mi, beton mu olduğunu nasıl anliyorsun ?
Centerbord'cuların geçmışten beri aldırmadığı , yadırgamadığı ; ama yatçıların bir türlü benimseyemediği çeneli tekne tasarımı da son yıllarda birdenbire sosyetik de oluverdi, işte tüm fiberglas seri üretimciler hiç olmazsa kıç formlarına çeneli postayı soktular...
-
Iyi de güzel abim, siz de anlatmıyorsunuz ki dogrusunu bilip Ersin'e çökelim.
-
O Ersin ne hınzırdır : herşeyi bi güzel bilir !
-
Biliyorum, en son et şöyle pişirilir diye anlatmaya kalktı bana. Düşünün bana ! Ama bi dinle bak öyle değil deyince he ya demeyi de çoğu kişiden ıyi bilir o adam.
-
Iyi de güzel abim, siz de anlatmıyorsunuz ki dogrusunu bilip Ersin'e çökelim.
Sevgili Bülent resim eklemeyi beceremeyeceğim için internette araştırıp örnek bulup, buraya koyamıyorum.
Onun için lafla, biraz kuru kuru anlatacağım.
Alıştığımız bildiğimiz yuvarlak postalı tekne gövdesini yapabilmek için üretim malzemesinin iki ayrı eksende bükülmesi gerekir. Yani hem tekne boyuna malzeme kavis almak zorundadır, hem de yukarıdan aşağıya doğru...
Fiberglas imalat sırasında oluşan bir malzeme olduğundan, ahşap da ince ve dar kaplamalar halinde kullanıldığından tekne üzerinde istenilen şekli rahatça veya ittirip kaktırarak alırlar. Geniş levhalar halinde kullanılan ve sert malzemeler olan çelik ve aluminyum ise istenilen formu gönüllü olarak almazlar. Ya presten geçirir, önceden eğersin, ya çekiçle döverek şekil verirsin vs...Dolayısıyla elinde gerekli ekipmanı ve metale şekil verme tecrübesi olmayanlar yuvarlak omurgalı metal tekne yapımında başarısız olurlar. Bu nedenle van de Stadt, Reinke, Dudley Dix ve pek çok başka tasarimci yuvarlak posta formunu az veya çok kırıklı ( köşeli ) posta formlariyla degıştirerek metal tekne inşa zorluğunu ortadan kaldırmışlardır. Bu posta formunda kaplama malzemesi sadece tekne boyuna, bir yönde kavislendirileceğinden bunu mengeneler vs vasıtasıyla kolayca yapıp, levhaları kaynaklamak mümkün olur.
Postaların bu kırık, köşe noktaları sonuçta tekne boyunca uzanan bir eğik çizgi oluşturur. Kimi tasarımcı bunu az köşeyle ve bu çizgiyi olabildiğince su hattı seviyesine çekerek biraz gözden gizler. Kimi tasarımcı ise çok köşe noktası kullanır, bu takdirde de tekne ( bence ) pek sevimli görunmez, tekne köşeleri çok belirgin, suda yüzen dev bir muza benzer.
Yine bu tasarımcılardan kimisi aynı tasarımı hem köşeli, hem yuvarlak posta formu için projelendirir. Fazla zahmeti ve işçiliği göze alan aynı metal projeyi yuvarlak omurgalı olarak imal edebilir.
-
Burada hoş bir örnek var, ben keyifle izledim, paylaşmak istedim.
umarım konuyu dağıtmaz...
https://www.youtube.com/watch?v=pO4Wf8KrKtA
-
Burada hoş bir örnek var, ben keyifle izledim, paylaşmak istedim.
umarım konuyu dağıtmaz...
https://www.youtube.com/watch?v=pO4Wf8KrKtA
Adam hayallerimin teknesini yapmış. 8)
Paylaşım için teşekkürler Tesbihci Reis.
-
Morozov'un tüm tekneleri diye özet geçilebilir. Hepsi birbirinden güzeldir.
-
Burada hoş bir örnek var, ben keyifle izledim, paylaşmak istedim.
umarım konuyu dağıtmaz...
https://www.youtube.com/watch?v=pO4Wf8KrKtA
Çok güzel
-
Burada hoş bir örnek var, ben keyifle izledim, paylaşmak istedim.
umarım konuyu dağıtmaz...
https://www.youtube.com/watch?v=pO4Wf8KrKtA
Kemal Reisim,bayıldım tekneye paylaşımınız için teşekkür ederim..
-
Aali abi,
Hem sizin hem de pek çok ustanın söylediği üzere suyun kayıktan akıp gitmesi ne kadar iyiyse performansı ve güvenliği de o kadar iyi. O halde ceneli / köşeli forma sahip tekneler suya karşı diğerlerine göre daha fazla direnç göstermiyorlar mi ? Bu durum nasıl aşılıyor?
Elbette sorum ortaya.
-
Çeneli tekneler, tam aksine daha az ıslak yüzey ve form dengesini daha iyi sağladığı için daha iyi değil midir ?
Tekne yattıkça çenesinden/lerinden dolayı hacimsel değişiklik olmuyor. Bu yüzden direnç diğerlerinden fazla değil.
Özellikle kötü hava koşullarında, yüksek denizlerde daha az bayılma açıları sağlıyor ve daha stabil oluyor. Üstelik çok daha yumuşak baş kıç hareketleri ile daha konforludur diye biliyorum.
Yanlış mıyım ?
-
her bir köşenin direnci arttırması ve/veya akışkanlığı azaltması beklenmez mi?
-
Suyun akış yönünde bir engel oluşturmadığını düşünüyorum.
-
Aali abi,
Hem sizin hem de pek çok ustanın söylediği üzere suyun kayıktan akıp gitmesi ne kadar iyiyse performansı ve güvenliği de o kadar iyi. O halde ceneli / köşeli forma sahip tekneler suya karşı diğerlerine göre daha fazla direnç göstermiyorlar mi ? Bu durum nasıl aşılıyor?
Elbette sorum ortaya.
Sevgili Bülent bu derinlemesine araştırdığım bir konu değil. Buna en iyi cevabı herhalde centerbord tekneler hakkında çok tecrübesi olan yelkenciler verir. Zira hem köşeli, hem yuvarlak gövdeli tekne kullanmışlardır.
Ben dezavantajlı olacağıni sanmiyorum, aksine çeneli teknede islak alan daha az olmalı, bu da direncin bir miktar azalmasi demek...Bir koca yatta o fadar fark bir avantaj yaratır mı bilemem.
Ben de Tan Kaan Özkan gibi düşünüyorum aslen.
Ama kitap ve yazılarında senin ve benim adamımız rahmetli K. Reinke çeneli teknelerin baska bir avantajından bahseder. Tekne yattığında yuvarlak postalı tekneler belirsiz ve daire kesmesi şeklinde " hayali " bir su hattı üzerinde yol alırken, yatan köşeli teknenin bu köşeleri yeni bir su hattı oluşturur ve tekne çok daha stabil hareket eder iddiasinda bulunur.Akla aykırı değil...Ama doğru mudur bilmiyorum.
Kötü bir tasarım özelliği olsa yeni seri imalat teknelerde en azindan kıçta köşeli posta kullanmak moda olmazdı diye de düşünmeden edemiyorum.
Ayrica konuyla doğrudan ilgili olmasa da, Dudley Dix gibi kimi tasarımcılar ( sadece estetik kaygı nedeniyle köşeli tekneleri beğenmeyen ) aslen köşeli olan tasarımlari dış görünüşte yuvarlak gövdeli teknelerden ayırmaya imkan olmayan köşeli tasarımlar geliştirdiler. Dolayısıyla tekne üzerinde kırık çizgi/çizgiler görmüyorsun.
-
Tamam. Mühendislik dinsiz imansız bir şey.
-
Aali abinin maliyet hesaplarına katılıyorum genelde yaşadıklarımla örtüşüyor.Örtüşmeyen yönlerinden ve damdan düşen olarak bazı yaşanmışlıklardan bahsetmek istiyorum.Aluminyum alaşım teknede maliyeti arttıran temel unsur işçilik ama salt o değil.Yüksek maliyetin nedeni 2 temel grupta incelenebilir.
1-levha ve kaynaktaki maliyet
Aluminyum alaşım kaynağındaki zorluk herkesin ortak fikri.Ben study planı aldığımda karar aşamasında üç temel adım attım
a)Aali abiye İstanbula gidip plandan nasıl tekne yapılır diye sordum. ;D Jig nasıl kurulur onu bile bilmiyordum. Ogün bana tam bir gününü ayırdı,ilerliyen zamanda olayın dozu ''nereden çıktı bu adam''dedirtecek düzeye çıktı.Aali abi'nin İzmir'li sapığı gibiydim.Abartmadan söylüyorum Aali abi'nin motivasyonu ve teknik bilgi paylaşımı olmasaydı Çağla bitmezdi yada böyle bitmezdi. Ayrıca Cem abi(Gür),Merem,Ömer(Kırcal),Erol abi(Şar),Ercan hoca da tacizlerden fazlasıyla nasibini aldı.Tire küçük sanayisindeki esnafıda sayarsak Çağla tam bir komün ürünü oldu.
b)Aluminyum tekne yapımıyla ve elektrik sistemiyle ilgili yerli döküman olmadığı için 7-8 yüz sayfa çeviri yapmam gerekti
c)Aluminyum kaynak kursuna gittim.Kurstan sonra tekneyi yapacağım arkadaşıma ait fabrikada çok yetenekli genç bir kaynak ustası ile çalışmaya başladık.O bana kaynak yapmanın inceliklerini öğretti ben ona aluminyum alaşım kaynak özelliklerini anlattım.Yaptığımız parçaları kopma çekme testi yapan lisanslı bir yere götürdüm sonuçlar olumlu olunca vira dedik.Yapım sürecinde de ara sıra parçaları hastahaneye götürüp röntgenlerini çektim,gözenek kontrolü yaptım.
Marin aluminyum alaşım(almg4.5)da işçilik maliyetinin çok yüksek olması kaynak özelliklerinde.Aluminyum alaşım levhalar atmosferle karşılaştığında üzerlerinde eloksal olarak adlandırılan bir tabaka oluşuyor(eloksal kaplama ile karıştırmamak lazım).Bu tabaka aslında aluminyumun korozyonu ve metali dış etkilerden koruyan bir tabaka.Bu tabakanın erime ısısı 2000 derece civarında aluminyumunki ise 600 derece civarında.Eğer kaynağa başlamadan bu eloksal tabakasını kaldırmazsanız kaynak havuzunda 2000 dereceyi aşmanız gerekiyorki kaynak başlasın.Ancak alttaki 600 derecede eriyen aluminyum alaşım için bu ısı çok yüksek geliyor ve aluminyum levha deforme oluyor.Kaynağa başlamadan önce krom tel fırça ile bu tabakanın kaldırılması gerekiyor.Ancak bu da yetmiyor.Eğer 7.5 cm den uzun kaynak yaparsanız ısıyı yine yükseltiyorsunuz ve yine deformasyon oluyor.Sonuçta işlem şöyle;teknenin baş kısmında kaynak ağzı aç,krom tel fırça ile eloksalı kaldır,gözenek için asetonla temizle hiç vakit kaybetme 7.5 cm kaynak yap.Kıça geç aynı işlemi tekrarla ve başa geç bitim noktasından aynı işlemlere devam et. İç dış yüzlerce metre bu işlemi yapıyorsunuz.İlave handikaplardan biride aluminyum alaşımı kaynak havuzunda oluşan toksik gaz.Tüm bunlar bir araya gelince işçilik maliyeti yükseliyor.Hem zaman olarak uzun hem usta yövmiyesi olarak.Yurt dışında aluminyum kaynak ustasının normal kaynak ustasına göre 3 kat fazla yövmiyesinin olduğunu duymuştum.
Kaynak dışında malzeme farkıda maliyeti etkiliyor.Marin aluminyum sertifikalı ise 25 tl/kg.civarında.Saç ise 2.5 tl/kg yani 10 kat fark var.Toplamda 3 ton aluminyum alaşım levha,L profi,boru kullanıldı.Van de stadt salmaya 5050 kg kurşun vermişti.Saç olsaydı 9 ton malzeme gidecekti ancak salmada kurşun 3800 olacaktı. Yani kullanılan malzemede de maliyet açılıyor.Belki ufak fark ama AlMg 4.5 kaynak teli de saç kaynak telinden çok daha pahalı.
2-farklı metal korozyonunu önlemek ve elektrik sistemi için yapılan işlemler
Saç ve polyestere göre(daha önce kalıptan 9.30 polyester yelkenli yapmıştım ve herşey çok daha kolaydı)maliyeti arttıran bir diğer unsur metal teknelerdeki''farklı metal temas korozyonu''nu önlemek adına yapılan işçilik ve malzeme maliyetidir.Güvertede ve içeridemontajda kullanılan yüzlerce vida için aluminyumdaki deliklere pabuçlu derlin burçlar hazırlandı ve vida somun sonra takıldı.
Elektrik sisteminide özetliyecek olursak''flying electrical system''uygulanıyor.Tüm hedef organlara(pompa, lamba,kalorifer akla ne gelirse)kablolar enerji kaynağından (akü,redresör,güneş-rüzgar enerji,jeneratör vb)(+) ve (-) ayrı ayrı gidip geliyor.Yani hiçbiryerde eksileri toplama,kısa yol yapma vb uygulanmıyor.marin kablo maliyeti neredeyse iki katına çıkıyor.Hele kablo uzadıkça ve kalınlığı arttıkçatotalde ciddi bir fark çıkıyor.Ercan hoca kabloları mesafe amper hesabında verilenden %40 daha kalın istiyordu,kablo dedikçe yüreğim eriyordu.
Bundan sonrası iyi bir kabuk yaptıysanız diğer yapı malzemeleriyle üç aşağı beş yukarı aynı.Boya macun konusu göreceli.Ben fizibilite yaparken bu plana jotun 600 kg,international 800 kg macun gider,daha önceki deneyimlerimizden çıkıyor bu rakam demişlerdi.Çağlada toplam 120 kg macun kullanıldı borda ve güvertelerde.Bununda 1/3 ü takozlamada gitti zaten.
Bu aşamadan sonraki maliyet tamamen donatana bağlı.Bu rakam minumumda da tutulabilir,minumumun 5 katına da çıkılabilir.
Form konusuna gelince;Çağla da yapılabilecek en riskli,maliyetli ve zor yolu ,''raund bilge''form seçtim.Bu sadece güzel göründüğü için değildi elbette.Bu seçimden pişman oldummu?değermiydi?gerçekten çok emin değilim.Şu anki formunu çok seviyorum tek emin olduğum o. Levhalara o formu verebilmek için önce ingiliz tekerleği yapmam gerekti.Hazıladığım levhaları postaların üstüne oturttuğumda hiç zorlanmamam gerekiyordu.Aksi halde levhayı orasından burasından germek itmek ,mengeneyle sıkıştırarak kaynatmak istemiyordum.Bu durumda kaynak üzerinde tansiyon oluşacaktı ve riskli bir kaynak olacaktı.Tüm süreçler içinde en sancılı kısım buydu.Zaman işçilik ve maliyeti etkileyen bir süreçti ayrıca.Aali abinin bahsettiği durum radius chain yani tek radiuslu yapı sanırım.Yani tek radius var,levhayı biraz hırpalayıp çekip büküp birazda mengeneyle tutturup sonuç alınabilir belki,bilmiyorum.Ama raund bilge formda bunu yapmak mümkün değil.İngiliz tekerleğindeki uzun uğraşlar sonrası hazırlanan levha postalara oturtulup hiç zorlamadan puntalanır.Yani kısacası seri imalat için çok zor bir yötem.Bu nedenlemetal teknelerin seri imalatında radius chain veya multi chain kullanılıyor diye düşünüyorum.
Suda hangisi daha iyi?Bunu yanıtlayabilecek teorik ve pratik donanımım yok.Ama çok çeneli yapılar tekne formu olarak daha uygun olsaydı su yüzeyinde çok zaman geçiren yunuslarda evrimleşirlerken köşeli hale gelirlerdi diye düşünüyorum. ;)Şaka bir yana seri aluminyum tekne denince ilk akla gelenlerden alubat prestij modellerinde ingiliz tekerleği kullanarak kıça kadar raund bilge bir form yaptılar.Kıçta hafif bir köşe yaptılar o da çok çeneli değil tek çene ve altında yine radiusla.Ve çok ciddi bir rakamla.Bu form son dönemlerde polyester teknelerde de kullanılıyor.Kıçtaki bu çenenin daha çok estetik ve farklılık kaygısıyla yapıldığına inanıyorum.Çünkü çok nadiren bu çene seyirde suyla temasta oluyor.
(https://i.hizliresim.com/By4dmv.jpg) raund bilge form
(https://i.hizliresim.com/qJRD3R.png) çok çeneli ve radius çeneli form
Güzel-çirkin konusuysa tamamen göreceli.Ama Çağla özelinde söylersem;metal soğukluğu kavramına 45 yıl önce ağaç sıcaklığıyla tanışan,(zamanında profesyonel marangozluk yapmış) birisi olarak katılıyorum.Bunun olmaması için ciddi bir efor sarfettim.Benim için özel bir gün olan Aali abi ile sevgili Mehmet Atay'ın tekneyi ilk gördükleri günkü ifadeleri bunu başardığımı göstermişti bana.Buda yetti zaten.Sevgiyle kalın.
-
Atilla Reisim,Çağlayı baş dan sona okumuştum GEKO da,Burayı da okudum,çok bilgilendirici bir yazı olmuş kaleminize sağlık..
-
Bende kısa sürede olsa konuk olmuştum. Şahane bir yelkenli. Hayranlıkla bakmıştım.
çok emek verilmiş olduğu belli oluyordu.
-
Bir İnmiyon ki aşağıya, biz de sıcak mı soğuk mu şöyle görerek karar verelim.
Ayrıntılı bilgilendirme için çok teşekkürler Attilacım.
-
Bir dakika.. Bir dakika.. Çağla alüminyum tekne sayılmaz. Zaten nedeni de Sevgili Atilla Serdar Erdoğan'ın son paragrafında çok net yazdığı gibi.
Çağla , ki Can Hocayı ziyaret ettiğimde havuzluğunda oturup, elektirik işleri ile ilgili detaylı bir muhabbet etmiştik, alüminyum teknelerde benim bahsettiğim soğukluk ile ilgisi olmayan belki de dünya üzerinde örnek gösterilebilecek bir yelkenli.
Yani bir tartışma sırasında , alüminyum tekneler soğuk ve sevimsiz dendiğinde , örnek olarak Çağla gösterilirse bu belden aşağı vurmak olur.
Çağla yelkenli teknesinin bana göre en önemli özelliği, bir tekne yapım malzemesinin en doğru şekilde, ama klasik tekne estetiği ihmal edilmeden yapılmış olmasıdır.
Dediğim gibi bu tekne bu nedenle burada bahsedilen , sağlam ancak bu estetikten yoksun , boyanmamış, savaş gemisi kıvamında alüminyum tekneler ile eş tutulamaz.
Bununla birlikte , bir alüminyum teknede yapım sırasında yaşananlar ise mükemmel anlatılmış. Çok teşekkürler.
-
Sığacıkda Çağla yı Ercan Hoca bana göstermişti.
Atilla Hocanın ellerine sağlık , özellikle bir Cerrah ın titiz ellerinden çıkan marangoz işçiliğine hayran kalmıştım.
Dünyada eşi yoktur herhalde. :)xx
-
Elinize sağlık.
Çok aydınlatıcı bir yazı olmuş.
Teşekkürler
-
...estetikten yoksun , boyanmamış, savaş gemisi kıvamında alüminyum tekneler...
Hayalimdeki tekneyi tarif ediyorsun! :D
Bence tekne öyle narin, çıtkırıldım, hassas, süslü olmamalı.. denizin yıprattığı yaşlı balıkçı amca gibi olmalı.. taktik maktik yok, vuruyoruz denizlere bam bam bam!
Bu açıdan alu tekneler arasında idolüm Erkan amcanın Altan Girl'üdür.. amaca yönelik çirkin kız.
öZgür (tapatalk)
-
İnsanoğlu ne garip! :)