Heyamola Hey
Havuzluk => Tekne Tanıtımları => Konuyu başlatan: O.Utku Uçkan - 03 Mayıs 2020, 19:07:00
-
Dragonun yakışıklı bir resmini bulayım diye gezinirken bu aletleri gördüm.
Marinadan çıksam mı yoksa çekip birayı yatsam mı ikilemi arasındaki birisinin çok dikkatini çekti. ;D
Ahşabın dayanılmaz cazibesi falan derken fiber karbonun ulaşılamaz cazibesi de dikkate değer.
Okyanusu geçip gelen hadi okyanus geçecekler diye 2. ele koyuyor ve satılık sadece 2 tane kalmış.
https://www.rannochadventure.com/boats
-
https://www.sabah.com.tr/yasam/2015/03/31/kas-gucuyle-kitalari-asacak
Erden Eruç'un kayığından.
-
https://www.sabah.com.tr/yasam/2015/03/31/kas-gucuyle-kitalari-asacak
Erden Eruç'un kayığından.
Sevgili hemşehrim. Anne tarafından Bursa'lıyız. Bursa'ya buradan selam olsun. ;)
Erdem Uruç acayip bir adam. Yapmadığı spor nerede ise yok denecek kadar az, fizik kondisyonu ise aynen ben diyebileceğim bir delikanlı. ;D
Bir de bizim aramızdan Enes biraderimiz var tabii ki. :)xx
Başka sayabileceğimiz birileri pek yok gibi.
Tek başına Okyanusa açılmak adeta aya yürümek sayılıyor.
Oysa bu siteyi incelerseniz adamlar sanki ''abi ver şu bisikletini Britanya'nın etrafında bi tur atayım'' modundalar.
Kayıkımsıların 2. el geçmişleri çok ilginç satın alanlar ya Atlantik geçiyor ya adayı dönüyor. Özel eğitimler falan tam biz. C:-)
Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkeme vah ki vah. Neyse ki onların dört tarafı deniz diye avunabiliriz.
Bizde ise yelken deneyimi olmayan marina deryası dedeler ortalıkta yazı yazıyor. :o
-
Uzun yol kürek kuluvarında okyanus değil ama Türkiye sahilleri boydan boya ve İstanbul- Yunanistan, İstanbul-İtalya parkurlarını gerçekleştirmiş Hüseyin Ürkmez'i de yabana atmayalım. :)xx :)xx
Ayağını ancak yorganına göre uzatabildiğinden ve kimse de kendisine daha uzun yorgan vermediğinden >:( bu "kayıkımsı"lardan edinememiş bir vatan evladıdır.
-
Çok teşekkürler Cem biladerime bizleri uyardığı için. ;)
Hemen internet üzerinden google aramasına başladık. Cehaletin özrü okumaktan geçer. :)
-
Sizin probleminiz ne biliyonuz mu?
Yeterince Benim Teknem okumuyonuz.
Halbuki orda her şey var denizcilik hakkında sankim ansiklopedidir vesselam.
Bak Hüseyin beyi de anlatmışız..
https://business.facebook.com/benimteknem/posts/2648355885400385
-
Sizin probleminiz ne biliyonuz mu?
Yeterince Benim Teknem okumuyonuz.
Halbuki orda her şey var denizcilik hakkında sankim ansiklopedidir vesselam.
Bak Hüseyin beyi de anlatmışız..
https://business.facebook.com/benimteknem/posts/2648355885400385
Cücü biladerim günaydın.Son günlerde dede yine bana bulaşmış mı diye foruma çok takılır oldun. ;)
Bak şimdi kaçacak yerin kalmadı ve dedenin bir hikayesini daha okumak zorunda kalacaksın.
Öncelikle benim yazılarım kendi hikayelerimden oluşur. Forumdaki arkadaşlarımı tenzih ederek şunu söylemek isterim ki aranan her türlü bilgiyi nette hepimiz net ortamında olduğumuza göre arayıp bulabiliriz. Yeter ki istiyelim.
Konu da zaten istemekle ilgili dostum. Artık öğrenmekle ilgili isteğimi maalesef kaybettim gibi. Nedeni de bu yaşıma geldim ve insanlardan ümidimi biraz kesmeye başladım.
Neyse ustanın deyimi ile yine sündürdük hikayeyi.
Bir gün kızım boş boş otururken ''baba sen de annem gibi neden okumuyorsun,bak yeni kitaplar aldım Grange'ın eskilerini sevmiştin yeni kitabını da seversin''dedi.Kızım bunca zaman okudum, öğrendim tecrübe kazandım de ne oldu torunlara bile bir şey anlatıyorum, kalkıp tamam dede deyip gidiyorlar. Ben de artık yazmak yerine düşünüyorum dediğimde de ''tamam sen de yaz o zaman'' diyerek babasından bir tık ilerde olduğunu kanıtladı.
Cevabım ise yazacağım da ne olacak artık kimse okumuyor ki oldu.
Ama tabii ki burada günde 25 000 tıkın altına düşmeyen blogger Cücü biladerimi kastetmemiştim. C:-)
-
Sevgili hemşehrim. Anne tarafından Bursalıyız. Bursa'ya buradan selam olsun. ;)
Çobanbeyli Utku abim, hemşehrim. Enes Reis ile tanışma fırsatı bulamadık. Bursa'dan da sana selamlar. Bir de Mustafa Ertör reis var Tirilyeli...Ona da buradan selam gönderelim. :)
-
Sevgili hemşehrim. Anne tarafından Bursalıyız. Bursa'ya buradan selam olsun. ;)
Çobanbeyli Utku abim, hemşehrim. Enes Reis ile tanışma fırsatı bulamadık. Bursa'dan da sana selamlar. Bir de Mustafa Ertör reis var Tirilyeli...Ona da buradan selam gönderelim. :)
Anne annemin soy ağacı Osman gazinin beylerinden Çobanoğluna gider. Evimiz Osmangazi çıkmazında idi. Yoksam daha önce sizinle bu muhabbeti yapmış mıydık. ;)
-
Sevgili hemşehrim. Anne tarafından Bursalıyız. Bursa'ya buradan selam olsun. ;)
Çobanbeyli Utku abim, hemşehrim. Enes Reis ile tanışma fırsatı bulamadık. Bursa'dan da sana selamlar. Bir de Mustafa Ertör reis var Tirilyeli...Ona da buradan selam gönderelim. :)
Anne annemin soy ağacı Osman gazinin beylerinden Çobanoğluna gider. Evimiz Osmangazi çıkmazında idi. Yoksam daha önce sizinle bu muhabbeti yapmış mıydık. ;)
Hemşeriler toplanmış haberim yok. :)
Nedim reis ile ben de hala tanışamadım, Bursada bir denk gelemedik,bir Trilye yada Yalova etkinliğine bekliyoruz artık.
Utku abiyi ben Orhangazi Sölözlü diye bir yerlerde okuduğumu hatırlıyorum.
Çıka çıka bizim mahalleli çıktı ,ben de 45 yıl setbaşı-namazgah caddeliydim , annemim ailesi yaklaşık 150 yıllık belki daha fazla oralı.Çobanbey mahallesi yamaçlarında çok oynardık.
Mahalle savaşlarında Utku abiden dayak yemişliğimiz bile olabilir. ;D
-
Rahmetli anne annemin anlattığı Orhangazi'de zaytinlikler olduğu ve oradan gelenler ile geçinildiği. Ben oraları görmedim. Çocukken yazları Osmangazi çıkmazındaki evimize gelirdik. Türbenin yanında diye hatırlıyorum bir çeşme vardı ve akşam üzeri el ayak orada yıkanır ve eve öyle gelinirdi.
Türkiye'nin nereden nereye geldiği ile ilginç bir tespitim ise şöyledir.
Tophane adını içindeki toptan alırdı ve bu top ramazanda iftar ve sahurda patlardı. İçine çaput ve barut basarlardı tabii ki. Bu çaputlar yamaçtan aşağıya oralardaki çalılık ve ağaçlara savrulurdu. O yamaçlara patika benzeri bir yol vardı. En son ki 30 yıl gibi bir zaman sonra, en son gidişimde, gördük ki türbelere gelenler tarafından dilek tutulup çaputlar bağlanmış. Bütün yamaç çaput kaplı.
Osman ve Orhan gaziler kalkıp baksalar kesin tövbe estağfurullah derlerdi.
Ben gazi falan değilim ama dedim. ;D
-
Ne güzel tesadüfler.Ben de Namazgâh -Yeşil-Şible arasında BabaZakir mahallesi'ndenim.İlkokul Namık Kemal idi.Çobanbey yokuşuna kızak kaymaya giderdik.Mahalle kavgaları kırmızı fırın çocuklarıyla yapılırdı.Tirilyelilik sonradan olma.Eve gitmeden mahalle çeşmesinde yüzü,kolları,bacakları yıkamak bizim de yaptığımız işti.Daha az azar işitmek için yapardık.
-
Utku Abi Tophanedeki topun patlatılması nı İtfaiyeciler yapardı.Topun içindeki barutu paçavralarla sıkıştırdıkları için aşağıdaki ağaçların dalları püskül, püskül çaput olurdu.Ben top patlayınca ezan okunur ,minare ışıkları yanar zannederdim.Ama Bursa'da Ulucami'den batı minaresinin ışığı ile İtfaiye erine işaret verilir ışığı gören itfaiye eri topu patlatırdı.Babamın dükkan Ulu caminin hemen yanında Medrese Han'da idi.Çocukluk günlerime gittim sayenizde.
-
Anne annemin soy ağacı Osman gazinin beylerinden Çobanoğluna gider. Evimiz Osmangazi çıkmazında idi. Yoksam daha önce sizinle bu muhabbeti yapmış mıydık. ;)
Yapmıştık Utku abi. Ben unutmadım. ;)
-
Hemşeriler toplanmış haberim yok. :)
Nedim reis ile ben de hala tanışamadım, Bursa'da bir denk gelemedik, bir Tirilye ya da Yalova etkinliğine bekliyoruz artık.
Kenan reisim en yakın zamanda görüşmeyi diliyorum. Çok yakın dostum Nihat Salih'te ortak arkadaşımızmış. Selamlar.
-
Rahmetli anne annemin anlattığı Orhangazi'de zaytinlikler olduğu ve oradan gelenler ile geçinildiği. Ben oraları görmedim. Çocukken yazları Osmangazi çıkmazındaki evimize gelirdik. Türbenin yanında diye hatırlıyorum bir çeşme vardı ve akşam üzeri el ayak orada yıkanır ve eve öyle gelinirdi.
Türkiye'nin nereden nereye geldiği ile ilginç bir tespitim ise şöyledir.
Tophane adını içindeki toptan alırdı ve bu top ramazanda iftar ve sahurda patlardı. İçine çaput ve barut basarlardı tabii ki. Bu çaputlar yamaçtan aşağıya oralardaki çalılık ve ağaçlara savrulurdu. O yamaçlara patika benzeri bir yol vardı. En son ki 30 yıl gibi bir zaman sonra, en son gidişimde, gördük ki türbelere gelenler tarafından dilek tutulup çaputlar bağlanmış. Bütün yamaç çaput kaplı.
Osman ve Orhan gaziler kalkıp baksalar kesin tövbe estağfurullah derlerdi.
Ben gazi falan değilim ama dedim. ;D
Çobanbey falan derken tophaneden de komşu sayılırız.Baba tarafımda hisar-kavaklı mahallelidir,kütüğüm hala orada.Bu arada sizin osmangazi çıkmazı şu an tam bir turistik bölge,oradaki eski evlerin çoğu restore edildi, bazıları restorant oldu.Dediğiniz gibi türbenin tam yanındaki sokak.Tophane çocukluğumuzda sıklıkla gittiğimiz yerdi.Özellikle topu görmek için gelen çoktu.Bir keresinde tam top atıldığı süreçte yamaç altından araç ile geçiyordum, o gümbürtüyü ve yüksekten yağan paçavraları bu gün gibi hatırlarım,o günlerde mezbelelik olan o yamaçlar daha da çirkin bir görüntüye bürünürdü.Çocukken o yamaçlar alkolik ve madde bağımlılarının yatağıydı bu yüzden kesinlikle o yamaçlarda dolaşılmazdı.Şimdi ise merdivenler ,çevre düzeni gayet iyi..
Bursa da o kadar çok türbe ve yatır varki, halkın içine işlemiş.Düz ayak bahçeli bir evinizin sokağa bakan kısmına bir kaç çaput bağlasanız 1-2 hafta içinde burada yatır var deyip adaklar adanıp çaputların artması işden bile değil. :)
-
Hemşeriler toplanmış haberim yok. :)
Nedim reis ile ben de hala tanışamadım, Bursa'da bir denk gelemedik, bir Tirilye ya da Yalova etkinliğine bekliyoruz artık.
Kenan reisim en yakın zamanda görüşmeyi diliyorum. Çok yakın dostum Nihat Salih'te ortak arkadaşımızmış. Selamlar.
Nedim reisim Nihat ile dostluğumuzda çok eskiye dayanır ,84 lü yıllar gibi diye hatırlıyorum.Yıllardır onunla da denk gelemedik,irtibat sadece face üzerinden.Umarım sizinle de kısa sürede bir yerlerde görüşürüz.Sevgiler.
-
Ne güzel tesadüfler.Ben de Namazgâh -Yeşil-Şible arasında BabaZakir mahallesi'ndenim.İlkokul Namık Kemal idi.Çobanbey yokuşuna kızak kaymaya giderdik.Mahalle kavgaları kırmızı fırın çocuklarıyla yapılırdı.Tirilyelilik sonradan olma.Eve gitmeden mahalle çeşmesinde yüzü,kolları,bacakları yıkamak bizim de yaptığımız işti.Daha az azar işitmek için yapardık.
Mustafa reisim;
Namık Kemal ilkokulu evimizin hemen çaprazında idi, ben ilkokulu setbaşı ilk okulunda okudum,sonrası İhsan Çizakça Kolejinde,daha sonrası da BİTİA..Kırmızı Gül(Kırmızı) fırın evimizin tam karşısındaydı.Kırmızı fırının 8 çocuğundan 5'i erkekti.Hepsiyle birlikte büyüdük,arkadaşlarımdı,O çeteye zaman zaman ben de dahil oldum ;D
Insan 61 inde de olsa yeni şeyler öğreniyor.Top patlama olayını hep tophanede ki görevli başlatır diye biliyordum,Ulucami minaresini takip etmelerini yeni öğreniyorum açıkcası.Sizinle mahfel,okul,mahalle savşlarında mutlaka denk gelmişizdir,sonuçta aynı bölgenin aynı yaşlardaki çocuklarıyız.İlk görüşmemizde o günleri tekrar anarız.Sevgiler.
-
Bu arada Utku abiden özür dileyerek;
"Bursanın ufak tefek taşları
Keman ettik o güzelim konu başlığını"
türküsü eşliğinde," Kayıkımsı "olan başlığın "Mazimsi" olarak değiştirilmesini arzederim :)
Sevgiler.
-
Hepinize ayrı ayrı teşekkürler katkılarınız için. :)xx :)xx :)xx
Ben yarım kan Bursa'lıyım. Ama çok severim Bursayı ve tüm hemşehrilerimize her türlü kapımız, başta gönül kapımız olmak üzere açıktır. :)
Bir Bursa hikayesi daha gireyim araya şimdi. 8-)
Rahmetli anne annem anlatmıştı.
Bursa Yunandan geri alındığında büyük dedem Tahrirat katibi (Bildiğim ve beğendiğim bir mevkii olması hasebi ile yazdım) veya oralardan bir yerlerden.
Gayrimüslim konaklarını, yanlarına alabildiklerini alıp terk etmiş. Buralara yerleştirme operasyonu çerçevesinde bizimkilere (eski büyüklere) Yeşil türbe civarında bir ev veriliyor. Kalınan ilk günün gecesi el ayak çekilince eski ahşap merdivenlerin (etrafı kapalı olur ve depo gibidir)oradan sesler gelir. Bizimkiler korkarak açarlar ki yaşlı bir nine onlara bakıyor. Karşılıklı korkarak bakışırlar sabaha kadar. Sabah olduğunda ilk ışıklarla iki parça eşyalarını alıp eski evlerine dönerler. :(
Alın yanınıza, yıkayıp paklayın Greko nine deyip yaşayıp gidin değil mi. ;D
-
Günaydın hepinize. :)
Diyorum ya seviyorum burayı diye.
Sabahın körü alacakaranlık, dede tavanı seyrediyor yine ama tavan aynı tavan.
Şükür hala sağlamız ve o da sağlam tepemizde, kalk diyorum bir çay demle hadi.
Telefona bakıyoruz, ana garip bir uyarı var şimdiye kadar hiç görmedim, hayırdır.
Nedim biraderim yememiş içmemiş abisinin geko da yazdığı saçmaladığı hikayeleri der dest edip yollamış. :)xx
Geko da başlayan muhabbetler insanları hep üzecek değil ya.
Arada battığı yerde kalan diken gibi sürekli hatırlanan değil, bahar geldiğinde karların altından kafasını çıkarıp sizi gülümseten kardelenler de var forum arkadaşlıklarında. :D
Matay'ım bak gördün mü abin neden açık kapı felsefesini benimsiyor.
Tekrar teşekkürler hepinize arkadaşlarım. Bu hapislik hayatımızda bana mutluluk verdiğiniz için. :'(
Dedenin babası da böyle mutlu olduğunda ağlardı.
Yaşlılık, gözü yaşlılık falan filan......
-
Utku abi günaydın, bu güzel anıları "Dede eskiden nasıl biriydi?" başlığı altında mı anlatacaktın, yoksa ben mi karıştırdım.. :)
Greko Teyze anısından çok etkilendim, devamı varsa dinlemek isterim..
-
Utku abi günaydın, bu güzel anıları "Dede eskiden nasıl biriydi?" başlığı altında mı anlatacaktın, yoksa ben mi karıştırdım.. :)
Greko Teyze anısından çok etkilendim, devamı varsa dinlemek isterim..
Eyüp'cüğüm çok haklısın aslında.
Buradan cevaplamak istememin nedeni Nedim biraderim ile burada karşılıklı yazışmamız.
Anneannem ile pek fazla anımı hatırlayamıyorum ama zaman zaman bir olay hatıraları canlandırıyor. :)