Heyamola Hey
Havuzluk => Genel => Konuyu başlatan: erdal duran - 16 Şubat 2017, 21:26:57
-
Reisler, biliyorsunuz Kanal İstanbul'un yapım çalışmaları yakında başlayacak.
*Bu kanalın ülkeye ticari getirileri ya da götürüleri,
*Karadeniz'le Marmara arasında açılacak yeni bir boğazın ekolojik denge üzerine yapacağı olumlu ve olumsuz etkileri,
*Ticari gemi trafiğinin tamamen İstanbul boğazı dışına taşınacağı düşüncesini baz alarak, bunun yelkenciliği ve yelkencileri ne yönde etkileyeceği konularını tartışsak nasıl olur?
-
Montrö Boğazlar sözleşmesi "Uluslararası Deniz Hukuku kuralları ve Fesih şartlarında da belirtildiği gibi gemilerin uğraksız geçiş (transit değildir) hakkı gereği sözleşmenin değişmesi durumunda dahi Türk Boğazlarından geçecek hiçbir gemiden zorunlu ücret talep edilemeyecektir." der.
Bu durumda yapılacak yatırımın, ticari gemilerin Kanal İstanbul'u kullanmaları için nasıl bir zorunluluk getirebilecekler ?
Ekolojik denge üzerine neler neler yazıldı çizildi, olumlu hiç bir yanı yok.
-
Prof. Dr. Cemal Saydam'ın bu konuda çok önemli bir makalesi var.
-
Ekolojik açıdan önemli tespitler.
Gerçekten de İstanbul ve Marmarayı bitirir. Ayrıca Karadenize kıyısı olan yakın ülkeler ile çıkacak sorunlarda cabası. Onları da etkileyecek sonuçta.
-
Çıkan kumla da ada yapacaklarmış. Körle yatan ın sonu Boğaz'a palmiye adası... bir yandan da İstanbul depremi için çok önemli uyarılar var. Birde üstüne o kanal nereden baksan gelecek yardım ulaşım vs bakımından büyük engel...
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Aklımın yatmadığı gönlüme uymayan konular benden uzak olsun.
Tartışmaya bir katkım olmayacak diye söyleyeyim dedim ;)
-
Çıkan kumla da ada yapacaklarmış. Körle yatan ın sonu Boğaz'a palmiye adası... bir yandan da İstanbul depremi için çok önemli uyarılar var. Birde üstüne o kanal nereden baksan gelecek yardım ulaşım vs bakımından büyük engel...
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Çıkan toprak, kaya, molozla Boğazı doldurdularmı mis gibi uluslararası yarış pisti ortaya çıkar.
Etrafına da yeni apartmanlar AVM ler felan.
Ondan sonra gelsin paralar. ;D
-
İlgili makaleyi ve bir sürü yorumları okudum aklımdan bir sürü acayip düşünce geçti. bu yüzden kanal İstanbul için bir şey yazmayayım ama , küçüklükten beri aklımda olan bir şeyler var.
Niye hep denizi dolduruyoruz ki?
Örneğin Karadeniz'de her kasaba bir dere, çay, ırmak işte ne derseniz onun etrafına kurulmuştur. Bu dere yatakları, deniz suyu içerilere girebilecek şekilde açılsa , Ağva gibi, Riva gibi yada Bartın gibi içerilere kadar tekneler girebilse güzel olur diye hayal etmiştim. Yapay fiyortlar oluşturulsa yani. Ben bunu hep küçüklüğümden beri İnebolu Çayı için düşünmüşümdür. Böylelikle bahar aylarında sellerin ve taşkınlarında önü alınmış olurdu. Yatağı genişletilen ve derinleştirilen derenin debisi ciddi düşeceğinden risk ortadan kalkardı.
Hemde insanlar bu dere boyunda tatlı tuzlu her suda yaşayan balıkları da tutarlardı.
Olayı İstanbul'a uyarlayacak olursak Basın Ekspres yolunun yanından geçen saçma sapan bir dere yatağı var. Beş altı sene önce taşıp bir sürü masum insanın ölmesine vesile olmuştu. İşte bu dere yatağı İkitelli'ya Kadar açılsa üzerinde deniz otobüsü çalışsa fena mı olurdu. Yada Şu Zeytinburnu'ndan girip, Davutpaşa Terazidere ye doğru giden iğrenç kokan dere ıslah edilip bu hale getirilse, Amsterdam gibi olurdu ortam. İnsanlar bu dere kenarında tekne evler de yaşasalar.
Ama neyse unuttum düşünmemiş ve yazmamış sayalım, çünkü etrafı rant denizi olurdu yine.
-
Rahmetli Prof.Dr. Kriton Curi vardı. Şöyle yazıyordu.
Yerleşim yerleri genellikle dere kenarlarında yapılır. Dere bazen taşar, etrafa zarar
verir. Belediye dereyi beton bir kanal içinde akacak şekilde ıslah eder.
Kanalizasyon, atıklar, çöp dereye atılır. Bir süre sonra dere bu kadarını kaldıramaz, kokmaya başlar.
Belediye ye şikayetler sonucu derenin üzeri de betonla kapatılır,
orası yol yapılır. Adı da ''Dereboyu caddesi'' olur.
Bu ülkenin her şeyine, sürekli olarak hoyrat davranılıyor. İnsanına, hayvanına,
doğasına.
Elleri kırılsın.
-
Bu durumda yapılacak yatırımın, ticari gemilerin Kanal İstanbul'u kullanmaları için nasıl bir zorunluluk getirebilecekler ?
Gemi trafik hizmetleri kapsamında güvenlik ve teknik açılardan bazı sınırlamalar getirilebiliyor ama savaş halleri dışında özgür geçiş hakkı engellenemez.
-
Rahmetli Prof.Dr. Kriton Curi vardı. Şöyle yazıyordu.
Yerleşim yerleri genellikle dere kenarlarında yapılır. Dere bazen taşar, etrafa zarar
verir. Belediye dereyi beton bir kanal içinde akacak şekilde ıslah eder.
Kanalizasyon, atıklar, çöp dereye atılır. Bir süre sonra dere bu kadarını kaldıramaz, kokmaya başlar.
Belediye ye şikayetler sonucu derenin üzeri de betonla kapatılır,
orası yol yapılır. Adı da ''Dereboyu caddesi'' olur.
Bu ülkenin her şeyine, sürekli olarak hoyrat davranılıyor. İnsanına, hayvanına,
doğasına.
Elleri kırılsın.
Evet Cevat Abi ;
bu tesbitlere üç ilçe ve bir ilde şahidim. Yazık ki çok yazık ben de diyecek bir şey bulamıyorum.