Gönderen: Bülent Büyükdağ - 11 Eylül 2017, 19:08:33
124 millik Kaş- Alanya Pasaj Geçişi
167 millik Alanya- Mersin Pasajı.
Her iki seyirde de ağırlıklı olarak motor/ motor yelken seyri yaptık
Her iki seyirde de neredeyse aynı rüzgarla oynaştık.
İlk seyirde yalnızca 20 mil boyunca bordadan gelen dalgaları aldık. Evet bu hızımızı kesti.
İkinci seyirde palamut çekmekten sık sık yol kestik.
İlk seyirde yanımda tekneden/denizden hiç anlamayan biri vardı,
İkinci seyirde Erman Reis, varolsun, yanımdaydı.
Her iki seyirde seyirle ilgili kararları ben verdim.
İkinci seyirde karşı yönden akıntı vardı.
İkinci seyirde, Erman'ın rota düzeltmesini bozarak İncekum burnu fenerini iskeleme alıp, en az bir saat zaman kaybettim.
Sonuç;
124 millik pasaj 26 saatte,
167 millik pasaj 29,5 saatte alındı.
Buyrun efendim.
Gönderen: Kamil Kurdoğlu - 11 Eylül 2017, 21:47:12
İkinci seyirde, Erman'ın rota düzeltmesini bozarak İncekum burnu fenerini iskeleme alıp, en az bir saat zaman kaybettim.Gittikçe bana benziyorsun.Şunu bir anlatmak istermisin?
Gönderen: Erman Yerman - 11 Eylül 2017, 21:51:28
Usturmaçaları, çapayı neta ettim. Yelkenle oynarken halatın ucundan tuttum.
İyi gözcülük yaptım, e birazda uyku çekmenizi sağladım ama daha iyisi gerekirdi..
Ben özeleştirimi yapayım, siz devam edin..
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Hakan Tiryaki - 11 Eylül 2017, 22:02:28
SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 11 Eylül 2017, 22:06:45
İkinci seyirde, Erman'ın rota düzeltmesini bozarak İncekum burnu fenerini iskeleme alıp, en az bir saat zaman kaybettim.Gittikçe bana benziyorsun.Şunu bir anlatmak istermisin?
Önce Erman; sayende çok güzel bir seyir yaptım, teşekkür ederim, kendine haksızlık da etme. Germe de beni.
Abi, Taşucu-Silifke arasında tam 36,11.326N 33,55.202E de kıyıdan takriben 3,2 mil açıkta bir kardinal şamandırası var. Güneyden geç buyruğu verir.
Haritalarda var olduğu savlanan ama olmayan ikinci kardinal şamandırası, bu şamandıranın 3 mil kuzeyinde, kıyıdan yarım mil açıkta.
Şimdi bu iki şamandıra arasındaki bölgede bir kum bankı var. Derinlik tam kardinalin altında yani kıyıdan 3,2 mil açıkta 7 metreye kadar düşüyor. Arada yerlerde 4-5 metreye. Dipteki kum bankının da oynak olduğu yer değiştirdiği söyleniyor.
Erman bu iki şamandıra arasının güvenli olduğunu düşündüğünden ben uyurken rotayı oraya çevirmiş. Uyku sırası ona geldiğinde, ben, korkak ve kötü rivayetlere inanan bir adam olduğumdan hemen 15 derece kadar sancaklayıp, açıktaki şamandıranın güneyinden geçtim. Tabii en az 3-4 mil yol kaybediyorsunuz böyle olunca. Belki fazla.
Eğer o kadar uzun uyuyacağım aklıma gelseydi, yatmadan Erman'a tutmak istediğim rotayı söylerdim. 1 saat uyur kalkarım diyordum, bebek gibi 3 saat filan uyumuşum.
Durum budur.
Gönderen: Erman Yerman - 11 Eylül 2017, 22:23:02
Ben kısaca anlatayım sonra sanırım detayları Bülent abi verecektir..İkinci seyirde, Erman'ın rota düzeltmesini bozarak İncekum burnu fenerini iskeleme alıp, en az bir saat zaman kaybettim.Gittikçe bana benziyorsun.Şunu bir anlatmak istermisin?
Gece 2 sularında Akkuyu'yu bordalayınca Bülent abi biraz dinlenmeye çekildi... O pek bakmasa da Navionics onda da açık bende de açık.. (bu arada çok ilginçaynı teknedeki iki navionics iki farklı veri veriyor. 3. Görselde benim navionicse göre biz Masalı karadan kızaklarla çekmişiz gibi görünüyor) Tisan'ı geçince artık pruvayı Kumburnu'na vermek gerekiyordu. Kumburnu sığlıkları ile meşhur bir geçiştir. Bendeki navionicsten kontrol ederek rotayı haritadaki iki fener arasından geçecek şekilde ayarladım... Aydınlatıcı olması açısından birkaç görsel aktarayım...
Siyah hat benim öngördüğüm rota idi, kırmızı ile kabaca çizdiğim Bülent abinin düzeltmesi..
Burada, fenere ve diğer pilot kitaplara göre Bülent abi doğrusunu uygulamıştır. Bense tamamen yerel tecrübe ile (son 10 günde 3 defa geçtim, son bir yılda 5 defa) eş derinlik çizgilerine azami dikkat ederek en sığ 7.8 metreden geçerek tuttuğum rota idi...
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20170911/5a71fb97ff70c90cb626ad8fc6a7191a.jpg)(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20170911/31f3b3695ef64f846da6ef2443884d96.jpg)(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20170911/bbed68f3786d5f534ef06b03aac9b71f.jpg)
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 11 Eylül 2017, 22:26:59
Gönderen: Erman Yerman - 11 Eylül 2017, 22:32:13
Aslında rotayı tutarken dedim ki Bülent abi bu işi sevmez... Vallahi de billahi de nöbet değişiminde uyaracaktım Bülent abiyi ama o ara daha burna varmamıza 1 saat vardı unutmuşum...İkinci seyirde, Erman'ın rota düzeltmesini bozarak İncekum burnu fenerini iskeleme alıp, en az bir saat zaman kaybettim.Gittikçe bana benziyorsun.Şunu bir anlatmak istermisin?
Önce Erman; sayende çok güzel bir seyir yaptım, teşekkür ederim, kendine haksızlık da etme. Germe de beni.
Abi, Taşucu-Silifke arasında tam 36,11.326N 33,55.202E de kıyıdan takriben 3,2 mil açıkta bir kardinal şamandırası var. Güneyden geç buyruğu verir.
Haritalarda var olduğu savlanan ama olmayan ikinci kardinal şamandırası, bu şamandıranın 3 mil kuzeyinde, kıyıdan yarım mil açıkta.
Şimdi bu iki şamandıra arasındaki bölgede bir kum bankı var. Derinlik tam kardinalin altında yani kıyıdan 3,2 mil açıkta 7 metreye kadar düşüyor. Arada yerlerde 4-5 metreye. Dipteki kum bankının da oynak olduğu yer değiştirdiği söyleniyor.
Erman bu iki şamandıra arasının güvenli olduğunu düşündüğünden ben uyurken rotayı oraya çevirmiş. Uyku sırası ona geldiğinde, ben, korkak ve kötü rivayetlere inanan bir adam olduğumdan hemen 15 derece kadar sancaklayıp, açıktaki şamandıranın güneyinden geçtim. Tabii en az 3-4 mil yol kaybediyorsunuz böyle olunca. Belki fazla.
Eğer o kadar uzun uyuyacağım aklıma gelseydi, yatmadan Erman'a tutmak istediğim rotayı söylerdim. 1 saat uyur kalkarım diyordum, bebek gibi 3 saat filan uyumuşum.
Durum budur.
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 11 Eylül 2017, 22:35:12
Gönderen: Erman Yerman - 11 Eylül 2017, 22:35:23
Nasıl bu çizgileri yapıyonuz, yüklüyonuz bir de yayınlıyonuz, anlamıyorum arkadaş.Abi ekran görüntüsü alıp en basitinden whatsapp'ta birine görseli atmadan önce düzenleyebiliyorsunuz... ben o şekil yaptım şimdi
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Özgür Ökten - 11 Eylül 2017, 23:04:04
...güneyinden geçtim. Tabii en az 3-4 mil yol kaybediyorsunuz böyle olunca. Belki fazla.Ölçtüm, iki kardinal arasından geçmek ile dışarıdan geçmek arasında 1 milden fazla farketmiyor.
İki navionics arasındaki fark telefonlardaki gpslerin çalışma modu / özelliği gibi farklılıktan sanırım. (A-gps vb)
İşte elektroniklere güvenmemek için bir başka kanıt daha! :)
öZgür (mobil)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 11 Eylül 2017, 23:12:31
Eğer senin dediğin gibiyse, karar daha da iyi olmuş o zaman :)
Gönderen: Erman Yerman - 11 Eylül 2017, 23:26:56
Bence benim çizdiğim rotada bulunan sığlık ile Bülent abinin geçtiği güney hat tam kardinalin bulunduğu yerde doğrusal olarak 1.2 mil civarı ancak burundan önce Kuzeydoğu, burnu geçince de Kuzeykuzeydoğuya yönelindiği için süre farkı orada oluşuyor sanıyorum.. önce inip sonra tekrar çıkıyorsunuz...Yanılıyor olabilirim......güneyinden geçtim. Tabii en az 3-4 mil yol kaybediyorsunuz böyle olunca. Belki fazla.Ölçtüm, iki kardinal arasından geçmek ile dışarıdan geçmek arasında 1 milden fazla farketmiyor.
İki navionics arasındaki fark telefonlardaki gpslerin çalışma modu / özelliği gibi farklılıktan sanırım. (A-gps vb)
İşte elektroniklere güvenmemek için bir başka kanıt daha! :)
öZgür (mobil)
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Hakan Büyükhatipoğlu - 11 Eylül 2017, 23:36:35
Gönderen: Erman Yerman - 11 Eylül 2017, 23:38:54
Gps navionics track halindeyken bir ara baglantiyi koparmis ve baglanamamis baglanincada arada kalan hatti iki nokta arasinda dumduz cekmis gibiEvet bu olabilir...
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Ersin Böke - 12 Eylül 2017, 03:15:39
Bizim mürettebatın adı " rüya takımı-1 " idi . ( -1 Mustafa abi oluyor )
Size de Bülent'in jargonu ile " son bahri mil bükücüler " demek lazım. :)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 12 Eylül 2017, 09:52:29
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 12 Eylül 2017, 10:59:09
124 millik pasaj 26 saatte,
167 millik pasaj 29,5 saatte alındı.
Buyrun efendim.
Tekne aynı, kaptan aynı, hava koşulları benzer, ama biri ötekine göre son derece hızlı.
Ben hesaplarımı hep saatte 5 mil yol üzerinden yaparım. Daha sonra ortalamaya göre revize ederim.
Bu duruma, Alanya'ya 25 saatte , Mersin'e 37 saatte ulaşmam gerekiyordu.
Fakat sonuçlar yukarıda. Aradaki farkta mürettebatın çok etkin bir rol oynadığını düşünüyorum.
Alanya seyrinde bana eşlik eden arkadaşım kuşkusuz ki yardım etmek için elinden geleni yaptı. Ama hiç bir şey bilmiyordu.
Örneğin, marinadan çıktık, usturmaça toplanacak, hop hız kes, tek başına git, usturmaçaları topla, geri dön yol ver...
Rüzgar yardımı başladığı zaman bir şey yapacaksın, önce adamı yerinden kaldır, şunu yapacağım diye anlat, yapmaya çalışırken dakika başı sorsun "abi niye olmuyor" filan, diye, içinizden bumbayı söküp denize atmak "hah bak ne güzel işte böyle gidiyoruz, mutlu musun" demek geliyor, bırakıyorsunuz yaptığınız işi.
yol uzadıkça yorgunluğunuz artsın, uykunuz gelsin ama uyuyamayın, o kez yapabileceğiniz özellikle rüzgarı kullanmak yönünde yapabileceğiniz şeyleri yapmaktan yavaş yavaş vazgeçiyorsunuz,
Uykusuzluk-ne kadar dirençli olursanız olun, çok çok yoruyor, dikkati dağıtıyor, tembelleştiriyor, bu hızınızı etkiliyor.
Şu konuşmaya dikkat;
-Oğlan çocuğu, biraz uyuyacağım, bak, karşıdan gelene sağdan gelene soldan gelene arkadan gelene dikkat. İşte karşıdan geliyorsa, mesafeye bak, açıktaysa ses etme, kuşkuya kapılırsan korkma, gerekirse önüne düşmeyecek şekilde 30-40 derece sancak ver, uzaklaş. önünden geçiyorsa kıçını nişanla...Sonra rotana gir.
-Tamam abi,
- Ne yapacaksın?
- Şunu şunu şunu.
-Şahanesin, Tamam, benim uyku sorunum var bak biliyorsun, bir kadeh içtim, duş alacağım, yatacağım, hava kararmaya yüz tutarsa, ki daha erken uyanırım, beni muhakkak uyandır.
-Tamam abi.
50 dakika sonra baş kamaranın kaportasından kafamı uzattım;
- Oğlum bu gemiyi görüyor musun?
- He abi gidiyor o
- Ne zaman geçti seni?
- Geçtiğini görmedim.
- Lan elindeki kitaba ha şimdi, bu tam pruvada oğlum, bize geliyor
- Hakkaten abi ya, birden bire önümüze çıktığına göre
-Homur homur
Burada haksızlık etmek için, tenkit için söylemiyorum, dünyanın en iyi insanlarından biridir ve çok severim. Lütfetti, yanımda geldi.
Mersin seferinde aynı içerikteki sohbet
- Erman ben biraz yatayım
- Olur abi.
Şunu diyeceğim, ya adam gibi tek el seyir yap, ya yanına birini alacaksan az çok şu bir ucundan tutabilsin.
Öyle oldu mu 6 saat kâr ediyorsunuz.
Gönderen: Ersin Böke - 12 Eylül 2017, 11:14:08
Yine bir anı..
Ahmetin Asterix i getiriyoruz. Gece seyrindeyiz. Ahmet uyuyor. Amerikalı ile ben vardiyadayız. Amerikalı dümende. Teknede var mı yok mu belli değil. Müsellim de o gece ciddi bir gemi trafiği var. Marine Traffic açık, zello da bir sürü adam, nasıl gidelim nerden gidelim yorumlar yapılıyor. Sonuca göre ben Dümendeki Amerikalıya büyük kaptan edası ile talimat veriyorum.
" on derece iskele" , " bir on derece daha " filan.. En son bir konteyner gemisi geliyor. Hızı 15 knot filan. Ben tırsıp, babakale tarafına yöneliyorum. Amerikalı yine itiraz etmiyor ancak , şöyle gideydik te olurdu gibi bir laf ediyor. Omuz silkiyorum. Sancağa yöneliyoruz.
O seyirde biz tekneyi 52 saatte Kuşadasından İstanbul a getirdik diye böbürlendiydik. Beklenenden bir gün erken geldik çünkü.
Bir süre sonra , Amerikalı ile Abisi, Alaskalı tekne transfer ettiler İstanbul dan Mersine.. Tamı tamına, hepi topu 5,5 gün sürdü.
Hiç durmadılar ve hep gemi yolundan gittiler. Bir gemi kaptanı , nirisi de çarkçıbaşı olunca böyle oluyor işte. Sonuçta gemilerin nasıl hareket ettiğini bilirseniz ve gemi kaptanı iseniz öyle gidiverirsiniz işte.
Demem o ki Sen işe tamamen Ermana bıraksaydın, bir gün erken giderdiniz. :)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 12 Eylül 2017, 11:18:00
Bu arada Özgür Reis'in ölçümlerine baktım. Doğru, 1-1,5 gibi bir kayıp var sadece geliş yönü ve rotamıza göre. O halde acayip doğru iş yapmışım :)
Gönderen: Öcal Turan - 12 Eylül 2017, 11:44:57
Bir de şöyle var ;
Soru : Oglum bu ip niye sarkıyor suya ?
Cevap : Topla demedinki baba !
Soru : Oğlum bu rapala niye gitti suya ?
Cevap : Bağla demedinki baba !
Baş üstünde kırılan dalgalarla sert havada yol alıyoruz , bir nedenle başüstüne gidiyorum ırgatın üzerinde sallanan bir kablo var , bizimki bir dahaki sefere kolaylık olsun diye ırgatın kumandasını takılı vaziyette orada bırakmış ve artık nasıl olduysa kumandanın kafası kopup denize gitmiş. :o
-Yavrum bırakılırmı orada , ne yapacağız şimdi ?
-Demedinki baba ,sen biliyorsun bu denizciliği !
Kaptan düşünür bu işlerin denizcilikle ilişkisine pek bağlantı kuramaz ama az daha konuşsa tayfa tekneden kaçabilir , o zaman kim yatıracak aşağıda zincirlikte yığılan zinciri !
-Haklısın oğlum , getir şu elektrik çantasını da bu kablonun ucuna ne uydurabiliyoruz bir bakalım. ???
Gönderen: Ziya Gunes - 12 Eylül 2017, 14:09:02
Ve kimden ne beklediğimi. Tonozu kim çözecek, hatchleri ve lumbozları kim kontrol edecek, yan tekneye kim bakacak vs.
Koltuk halatlarını genelde ben alıyorum ve atıyorum.
Ayrıldıktan sonra da çok özel durumlar dışında denizcilikle ilgili bir şey istemiyorum (bira-çay-su vs hariç)
Yanaşmadan önce de, yapmayı düşüündüüm manevraları açıklıyorum, yapılacakları ayrıntılı anlatıyorum ve bitiyor.
Herkes mutlu ve rahat oluyor böylece
Eskiden daha gergindim sanki, laylona geçtikten ve birkaç defa 7 hava yedikten sonra pamuk gibi oldum :-)
Gönderen: Öcal Turan - 12 Eylül 2017, 18:57:09
Motoru çalıştırır çalıştırmaz, ne yapmayı planladığımı anlatıyorum.
Ve kimden ne beklediğimi. Tonozu kim çözecek, hatchleri ve lumbozları kim kontrol edecek, yan tekneye kim bakacak vs.
Koltuk halatlarını genelde ben alıyorum ve atıyorum.
Ayrıldıktan sonra da çok özel durumlar dışında denizcilikle ilgili bir şey istemiyorum (bira-çay-su vs hariç)
Yanaşmadan önce de, yapmayı düşüündüüm manevraları açıklıyorum, yapılacakları ayrıntılı anlatıyorum ve bitiyor.
Herkes mutlu ve rahat oluyor böylece
Eskiden daha gergindim sanki, laylona geçtikten ve birkaç defa 7 hava yedikten sonra pamuk gibi oldum :-)
Sen şanslısın ziya hocam , seninkiler bir kerede anlıyor ve yapıyorlarmış , benimkilere aynı işi her seferinde iki kere anlatıp bir de sakarlık yapmadan yapıyorlarmı diye gözucu ile kontrol etmen lazım. (Küçük oğlum hariç , o hevesli. :) )
Allah var bu çay ,su işini onlarda güzel yapıyorlar. :)
Problem şu ki , tekneye gelenler , kendi aile ferdin dahil ,otelde tatil yapma modunda oldukları için iş yapmak istemiyorlar .
Benim hobim olarak görüyorlar .Senin hobin bu sen çalış ucundan biz de faydalanalım modundalar.
Bu işler insanın içinden gelecek ,zorlama ile olmuyor.
Kuşadasında ilk işim zincirliği büyütmek oldu , zincir yatırma derdi bitti şükür şimdilik daha rahatım. ???
En iyisi bu deniz işine sevdalı olmayan ve öğrenmek istemeyen adamı tekneye sokmayıp sinir-stres sahibi olmamak .
Bir de imkanı ve hevesi olupta tekne almayan ve arkadaşımın teknesi en iyi tekne diyeni kurnazları. :o ;)
Gönderen: Ziya Gunes - 12 Eylül 2017, 19:26:14
Aile büyüklerimizi bile birkez çağırdık, onda da 7 hava gördük, bir daha gelmeyelim dediler :-)
Teknede olmak hepimizin ortak keyfi (teknede yapılacak tamiratlar hariç tabii, o zaman tekne sadece benim uğraşım oluveriyor)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 12 Eylül 2017, 22:12:42
Gönderen: Ersin Böke - 12 Eylül 2017, 22:17:06
Bir tek forsa Ahmedim geliyor.
Gönderen: Erman Yerman - 12 Eylül 2017, 23:10:56
Genelde koltuk halatı için çapa attıktan sonra tekneyi terketmek durumunda kalıyorum. Bu bazen zorlayıcı olsa da Özden, komutlarımla ve becerisiyle tekneyi yönlendirebiliyor.
Ben teknede dostlarla olmayı çok seviyorum ama kısa sürede misafirlerin sadece oturmaları gerektiğini öğrendim.. Bir defa eline koltuk halatı verip denize gönderdiğim bir arkadaşım halatın bedenini 5 dakika boyunca kasadan geçirip taşa bağlayamadığı için bizim inatçı keçiye dar yerde uzun uzun manevra yaptırmak zorunda kalmıştım.. Yine, batan halatı boş bırakma hızlı topla dediğim halde halatı pervaneye sardıran arkadaşım oldu... Artık netim, kimseye emir kipiyle konuşmaya gerek yok, otursalar yeter, en fazla 10 dakika fazla koşuşturuyorum ama kimse üzülmüyor. Motoru durdurduktan sonra elinde fazladan bir içkiyle yanınıza gelen bir dost paha biçilemez...
Uzun seyirde (12 saat üzeri) Özden'i saymazsak mutlaka yanımda bilen biri olsun isterim ya da bir otopilot.
Zorlu bir havada kimseyi tehlikeye atmamak için sanırım her şeyi kendim hallederdim bir de gergin görünmemeye çalışırdım; kaptan gerildikçe mürettebat iyice panik oluyor
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 12 Eylül 2017, 23:17:44
Gönderen: Oğuzhan Oğuz - 12 Eylül 2017, 23:41:27
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Erman Yerman - 12 Eylül 2017, 23:52:05
Benim hayatim gergin, ne edeyim?Ben de bağırıyorum...
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi